Hava Durumu

Bursa'da inşaat sektörü kan ağlıyor: 'Asıl kriz yaz aylarında...'

İnşaat Mühendisleri Odası (İMO) Bursa Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Albayrak, yeni müteahhitlik yasası hakkında 'Dağ fare doğurdu' değerlendirmesi yaptı. Bursa'da yüzlerce inşaat mühendisinin işsiz olduğuna da belirten Albayrak, sektördeki asıl krizin yaz aylarında ortaya çıkacağını söyledi.

Haber Giriş Tarihi: 12.03.2019 12:00
Haber Güncellenme Tarihi: 12.03.2019 12:00
Kaynak: Haber Merkezi
https://www.yenidonem.com.tr/
Bursa'da inşaat sektörü kan ağlıyor: 'Asıl kriz yaz aylarında...'

-N.Nuri YAVUZ-

Türk ekonomisinin lokomotifleri arasında gösterilen ve hükümetin büyüme modeli olarak seçmesi nedeniyle tartışmaların odağında yer alan inşaat sektörü, yeni bir süreçten geçiyor. 'Başıboşluk var' ve 'Her önüne gelen müteahhit oluyor' gibi ifadelerle nitelendirilen inşaat sektörünü disipline etmek isteyen merkezi idare, bir dizi yönetmelik çıkardı. 2019 yılıyla yürürlüğe giren yönetmelikleri, eksikleri ve fazlalarıyla İMO Bursa Şube Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Albayrak ile konuştuk...

İnşaat sektörü ve haliyle sizlerin meslek alanına yönelik hükümet bir dizi yönetmelik çıkardı. Bu yönetmeliklere siz ne derece hazırsınız?

2019, yönetmelikler yılı olarak tarihe geçecek. Son dönemde inanılmaz hızla bir dizi yeni yönetmelik meslek alanımıza dâhil oldu. Bunların en önemlisi 2018'de çıkarılan ve 2019'da yürürlüğe giren Türkiye Bina Deprem Yönetmeliği'dir. Bu, çok ayrıntılı ve bilimsel tabanlı yönetmeliğe adapte olmaya çalışıyoruz. Oda olarak her hafta bir kurs ve seminer düzenleyerek meslektaşlarımızı bu yönetmeliğe hazır hale getirmeye çalışıyoruz.

Yapı denetim sisteminde yapılan değişiklik beklentilerinizi karşıladı mı?

Yapı denetimi, bir havuz sistemine doğru evrildi. Bu sektörün talebiydi aslında. Biz de 'Yapı denetim firması, denetlediği firmadan ücret almasın' görüşündeydik. Gerekçesi ise ticari kaygılardan dolayı denetimin bağımsızlığına halel gelir düşüncesiydi. Yılbaşından itibaren havuz sistemine geçildi. Yeni bir sistem haliyle aksaklıkları var. Örneğin aynı şantiyede 5 blok varsa 5 farklı yapı denetim firması olabiliyor. Şayet inşaatın yanında bir istinat yapısı da varsa 6'ncı bir yapı denetim firması daha olabiliyor. Bu uygulama da pratik değil. Bunun zamanla düzelmesi gerektiğine inanıyoruz.

Sistem nasıl görevlendirme yapıyor?

Havuz sistemi için bir bilgisayar programı hazırlanmış. Mimarlar bu sisteme projelerini giriyor. Sistem de ücret eşitliğini gözeterek firmalar arasında otomatik bir dağıtım yapıyor.

Şantiye şefliğinde de yeni bir yönetmelik devreye alındı. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?

Çok fazla değişiklik içermiyor ancak itiraz ettiğimiz bazı noktalar var. İnşaat mühendisleri açısından baktığımızda ki diğer meslek disiplinlerinde de aynı durum var, binlerce mühendis iş arıyor. İşsizliği ortadan kaldırmak yerine mühendisin iş alanına teknik öğretmen ve teknikerleri de dâhil ediyorsunuz. Buna itirazımız var. Birincisi bu işsizlik ortamında böyle bir yöntemin seçilmesi doğru değil. İkincisi şantiye şefliği teknik bir iş, bilgi ve deneyim gerektiriyor. Tekniker şantiye şefi olursa bizim endişemiz odur ki teknik anlamda bazı konular atlanabilir. Eğer teknikerler şantiye şefi olabiliyorsa o zaman inşaat mühendisi neden yetiştiriyoruz.

Teknikerler için yönetmelikte bir sınır getirilmiş ama!..

Teknikerler için bin 500 metrekare sınırı getirilmiş. Ama bin 500 metrekare 10 katlı bir yapı olabilir. Bu önemli bir yapıdır. Bu vatandaşın can güvenliğiyle bire bir ilintilidir. Dolayısıyla teknik anlamda gözden kaçırılan en ufak bir husus, ilerde çok büyük bir problem olarak insanlara yansıyabilir!..

Teknik öğretmenlere verilen hakka nasıl bakıyorsunuz?

2 bin metrekareye kadar şantiye şefliği hakkı verilmiş. Teknik öğretmenler bir nebze daha kabullenilebilir. Neticede teknik öğretmenlere kendi branşında mühendis olma hakkı da veriliyor. Sistem aslında sorunsal olarak tekniker ve teknik öğretmenlere şantiye şefliği verilmesinden geçmiyor. Farklı sorunlar var. Ekonomik krizin düzeltilmesi lazım.

Yönetmelikte mühendisler lehine bir sınırlama yok mu?

Şöyle bir kısıtlama var: "Palplanş, kazık, zemin ankrajı, deprem yalıtımı ve benzeri temel sistemleri ve iksa yapıları ile kazı işlerinde, jet-grout, zemin sıkıştırma ve benzeri zemin iyileştirme işlerinde, yıkım işlerinde, kayadan oyma depo işlerinde, ayaklı su depoları işlerinde, deprem yalıtımlı bina işlerinde, ardgermeli-öngermeli yapı elemanı içeren bina işlerinde münhasıran inşaat mühendisi unvanlı şantiye şefi bulundurulması zorunludur." Bu, meslek disiplinimiz açısından son derece isabetli olmuş.

Yönetmelikte eksik olarak gördüğünüz bir husus var mı?

Şantiye şefliği zorlukları olan ve dikkat gerektiren bir meslektir. Bizim muzdarip olduğumuz bir nokta var. Şantiye şefliği yapan meslektaşlarımız ücretlerini alamıyor. Hâlbuki sadece bu işten geçimini sağlaması lazım çünkü geçimini sağlayamadığında başka işe yöneliyor. Bu defa de sorumluluğu üstlendiği işi yeteri kadar kontrol edemiyor. Şantiye şefliğinin sadece tanımının değil ücretlerinin de nasıl olacağının ortaya konulması gerekiyor ki yönetmeliğin eksik olan kısımlarından birisi de budur.

Tabii bir de müteahhitlik yasası var. Sektörün beklediği bir yasaydı. Siz nasıl yorumluyorsunuz?

İnşaat Mühendisleri Odası olarak yıllardır bir müteahhitlik yasası olmamasından yakındık. 'Kesinlikle bir yasa ya da yönetmelik çıkarılmalı, başıboş bu sektör disiplin altına alınmalı' dedik. Sesimizi duymuşlar ama çıkan yönetmeliğe bakınca sanki dağ fare doğurdu gibi olmuş!..

Neden?

Geçici madde 1'de aynen şöyle diyor, "Yönetmeliğin yürürlüğe girdiği tarihten önce yetki belgesi numarası almış olanlar, herhangi bir yeterlilik belgesi ibraz edilmediği takdirde H grubu olarak kabul edilir." H grubu belgesi sahibi olanlar 1 milyon 400 bin liraya kadarlık işleri yapabilecekler. Yönetmelikte A'dan H'ye kadar bir gruplandırma var. Bir de geçici grup var. Yeni müteahhitliğe başlayacaklar için geçici grup olabilir. Birkaç kritere göre bu gruplandırma yapılmış. Mesela ekonomiyle ilgili kriter var ama çok sınırlı hatlar çizmiyor. Yönetmelik çok esnek, ama bir başlangıçtır. Önümüzdeki süreçte gözlemlenecek, eksikleri ve fazlalarıyla revize edilecektir diye düşünüyorum. Çünkü bu haliyle yönetmelik müteahhitlik sektörüne bir çekidüzen vermekten uzak. Kayıt altına alınmasını sağlayacak diyebiliriz ama zaten sistemde müteahhitlerin bir kaydı var. Belki mevcuttaki müteahhit sayısını elemine etmektense yumuşak bir geçiş öngörülmüş olabilir. Ama ilk olması nedeniyle de yönetmeliği olumlu buluyoruz.

Yönetmelikte herhangi bir sınırlama yok mu?

Belgelendirmede iş deneyimi var. Müteahhitler geçmiş dönemlerde yaptıkları işleri belgelemek durumundalar. Yapacakları işler, yaptıkları işlerin limitini geçemiyor. Böyle bir sınırlama var ki bu doğru. Yine teknik personel bulundurma zorunluluğu var. Bu da piyasaya olumlu yansıyacak ve işsizliği azaltacak etki yapacaktır. Ancak 10 yıl önce müteahhit imzası şartı konuldu. Müteahhit tanımı yapılırken 'Teknik eleman değilse bünyesinde bir teknik eleman bulundursun' denildi. Bu iş sulandırıldı ve 1-2 yıl içinde 'Teknik elemanla karşılıklı anlaşma yaptıysa olur' pozisyonuna getirildi. Sonra itiraz edildi ve teknik eleman bulundurma zorunluluğu kaldırıldı. Çünkü müteahhitler, teknik elemanların bünyesinde bulunmasını arzu etmiyordu. Nedeni ise teknik eleman işin doğrusunu yapmayı zorluyor. Müteahhit her zaman bu kanaatte olmayabiliyor. Bu şu anlama geliyor yanlış algılanmasın. Müteahhitlerin projeyi esnetme içgüdüsü var. Bunu meslek hayatımız boyunca hepimiz yaşadık. Yani uygulama anlamında proje dışına çıkma isteği olabiliyor zaman zaman. Tadilat yapmadan. 'Sonra nasıl olsa yaparız' diye. Ve bu durum sorunlar yaratabiliyor!..

Yönetmelikte yer alan SGK primleri düzenlemesi hakkında ne düşünüyorsunuz?

SGK primleriyle ilgili kıstasta aynen şöyle deniliyor, "Yapı müteahhidinin yapım işlerinden doğan sigorta prim borçlarını ödememesi, vergi borcunun olması veya kanunlarda verilen diğer sorumlulukları getirmemesi halinde 1 yıl belgesi askıya alınabilir." Bu yeterli bir madde değil. Belgesini, sigorta primini yatırana kadar askıya almak gerekiyor. Sosyal güvenlik primlerine bu ülkenin ihtiyacı var. SGK'nın inanılmaz oranlarda prim alacağı var.

Personel bulundurma zorunluluğunun sayısal karşılığı nedir?

A grubunda en az 8, B grubunda en az 6, C grubunda en az 3, D ve E grubunda en az 2, F grubunda da en az 1 teknik personel bulundurma zorunluluğu var. Buradan şu anlaşılabilir ki F grubunda, bir inşaat mühendisi, mimar, harita mühendisi yani yapım işleriyle ilgili olan mesleklerde eğer kendisi müteahhit olacaksa teknik personel bulundurma zorunluluğu olmayacak. Bu doğru bir yaklaşımdır. Belgeli usta zorunluluğu var.

Teknik personelden kasıt sadece mühendisler mi?

Teknikerler, teknik öğretmenler, mühendisler ve mimarlar kastediliyor.

Peki, sizce bu yönetmelik sektörde bir eleme sağlayacak mıdır?

Bu yönetmelik elemekten çok uzaktır. Ama bunun yumuşak geçişle eler vaziyete getirilmesi lazım. Her önüne gelenin müteahhit olmaması gerektiğini düşünüyoruz. Müteahhitlik kurumlarının teknik personel, usta iş gücü ve ekonomisiyle güçlü olması ülkenin yararınadır. Biz her zaman söyledik, öz sermayesi düşük iş yapan müteahhitlerimiz yüzünden ekonomik kriz daha fazla hissediliyor. Adı üstünde yap/sat olan sistem bizde sat/yap'a dönmüş. Satamadığında ise imalat duruyor. Bunun engellenmesi gerekiyor. Bu herkes için geçerlidir. Mali durumu iyi değilse yapmaması lazımdır.

Yönetmelikte yeni ve pozitif bir gelişme var mı?

Yönetmeliğin en olumlu yanlarından biri de şu ki artık; müteahhitler, şantiyelerdeki iş güvenliğinden direkt sorumlu. 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu şartlarını bire bir yerine getirmek ve takip etmek yükümlülüğü getirildi. Bu sorumluluk daha önce şantiye şeflerinin üstündeydi. Yeni yönetmelikte şantiye şefleriyle ilgili tek sorumluluk, 'iş kazalarını ilgilisine haber vermek'tir.

Son olarak inşaat mühendisleri olarak nasıl bir süreçten geçiyorsunuz?

Bugün geldiğimiz nokta itibarıyla inşaat mühendisleri işsiz. Şubemizde 500'e yakın iş arayan meslektaşımızın başvurusu var. Bunun yanında 400'e yakın proje bürolarımız var. Onlarda da proje yok. Haliyle onlar da işsiz. Kamuda çalışan meslektaşlarımızın dışında olan bütün inşaat mühendisleri, şu anda işsiz durumdadır.

Beklentileriniz nedir?

Mutlak suretle inşaat sektörünün önünü açacak birtakım önlemlerin alınması gerekiyor. Ziraat Bankası kredi faizini 1,28'e düşürdü. Bu olumlu bir gelişme ancak yeterli değil. Neden? Çünkü 100 bin liralık kredi aldığınızda bunun ödemesi aylık 2 bin ya da 2 bin 500'ü geçmemesi gerekiyor ki karı koca çalışıyorsa birinin maaşıyla taksiti ödeyebilsin, diğerinin maaşıyla da geçinebilsin. Bu dengeyi yakalamadığımız sürece fark etmiyor. Faizin 1'in altına düşme zorunluluğu var. Tabii bu da kolay değil. Dünyadaki ve Türkiye'deki ekonomik dengeler ile dövize bağlı. Zorlamayla da olmuyor.

Konut satışı ve imalatının yavaşladığı görülüyor. Sizce bu kriz daha derinleşir mi?

Şu an kışta olduğumuz için sıkıntı pek de yansımıyor. Çünkü herkes evinde duruyor. Ama havalar ısındığında ne inşaat mühendisleri, ne mimarlar, ne müteahhitler ne de kalfalar evlerinde durabilir. Mutlaka iş yapma içgüdüleri canlanacaktır. Çünkü kış, zaten sektörde çalışılamayan günler olarak tanımlanır. Bu yaz, inşaat sektöründeki krizin vahametini göreceğiz. Bu bekleme döneminde birikimler eridi. Eğer sektörün önü açılmazsa inanılmaz sıkıntılı bir süreç bizi bekliyor!..

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.