14 Mart Bayram değil  'Ya İstiklal Ya Ölüm'dür...

Anadolu'nun işgal altında olduğu 1919 yılı... Yurdun dört bir köşesi işgalcilerin namahrem çizmeleriyle ezilmekte. İngiliz askerlerinin cirit attığı İstanbul'un boynu büküktür. O yıllarda, Mektep-i Tıbbiye-i Şahane'de 3'üncü sınıf öğrencisi olan Hikmet, hürriyet aşkıyla tutuşmaktadır ve direniş meşalesini yakmak için fırsat kollamaktadır.

BAYRAĞI DALGALANDIRIR

Mektep-i Tıbbiye-i Şahane'nin kuruluş yıl dönümü olan 14 Mart geldiğinde Hikmet aradığı fırsatı bulur. Arkadaşlarını da örgütleyen Hikmet, İngiliz askerlerinin müdahalesine rağmen okulda bulunan iki büyük kule arasına dev bir Türk bayrağı çeker. Bu yüzden 14 Mart günü, 'Sömürgecilere Karşı Bağımsızlık Bayrağı Açan Tıp Görevlilerinin' bayramı olarak kutlanmaktadır.

ANADOLU'YA GEÇER

İşgal altındaki İstanbul'da şanlı Türk bayrağını dalgalandıran Hikmet bununla da kalmaz. Mustafa Kemal'in başlattığı bağımsızlık mücadelesine destek olmak için gizlice Anadolu'ya geçen Hikmet, tıbbiyelileri temsilen Sivas Kongresi'ne katılır. Kurtuluş mücadelesinde izlenecek yolun belirleneceği kongreye katılanların büyük kısmı o dönemde mandayı savunuyordu.

'MANDAYI KABUL ETMEM'

Hararetli tartışmaların yaşandığı Kongre'de oturduğu yerden kalkan 18 yaşındaki Tıbbiyeli Hikmet, Atatürk'e dönerek, "Paşam, tıbbiyeliler beni buraya istiklâl davamız için gönderdiler, mandayı kabul edemem. Eğer kabul edecek olanlar varsa bunu şiddetle red ve takbih ederiz. Manda fikrini siz kabul ederseniz, sizi de reddeder, Mustafa Kemal'i vatan kurtarıcısı değil vatan batırıcısı olarak adlandırır ve lanetleriz" der.

'YA İSTİKLAL YA ÖLÜM'

Hürriyet aşkıyla tutuşan 18 yaşındaki Hikmet'in sözleri karşısında gözleri dolan Mustafa Kemal, "Arkadaşlar, gençliğe bakın; Türk millî bünyesindeki asil kanın ifadesine dikkat edin! Gençler, vatanın bütün ümit ve istikbali size, genç nesillerin anlayış ve enerjisine bağlanmıştır. güveniyorum. Biz, azınlıkta kalsak dahi mandayı kabul etmeyeceğiz. Parolamız tektir ve değişmez: Ya istiklal, ya ölüm!" deri.

************************************

*Hikmet Boran, Çerkes Sürgünü'nü sırasında Abhazya'dan Trabzon'a göç etmiş, bir ailenin evladı olarak 1901 yılında dünyaya gelmiştir.

**Tıbbiyeli Hikmet Kurtuluş Savaşı boyunca da cepheden cepheye koşarak vatanına hizmet etmiştir. Savaşın ardından ise milli sağlık mücadelesine katılan Hikmet, hastalıklara karşı aşı geliştirmiş ve bu aşıların kendinde denenmesini kabul etmiştir. Ömrünü hürriyet mücadelesi ile geçiren Tıbbiyeli Hikmet cephelerde yakalandığı verem hastalığı nedeniyle 1945 yılında vefat etmiştir.