Hava Durumu

Diz ağrılarınızı ertelemeyin!

Uzmanlar, yaşanan sağlık sorunların başında gelen diz ağrılarının ertelenmemesi gerektiği konusunda uyarıyor. Peki kireçlenmede neler olur, nasıl teşhis konulur, nasıl tedavi edilir? Detaylar haberimizde...

Haber Giriş Tarihi: 06.05.2018 12:25
Haber Güncellenme Tarihi: 06.05.2018 12:25
Kaynak: Haber Merkezi
https://www.yenidonem.com.tr/
Diz ağrılarınızı ertelemeyin!

Yaşamımız boyunca her adımda diz eklemine yüklenir ve ondan yaralanırız. Bu nedenle ortopedi polikliniklerinde diz eklemiyle ilgili rahatsızlıklar son derece sık görülmektedir. Menisküs ve bağların yırtıkları, kıkırdak hasarları ve diğer sorunlar yanında, en sık gördüğümüz diz problemlerinden bir tanesi de halk arasında kireçlenme diye bilinen, dizde kıkırdak hasarıyla ilgili bir rahatsızlıktır. Bu rahatsızlıkta diz ekleminin pürüzsüz kıkırdak yüzeyi bozulur, hasarlanır ve altındaki kemik doku yavaş yavaş açığa çıkmaya başlar. Bu yolla hasta ağrı duymaya, yürüyememeye ve çömelip kalkamamaya başlar. Bu sorunun en önemli sebebi fazla kilolar ve dizi fazla zorlayarak yapılan yaşam şekli olabilir. Özellikle kilo toplumumuzda diz sorunlarının en önemli sebeplerinden bir tanesidir. Bunun dışında geçmişte geçirilen dizle ilgili kazalar, kırıklar, çıkıklar ya da benzeri durumlar, kıkırdak yaralanmaları ileri yaşlarda kendisini dizde kireçlenme olarak gösterebilir. Ancak yine hatırlatmak gerekir ki, tüm diz kireçlenmelerinin yüzünden sekseninde geçmişe dayalı gerçek bir sebep yokken hemen hemen tek sebep kilo olarak karşımıza çıkmaktadır. Kilo hem hastalığın ortaya çıkmasında hem de tedavilerin istenilen etkileri gösterememesinde önemli rol oynamaktadır.

(Bursa, Wm Medicalpark Hastanesi  Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Op. Dr. Yaşar Akdoğan)

KİREÇLENMEDE NELER OLUR?

Hastalarımız başlangıçta yürüyüşlerle yaşadıkları ağrıyı daha sonra istirahat halinde de hissetmeye başlarlar. Bazı hastalarda özellikle geceleri ve uykudan uyandıran ağrı tipik bulgular arasındadır. Yine yürüme mesafesinde kısalma karşılaştığımız önemli bir bulgudur. Hastalar sürekli bakıma, başkalarının yardımına muhtaç duruma dönüşmektedir. Hastalık her zaman ilerleyici bir seyir gösterir. Kendi haline bırakıldığında hiçbir zaman iyiye gitme olasılığı yoktur. Hasarlanmış kıkırdağın üzerine yük verildikçe buradaki hasarlı bölge çevre dokuların hasarlanmasına sebep olacak ve mevcut hasarın büyümesine katkıda bulunacaktır. Bu nedenle her geçen gün yakınmalar ve şikayetler artarak devam edecektir.

NASIL TEŞHİS KONUR?

Genellikle bu hastalığı dört evrede inceliyoruz. Evre 1 hastalığın en hafif hali. Evre 4 en ileri hali olarak karşımıza çıkıyor. Hastalık ilerledikçe kişinin hareket yeteneği azalacağından ve yürüme miktarı azalacağından dolayı daha fazla kilo alması söz konusu olacaktır. Kilo aldıkça ağrı daha çok artacak, ağrı ve hasar daha çok arttıkça daha az yürüyebilecek, daha az yürüdükçe de daha fazla kilo almaya devam edecektir. Yani sürekli bir kısır döngü yaşanmaya başlanacaktır. Bu hastalıkla ilgili doktor muayenesi sırasında çekilen normal filmlerde kıkırdak boşluklarını temsil eden eklem aralıklarında belirgin azalma görülmektedir. Hastalığın tam ve doğru tanısını koyabilmek için filmlerin ayaktayken çekilmesi çok büyük önem arz eder. Normal bir dizde kıkırdak mesafelerinin ne kadar olduğu hastanın mevcut dizinde ne kadar olduğu karşılaştırmalı olarak gösterilmeli ve hastamızın problemini tam olarak anlaması sağlanmalıdır.

KİREÇLENME NASIL TEDAVİ EDİLİR?

Bu rahatsızlıkta tedavi rahatsızlığın evresine göre kişinin yaşına göre değişkenlik gösterebilir. Başlangıç evrelerinde özellikle evre 1 ve evre 2 hastalarında aktivite modifikasyonu dediğimiz bir süreliğine en azından çömelmenin kalkmanın yasaklanması uzun ayakta kalmanın ve merdivenin kısıtlanması bile tek başına bazen olumlu sonuçlar doğurabilir. Onun dışında ağrı kesiciler yanında özellikle anti ödem dediğimiz ödem giderici ilaçlardan yarar görülebilir. Herhangi bir şekilde tedavilerden fayda görebilmek için her evrede ama özellikle erken evrelerde mutlaka ve mutlaka hastanın kilo vermesi gerekmektedir. Bu sorun hastalarımıza anlatılırken kilosunun bu problemdeki etkisini tam olarak algılaması sağlanmalıdır. Genel deneyimlerimiz hiçbir tedavi yapılmasa bile hastaların yeteri kadar kilo vermesi durumunda özellikle erken evrelerde şikayetlerin neredeyse yarı yarıya azaldığını göstermektedir.Bu tedavinin yanıt vermediği hasta grubunda bazen aralıklı ya da tek doz şekilde yapılabilen yine kıkırdak ekstresi içeren eklem içi enjeksiyon şeklinde uygulanan ilaçlar hastalarımızda fayda yarar sağlayabilir. İkinci üçüncü evrede ama yaş olarak henüz genç olan hastalarda yüksek tibialosteotomi dediğimiz dönmeye başlayan dizin açılarını ve aksını değiştirerek gelen yüklerin hasarlı kıkırdak bölgeden değil nispeten daha sağlam kalmış kıkırdak bölgesinden geçmesini sağlayan ameliyat tekniğinden hastalar yarar görebilmektedir. Bu ameliyat açık yöntemle yapılmakta ve uzun süre hastaların sorunlarını minimuma indirebilmektedir. Kapalı ameliyat kireçlenme rahatsızlığının sadece en erken evresinde uygulanabilir bir yöntem olabilir ve bu bile tartışmalıdır. Eğer dizde menisküs yırtıkları kıkırdaktan kopmuş yongalar ve diğer parçalar mevcutsa kapalı ameliyat bunların temizlenmesi sonrasında dizin ömrünü uzatabilir. Evre 1 de genç hastalarda kapalı ameliyat, evre 2 de yüksek tibialosteotomi dediğimiz dizin açısını değiştirdiğimiz ameliyatlar bu rahatsızlığın tedavisinde söz konusudur. Hastalık evre 3 ve üzerine geçtiyse hastanın yaşı 60 en azından 55 i geçtiyse artık bu dize yapılabilecek tek ameliyat yöntemi protez ameliyatıdır. Protez ameliyatları halk arasında oldukça korkulan ameliyatlar olmasına rağmen son derece yüz güldürücü sonuçları bulunmaktadır. Dikkatle ve iyi bir merkezle yapılan protez ameliyatlarından sonra hastalarımız ertesi gün ayağa kalkabilir. Son yıllarda ülkemizde yeni yeni yapılmaya başlanmış yarım protez ameliyatı diye tarif edebileceğimiz bir başka yöntem de kireçlenme hastalığının tedavisinde dünyada kullanılmakta olan güncel bir uygulamadır. Yarım protez ameliyatı maalesef her hastaya uygulanamamaktadır. Uygun olan hastalarda ise tam protez ameliyatına göre birtakım avantajlar içermektedir.

Doğru hastaya doğru tedavi yapıldığında, bu rahatsızlık tedavi edilebilmekte ve hastalarımıza ağrısız yaşam şansı vermek mümkün olabilmektedir.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.