Hava Durumu

Adana Altın Koza Film Festivali'nin yönetim kurulu başkanı Menderes Samancılar!

Bu yıl 50. yılını geride bırakacak olan Adana Altın Koza Film Festivali'nin yeni yönetim kurulu belirlendi. Buna göre usta sinemacı Menderes Samancılar yönetim kurulu başkanı seçildi. Temiz, şeffaf, sansürsüz bir yönetim biçimi uygulamaya çalışacaklarını belirten Samancılar, festivalle ilgili düşüncelerini Birgün'e aktardı.

Haber Giriş Tarihi: 25.07.2019 14:53
Haber Güncellenme Tarihi: 25.07.2019 14:53
Kaynak: Haber Merkezi
https://www.yenidonem.com.tr/
Adana Altın Koza Film Festivali'nin yönetim kurulu başkanı Menderes Samancılar!

-Altın Koza'nın yeni yönetimi nasıl şekillendi?

Belediye yönetimi değişince, Başkan Zeydan Karalar bizleri davet etti yönetimde yer almamız için. Timur Savcı, Nebil Özgentürk, Kadir Beycioğlu, İsmail Timuçin gibi isimler hepsi tecrübeli festival yöneticileri. Biz de başkanı kıramadık diyelim. Adanalı sanatçıların ağırlıklı olduğu bir yönetim olsun istedi. Peki dedik ve görev dağılımı yaptık, başladık. Hikâyesi bu. Başka festivallerin birçoğunda ödüller de aldık, ödüller de verdik ama ilk kez yönetim kadrosunda olacağız. Tecrübeli değiliz ama şunu gördük; bütün sektörün sektör temsilcileriyle buluştuk, tamamı bize destek olma sözü verdi. İnanıyorum ki elimizden geleni yapacağız. Temiz, şeffaf, hiçbir ayrım gözetmeyen, sansürsüz, özgür bir yönetim biçimi uygulamaya çalışacağız.

-Neler olacak festival kapsamında?

İlk olarak Adana Film Festivali ismiyle yapılan festivalin adını iade ettik, Adana Altın Koza Film Festivali yaptık. Halkın da geri dönüşleri iyi yönde oldu. Emek Ödülleri vardı mesela, bu sene adını "Orhan Kemal Emek Ödülleri" olarak değiştirdik. Çünkü her sene Orhan abi için özel bir yer olması gerekiyordu, biz bunu daimi kıldık. Diğer ödüllerde de bir değişiklik yok şimdilik. Sadece bütçede biraz kısıtlamaya gittik. Çünkü belediyelerin en büyük sancısı bir yerleri borçlu devralmaları. Bizi sıkıntıya sokmayacaklar, biz de onları sıkıntıya sokmayacağız. Elimizden geldiğince festivalimizi zarara sokmadan halka ulaştırmaya çalışacağız. Tekrar mobil sinema uygulamaları yapacağız, yazlık sinemaları artırıyoruz. Şu anda üç tane yazlık sinema yeri tespit ettik, bu sene yetişmese de önümüzdeki yıllarda kimi kapanış/ödül törenlerini buralarda yapacağız. Yine Sevgi Korteji dediğimiz şeyi yapacağız, sanatçılar halkla buluşacak. Bize destek veren sanatçılar olacaktır diye düşünüyorum, katılımın çok olmasını planlıyoruz. 23-28 Eylül tarihleri arasında yapmayı planlıyoruz. Bu aralarda Emek Ödülleri, Onur Ödülleri vs. olacak. Jüriyi belirlemedik henüz. Tüm işlerimizden ziyade önceliği Altın Koza'ya verdik, canla başla çalışıyoruz.

AYDINLANMANIN EN BÜYÜK FAYDASINI KARANLIKTA GÖRÜRÜZ

-'Festival' kavramının sizde ne türden bir karşılığı var? Neden önemli?

Festival demek sanat ve kültür demek. Halka ne kadar inerse, ne kadar kapsayıcı olursa bir festival o kadar başarılı olacaktır. Bütün festivalleri önemsiyorum ben. Sinema salonu olmayan şehirlerde bile film festivalleri yapılıyor, sanat kültür festivalleri yapılıyor. Önemli olan bunların yapılması. Halk ne kadar sanatla/sanatçıyla iç içe olursa sanata açlığı o kadar hızlı giderebiliriz. Hayatın da, barışın da, kardeşliğin de beşiği sanattır diye düşünüyorum. Sanatın kolu kırıksa ülkede adaletin, demokrasinin de boynu kopuk demektir. En ücra köşelere kadar gitmek hepimizin boynunun borcu. Ne kadar çok yapılırsa o kadar iyi. Ne festivali olduğu önemli değil, ne olursa olsun yapılsın. Belediyelerin destek verip vermemesi önemli değil, halk istiyorsa gerisi önemli değil.

-Altın Koza'yı baz alırsak 69'da başlayıp 50. yılına gelmiş bir festival. 70'li yıllara baktığımızda Anadolu'nun insan hikâyelerini daha sık görebiliyorduk. Halkın hikâyelerini anlatmada festivallerin de rolü var mı?

Bu sinemacıların, tiyatrocuların kendi tercihleri aslına bakarsanız. Sinema nedir aslında? Halkın sorunlarını anlatan bir şeydir. Yılmaz Güney filmleri neden aşılamıyor mesela? Çünkü 'Umut' ayarında bir film yapılamadı. Sinema insanları ilgilendirmeli, toplumu ilgilendirmeli. Bir filme gittiğinizde eğlenmemiz, iyi vakit geçirmemiz yetmiyor baktığınızda. Bir şey de anlatmalı. İçtiğimiz kahvenin acı olduğunu hissetmeliyiz yani. Sanat böyle bir şeydir. Dediğiniz şeyin belirleyicisi yapımcılar, yönetmenler, sanatçılardır. Bu süreç de ülkenin politik yapısıyla çok ilgili ister istemez. İnsanlar özgür olduğu zaman insanlara daha çok bu tür filmleri verebileceklerdir ama önemli olan sanatın baskı altında olduğunu hissettiğimiz zamanlarda bu projelerin çıkmasıdır. Çünkü aydınlanmanın en büyük faydasını karanlıkta görürüz. Her şeye rağmen yapılan filmler var, devamı da gelecektir. Değişecek yani bunlar. Herkesin biraz silkinmesi gerekiyor. Bu silkinmeyi yaşıyoruz aslında ama insanların cesaretlerini kırdılar. Yani bir korku perdesi indiği için insanlar düşündüklerini yapamıyorlar. En son baktığımızda bir tiyatrocu arkadaşımızın yargılanması gibi. Yasaklanan tiyatro oyunları var, hâlâ sansür var. Bir yerel yönetici bile bir filmi yasaklayabilecek boyutta. Ama değişecek illaki. Hiçbir şey değişmeden kalmaz. Taş bile değişiyor, insanlar neden değişmesin.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.