Bursa'da iki özel okulla ilgili akıl almaz iddialar!

-Turgay AKBULUT-

Mudanya Belediyesi, Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'ün ebediyete intikal edişinin 79'uncu yıl dönümü nedeniyle, 'Cumhuriyet'in Doğduğu Kent Mudanya'nın Çocuklarından Atatürk'e Mektuplar' isimli bir yarışma düzenledi. Bu yıl 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı'nda binlerce öğrenciyle birlikte Anıtkabir'e düzenlenecek ziyaretle son bulacak proje kapsamında, ilk olarak kaymakamlık ve milli eğitim müdürlüğünün bilgisi dahilinde, ilçe sınırlarında faaliyet gösteren özel ve resmi 31 okula duyuru yapıldı. Mudanya Belediyesi görevlilerince bizzat proje dosyasıyla birlikte bütün okullara yapılan duyurunun ardından, Uludağ Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Yazarlık Bölümü'nden bir jüri oluşturuldu. Ayrıca ilk ve ortaokul öğrencilerine yönelik yarışmada; İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü'nden görevlilerin de dahil olduğu bir komisyonla mektupların değerlendirmesi de kararlaştırıldı.

İKİ OKUL KATILMADI

Sonuçta ilçedeki 31 ilk ve ortaokulun tamamına ulaşan Mudanya Belediyesi, öğrencilerin yazdığı mektupları toplamaya başladığında şaşkınlık yaratan bir olayla karşılaştı. Minik öğrencilerin büyük ilgi gösterdiği yarışma için bin 280 mektup yazılırken, 2 özel okuldan hiç katılım olmadığı ortaya çıktı. Devletin kısıtlı imkânlarıyla eğitim gören köy okullarından, hatta bazı çevreler tarafından kuşkuyla yaklaşılan İmam Hatip okullarından Atatürk için duygu yüklü mektuplar kaleme alınırken, Bademli Mahallesi'de faaliyet gösteren BİLTEK ve Yedi Renkli Çınar okullarından tek bir mektup dahi yazılmamıştı.

DUYURU YAPILMADI

'Modern kampüslerde binlerce öğrenciye hizmet veren BİLTEK ve Yedi Renkli Çınar okullarından Atatürk'e mektup yazacak tek bir çocuk da mı yoktu?' sorusu kafaları kurcalarken, okul yönetimlerinin yarışmayla ilgili öğrencilerine duyuru yapmadığı ortaya çıktı. Çocukların emanet edildiği üstüne de yüklü paralar ödendiği bu okulların yöneticileri, Atatürk'le ilgili düzenlenen bir yarışmadan neden bu kadar rahatsız oldu? İlk ve ortaokul çağındaki çocukların Atatürk'e dair düşüncelerini kaleme alacakları bir yarışmadan korkan bu yöneticilerin idare ettiği okullarda Mustafa Kemal nasıl tanıtılıyor acaba? Körpe beyinlerin Atatürk'ü keşfetmesine, sevmesine tahammül gösteremeyen bu okulların kapatılan FETÖ okullarından ne farkı var?

ŞİKÂYET EDİLDİ

Minik öğrencileri Mustafa Kemal'in ışığından kaçırmaya çalışan bu iki özel kurumdan Yedi Renkli Çınar Okulları'nın, kampüslerindeki Atatürk büstünü bile şikâyet üzerine zoraki diktiği öne sürülüyor. Atatürk'e ve onun üstünden laik, ilerici, cumhuriyetçi eğitim sistemine karşı tavır alan bu okulların; eğitim programlarının sıkı denetim altında tutulması gerekiyor. Bu okullarda eğitim gören çocuklara neler anlatılıyor, küçük beyinler nelerle dolduruluyor tüm bunların sorgulanması için başta Vali İzzettin Küçük olmak üzere, İl Milli Eğitim Müdürü Sabahattin Dülger ve Mudanya İlçe Milli Eğitim Müdürü Osman Şeker'e büyük görev düşüyor.

ANITKABİR ZİYARETİ

Bu arada Mudanya Belediyesi'nin, 'Cumhuriyet'in Doğduğu Kent Mudanya'nın Çocuklarından Atatürk'e Mektuplar' yarışma projesi kapsamında toplanan bin 280 mektup, 3-4'üncü sınıflar ve ortaokullar olmak üzere iki farklı kategoride değerlendirildi.

Uludağ Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi öğrencilerinden oluşan 8 kişilik ön jüri, yaptığı değerlendirme sonucu 150 mektubu finali taşıdı. Ana jüri ise 150 mektubu inceledikten sonra, ilk ve ortaokullardan 5'er birinci belirledi. Dereceye giren öğrenciler düzenlenen törenle ödüllendirildi. Toplanan mektuplar ise ciltlenerek kitap haline getirilecek ve bir kopyası da sergilenmek üzere Anıtkabir Komutanlığı'na teslim edilecek.

Atatürk'e yazılan mektuplar karşısında çok duygulandığı öğrenilen Mudanya Belediye Başkanı Hayri Türkyılmaz'ın da, yarışmaya katılan tüm çocukları 23 Nisan haftasında Anıtkabir'e götüreceği ve mektuplardan oluşan kitabı bizzat elden Anıtkabir Komutanlığı'na teslim edeceği öğrenildi.

DUYGU YÜKLÜ CÜMLELER

Öte yandan çocuklardan Mudanya İmam Hatip Lisesi öğrencisi Hamza Kurum, mektubunda duygularını şu şekilde kaleme aldı:

Sevgili Atam; Sen bizi işgallerden kurtardığından beri sana duyduğum sevgi ve saygımı en yüksek seviyeye ulaştırdım. Senin akıl ve becerilerine kimse ulaşamaz sen bize bu vatanı emanet etmişsin biz de senin emanetini canımız pahasına da olsa koruyacağız. Senin emanet ettiğin bu vatanı ileriki nesillere de aktarmaya devam edeceğiz. Senin verdiğin bu ülkeyi geliştirip güçlendireceğiz Atam. Sen mezarında rahat uyu Atam."

İLELEBET YAŞAYACAKSIN

Şükrü Çavuş Sait Eroğlu İlkokulu 4. Sınıf öğrencisi Ela Akça da duygularını şu cümlelerle dile getiriyordu:

"Sevgili Ata'm. Ben, senin bizlere emanet edip bıraktığın bu vatanın bir parçası olan Mudanya'da yaşıyorum. İlkokul 4. Sınıf öğrencisiyim ismim Ela. Ben seni hiç görmedim, seninle hiç tanışmadım. Seni 5 yaşımdan beri çocuk şarkılarında, şiirlerinde, kitaplarında, resimlerde tanıdım. İlk öğrendiğim Atatürk şarkısında diyordu ki "Atatürk ölmedi minik kalbimde yaşıyor" bu cümleyi hiç unutmadım. Sen ölmedin Atam. Sen bu toprakların her köşesinde, sen Akdeniz'de, sen Karadeniz'de, sen İç Anadolu'da, sen Çanakkale'de, sen Samsun'da, sen İzmir'in dağlarında, sen benim küçük kalbimde her daim yaşayıp var olacaksın. Sen ülkemin her yerinde vardın. İlelebet yaşayacaksın Atam. Sevgili Atam, sana seni ne kadar özlediğimi, seni görmeyi ne kadar istediğimi yazdığım bu satırlarda minik ellerimin izleri, yüreğimin içinden çıkan Atatürk sevgisi var. Biliyorum sen de bizleri ve bu vatanı çok özledin. Yurdumun her köşesinden sana selam, sana saygı yolluyorum. Emekli öğretmen anneannemden, pazarda sebze satan Ahmet amcadan, sokaktaki simitçiden, okul yollarındaki binlerce evladından sana kucak dolusu sevgi yolluyorum. Sensiz geçen 79 seneden beri hiçbirimiz hiçbir zaman seni unutmadık. Bizlere bıraktığın emanetlerine sahip çıkmayı, korumayı, görev bildik armağan ettiğin bayramlarımızı coşkuyla kutladık, her 10 Kasım'da bütün hasretimizle huzurunda saygı ile eğildik ve biz seni çok sevdik sevgili Atatürk. Mektubumun satırlarına son verirken, sana bir söz vermek istiyorum. Ebedi uykunda gözün arkada olmasın sevgili Atam. Ben okuyup belki bir öğretmen, belki bir doktor olacağım. Ama her şeyden önce senin gösterdiğin hedefe, açtığın yolu, bıraktığın ilke ve devrimlere tüm kalbimle sahip çıkacağım. Bize emanet ettiğin bu vatanı hepimiz tek yürek Mustafa Kemalleriz Ata'm.  1881'de doğdun, var oldun sonsuzluğa kadar var olacaksın. Canım Ata'm. Saygıyla, rahmetle, minnetle, sevgiyle Ata'm."