Hava Durumu

Bursa'dan flaş açıklama! Memurlar dijitalleşecek!

Endüstri 4.0'la birlikte bütün çalışma ilişkilerinin ve devlet politikalarının değişeceğini, bu değişimlere paralel olarak, kamu yönetimi ve kamu hizmetlerinin de yeniden düzenleneceğini belirten Türkiye Kamu-Sen Bursa İl Temsilcisi İbrahim Bulut, "Konfederasyonumuz, bu değişimin yaratacağı olumsuz etkileri bertaraf etmek amacıyla Sendika 4.0 projesini hazırladı" dedi.

Haber Giriş Tarihi: 17.09.2018 09:47
Haber Güncellenme Tarihi: 17.09.2018 09:47
Kaynak: Haber Merkezi
https://www.yenidonem.com.tr/
Bursa'dan flaş açıklama! Memurlar dijitalleşecek!

İsmail ARSLAN

Endüstri 4.0, 4. Endüstri Devrimi ya da 4. Sanayi Devrimi... Tüm dünyanın dikkatini çeken bu terim, ilk olarak 2011 yılında Almanya Hannover Fuarı'nda kullanıldı.

Endüstri 4.0 temel olarak bilişim teknolojileri ile endüstriyi bir araya getirmeyi hedefliyor. Yani geleneksel fabrikaların üretim modellerinden farklı olarak; düşük maliyetli, az yer kaplayan, az enerji harcayan, az ısı üreten 'akıllı fabrikalar...'

Dünyada olduğu Türkiye'de de 'Sanayi 4.0' terimi üzerine sayısız makaleler yazıldı, toplantılar, sempozyumlar düzenlendi.

Fakat ilk kez bir sendika Endüstri 4.0'a karşılık bir proje hazırladı: 'Sendika 4.0'

Türkiye Kamu-Sen'in hazırladığı Sendika 4.0, yaşanacak değişimin yaratacağı olumsuz etkileri bertaraf etmeyi amaçlıyor.

Türkiye Kamu-Sen Bursa İl Temsilcisi İbrahim Bulut'la hem 'sendikacılıkta çığır açacak proje' şeklinde adlandırılan 'Sendika 4.0' projesini hem ülke ekonomisini ve yapılması gerekenleri hem de 'ülkenin lokomotifi' memurların ekonomik durumunu ve sorunlarını konuştuk.

İbrahim Bey, öncelikle konfederasyonunuzun Endüstri 4.0'a karşılık hazırladığı 'Sendika 4.0' projesi hakkında konuşmak istiyorum. Nedir bu proje?

-Tüm dünyada Endüstri 4.0'ın konuşulduğu bugünlerde, üretim yöntemlerinin değişerek bağımsız, akıllı yapay zeka sahibi mekanizmalarca gerçekleştirilmeye başlandığı bu zamanda bütün çalışma ilişkilerinin ve devlet politikalarının da değişeceği gerçeği inkâr edilemez. Bu değişimlere paralel olarak, kamu yönetimi ve kamu hizmetleri anlayışlarının da değişmesi kaçınılmaz olacak, sosyal politikalar yeniden şekillenecektir. Bu kaçınılmaz gerçekten yola çıkan konfederasyonumuz,  değişimlerin kamu çalışanları ve istihdam şekilleri üzerinde yaratacağı olumsuz etkileri bertaraf etmek için Endüstri 4.0'ın karşısına Sendika 4.0'la çıkma kararı aldı.

Gelişen teknolojiye bağlı olarak ne gibi değişiklikler öngörüyorsunuz?

Teknolojinin hızına yetişemiyorsunuz. Çocukluğum döneminde kollu telefonlar vardı. Ama şimdi telefonlar artık bilgisayar oldu. Bakıyorsunuz, sürücüsü arabayla ilgili çalışmalar yapılıyor. Bu çerçevede, çok yakın bir gelecekte gelişen teknolojiye bağlı olarak; sürücüsüz araçlar, kendi kendine düşünen, karar veren ve uygulayan sistemler, tamamen otomasyona dayalı, üretim, stoklama ve kargolama süreçleri, maliyetlerin düşmesi, ucuz iş gücü, uzman eleman ihtiyacının artması, niteliksiz personel ihtiyacının son bulması, insan gücüne ihtiyacın büyük oranda azalmasıyla istihdamın düşmesi ve yüksek oranlı işsizlik, kıyasıya rekabet ve emeğin ucuzlaması, uzaktan çalışma modellerinin gelişmesi, esnek istihdam şekillerinin artması, çalışma sürelerinin azalması, devletlerin yeni yönetim anlayışı geliştirmeleri, iş ilişkilerinin değişmesi, sistemlerin ağırlıklı olarak teknolojinin kontrolüne geçmesi, bazı mesleklerin yok olması, yeni mesleklerin ortaya çıkması, şirketlerin temelinden etkilenmesi, değişime uyum sağlayamayan şirketlerin yok olması gibi köklü değişim sürecine giren bir toplumsal ve ekonomik yapı ile karşı karşıya kalma ihtimalimiz son derece yüksektir.  Bu değişimlere paralel olarak, kamu yönetimi ve kamu hizmetleri anlayışlarının da değişmesi kaçınılmaz olacak, sosyal politikalar yeniden şekillenecektir.

İbrahim Bey, biraz da ülke ekonomisinin içinde bulunduğu durumla alakalı konuşmak istiyorum. 'Ekonominin lokomotif kesimi olarak' neler söylemek istersiniz? Sendikanızın bakış açısı nasıl?

Türkiye Kamu-Sen olarak döviz kuru üzerinden ülkemize yapılmak istenilen bu ekonomik operasyonun, milli ekonomik bir modelle boşa çıkarılacağına inanmaktayız. Bu noktada mücadelemizin baş unsurunu yurt içinde Türk Lirası kullanmak, yerli malı tüketmek, yerli üretimi desteklemek ve kendi kendine yeten bir ülke olmak şeklinde tanımlayabiliriz. Buna göre en kısa zamanda bütün danışma mekanizmaları toplanarak milli bir ekonomik mutabakatın sağlanması ve burada alınacak kararlara göre hareket edilmesi gerektiğine inanmaktayız. Ülkemizin, yaşanan bu saldırılardan en az zararla çıkması için herkese görevler düştüğünü görmekteyiz.

Peki önerileriniz? Neler yapılmalı, nasıl bir yöntem bulunmalı? Bir reçeteniz var mı?

Vakit geçirmeden, geniş kapsamlı, toplumun tüm kesimlerini içine alan bir platform olan Ekonomik ve Sosyal Konsey toplanmalı, gerçekçi kararlarla içinde bulunduğumuz durumdan çıkışın yolları aranmalıdır. Öncelikli olarak, ekonomik ve sosyal politikalar yeniden gözden geçirilmeli, yapılan hatalar bir daha tekrarlanmamak üzere terk edilmelidir. Bu çerçevede ilk olarak kamuda, özel sektörde ve gündelik hayatta tasarrufa azami düzeyde dikkat edilmesi sağlanmalıdır.  Buna göre yerli üretimi ve tüketimi desteklemek adına, tamamı ülkemizde üretilen ürünler başta olmak üzere, bütün yerli ürünler üzerindeki ÖTV oranlarının %50'den başlamak üzere yerlilik oranına bağlı olarak kademeli şekilde düşürülmesini teklif ediyoruz. 

Sendikanızın bu süreçte başlattığı herhangi bir kampanya var mı?

Türkiye Kamu-Sen, ülkemizi çepeçevre saran şer odaklarının saldırılarının mümkün olan en az zararla atlatılması için yapılacak her türlü çalışmada, devletimizin ve milletimizin yanındadır ve destek vermektedir. Bizler, ülkemizin geleceğinin kararmaması, kaynaklarımızın verimli kullanılması; mutlu, huzurlu ve güvenli bir gelecek için hazırlanacak milli programa uygun olarak üzerimize düşen her türlü sorumluluğu yerine getirmeye hazırız. Bu çerçevede konfederasyon olarak Türkiye genelinde "Yerli Malı ve Türk Lirası Kullanma Kampanyası" başlatıyoruz. Hükümetimizi ve milletimizi bu kampanyaya destek vermeye çağırıyoruz.

Peki İbrahim Bey, memurun ekonomik durumu nasıl? Ağustos ayı enflasyon rakamları, memuru nasıl etkiledi?

Ağustos ayında TÜFE %2,3 oranında yükseldi. Sekiz aylık enflasyon %12,3; ağustos ayları itibarı ile yıllık enflasyon ise %17,9 oldu. 2018 yılının tamamı için enflasyon farkı dâhil olmak üzere %13 zam alan kamu görevlilerinin maaşları daha şimdiden %4,9 oranında eridi. Yapılan hesaplamalara göre önümüzdeki dört aylık enflasyonun geçen yılla aynı oranda gerçekleşmesi durumunda bile 2018 yılı enflasyonunun %20 dolayında gerçekleşeceği ortaya çıkmakta. Gerek döviz kurlarındaki yükseliş gerekse ekonomik gelişmelerin enflasyona etkisi hesaba katıldığında, yılsonu enflasyonunun %25'ler civarında olacağı tahmin edilmekte. Bu hesaba göre memur ve emekli maaşları yılsonunda en az %10 dolayında erimiş olacak.

BÜYÜME VE REFAH PAYI UYGULAMASI

Geçenlerde bir memur arkadaşımız, internet üzerinden aldığı deterjan fiyatının karşılaştırmasını yapmış. 1 ay önce 79,90 TL olan deterjan bu ay 159,90 TL olmuş. Bizim maaşımız ise aynı. Bunun sorumlusu yetkili olmakla övünen 1 milyonu aşkın üyesi olan sendikadır. Kamu işçisi yüzde 17,2 zam alırken, yetkili sendika yüzde 7,5'e imza attı. Bu yüzde 17,2 zammı veren ile yüzde 7,5 zammı veren siyasi irade aynı. Biz hep şunu söylüyoruz. Oransal manada adaleti sağlayacaksak,  bunu büyüme ve refah payı uygulamasını getirerek sağlayabiliriz.  Biz hiçbir dönemde hakkımız olmayan bir şeye talip olmadık. Büyüdüysek bizim de katkımız var, biz de üretiyoruz. Kamuoyunda 'memur oldu yan gelip yatıyor' algısı var. Nüfus müdürlüklerinde arkadaşlarımız 2 senedir cumartesi pazar çalıştı, son dönemde pazar çalışması kaldırıldı. Gelir İdaresi Başkanlığı, Sosyal Güvenlik Kurumu, Kaymakamlık... Hep aynı manzara... Evlerine gidemediler, bu kadar çalışmaya karşılık ise 'eşit ücret' kapsamında fazla mesai de almadılar.

İbrahim Bey, peki yetkili sendikadan önce memurun durumu nasıldı? Ayrıca 2019 yılında yetkili sendika ve devlet yine görüşmeler yapacak, talepler ve koşullar masaya yatırılacak. Sendikanızın 2019'dan beklentisi nedir?

Biz kurulduğumuz günden bugüne kadar hiç duble yolda yürüme şansı elde edemedik, hep toprak yolda yürüdük, 'ayağını seven gelmesin.' Evet, 2019 yılı bizim için çok önemli. 15 Mayıs itibarıyla kamuda en çok üyeyi kaydeden sendika yetkili olur ve hükümetle masaya oturma şansını elde eder. 2019 bu manada bizim için önemli. Memur arkadaşlarımız, enflasyonun yüzde 20'ye dayandığı bir ortamda aldığı yüzde 7,5 zamma çok iyi diyorsa diyecek bir şeyimiz yok. 2011 yılından önce yani Türkiye Kamu-Sen yetkiyi kaybetmeden önce yılda 2 ikramiyemiz vardı, kurum gelirlerinde pay alınırdı, ek ödemeler yönetim kurulu kararlarıyla artardı, fazla mesailerimiz vardı. Malum sendika yetkili olunca tüm kazançlarımız yok oldu. Tabii rakibiz, yetkili olmaya çalışıyoruz. Türkiye Kamu-Sen yetkili olduğunda saydığım ücretlerin tamamını ben alıyordum, şimdi kuru maaş.

Siyasetçi 'Ben kamuyu böyle idare edeceğim' diyebilir ancak sendikacı altına imza atmak zorunda değil, 'Görüşlere katılmıyoruz' deyip kalkmalı. O kadar çok sorun var ki ama umarız Türkiye Kamu-Sen yetkiyi alacaktır ve bu sorunları çözecektir.

İbrahim Bey, son olarak sendikanızın üye sayısını, üyelerine sağladığınız imkânları ve memurların öncelikli taleplerini bize anlatır mısınız?

Türkiye geneli olarak 400 bin üyemiz var. Bursa özelinde ise 10 şube 2 temsilcilikle birlikte 14 bin üyemiz bulunuyor. Üyelerimizin görevde yükselme sınavları kapsamında yardımcı olacağını düşündüğümüz kaynak kitaplar hazırladık, ücretsiz veriyoruz. Üyelerimize internet üzerinden ders imkânı da sağlıyoruz. Ankara'da üyelerimizin çocukları için yurt yaptık. Elimizden geldiğince üyelerimize fayda sağlayacak her alanda var olmaya çalışıyoruz ve tüm hizmetlerimizi ücretsiz olarak veriyoruz. Memur arkadaşlarımızın taleplerine gelince, 2828 sayılı yasa gereği, sosyal hizmetlerden teknisyen yardımcısı ve hizmetli olarak kamuya atananların, öğrenim durumları itibarıyla atanabilecekleri kadrolara atanmalarının bir an önce sağlanması, mübaşirleri GİH sınıfına geçişinin sağlanması, bir önceki bakan döneminde söz verilen Gelir Uzmanlığı sınavının bir an önce açılması ve son olarak, mülakat sisteminin kaldırılarak sınav sonucundan alınan puanların, mülakat puanı olarak değerlendirilmesi ve atamaların bu esasa dayalı olarak yapılması gerek. Son olarak da son zamanlarda siyasi iradenin de dile getirmeye başladığı liyakat vurgusu yapmak istiyorum.

EKONOMİK ZULME DÖNÜŞECEK 

Memurlara ve emeklilere hiçbir kazanım sağlamayan toplu sözleşme hükümleri ile 2019 yılının da bir ekonomik zulme dönüşeceği açıktır. Yol yakınken memur ve emekliler için yeni ekonomik destek paketleri açıklanmalı, enflasyona dayalı ücret artışlarına artık bir son verilmelidir. Gelir dağılımında adaletin sağlanması için büyüme ve refah payı uygulamasına geçilmeli, piyasalar bu sıkışıklıktan kurtarılmalıdır.

İbrahim Bey, zaman ayırdığınız için teşekkür ediyorum.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.