Hava Durumu

Bursa'yı bekleyen büyük tehlike... ANDA taşın altına elini koydu!

Türkiye, sivil savunma ve arama kurtarma faaliyetlerinin önemini yeni yeni kavrarken, ANDA Kardeşe Vefa Derneği sadece Bursa'da 100 kişilik eğitimli kadrosuyla önemli işlere imza atıyor.

Haber Giriş Tarihi: 08.07.2019 06:03
Haber Güncellenme Tarihi: 08.07.2019 06:03
Kaynak: Haber Merkezi
https://www.yenidonem.com.tr/
Bursa'yı bekleyen büyük tehlike... ANDA taşın altına elini koydu!

-Turgay AKBULUT-

Türkiye; tektonik, sismik, topografik yapısı ve sahip olduğu iklim nedeniyle sık sık doğal afetlerle karşı karşıya kalıyor. Su baskını, sel, çığ, toprak kayması ve yangın gibi sebeplerle her yıl onlarca insanımız hayatını kaybederken, deprem ise 'milli korkumuz' olarak bilinçaltımızı meşgul ediyor. Ülkemiz depremlerde kaybettiği insan sayısı açısından dünyada üçüncü sırada yer alıyor. Türkiye'de, her yıl büyüklüğü 5 ile 6 arasında değişen en az bir deprem meydana geliyor. Türkiye'nin karşı karşıya bulunduğu yüksek doğal riskler, afet yönetimi, arama kurtarma, sivil savunma, kriz yönetimi gibi konuları da ülke için hayati birer mesele haline getirmiştir.

17 Ağustos depremi

Türkiye 1939 Erzincan depreminin ardından doğal afetlere ilişkin politika boşluğunu görmüş ve bu alanda birtakım düzenlemelere gitmiş. Ancak Türkiye'de afet yönetimi ve koordinasyonu alanında dönüm noktası 17 Ağustos 1999 Marmara depremidir. Büyük can ve mal kaybına neden olan bu deprem, ülkenin afet yönetimi alanındaki zafiyet ve eksiklerini çok acı bir şekilde yüzümüze vurdu... O güne kadar farklı çatılar altında uyumsuz bir biçimde hizmet veren kurumlar, Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) adıyla tek çatı altında toplandı.

Yetersiz kaldık

Gece karanlığında yankılanan 'Sesimi duyan var mı?' haykırışları ile zihnimize kazınan 17 Ağustos depremi sivil arama kurtarma ekiplerinin önemini de gün yüzüne çıkardı. Devletin tüm imkân ve gücüne karşın, hazır-eğitimli personel sayısının yetersizliği, vatandaşların arama kurtarma alanındaki bilgisizliği o kara geceyi depremzedeler ve yakınları için daha trajik bir hale çevirdi. Şüphesiz ki daha fazla sivil arama kurtarma ekibine sahip olsaydık, 17 Ağustos'u daha az kayıpla atlatabilirdik.

Milli mesele

Doğal afetlerin yanı sıra; ormanlar, dağlar, kanyonlarla örülü ülkemizde vatandaşlarımız da sık sık kaybolmakta. Tüm bu riskler ve zorunlulukların hepsi bir yana... Sivil arama kurtarma ekipleri, organize ve eğitimli olmaları nedeniyle savaş durumlarında da kritik görevleri yerine getirebilmektedir. Tüm yönleriyle ele alınca sivil savunma ve arama kurtarma misyonu milli bir meseledir.

Bursa kritik...

Türkiye'nin en büyük kentlerinden Bursa, aktif fay hatları üstünde yer alıyor ve ormanlar kentte önemli bir alan kaplıyor. Şehrin sırtını dayadığı Uludağ ise yaz-kış insan akınına uğruyor. Kent bu özellikleri ile değerlendirildiğinde; afet yönetimi, arama kurtarma ve sivil savunma konularının önemi gün yüzüne çıkıyor. Sadece Uludağ'da kaybolan kişiler nedeniyle dahi kent birkaç arama kurtarma ekibine ihtiyaç duyarken, orman yangınları, deprem, sel ve toprak kayması gibi doğal afet durumlarını da göz önüne alırsak, Bursa'nın bünyesinde çok güçlü ve organize arama kurtarma ekipleri bulundurma zorunluluğu ortaya çıkıyor. 

Ön plana çıktılar

Bursa'da görev yapan gönüllü arama kurtarma ekipleri içinde belki de en önemlisi ANDA. Başarılı arama kurtarma faaliyetleri ve son Mudanya yangınında gösterdikleri insanüstü çaba nedeniyle dikkatimi çeken ANDA'yı daha yakından tanımak için misafirleri oldum. Kayhan bölgesindeki eski Tekel binasının karşısında yer alan mütevazı ahşap dernek binalarına vardığımda kafamda ilk beliren soru, 'Bu kadar önemli işlere imza atan bir ekip faaliyetlerini bu binada mı yürütüyor?' olmuştu. Toplantı üstüne denk geldiğimden ziyaretim sırasında dernek binası oldukça kalabalıktı. ANDA Bursa Şubesi Başkanı Serkan Güngör, Genel Koordinatör Mesut Yenilmiş ve gönüllü arkadaşlarla enine boyuna hem ANDA'yı hem arama kurtarma faaliyetlerini hem de Bursa'yı konuştuk.

Sayın Güngör, siz ANDA Bursa Şubesi'nin başkanısınız. Öncelikle ANDA'yı bize anlatır mısınız?

"ANDA Kardeşe Vefa Derneği 2014'te insani yardım amacıyla kuruldu. Ancak son 2 yılda arama kurtarma alanında yoğunlaştık. Genel Merkez'imiz Ankara'da. Genel Başkanız Okan Tosun. Yurt içi ve dışında hem insani yardım faaliyetleri yürütüyoruz hem da ardama kurtarma çalışmalarına katılıyoruz. Afrin ve El Bab'da birer okul ve yetimhanemiz var. O bölgedeki ihtiyaç sahibi kardeşlerimiz için de elimizden gelen çabayı ortaya koymaya gayret ediyoruz."

Peki, şunu sormadan geçemeyeceğim; böyle bir dernek kurmak ya da bu yapının bir parçası olmak fikri nereden çıktı?

"ANDA masa başında kurulmuş bir dernek değildir. Bu yapının temelleri Suriye savaşı sırasında Türkmendağı ve Yayla Dağı'ndan atıldı. Genel Başkanımız ve gönüllülerimiz savaş mağdurları için o bölgede çalışma yürütürken, bu faaliyetlerin daha organize ve yararlı şekilde nasıl yapılabileceği üstüne düşünürken ortaya ANDA çıktı. ANDA'daki hiçbir gönüllü yaptığı işi hobi olarak görmez. Ülkemize ve vatanımıza hizmet etmenin böyle bir yolunu bulduk."

O zaman Bursa'ya gelelim. Bursa'daki faaliyetleriniz hakkında bilgi verir misiniz?

"Bursa'da, AFAD eğitimlerinden geçerek akredite olmuş bir ekibimiz var. Faaliyetlerimizi biz değil şartlar belirliyor. Şu ana kadar daha çok arama kurtarma çalışmalarında yer aldık. Orman yangınlarının söndürülmesi için mücadele verdik. Ancak Allah göstermesin, gelişebilecek her türlü doğal afete karşı ANDA hazır vaziyette beklemektedir."

Ekibinizi tanıyalım isterseniz. Kaç kişilik bir ekibiniz var?

"Şu an 100'den fazla gönüllümüz var. Bunlardan 75'i eğitimlerini tamamlamış ve her türlü arama kurtarma faaliyetine katılabilecek durumdadır. 30 gönüllümüzün ise eğitim süreci devam ediyor. Onlar da aramıza katıldığında daha güçlü olacağız. Tabii bizim ekipleşmeye yönelik çalışmalarımız da devam ediyor. Yeni katılım sürecinde olan arkadaşlarımız da var. Özellikle kaybolma vakalarının çok sık yaşandığı dağ bölgesinde yapılanma kuruyoruz. Yerinde yapılarla olaylara daha hızlı müdahale edebilmeyi amaçlıyoruz. Ayrıca Bursa'nın yaş ortalaması en geç ekibiyiz."

75 kişilik arama kurtarma ekibi, eğitimdekilerle birlikte 105... Oldukça büyük bir ekipsiniz. Bursa'da sizden daha kalabalık bir ekip var mı?

"Şu an için gönüllüler arasında en büyük ekip biziz. Aynı anda 4 farklı göreve çıkabilecek bir ekibimiz var. Bunu Bursa'da bizden başka yapabilecek gönüllü kuruluş yok."

Peki, aklıma Mudanya yangını geliyor. Orada çok önemli işlere imza atmıştınız. Yangının büyümesini önlemek için alevlerin arasına giren gönüllüleriniz vardı. O Süreçten söz edebilir misiniz?

"Evet, kötü bir gündü. Ormanlar milli değerimiz... Yangın alanına çok hızlı intikal etmiştik. Gerekli donanımımız hatta yanmaz kıyafetimiz bile yoktu. Ancak yangının daha fazla büyümemesi için gönüllülerimiz düşünmeden alevlerin arasına girdi... İtfaiye ekiplerimizle uyumlu biçimde, çalışmalara destek verdik. İtfaiye hortumlarıyla, yangın tüpleriyle... O gün elimize ne geçirdiysek artık elimizden geleni yapmaya çalıştık. Yangının ardından ise kıymetli İtfaiye Daire Başkanlığımızın daveti ile eğitim programlarına katıldık. Şu an 25 arkadaşımız sertifikalı gönüllü itfaiyeci oldu. Bundan sonra yangınlara daha etkili müdahale edeceğiz."

Arama kurtarma ekipmanları oldukça pahalı... Bu ihtiyaçları nasıl çözüyorsunuz, herhangi bir resmi kurumdan destek alıyor musunuz?

"Yok, hiçbir yerden maddi destek almıyoruz. Her gideri kendi içimizde karşılıyoruz. Bazen de farklı çözümler üretiyoruz. Arama kurtarma çalışmaları için 4x4 araçlara ihtiyacımız var. Bu araçlara sahip olmadığımız için kendi araçlarımızı satarak 4x4 araçlar aldık. Böylece kişisel araçlarımızı görev için kullanabilir hale geldik. Yine bazı çok pahalı araç gereçleri ise satın almak yerine kendimiz tasarlayıp ürettik."

Bursa'nın en geniş arama kurtarma ekibisiniz ancak maddi destek almadan bu işleri yürütüyorsunuz. Zor olmuyor mu? Tüm eksikleri tamamlayabiliyor musunuz?

"Tabii ki bazı zorluklar ve eksikler var. Bizim en önemli eksiğimiz donanımlı bir bina... Şu an faaliyet yürüttüğümüz bina bizim için çok küçük. Ekipmanlarımız yer olmadığı için ayrı bir depoda. Bunların hepsini tek çatı altında toplamamız gerekiyor. Öte yandan kriz masası oluşturabileceğimiz bir alana sahip değiliz. Depremlerde kullanılan arama kurtarma ekipmanları çok pahalı. Orada da eksiklerimiz var. Kendi imkânlarımızla çözmeye çalışıyoruz ancak destek olmadan tüm eksikleri kapatmamız çok zor."

Peki, son olarak şunu sormak isterim; çok kötü bir senaryoyu ele alırsak, Bursa'daki mevcut arama kurtarma ekipleri yeterli mi?

"Bursa birçok açıdan riskli bir kent. En büyük risk ise deprem! AFAD ve JAK dışındakileri gönüllü kuruluşları ele aldığımızda yaklaşık 200 kişilik bir ekipten söz ediyoruz. Bu sayı çok ama çok az. Çarşamba bölgesindeki yüzlerce binayı düşünün... Bir depremde sadece bu bölge yıkılsa bile o devasa enkaz yığınını gözünüzün önünde canlandırın... Daha fazla eğitilmiş ve donatılmış gönüllüye ihtiyaç var. Sivil savunma ve arama kurtarma meselelerinin stratejik öneminin farkına varmak lazım. Bu iş sadece kayıp olan birini bulmak değil. Olası bir savaş durumunda ya da olağanüstü halde bu ekiplere çok önemli görevler düşecek."

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.