Hava Durumu

Erdoğan: Başkasını aramasına gerek yok, kendisi meydana çıksın

24 Haziran'da seçimi ilan ettikten sonra ilk kez konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, kritik sorulara cevap verdi. Erdoğan, Kılıçdaroğlu'nun aday olup olmaması yönündeki soruya, "Gönlüm aday olması yönünde, bu yarışa girsin. Başkasını aramasına gerek yok, kendisi meydana çıksın" yanıtını verdi.

Haber Giriş Tarihi: 21.04.2018 23:41
Haber Güncellenme Tarihi: 21.04.2018 23:41
Kaynak: Haber Merkezi
https://www.yenidonem.com.tr/
Erdoğan: Başkasını aramasına gerek yok, kendisi meydana çıksın

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, NTV ekranlarında yayınlanan 'Siyasi İşler Özel' programında, erken seçim kararı sonrası ilk kez soruları yanıtladı.

Siyasi İşler Özel programında gündemdeki tüm sıcak gelişmeleri Ahmed Arpat moderatörlüğünde Okan Müderrisoğlu, Serpil Çevikcan ve Mustafa Kartoğlu sordu, Cumhurbaşkanı Erdoğan yanıtladı.

Ahmed Arpat: Siyasi tarih açısından çok önemli bir seçim...

Recep Tayyip Erdoğan: Bizim tabii hafta başında da sayın Bahçeli ile bu hafta içinde bir görüşme arzumuz olmuştu. Sayın Bahçeli'nin de Çarşamba günü saat 13.30 için bir mutabakatı olmuştu. Salı günü böyle bir durum ortaya çıkınca aynı gün benimde malum grup konuşmam vardı. Orada yine 2019'u vurguladım ben. Çünkü arkadaşlarımın henüz ne diyeceğini bilmiyordum. Daha sonra hemen toplantı odamızda arkadaşlarımı toparladım ve ilk değerlendirmeyi yaptım. Bu değerlendirmeden sonra bir de geniş çaplı değerlendirelim istedim. Sonrasında bizim için artık erken seçim noktasında bir tarih ve bu konuyla ilgili takvimin belirlenmesi kalıyordu. Çarşamba günü sabahı tekrar arkadaşlarımla bir görüşme yaptım. Sayın Bahçeli ile görüşmeye bu şekilde girdik ve görüşmemiz esnasında teklifimizi bizler de aynen kendi tekliflerine karşı teklif olarak sunduk.

Olumlu yaklaştılar ve 24 Haziran'ı gerek ülkemizde okulların kapanmasını düşünerek gerek üniversite imtihanlarının yapılacağını düşünerek, malum YÖK Cumhurbaşkanlığı'na bağlı olduğu için. Burada çok seri karar alabilmenin bir ispatı da oldu bu. Hemen sayın başkana konuyu arkadaşlarım ilettiler ve hemen YÖK toplandı ve bir hafta sonraya imtihanları aldılar. Biz de 24 Haziran kararını aleniyete geçirmiş olduk. 24 Haziran tarihini erken seçim tarihi olarak Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde yapmış olduğu basın toplantısında açıklamış oldum. Böylece 24 Haziran artık yaz tatiline filan gitmeden bayramın hemen ertesinde, üniversite imtihanlarına hemen hazırlık noktasında 1 haftalık süreyi koyarak giriyoruz. Tekrar ülkemiz ve milletimiz için inşallah hayırlara vesile olsun diyorum. Bütün milletimiz bu yola çıkarken tabii ki en ağır görev Yüksek Seçim Kuruluna düşecek. Yüksek Seçim Kuruluna da başarılar diliyoruz

Ahmed Arpat: Salı günü sayın Bahçeli o tarihi çağrıyı yaptığında siz o çağrıyı canlı olarak dinlediniz mi? İlk duyduğunuzda aklınızdan neler geçti?

Recep Tayyip Erdoğan: O esnada yoldaydım ben. Yolda bir kısmını dinleme imkanım oldu. Yolda şahit olduğum 26 Ağustos tarihini tabii Meclis'e geldiğimde önce yanımda gerek sayın Binali Bey gerek Hayati Bey vardı; yanımda kısa bir değerlendirdik ve sonra grup konuşmama çıktım.

Serpil Çevikcan: Muhalefetten hemen baskın seçim ve danışıklı dövüş diye iddialar gündeme geldi. Seçimin hemen ilk aşamasında bu tür iddiaları nasıl değerlendiriyorsunuz?

Recep Tayyip Erdoğan: Aslında bu iddiaların hepsi ortada. Ana muhalefet erken seçim konusunu aylardır gündemde tutuyor. Böyle bir durum söz konusu değil. Bizim de erken seçim konusu AK Parti olarak prensiplerimiz arasında hiç olmamıştır. Onun için o süreçlerde biz özellikle bu konulara gündemimizde erken seçim filan yok demişizdir. Fakat son Cumhur İttifakı'nı bareber gerçekleştirdiğimiz müttefikimizin bu açıklaması, durumu değerlendirmemizi gerektirdi ve bunun üzerine değerlendirdik ve buraya geldik.

Önceden kesinlikle böyle bir görüşme böyle bir sufle etme söz konusu değil. Kaldı ki Cumhurbaşkanlığı seçimini 1 buçuk yıl... Ben 1 buçuk yıl daha Cumhurbaşkanlığı koltuğunda oturma rahatlığına erişebilirdim. Ama biz bunu düşünmedik. Bizim tek düşündüğümüz ülkemizin huzuru, refahı nerede? Burada ana muhalefetin maedem böyle bir hırsı var onlarında hırsını biraz rahatlatalım istedik. Onun için adımı atalım onlar da rahatlasınlar dedik. Durmadan er meydanı er meydanı diyor biz de her meydanı dedik. Milletimiz bedeli ödetecek soracak. Eğer bize devam derse milletimiz devam ederiz tamam derse saygı duyarız. Biz eserlerimizle ortadayız.

Muhalefetin hangi eseri var bilemiyorum. Demokrasi de bizim eserlerimiz ortada, hak ve özgürlükler konusunda herşeyimizle ortadayız. Adalet, kalkınma ve atılım noktasında yaptıklarımız ortada. Dolayısıyla bizim bu noktada bir sıkıntımız yok. Bütün alanlarda bütün dünya Türkiye'deki gelişmeleri izliyor. Siyasi, askeri, ekonomik bütün bu alanlarda Türkiye bütün kuşatılmışlara rağmen bir yarma harekatı yaparak malum bir Fırat Kalkanı harekatını gerçekleştirmiştir. 166 bin kişi bu harekattan sonra buraya dönmüştür. Ardından bir Afrin Harekatı'nı gerçekleştirmiştir. Burada da dönüşler başlamıştır. İçeride de teröre çok büyük darbe vurulmuştur ve hala devam ediyor. Zaho'da Hakurk'ta bu darbe harekatı devam ediyor. Gabar'da Cudi'de Tendürek'te Kandil'de buralarda operasyonlarımız kararlılıkla devam ediyor. Şu an itibariyle Afrin'de 4 bin 254 terörist etkisiz hale getirilmiştir. Kuzey Irak'ta 346 terörist etkisiz hale getirilmiştir. İçeride 240 terörist etkisiz hale getirilmiştir. Ben bu noktada silahlı kuvvetlerimizi, korucularımızı, jandarmamızı, polisimizi gerek şahsım gerekse milletim adına kutluyorum, tebrik ediyorum; bütün bunların yanında Özgür Suriye Ordusu'nu da tebrik ediyorum. Bizim 56 şehidimiz var. Bizim 56 şehidimizin yanında ÖSO yüzlerce şehit vermiştir. Bu konuda en ufak bir ayrım yok Mehmetçiğimize olan onların sadakatı bağlılığı, Mehmetçiğimizin onlara olan sevgisi sadakati nasıl bunlar bir oldular beraber oldular da bu operasyonlarda bu başarıyı sağladılar, bana adeta Çanakkale'yi andırıyor. Çanakkale'de nasıl sadece Mehmetçiğimiz yoktu, Bosna Hersek'ten tutun dünyanın başka yerlerinden Müslümanlar gelip nasıl Mehmetçiğimizle beraber olduysalar burada da benzer tabloyu görüyoruz. Hepsine Allah'tan rahmet diliyorum. Gazilerimize Allah'tan özellikle şifalar diliyorum.

Okan Müderrisoğlu: Cumhurbaşkanlığından 1 buçuk yıl önce seçime gidiyorsunuz. Bu kararı alırken kendi iç dünyanızın içinde sizin o aşina olduğumuz 'Kaderin üstünde bir kader vardır' dediğiniz anlar oldu mu?

Recep Tayyip Erdoğan: Zaten 'Kaderin üstünde bir kader vardır' inancıma dayanarak istişareyi de çok üst düzeyde tuttuğum için arkadaşlarımın da bu noktada olduğunu görünce bize düşen 'Kaderin üstünde bir kader vardır' demek oldu. Kararımızı verdik inşallah kader inanıyorum ki bizler için tüm inananlar için güzel tecelli edecektir. Çünkü duaya kalkan eller boş inmeyecektir.

Mustafa Kartoğlu: Türkiye'nin karşı karşıya bulunduğu tehdit ve risklerden bahsederken neleri kastettiniz?

Recep Tayyip Erdoğan: Bu konuda tüm batının bir tehdit projeksiyonu var. Bu projeksiyon içinde özellikle güneydeki malum PYD, YPG, PKK, DEAŞ şimdi DEAŞ'a karşı bu bir mücadeledir deniyor. Buna nereye kadar inanacağız. Bir yere kadar bunu yuttuk diyelim. Fakat güneye yani Suriye'nin kuzeyine kaç TIR silah geldi. 5 bin TIR buraya Amerika silah gönderiyor. Aynı şekilde 2 bin kargo uçağıyla buraya silah geliyor. Burada 20 kadar üs var biliyorsunuz. Kuzey Suriye'de bu üsler kime karşıdır? 911 kilometre sınır bizim sınırımız. Peki Amerika'nın yanında kim var? Koalisyon güçleri var. Onların da burada silahları mühimmatları var. Peki başka kim olabilir ikinci derecede olsa olsa İran olabilir, üçüncü derecede olsa olsa Rusya olabilir. Çünkü Rusya hatta ona ikinci derecede diyebilir 5 üssü var orada. Ama birinci derecede biz varız. Peki Türkiye Amerika ile NATO'da müttefik değil mi? NATO'da müttefik olduğuna göre, stratejik ortak olduğuna göre biz paramızla Amerika'dan silah alamıyoruz ama bu terör örgütlerine ne yazık ki Amerika ve koalisyon güçleri ücretsiz olarak verebiliyor. Demek ki tehdit öncelikle stratejik ortaklardan geliyor. Hadi gelin beraber bu işi çözelim. Bunu sayın Obama döneminde de çok uğraştık çok yaptık. Biz bunları yapamadık sürekli oyaladılar. Hem yapalım dediler hem oyaladılar. Bu döneme geldik artık baktık olmayacak kararımızı verdik göbeğimizi kendimiz kestik, adımı attık. Adımı atarak Fırak Kalkanı Harekatı'nda biz Cerablus'tan başladık El Bab ve 2 bin kilometrekarelik alanı DEAŞ'tan temizledik. 3 binin üzerinde DEAŞ'lıyı oralarda derdest ettik. Afrin'de de durum farklı değil, orada da 2 bin kilometrekare civarında bir alanı böylece biz oradaki teröristlerden temizlemiş olduk. Ama işimiz bitmedi. Arzumuz Afrinliler gelsin yerlerine yerleşsin. Bizde kamplarda olanlar geri dönmeye başladılar. Ama bizde de 3 buçuk milyon Suriyeli var. Bunların içinde Fırat Kalkanı'nda olduğu gibi o bölgenin insanları olduğu gibi Afrin bölgesinin insanları var, İdlib'in insanları var, Halep'in insanları var. Şimdi bir de bizim İdlib sınırında da gözlem kuleleri var. Bu kulelerin içinde de 9 tanesi bizim kontrolümüz altında.

Burada da arzumuz İdlib'i de ciddi manada kontrol altına alalım çünkü 3 buçuk 4 milyon insan burada yaşıyor. Burası da sürekli tehdit altında. Burada hedef İdlib ile birlikte Tel Rıfat inşallah Münbiç buralarda da şu sürecin devam etmesi lazım. Ama buraları da en az zaiyatla ve yine İdlib'de ilk etabını bu işin en ideal şekilde başlatalım. Nasıl Afrin'de Rusya ile iyi bir ilişki içinde bunu sürdürdüysek burada da yine aynı tavır içinde ve diplomasiyi uluslararası hukuk çerçevesinde öne çıkararak bunu sürdürelim. Burada da bizim Astana süreci ciddi manada ön planda yer aldı. Birinci Soçi aynı şekilde ardından Ankara bu konuda üçlü olarak Rusya-Türkiye-İran bir araya geldik. Şimdi inşallah üçüncüsünü Tahran'da yapacağız. Astana'nın önemini de korumamız laızm. Ama Astana'yı Cenevre'nin önüne çıkarmak gibi bir derdimiz de yok. Ama burada ancak üç ülke bir araya gelebildik. Başkalarına da yasak koymuş değiliz. Cenevre bugüne kadar sonuç odaklı çalışmadı.

Biz tabi buralardan çıkacak neticeyle inşallah derdimiz Suriye'nin kuzeyinde kuzeydoğusuna doğru bu barış bölgesini yaygınlaştırmak. Çünkü buralar bize hep sınır. Buralarda ciddi tehditler aldığımız yerler var. Bunlardan en önemlisi Ayn el Arap'tır. Buradan hep tehditler aldık. Aslıdan bu bölgeler bizim insanlarımızın akrabalarının yoğun olduğu bölgelerdir. Ama hassasiyetle yeter ki bizi taciz etmesinler yeter ki bizim bölgemize tehdit savurmasınlar. Bu olmadıktan sonra bizim de bu bölgelerde sürekli ölüm yağdırmaya merakımız yok.

Ahmed Arpat: Kampanya ne zaman başlayacak diye sorulduğunda 'Biz başladık bile' dediniz. Ana mesajlar neler?

Recep Tayyip Erdoğan: Ana mesajları şu anda açıklamam doğru olmaz. Arkadaşlarım çalışıyorlar. Hafta başından itibaren bu çalışmaların içinde ben de bulunacağım. Fakat buradaki bütün hedef YSK'nın açıklayacağı seçim takvimi. Onlar resmi seçim takvimini açıklayacak ki bizde de bazı hazırlıklar var ama kendi takvimimizle onu örtüştüreceğiz. Yol haritamızı da ona göre belirleyeceğiz. Seçim takvimizi söylemek doğru değil çünkü bunun asıl belirleyeci olan YSK'nın açıklayacağı seçim takvimi. Örneğin biz bir temayül yoklamasını yine yapacağız. Çünkü temayül olmadan milletvekili adaylarımızı belirlemek doğru olmaz. Fakat diğer siyasi partilere göre yine en hazırlıklı parti zannediyorum biziz. Şu anda biz İstanbul ve İzmir kongreleri hariç bütün kongrelerimizi bitirmiş bir partiyiz. Kaldı ki ana kademenin kongrelerinin dışında da kadın kolları ve gençlik kolları kongerelerini de yapıyoruz. Bugün mesela Ankara'nın kongresi vardı. Bunlarla bir defa biz her an her zaman seçime rahatlıkla girebilecek noktadayız. Ve bütün teşkilatlarımız şu anda sandık kurullarına varıncaya kadar bunların hazırlıklarını süratle yapıyorlar ve temayül yoklamalarını yapıp neticesini hemen bize bildirecekler ve bizler süratle milletvekili noktasında gelen aday adaylarının içerisinden adaylarımızı inşallah seçip YSK'ya gidecek hale getireceğiz.

Okan Müderrisoğlu: 18 Nisan'da Külliye'de erken seçim tarihini açıkladığınız toplantıyı ben yerinde takip ederken şöyle bir cümleniz dikkatimi çekti, "Eski sistemin hastalıkları attığımız her adımda karşımıza çıkabiliyor. Bizim tercihimiz 2019 Kasım'ına kadar dişimizi sıkmaktan yanaydı" dediniz. Nelere dişinizi sıkıyordunuz efendim?

Recep Tayyip Erdoğan: Sen özellikle gazetecilikle ekonomide temayüz etmiş bir kardeşimizsin. Bir defa öyle bir bürokratik oligarşi var ki bu sizin atacağınız her adımda adeta bileklerinize bir kelepçe. Başbakanlığımın ilk anından itibaren ben bürokrasiye karşı adeta savaş verdim. Ama parlamenter demokraside bunu bir yere kadar başarabiliyorsunuz bütünü ile başaramıyorsunuz. Örneğin durum böyle olmayacak, daha farklı olacak. En güzel şeyi tabii bu işin malum yasama-yürütme-yargı. Bu üç kuvvetler ayrılığı noktasında güç, bu dönemde çok daha farklı ama çok daha güçlü çalışacak. Ama devleti bağlayıcı bir güç olmayacak. Bana göre devleti destekleyen, güçlendiren bir güç haline gelecek. Bu bizim için önemli. Mesela yürütmede siz parlamentodan kabine oluşturmuyorsunuz. Dışarıdan bir kabin oluşturuyorsunuz ve bu kabine sizin için bağlayıcı mı? Değil. Bu kabine ile bir yerde aksama var bunları alıp birini bir kenara koyabilirsiniz. Böyle olunca bir defa gelenler de bunu bilecek. Ben ya başkanla beraber giderim veya başarılı olamazsam her an gidebilirim. Böyle bir durum olacak. Dolayısıyla o da altındakilere karşı böyle bir davranış içinde olacak. Çünkü başarılı olmak mecburiyetinde. Bugün bir toplantıdaydım sermaye çevresiyle ve orada da dedim, "Yarın biz inşallah bu seçimi kazanırsak içinizden bazı arkadaşları kabineye alma durumumuz olursa gelmeye hazır mısınız? Ama şu anda kazandığınız parayı kazanamazsınız" diye. Amerika'da Tillerson dünyanın en büyük petrol şirketinin başındaydı. Orada sayın Trump getirdi dışişleri bakanı yaptı. Sonrasında da hiç haber vermeden kendisini o görevden aldı. Ama onun kabinede aldığı maaşın mukayese edilebilir yanı var mıydı? O sadece vatanseverlikti. Şimdi bizim de burada artık böyle döneme alışacağız. Yeni dönemin güzelliği burada. Özel sektörde başarılı olan arkadaşlara bazı teklifler yapabiliriz, onları kabinemizde inşallah görmek isteriz.

Okan Müderrisoğlu: Ekonomiyi de emanet eder misiniz?

Recep Tayyip Erdoğan: Edebiliriz, niye etmeyelim. Ekonomi bu işin can damarı. Şimdi enerji artık dünyada farklı bir yerde. Dolayısıyla bizim buraları çok çok emin, sağlam, verimli, üretken ellere teslim etmemiz lazım. Hedefimiz önümüzdeki dönemde yeniliklerimizden biri bu olacak.

Serpil Çevikcan: Milliyetçi Hareket Partisi ile ittifak çerçevesini milletin bekası bağlamında tek bayrak, tek millet, tek vatan, tek devlet temeline oturtmuştunuz. İttifak protokolü bu temel üzerinde şekillenirken biraz bize ipucu verebilir misiniz bu protokolün ana noktaları ne olacak?

Recep Tayyip Erdoğan: Bizim özellikle Milliyetçi Hareket Partisi ile normal şartlarda dahi azami müştereklerimiz var. Ama bir Cumhuriyet Halk Partisi ile bizim doğru dürüst asgari müştereğimiz bile yok. Cumhuriyet Halk Partisi yeri geldiği zaman teröristlerle el ele kol kola girebiliyor, onlarla beraber yürüyebiliyor, onları savunabiliyor. Ellerimizde çok belgeler var. Bizim bir defa Cumhur İttifakı'nda az önce sizin saydığınız tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet belirleyici dört esas. Buranın en önemli ittifakı yerli ve milli olması. Öbür tarafta öyle bir şey söz konusu olmadığı için onlarla beraber zaten yapmak yürütmek mümkün değil. Zaten bütün bunlar hasıl olduğu için Cumhur İttifakı'nın kuruluşu da hayırlı oldu. Benim milletim bu ittifakın güzelliğini de görecek, hasılasını da görecek. Bu hasıla ile birlikte bu ittifaka sarılacak. Bunu başarmamız şart ki milletimiz muassır medeniyetler seviyesinin üstüne çıkabilsin. Bizde bu insan potansiyeli var bu güç var. Biz niye başaramayalım. İşte son 15-16 yılda artık kendi savunma sanayisinde uçağını üreten bir ülke haline geldik. İHA'larımızı, SİHA'larımızı üretiyoruz ve şu anda savaş uçaklarımızı üretmenin çalışmalarını yapıyoruz. Hatta SİHA'larda çok daha yüksek kapasitede uçak üretmenin hazırlığı içindeyiz. Dünyada eşi benzeri olmayacak inşallah. Ama biz bunları yeterli bulmuyoruz. Biz jet savaş uçaklarımızı da yapmak durumundayız. Helikopterlerimiz Atak'lar, tank öyle. Bir kendimizi yetmeyeceğiz bunun ihracatını başlatacağız. Bazı ülkelerle görüşmelerimiz yoğun şekilde devam ediyor. Bizler şu anda denizaltı noktasında da çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Yani özellikle kuruluşlarımız artık devletten özele ağırlık vererek gelişiyor. Eskiden savunma sanayi denilince sadece devlet vardı. Ama artık böyle bakmıyoruz olaya. Özel sektörü bu konuda teşvik ediyoruz. Onlara ciddi manada teşvikler veriyoruz. Önümüzdeki süreç bunun eserlerini aldığımız bir süreç olacaktır.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları;

Cumhur ittifakının 'Başkan' adayı zaten bellidir. Ciddi sıkıntı olacağı kanaatinde değilim. Seçim öncesi Cumhurbaşkanı Yardımcısı açıklamayacağım.

(Kılıçdaroğlu aday olur mu?) Gönlüm aday olması yönünde, bu yarışa girsin. Başkasını aramasına gerek yok, kendisi meydana çıksın. Saadet Partisi ile 2-3 kez görüştük maalesef netice alamadık.

(İyi Parti için karar bekleyişi) Girmesi, girmemesi noktasında bir sıkıntımız söz konusu değil.

OHAL'de seçim eleştirileri) Seçim sürecinde bir sıkıntı yaşanmayacak. Bunların hepsi ana muhalefetin bahanesi. Tüm partiler daha sağlıklı, rahat kampanya sürdürecek. ABD'deki seçimlerde yaşanan şaibeler bizde olmuyor.

Bir sıkıntı söz konusu değil, YSK mühürleyerek gönderiyor.

Altına endeksleyerek iş yaparsak daha kolay olur. İthalat, ihracatta yerli ve milli parayı önemsiyorum. Faizi ne kadar yükseltirseniz enflasyon da yükselecektir. Faizi indirdiğimiz anda enflasyon da düşecektir. Kur-faiz ilişkisini şu anda Batılılar gibi düşünmüyorum. Burada bizim için kur noktasında en ideal olanı şu yerli ve milli para konusudur ki kesinlikle iki kere iki dört, kur baskısını ortadan kaldırır. Faizi de düşürdükçe o da kuru ciddi manada aşağıya çekecektir.

FETÖ ile mücadele kararlılıkla sürecek, taviz vermek mümkün değil. Arkasında ABD var, bu adam 400 dönümlük yerde paşa paşa yaşıyor. Brunson'u istiyorsanız, atılan adımlara bir bakın. Suçluları iadesi anlaşmasıyla bu adamı niye deport etmiyorsun? Yurtdışından 83 FETÖ'cüyü getirdik, bunlar kararlılıkla devam ediyor. 19 ülkeden 83 FETÖ yöneticisini getirdik. İstihbarat doğru çıkarsa Adil Öksüz'le ilgili adımı da atacağız.

Terörün şah damarı çok ciddi darbe yedi ve kanamada. 16 bin 650 terörist etkisiz hale getirildi. Bu mücadeleyi bundan sonra da vermeye devam edeceğiz.

Yunanistan'daki FETÖ'cü askerlerin bize verilmesi lazım. Yunanistan'a ne yapıyorsunuz diye sormak lazım. Suların ısınmasını istemiyoruz, böyle bir gayret içinde değiliz.

(AB Raporu) Yapıcı olmaktan uzak, ilişkileri bozmaya yönelik bir rapor.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.