Hava Durumu

Cinsiyet değiştirmeden önceki hayatını anlattı: Belden aşağım bana ait değildi

Türkiye'de bir ilki gerçekleştiren 'Cinsiyet Değiştirme Danışmanı' Süleyman Şennur'un danışmanlık hizmeti verdiği isimlerin gerçek hayat hikâyeleri ortaya çıktı. Kendisini gerçek anlamda kadın veya erkek hissetmeyen çoğu birey vücutlarından tiksindiklerini söylüyor...

Haber Giriş Tarihi: 17.03.2018 11:22
Haber Güncellenme Tarihi: 17.03.2018 11:22
Kaynak: Haber Merkezi
https://www.yenidonem.com.tr/
Cinsiyet değiştirmeden önceki hayatını anlattı: Belden aşağım bana ait değildi

İşte farklı bedenlerde sıkıştıklarını düşünen isimlerin gerçek hikâyeleri:

ÖMÜR-33 YAŞINDA

Ömür 33 yaşında Gebze'de yaşıyor... Bir firmanın servis şoförlüğünü yapıyor. Daha 5 yaşındayken hemcinslerinden farklı olarak pantolon gömlek giyiyormuş. O zamanları şöyle anlatıyor; "Abimin eşyalarını kullanmaya meraklıydım onun gibi giyinip oynardım. Zaten çocuktum kız erkek nedir bilmiyordum. İlkokula başladığımda önlük zorunluydu kız çocukları gibi o elbise şeklindeki önlükleri giyip okula gitmek benim için ölüm gibiydi. O elbiseli halimle kimse beni görmesin diye okulun kapısında giyerdim altıma da pantolon giyerdim. Çıkışta ise hemen okulun kapısında yine üstümü değiştirirdim. Hiç işlemediğim bir suçun cezası gibiydi kız çocuğu gibi giydirilmek."

DIŞLANINCA OKULU BIRAKMAK ZORUNDA KALDI

Ömür'ün çocukluğu çalkantılı bir şekilde devam etti ta ki 5. Sınıfa kadar... Artık durumu çevresinden ve okul arkadaşlarından gizlenemez bir hal almış ve toplum tarafından dışlanır olmuştu. O talihsiz dönemle ilgili Ömür'ün hatırladıkları şunlar: "Arkadaşlarım durumumu anlamış, dalga geçip dışlamaya çalıştılar kimileri de bu durumu kullanmak istedi. Ben de bu durumdan sıkıldığım ve o şekilde kız gibi okula gitmek istemediğim için 5. sınıftan sonra okulu bıraktım. 12 yaşımda kendi yaşıtım kızlardan daha başka bir erkek gibi araba kullanan sigara içen biri olarak bambaşkaydım."

"HER GÜNÜM BİR HAPİS BİR CEZA GİBİ..."

Ailesinin kendisine destek olduğunu söyleyen Ömür, ergenliğe adım attığında vücudunun gösterdiği reaksiyonlara çok şaşırmış; "İlk adet olduğumda kendimi çok kötü hissettim zamanla da bütün erkekler adet oluyor gibi düşünmeye başladım çünkü ben adet oluyordum... Tam anlamıyla erkek olduğumda adet olmadan nasıl olup olmadığını anlayacağım galiba şuan için her erkek adet görüyor benim için... Her günüm bir hapis bir ceza gibi bu beden içindeyken kendimi özgür hissedemiyorum"

"ANLAMASINLAR DİYE SİGORTASIZ ÇALIŞTIM"

Ömür, insanlar kadın olduğunu anlamasın diye pembe kimliğini gizliyor ve onlara ehliyetini göstermeyi tercih ediyor. İsmininse yanlışlıkla kadın ismi olarak yazıldığını söylüyor; "En son çalıştığım yerde bir firmanın servis şoförlüğünü yapıyordum. Kurumdakiler anlamasın diye sigortasız çalışmak istediğimi söylüyordum, firmandan yöneticilerim anlasa da durumuma saygı gösterip kimseye belli etmiyorlardı. Eğer okuma imkânım olsaydı veteriner olmayı çok isterdim hayvanları ve doğayı çok seviyorum."

RÜZGAR ERKOÇLAR ONA İLHAM OLMUŞ

Ömür, 22 yaşına geldiğinde cinsiyet değişimi için bir devlet hastanesine başvurmuş ancak maliyeti çok fazlaymış. O yüzden tüm çabalarına rağmen üstesinden gelemeyince vazgeçmek durumunda kalmış. O dönemi şu sözlerle anlatıyor; "Yıllar sonra Rüzgar Erkoçlar bunu başarınca bizlerin önünü bir anlamda açtı. İnsanlar genelde erkek iken kadın olanlara alıştı ancak bir bayanın erkek olmasına toplum ne sıcak bakıyordu ne de hazırdı. Rüzgar'la bu yıkıldı. Ben de yeniden araştırma yapmaya başladım ve internette bu süreçte destek ve hukuksal, ameliyat gibi zorlayıcı detaylarda destek birlerinin olduğunu gördüm hemen iletişime geçtim. Şuan Bakırköy Asliye Hukuk Mahkemesi'nde sürecimizi başlattı Süleyman Bey... Süreçte 4. ayımızdayız ve ben büyük bir heyecanla mavi kimliğe kavuşacağım günü hayal ediyorum. Acaba nasıl olacak sakallı, yapılı bir vücut sahibi olmak"

ENGİN USLUOĞLU-33 YAŞINDA

Engin Usluoğlu 33 yaşında Zonguldaklı ve futbola çok meraklı.

Engin 33 yaşında, kendindeki farklılığı daha 5 yaşındayken fark etmiş. Yaşadıkları köyde giyim şekli ve tavırlarından dolayı zaten herkesin kendisine 'Erkek Fatma' diye hitap ettiklerini söylüyor. Engin; "Sınıf arkadaşlarımın tavırları çevredeki baskı ve ters tepkiler yüzünden ilkokul 5. sınıftan sonra okul hayatıma devam edemedim. Kız arkadaşlarım evcilik oynarken ben hep baba rolünde olmak istiyordum ve genelde top oynamaya meraklıydım diğer yaşıtım kız çocukları gibi oyunlar oynayıp giyinmek asla istemiyordum."

KENDİMDEN TİKSİNDİM

Çocukluk günleri geride kalmış ve Engin artık ergenliğe adım atmış, işte o zaman vücudundaki değişimlere şahit oluşunu şöyle ifade ediyor; "Ergenlik döneminde vücudumdaki değişimler; göğüslerimin büyümesi... İlk adet oluşumda kendimden tiksindim, mecburiyetten yaşadığım bu beden benim için daha zor olmaya başlamıştı. Dış görünüşümden dolayı kendim olamıyordum. İlerleyen zamanlarda ped almaya bile çekinir oldum çünkü görünüşüm bir kadından ziyade bir erkekti ve her erkek gibi ped almaya gitmekten çekiniyordum!"

ANNEM: YİNE ESKİSİ GİBİ KIZ OL

Yaşadığı çıkmazı, ailesinden bir tek ablasına açabilmiş ve ötesine cesaret edememiş Engin... Bu durumun 18 yaşına kadar da abla kardeş arasında sır olarak kaldığını ekliyor. Derken evlilik zamanı gelip çatmış çünkü kendisinden başka evde bekar kız kalmamış. O dönemi, "Görücülerden biri gidip diğeri geliyordu" diye anlatıyor. Artık dayanamayan Engin, durumu annesine açmak zorunda kalmış; "O zaman dayanamaz hale geldim asla kabul etmedim ailemle paylaştım. Annem 'Neden " böyle oldu yine eskisi gibi kız ol' dedi. Karşı çıktı bu duruma. Babam ise tam tersi bir tavırla 'Sen benim evladımsın' diyerek sahip çıktı."

Köydeki yaşamı Engin için katlanılmaz bir hal almışken İstanbul'a 18 yaşında ağabeyinin yanına geldi. Ona da, çekindiği için durumu açıklayamamış ve birkaç yıl sonra ancak açılabilmiş; "Ağabeyimle bu durumu paylaştığımda 'Neden daha önce söylemedin' diyerek bana destek oldu. Dört yıl boyunca tedavi olmam için araştırma yaptı. 26 yaşında iken Çapa'da 1 yıl tedavi görmemi sağladı ancak o zor ve yoğun süreçten sonuç alamadık. Tek başına yapmak gerçekten çok zordu psikolojik olarak yalnız tam anlamıyla kendimi yalnız ve neyi nasıl yapacağımı bilemez hissediyordum. Yapamadım tek başıma vazgeçtim"

"ASKERİYEDEN GELEN MEKTUPLA GURURLANDIM! TAM BİR ERKEK OLMUŞTUM"

Yıllarca uğraştıktan sonra tüm çabaları boşa çıkan Engin'in imdadına kız yeğenin internetten kendisi için yaptığı araştırma yetişmiş. "Kız yeğenim durumuma üzüldüğü için internette araştırma yapmış, o zaman 31 yaşındaydım, iş dönüşü eve geldiğimde 'Teyze cinsiyet değiştirme koçu var bir denesen mi' dedi. O gün yiten umutlarım yeniden yeşerdi. Süleyman Şennur ile bu şekilde tanıştım ve yaklaşık 1 yılın sonunda mavi kimliğime kavuştum. En büyük sevincim ise askeriyeden gelen yoklama belgesiydi. Artık tam bir erkek olmuştum gururluydum keşke askerliğimi de tam yapabilseydim"

ALTI YILLIK KIZ ARKADAŞI DURUMU FARK EDEMEDİ

Engin'in tek hayali evlilik; "Evlenip düzenli bir hayatım olsun istiyorum, geçmişte yaşadığım dertler zorluklar tamamen kapansın huzurlu bir yaşamamım olsun istiyorum. Altı yıllık bir ilişkim oldu kız arkadaşıma durumumu açıklayamadım hiç fark etmedi o da. En sonunda dayanamadım bu duruma, ayrıldım. Onu üzmemek için de gerçeği söyleyemedim. Hastaneye bile gitmek istemezdim pembe kimliğim görünsün istemediğim için... Artık cebimde istediğim kimliği gururla taşıyorum"

ARYA-32 YAŞINDA

Arya 32 yaşında ve İzmirli bir İç Mimar. Babası ise bir asker.

Arya'nın hikayesi de 6 yaşına dair anımsadığı anılarıyla başlıyor. O yaşlarda erkek çocuklarından çok farklı davranıyor ve annesinin elbiselerini, topuklu ayakkabılarını giyerek mutlu oluyordu. Henüz o zamanlar cinsiyet ayrımından bihaber olan Arya, "Çocuktum üstelik asker bir babanın oğluydum. Babam, annem bana hamileyken bu tip cinsiyet değişimlerine yönelik bir bilinçlendirme kitabını ona sunduklarında elinin tersiyle iterek 'Benim soyumdan böyle bir şey çıkmaz' demiş. Hep derim kaderim belki de o gün yazıldı. 6 yaşındayken dedem benim hal ve hareketlerimdeki farklılığı fark edince annem ve babamı uyardı 'Bu çocuk Bülent Ersoy gibi olacak' dedi. Ancak babam yine bunu kabul etmeyerek durumu geçiştirdi."

"BAŞARI İLE TAKDİR TOPLADIM"

Arya, farkındalığı olan bir çocuk olduğunu ve kimsenin durumunu kullanıp kendisini ezmesini, alay etmesini istemediğinden, başarılı bir öğrenci olup öğretmenleri tarafından takdir görmek için çok çabaladığını söylüyor; "Ortaokulda artık hem bedenim hem ruhum birbiri ile çelişiyor arada kalmış bir görüntü yansıtıyordum. Derslerimde başarılıydım ancak beden dersim çok kötüydü. Nedeniyse erkeklerle aynı soyunma odasında olmaktan hoşlanmıyordum bu yüzden de beden dersini sevmiyordum."

"KIZ GİBİSİN"

Zaman zaman arkadaşlarının 'kız gibisin' sözlerine maruz kalan Arya kendini saklamaktan sıkılıp o yaşta bir çocuk için büyük bir cesaret örneği göstermiş: "Bütün okulun göreceği bir alanda oryantel gibi dans edip herkese kendimi gösterdim. O günden sonra benimle dalga geçmekten vazgeçtiler. Hocalarım ise zaten bildikleri için tepki göstermediler." Okul hayatı boyunca hep aynı sorunlarla karşılaşmaya devam eden Arya çözümü hep aynı şekilde bulmuş "Başarılı bir öğrenci olarak hep anılacaktım üniversiteyi kazanıp meslek sahibi olduğumda arada kalmış biri olarak değil başarılı bir kadın olarak yaşayabilecektim."

"ÜNİVERSİTEDE KENDİMİ BULMUŞTUM"

Lise bitmiş üniversite sınavlarında başarılı olmuştu. Hedeflerini tüm zorluklara rağmen bir bir ulaşmaya başlamıştı. İzmir Üniversitesi'nde İç Mimarlık kazanmıştı. Arya geçmişe dönüp anılarımı düşündüğünde en mutlu ve güzel zamanlarının o yıllarda olduğunu söylüyor; "Üniversitede kendimi bulmuştum. Kimse kimseye karışmıyor saygı duyuyorlardı en güzel zamanlarımdı istediğim gibi giyinip yaşayabiliyordum. Bir gün bölüm başkanımızla sohbet ederken bana istediğim bedende yaşayabileceğimi, ruhumla bedenimi eşleştirmem konusunda korkmamam gerektiğini söyleyerek destekledi. O günden sonra daha da kararlı ve özgüvenli bir şekilde bu yolda adımlar atmaya başladım."

"Ruhum bana aitti ama bedenim bana ait hiç olmadı" diyen Arya'yı ailesi hep gay olarak görmüş ve durumunu ise üstünü kapatıp geçiştirmeyi seçmişti. Çünkü ailesi cinsiyet değiştirmeyi sadece seks işçisi olarak çalışan insanların tercih ettiğini düşünüyordu. Ama Arya'nın tüm çabası ailesinin bu tabusunu yıkıp mesleği olan biri olarak hayata sil baştan başlamaktı. Arya, üniversite bittikten sonra İzmir'de inşaat firmasında iç mimar olarak çalışmaya başladı. Müdürü durumunu biliyor ve saygı duyuyordu. İş yerinde insanlar da beni gay olarak görüyordu. Bir yıl sonra müdürüne cinsiyet değiştirme düşüncesini açtı, bu ilk başlarda sorun olmamıştı müdürü için. Ancak çevreden 'Travesti mi çalıştıracaksın!' diye geri dönüşler alınca düşüncesi değişti. Bunun üzerine Arya da o işyerinden ayrılmak durumunda kaldı; "Alsancak'ta mimarlık ofisinde çalışmaya başladım bu sefer yöneticim bayandı ve durumum hakkında olumsuz hiçbir düşüncesi yoktu. Burada yaklaşık 3 yıl kadar çalıştım ancak cinsiyet değiştirmek maddi olarak maliyetli bir operasyon olduğu için kendi ofisimi kurmaya karar verdim.

"YEĞENİM KİMİ ZAMAN DAYI KİMİ ZAMAN ANNE DERDİ"

Kendi ofisimi açtıktan 6 ay sonra Hollanda'dan bir proje için teklif aldım hayatım bu noktadan sonra değişmeye başladı. Bu hem maddi anlamda bir çıkış olacaktı hem de hissettiğim gibi yaşayabilecektim. Hollanda'ya gitmeden önce ailemle kararımı paylaştığımda İzmir'de hemşire olan ablam sert bir tavırla bu durumu asla kabul etmeyeceğini, yeğenimle asla görüşmeme izin vermeyeceğini söyledi. Yıkılmıştım çünkü 4 yaşına kadar annesi gibi ilgilendiğim yeğenimden ayrı kalmak benim için ölüm gibiydi. Yeğenim kimi zaman dayı kimi zaman da anne derdi bana çünkü ona o şefkat ve sevgiyle ilgilenirdim. Annem ise; "Evladımsın atamam ki ben seni ne zaman bu kararını gerçekleştireceksin?" dedi. Bu operasyonla ilgili olarak en çok erkek kardeşimin tepkisi beni şaşırttı. "Bu operasyon için ne kadar gerekli?" dedi ve desteğini gösterdi. "Babam ile annem ayrıldığı için artık görüşmüyorduk. Zaten bu durumu o zaman onaylayacağını pek düşünmüyordum."

Ancak tüm bunlara rağmen Arya kararını vermişti. Hollanda'ya gitmeden önce tam anlamıyla bir kadın görüntüsüne kavuşmak istiyordu; "Hollanda'da çalıştığım kurum ve insanlar asla durumumu yadırgamadı, kadın görüntüsünde olup mavi kimliğimin olmasına saygı duydular. Altı ayın sonunda ailemi özlediğim için izin alıp birkaç günlüğüne İzmir'e döndüm ancak hiç bir şey umduğum gibi olmadı. O günü ne zaman hatırlasam gözyaşlarıma engel olamıyorum annem sevdiğim yemekleri hazırlamıştı. Beni ilk kez kadın gibi giyinmiş olarak gördüğünde, 'Çok güzel olmuşsun seni dışarıda görsem tanıyamazdım' dedi. Erkek kardeşim de saygı duydu ancak ablam beni görmek istemedi ve yeğenimle görüşmemi yasaklamıştı. Bu şekilde beni görmesini asla istemiyordu. Hayatımdaki en büyük üzüntüyü o an yaşamıştım. Annesi gibi olduğum yeğenimden saklanmam gerekiyordu. Ablamdan gizli olarak yeğenimle görüştüm sarıldı, çok şaşırdı. Daha çok küçük olduğu için bendeki farklılığı anlamlandıramadı sarıldı ağladık ve bir daha onu hiç görmedim..."

"HOLLANDA'DA BENİ HERKES İÇMİMAR ARYA OLARAK BİLİR SAYGI DUYAR"

Arya, ailesini ziyaretinden sonra tekrar özgürce gönlünce yaşayabildiği Hollanda'ya döndü. Orada kimse ona önyargılı bakmıyor sadece 'İçmimar Arya' olarak tanıyor ve saygı duyuyordu. Bir yıl sonra Arya Türkiye'ye kesin dönüş yaptı. Ablası İzmir'de bu şekilde yaşamasına karşı çıkıyordu; "Ablam 'Bizi rezil etmeye hakkın yok' diyerek ailemden ve doğup büyüdüğüm şehirden uzaklaştırdı. İnsanlar ne yazık ki cinsiyet değiştirmeyi sadece gayriahlaki bir hayat sürmek için düşünüyorlardı. Ancak ben başarılı bir iç mimar olmuştum yine de ailemden kabul görmedim. Ameliyatımı olup tam bir kadın olarak ayaklarımın üstünde başarımı göstermek herkesin ön yargısını kırmak için İstanbul'da yaşamaya karar verdim."

Hollanda'daki başarılı proje çalışmasından sonra Arya İstanbul'da bir mimarlık ofisinden teklif almıştı. Ama Arya'nın çekinceleri vardı. Durumunu anlatınca şirket hiçbir sorun oluşturmadığını belirtince Arya İstanbul'da yaşamaya başladı; "Artık her sabah bir kadın gibi elbisemi giyip, makyajımı yapıp işe gidiyordum. İnternetten cinsiyet değiştirmek için araştırmalar yaptım ve doktordan randevu alarak görüşmeye gittiğimde daha önce buna karar verdiğimde bu aşamalardaki zorlanmalarımı anlattığımda bu konularda yardımcı olabilecek birini tanıdığını söyleyerek beni Süleyman Şennur'a yönlendirdi."

"SADECE ÇİŞİMİ YAPTIĞIM ORGANIMDAN KURTULACAKTIM"

Süleyman Şennur ile görüşmesinden sonra Arya, cinsiyetini değiştirmek için harekete geçti. "Hukuksal ve ameliyat sürecinden nüfustaki işlemlere kadar takip ederek işlemleri hızlandırıyor, ayrıca bizim gibi insanların bu süreçte psikolojik olarak desteğe çok ihtiyacımız oluyor bu anlamda cinsiyet koçu olması inanılmaz büyük bir nimet" diyen Arya, "Sadece çisimi yaptığım organımdan kurtulacaktım çok mutluydum 6 ayın sonunda hem ameliyatlarımı tamamlamış hem de hukuksal işlemlerim bitmişti. Son duruşmamda hakime hanım beni çok duygulandırdı. Duruşmanın sonunda mahkeme salonundan çıkarken hakime hanım "Hoş geldin aramıza" dedi. Gözyaşlarıma engel olamadım ve ben artık KADIN OLMUŞTUM."

ARYA'NIN YENİ KİMLİĞİNİ ALIRKEN YAŞADIĞI BURUK SEVİNÇ

Yıllarca pembe kimlik hayali kuran Arya'nın hevesi kursağında kalmıştı. Çünkü yeni kimlik uygulaması yüzünden belki pembe kimlik alamamıştı ama kadın kimliği ile buruk bir sevinç yaşamıştı; "Nüfus dairesinde memuru hayal kırıklığımı anladığında 'Yine alamadık pembe kimliği' diyerek gülümsedim. Yeni hayatım için isim ararken başarıyı da içinde barındırdığı Arya ismini tercih ettim. Resmi olarak da artık bir kadın olduğumu babam, erkek kardeşimden öğrendi ve beni telefonla aradı. Çok şaşırmıştım bugüne kadar bu durumu kabullenemeyen babam beni arayıp sürecin nasıl geçtiğini öğrendi. Üvey annemle birlikte desteklediler. En büyük eksikliğim yeğenim şuan 8 yaşında acaba beni görse ne yapar merak ediyorum ve çok özledim."

KENDİSİ GİBİ OLAN ÜNLÜLERDEN DESTEK BEKLİYOR

Şuan tek hayalinin evlenip yuva kurmak olduğunu söylüyor Arya. Evlenince eşi de kabul ederse bir kız çocuğu evlat edinecek. Meslek sahibi olmanın kendisi için çok önemli bir avantaj olduğunu vurgulayan Arya, serzenişini şöyle dile getiriyor; "Zamanında benimle dalga geçenler şuan önümde ceketlerini ilikliyorlar bu yüzden meslek sahibi olmak çok önemli. Zamanında erkek olmama rağmen erkekleri hiç tanıyamamışım bu yüzden çok kullanıldım. Medyatik olan insanlar bizden şanslı Bülent Ersoy, Kerimcan, Selin Ciğerci bu hayata bir sıfır önde başlıyorlar. Bizler ise hep yenik... İnsanlar onları hemen kabullenirken günlük hayatta bizleri kabullenmeleri zor oluyor. Ve bu insanlar bizlere destek olmalılar bence... Selin Ciğerci, Kerimcan gibi isimler, evlerinin dekorasyonu için neden benim gibi insanları tercih ederek desteklemiyor?"

UMUT BEY-31 YAŞINDA

Umut 31 yaşında ve Matematik öğretmeni.

Onun hikayesi de daha ortaokuldayken başladı. Ergenlik dönemindeyken yaşıtları gibi kızların hoşlandığı şeylerden hoşlanmaz ve onlar gibi giyinmeyi de tercih etmezdi. Hemcinslerinin aksine onun dikkatini kızlar çekiyordu. Zaten kendisini de erkek Fatma olarak tanımlıyor. Kendisi gibi cinsiyet ikilemi yaşayan insanlardan biraz daha şanslıydı. Çünkü ailesi de çevresi de kendisinin bu halinin farkındaydı, "Ailem ve çevrem aslında hep benim farkımdaydılar ama hiçbir zaman bunu hissettirmediler. O yüzden ben diğer insanlara göre şanslıyım zorlu süreçler yaşamadım. Bedenimi ve ruhumu eşleştirmenin hem maddi hem de manevi zorlukları olduğunun farkındaydım. Bunu kendi imkanlarımla, gücümle gerçekleştirmek için meslek sahibi ayakları yere sağlam basan biri olmalıydım."

Ayakta kalma ve kendi hayatını idame ettirme dürtüsü Umut'a itici güç olmuş ve üniversite için harı harıl ders çalışmasına sebep olmuştu. Matematik bölümünü kazanan Umut, hayallerine bir adım daha yaklaşmıştı, "Artık hayallerimi gerçekleşmesi için çok az engel kalmıştı. İnsanlar dış görünüşüme baktığında genç bir kızdan çok erkek olarak görüyordu. Ben de tanımayanlara öğrenci kimliğimi gösteriyordum. Pembe kimliğimi bu şekilde gizliyordum."

"BEN İNTİHARI DÜŞÜNÜRKEN AİLEM TERS KÖŞE YAPTI"

Üniversiteyi sorunsuz bir şekilde bitiren Umut, artık öğretmen olmuş ve hayatının en önemli kararını ailesiyle paylaşmaya karar vermişti. Çekinerek bu kararını ailesine açınca; "Çalışmaya başlayınca ailemle, ameliyat olup hissettiğim bedende yaşamak istediğimi söylemek için konuştum. Tabi öncesinde çekindim, beni anlamayacaklarını, karşı çıkacaklarını düşündüm. Hatta böylesi bir olumsuzluğun intihara kadar gidecek bir depresyona neden olacağını düşünürken, ailem bana ters köşe yaptı. Hep farkında olduklarını ancak beni üzmemek için görmemezlikten geldiklerini, maddi manevi sonuna kadar destek olduklarını söylediler. Kulaklarıma inanamadım ben ne olumsuz şeyler düşünürken erkek kardeşim, halalarım ve arkadaş çevrem maddi manevi destek olacaklarını söylemişlerdi."

"10 YILLIK MATEMATİK ÖĞRETMENİYİM AMA HİÇ DIŞLANMADIM"

Ailesinin desteği karşısında ne kadar şanslı olduğunu bir kez daha vurgulayan Umut, "Çoğu benzer durumu yaşayan insan ailesi tarafından dışlanıp toplum tarafından ne yazık ki kabul görmüyor. 10 yıllık matematik öğretmeniyim iş arkadaşlarım veliler dış görünüşümden her şeyin farkında. Öğrencilerim daha ufak ortaokul çocuğu tam olarak neyin ne olduğunu bilmiyor ama hissediyorlar" diyor. Umut, kendisinin de söylediği gibi kendi durumunda olan bir çok kişiden çok daha şanslı olmalı ki çalışma hayatı boyunca ne velilerden ne de iş arkadaşlarından bir tepki görmedi; "Herkes farkında ama mesleğimi hakkıyla yaptığım için saygı duyarak olumsuz bir şey hissettirmiyorlar. Okulda hiç elbise yada etek giyinmedim, zaten zorunlu da değildi. Öğrencilerim beni çok severler, normalde matematik öğretmenleri zor bir ders olduğundan pek sevilmez benim için durum farklıydı ben veliler ve öğrencilerin sevdiği öğretmen olmayı sağolsunlar başardım. Zaten oldum olası hep uyumlu ve yardım sever olduğumdan mıdır nedir çevrem tarafından sevildim desteklendim."

"ÖĞRENİCİM BANA 'BİZE UMUT OLDUNUZ İYİKİ VARSINIZ' DEDİ O AN UMUT İSMİNE KARAR VERDİM"

Maddi olarak da artık cinsiyet değişimi için hazır olan Umut, hayatını tümden değiştirecek olan operasyon için araştırmalara başladı. Bu kararın ne kadar zor ve ufak bir yanlışla hayatının geri dönüşü olmayan bir çıkmaza gireceğinin de farkındaydı. Bir arkadaşının tavsiyesi üzerine Umut da cinsiyet değiştirme danışmanı olarak kendisine Süleyman Şennur'u seçti; "Kendisi her şeyi o kadar güzel organize etmiş ki ben hiç zorlanmadan aşamaları gerçekleştirdim. 8. ayımdayım ameliyatlarımın birçoğu tamamlandı. Hukuk sürecinde ise sona geldik ama ben ikinci baharım için okulların kapanmasını bekliyorum Umut ismini bana öğrencilerim verdi. Bir gün öğrencim yanıma gelip "Hocam siz bize umut olduğunuz iyi ki varsınız" dedi. O an karar verdim adım Umut olmalıydı. Hem onların hem de benim 'Umudum' sonrasında yeni bir okul ve öğrencilerimin karşına Umut olarak çıkacağım."

FİLİNTA GİBİ KARŞILARINA ÇIKIP KIZI İSTEYECEK

Şimdilerde hayatının ikinci baharını yaşayan Umut, 6 yıldır devam eden ilişkisini ameliyatlarının bitmesinin ardından evlilikle taçlandırmayı düşünüyor; "Tek bir hayalim kaldı o da sevdiğim kadınla hayatımı birleştirmek. Kendisi çevirmen. 6 yıldır birlikteyiz ameliyatlarımda hep yanımda oldu. Beni destekledi. Ailesi beni bilmiyor sorun olur diye gizleyeceğiz durumu. Filinta gibi bir delikanlı olarak çıkıp isteyeceğim ailesinden. Çok heyecanlıyız."

"Kız arkadaşım için şuan ben sürpriz yumurta gibiyim sakallarım olunca her şey tamamlandığında nasıl bir delikanlı çıkacak merak ediyor" diyen Umut, kendisinden gayet emin" Adam gibi adamım. Ona hep sadık oldum ve olacağım" diyor.

Türkiye'deki kadın erkek eşitsizliğinin kendileri için de bariz bir şekilde yaşandığına dikkat çeken Umut, bu konudaki düşüncesini ve tecrübelerini şöyle aktarıyor; "Bir erkek kadın olduğunda eziyorlar aşağılıyorlar çünkü erkeklik daha kutsal ve güç temsil ediyor soyum sopum nasıl gidip kadın olursun. Türkiye'de ne yazık ki insanlar cinsiyet değişimine tepkili ve acımasız eğer ben meslek sahibi olmasaydım ne bir yerim olurdu ne de bu şekilde bir özgürlüğüm. Benim gibi hisseden ve yaşayan insanlara tek tavsiyem; hayata bir kez geliyoruz neden inandıklarımızın peşinden gitmeyelim ki ama bunun için çalışsınlar önce kendi ayaklarının üstünde durmayı başarsınlar"

SEÇİL HANIM-43 YAŞINDA

Seçil Ev hanımı 43 yaşında

Seçil, Güneydoğulu aşirete bağlı bir ailenin erkek çocuğuydu. Yedi yaşına kadar kendisini diğer erkek çocuklar gibi hissetmiyordu. Arkadaşları gibi ne top oynamaktan keyif alıyordu ne de erkek çocukları gibi giyinmekten. Daha o yaşındayken bu hali başkalarının da dikkatini çekmiş olmalı ki Seçil, kendisinden yaşça büyük amcaoğlu tarafından cinsel istismara maruz kalarak hayatının şokunu yaşamıştı. Daha cinselliğin ne olduğunu bilmeyen bir çocuk için yaşadığı bu travma başlangıcıydı. Çünkü Seçil, 7 yaşından 14 yaşına kadar bu cinsel işkenceye maruz kaldı. Yaşadığı bu travma bedeni ve ruhu arasındaki çelişkiden daha karmaşıktı; "Amcaoğlum bana tecavüz etti. Sonrasında kimseye söyleyemedim. Köy yeriydi doğulu bir aileydik sessiz kaldım korktum"

AŞİRET TOPLANIP ÖLÜM KARARI ALDI

Yıllarca maruz kaldığı cinsel istismar 14 yaşındayken duyulmuş ve bu olay aşiret içerisinde ciddi bir yankı uyandırmıştı. Artık bedensel değişikliği de iyice belirgin hale gelmişti. Aşiretin ileri gelenleri toplanıp ölüm kararı almıştı; "14 yaşıma kadar bu durum zaman zaman devam etti. Fiziksel olarak da değişmeye başlamıştım tavırlarım bedenimle aynı değildi. Ailem durum farkındaydı ve bana destek oluyordu. O zamanlar sadece Zeki Müren ve Bülent Ersoy biliniyordu benim durumumu ne anlıyorlardı ne de konumlandıramıyorlardı. En sonunda hem benim durumum hem de amcamın oğlunun yaptığı duyuldu. Aşiret toplandı ve babamı çağırdı. Ölüm cezasını kesmişlerdi beni suçlu bulunmuştum."

Aşiret toplantısına Seçil'in babası çağırılmış ve kendisine infaz kararı bildirilmişti. Çaresizce yavrusu için alınan kararı kabullenen babanın bir planı vardı herkesten gizlediği. Ve aşiret toplantısında infaz için sabaha kadar kendisine süre verilmesini istedi. Bu isteği kabul gördü. Vakit kaybetmeden evine gelen baba, 9 çocuğunu ve eşini alarak sabahın ilk ışıklarıyla her şeylerini geride bırakarak bir daha dönmemek üzere köyü terk ettiler.

"ADIM ADINA UYSUN DİYE SEÇİL KOYDU"

"Aşiretin bizi bulamaması için İstanbul'a göç ettik ve neredeyse 6 ay hiç evden çıkmadım birisi beni tanır ve öldürür diye sık sık ev değiştirdik kimse izimizi bulmasın diye"

Yaşadığı olaylar ve zorunlu göç yüzünden hayalleriyle birlikte Seçil'in eğitim hayatı da sekteye uğramış ve mecburen İstanbul'da tutunabilmek için çalışma hayatına atılmıştı. Hasta bakıcılığı gibi işlerde çalışarak ailesine destek olmaya çalışıyordu ta ki 20 yaşında, Karadenizli tanınmış bir ailenin tek oğluyla tanışana kadar. Aşık olmuş ve bütün hayatı değişmeye başlamıştı; "Birbirimizi çok sevdik, hatta adımı o koydu onun adı Seçkin'di 'Bana uyumlu olsun' dedi ve Seçil oldu. O günden sonra başka isim arayışına girmedim ben artık Seçil'dim. Evli gibi yaşamaya başladık insanlar bizi karı koca zannediyordu. Ailesiyle birlikte 7 yıl yaşadım. Kimse benim durumumu bilmiyordu kocam dışında. Kayınvalidem ile birlikte günlere gidip, birlikte sosyalleşiyorduk her şey çok güzeldi. Tek eksik çocuktu. Herkes neden çocuk yapmadığımızı soruyordu deniyoruz ama olmuyor galiba bir sorun var diyerek geçiştiriyordum."

"TORUNUMUZ OLSUN İSTİYORUZ ÇIK HAYATIMIZDAN"

Ancak Seçil'in mutluluğu, masalsı evliliği 7 yıl sonra bir anda kabusa dönüvermişti. Seçil'in durumunu bir şekilde öğrenen tanıdığı kayınvalidesine yetiştirmişti. "Kayınvalidem durumu öğrenince hayatının şokunu yaşamıştı. Beni kenara çekip 'Oğluma haber vermeden çek git hayatımızdan ne kadar para istersen vereceğim yeter ki kimse öğrenmeden çık hayatımızdan. Biz tanınmış bir aileyiz kaldıramayız bu durumu hem benim oğlum tek çocuk bir torunum olsun isterim sen bunları yapamazsın' dedi."

Kaynanasının yüzüne vurduğu gerçeklerle bir rüyadan uyanan Seçil, kayınvalidesinin teklifini reddederek, kararı sevdiği adama bırakılmasını istemişti; "Ben oğlunuzu seviyorum para umurumda değil ancak o isterse hayatından çıkarım" dedim. Akşam oğlu ile konuştu ancak kabul etmedi. Tüm çabaları boşa çıkınca yeniden benimle konuşarak bir anlaşma yapmamız gerektiğini söyledi."

"KAYINVALİDEM BENİ KIZI GİBİ SEVİYORDU"

Çaresiz durumu kabullenen kayınvalide geliniyle bir anlaşma yaptı; "Yine eskisi gibi kadın olarak devam edeceksin. Kimseye durumu belli etmeyeceksin. Neden çocuğunuz yok dediklerinde tedavi görüyorum ama olmuyor diyeceksin bu şekilde gittiği yere kadar devam etsin dedi. Bir yandan da üzülüyordu bu duruma çünkü beni kızı gibi çok seviyordu. Öğrenmeden önce hiçbir sorunumuz yoktu aksine çok iyi anlaşıyorduk. Benim ev hanımlığımı çok beğeniyordu. Durumumu öğrenince her şey çok değişti artık baskı altındaydım ve dayanamıyordum"

Yaşadığı baskılar dayanılmaz bir hal almışken kocası ondan kapanmasını istedi. Seçil, kabul etmiş ve hemen kapanmıştı; "O dönemler eşim gibi gördüğüm adam kapanmamı istedi başımı kapatınca hoşuma gitti kendime yakıştırdım zaten kendi ailemde kapalı olduğu için yadırgamadım ve kapandım."

Bütün her şey yolunda gidiyormuş gibi olsa da artık hiçbir şey eskisi gibi değildi. Üzerindeki baskılara dayanamayan Seçil, sonunda İstanbul'a ailesinin yanına kesin dönüş yaptı. Ancak aşık olduğu adam kendisinden vazgeçememiş onun tam bir kadın olması için elinden gelen her şeyi yapacağını söylemişti. Bu yeniden bir umut ışığı olsa da bir takım sağlık sorunları cinsiyet değiştirmeye engel olmuştu. Bu gerçekle yüzleşmek durumunda kalan ikili yollarını bir daha birleşmemek üzere ayırmıştı; "Bir daha Karadeniz'de o hayatı yaşamak istemedim. Haklıydılar ona bir çocuk veremezdim normal biriyle evlenip çocuğu olması gerekiyordu. Ailesinin bulduğu biri ile evlenmeye ikna oldu evlenmeden bir gün önce yine yanıma geldi sen istemezsen evlenmem dedi. Kabul etmedim bir daha da onunla görüşmedim. Yıllar sonra kayınvalidem aradı, "Seçil seni mumla arıyorum" diye geliniyle anlaşamadığından dert yandı. Hala zaman zaman görüşürüm onunla durumum böyle olmasaydı şuan mutlu mesut yaşıyor olurduk."

Karadeniz macerasını artık bitiren Seçil, İstanbul'daki yaşamına odaklanmıştı, "İstanbul'da yeniden hayatımı kurarken zorlandığım anlar oldu babamla birlikte ev ararken apartman yöneticisi benim durumumu öğrenince ilk başta tepki gösterdi. 'Benim genç çocuklarım var aile apartmanı burası' diye sonrasında alıştılar ve beni tanıdıktan sonra söylediklerine pişman oldu."

"BELDEN AŞAĞIM BANA AİT DEĞİLDİ! TİKSİNİYORDUM"

Bedeninde kendisini bir tutsak gibi hisseden Seçil, yeniden cinsiyet değiştirme ameliyatı için araştırmaya başladı; "Zaman geçtikçe bu bedenin içinde olmak işkence gibi gelmeye başlamıştı. Kendimi çıplak görmeye tahammül edemiyordum. Tiksiniyordum o görüntüden belden aşağım bana ait değildi. Artık sağlık açısından da bir engel olmadığı için doktor ameliyat olabileceğimi söyledi."

Doktorundan ameliyat olabileceği müjdesini alan Seçil, aynı zamanda bir de bu işlerin takibini yapan biri olduğunu öğrendi. Cinsiyet değiştirme danışmanını hemen arayan Seçil, danışmadan bütün süreci öğrenerek anlaştı. Seçil için hayaliyle yaşadığı dönüşüm yaklaşık bir yılın sonunda bitti ve pembe kimliğine kavuştu; "Pembe kimliğe kavuştuktan sonra bedenim ile barışmıştım artık aynada gördüğüm ruhumla bedenim birdi. Aynada kendime bakabiliyordum rahatsız olduğum tiksindiğim o şey yoktu."

Ve Seçil, yeniden aşık oldu; "Yeniden hayatıma biri girdi yeniden sevdim ve sevildim ilişkimizin 7 ayı boyunca ona eski benden bahsedememiştim. Ona geçirdiğim ameliyatı ve sonrasında pembe kimliğe sahip olduğumu söyleyince telefonda ağlayarak bunu nasıl gizlersin dedi. Manevi değerleri açısından bu durumu kabul edemeyeceğini ve Kuran'da cinsiyet değiştirenler için yazılanların açık ve net olduğunu söyleyerek ayrılmak istedi. Onu anlayışla karşıladım ve dost olarak bir süre daha görüşmeye devam ettik. Bu dostça görüşmelerimizin sonunda benimle yeniden sevgili olarak görüşmek istediğini söyleyerek, "Bu değişimi ne sen söyledin ne de ben duydum, seni ilk tanıdığım gibi hiç bir şey bilmiyormuşum gibi devam edelim dedi."

"ÇOCUK SAHİBİ OLMAK GİBİ BİR HAYALİM YOK"

Seçil şuan çıktığı erkek arkadaşından evlilik teklifi bile aldı. Ama şu an evliliği düşünmediği için bu teklifi reddetti. Yaklaşık 2 yıldır birlikteliği devam ediyor. Seçil'in çocuk için "İleride çocuk sahibi olma gibi bir hayalim de yok. Bu durumdaki arkadaşlarımın çocuk hayali ile psikolojilerini bozmalarını anlamıyorum ya da evlat edinip o çocuğun benim yüzümden çevresinden olumsuz tepkiler görmesini istemem ben bu eksikliğimi yeğenlerimle kapatıyorum" şeklinde konuşurken, kapalı olmasını da şöyle açıklıyor; "Kapalı olduğum için kendi çevremde tepki gösteren insanlar oldu. Ben bunu sevdiğim için örtüyorum dini kullanmıyorum, elimden geldiğince de ibadetlerimi gerçekleştiriyorum."

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.