Hava Durumu

Erdoğan son noktayı koydu! 'Kudüs bizim kırmızı çizgimiz'

Filistinlilerin topraklarını işgalci bir devletin ellerine bırakılamayacağını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Kudüs bizim göz bebeğimizdir, bir kırmızı çizgidir, bu böyle bilinsin" dedi.

Haber Giriş Tarihi: 09.12.2017 17:07
Haber Güncellenme Tarihi: 09.12.2017 17:07
Kaynak: Haber Merkezi
https://www.yenidonem.com.tr/
Erdoğan son noktayı koydu! 'Kudüs bizim kırmızı çizgimiz'

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) tarafından düzenlenen İnovasyon ve Girişimcilik Haftası Kapanış Töreni'nde yaptığı konuşmada, etkinliğin, hayırlı neticeler doğurmasını temenni etti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, İnovatif Projesi kapsamında 5 kategoride ödül alan firmaların temsilcilerini, üniversite-sanayi iş birliğine dayanan, inovasyon odaklı mentorluk programı kapsamında sertifika alan kişileri de kutladı. Erdoğan, etkinliğin ileriki yıllarda daha da zenginleşerek süreceğine inandığını söyledi.

ABD'NİN KUDÜS KARARI

Cumhurbaşkanı Erdoğan, ABD'nin Kudüs kararına ilişkin, "Bu açıklama en büyük darbeyi Amerika'nın da üyesi olduğu Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'ne vurmuştur. Tarih dünde kalırsa yazık, tarihi geleceğe taşımak çok önemli. Amerika'nın da altında imzası olduğu Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin 1980 yılında aldığı 478 sayılı kararını son açıklamayla Amerika yok saymıştır. Böyle bir şey olabilir mi? Altında imzan var ve bugüne gelmiş bu iş, şimdi ise sen bu imzayı inkar diyorsun. Güvenlik Konseyi'nin daimi üyelerinin dahi dikkate almadığı, itibar etmediği bir Birleşmiş Milletler'in diğer ülkeler nezdinde itibarı ve inandırıcılığı olamaz. Hiç kimse hukukun üstünde değildir" dedi. Erdoğan, ABD'nin Kudüs kararının, uluslararası hukuk, vicdan, adalet ve bölgenin gerçekleriyle bağdaşmadığını bildirdi.

Erdoğan, Trump'ın 'Ben yaptım oldu' anlayışıyla hareket etmek istediğini belirterek, "Dünyayı yönetmek bu kadar kolay değil kusura bakmayın. Güçlü olmak size bu hakkı vermez. Hele hele büyük ülkelerin liderleri, buradan sesleniyorum, dünyada çatışmakla değil, barıştırmakla görevlidir. Bunu yapması lazım." ifadelerini kullandı. Erdoğan, Kudüs'ün kaderinin 1967'den beri hiçbir hukuk, ahlak tanımadan Filistinlilerin topraklarını gasbeden işgalci bir devletin ellerine bırakılamayacağını belirtti. Bunun adının kuzuyu vahşi bir kurda teslim etmek olacağını söyleyen Erdoğan, "Kudüs bizim göz bebeğimizdir. Kudüs bizim ilk kıblemizdir. Kudüs bizim için bir kırmızı çizgidir, bu böyle bilinsin." dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, orta gelir tuzağına ilişkin, "Bizim ne üretimle ne tasarımla ne yenilikle ne de girişimcilikle bir sıkıntımız yok. Rabbim millet olarak hepsini de bize, bu millete, bu gençliğe ziyadesiyle lütfetmiştir. Şimdi artık bunları kuvveden fiile geçirme zamanıdır. Türkiye orta gelir tuzağından ancak bu şekilde kurtulabilir. Bizim yerimiz, gelişmekte olan değil, gelişmiş ülkeler sınıfıdır." dedi.

Türkiye aleyhine oluşturulmaya çalışılan algıya değinen Erdoğan, "Son dönemde hız kazanan ülkemizin ekonomisine yönelik olumsuz algı oluşturma çabalarına karşı dikkatlerinizi özellikle çekmek istiyorum. Türkiye bu algı çabasının tam tersine, sahip olduğu büyük potansiyel yanında tüm yatırımcıları cezbeden ülke olma özelliğini güçlendirerek sürdürüyor. Dün ülkemiz aleyhine oluşturulmaya çalışılan algı Kurtuluş Savaşımızı başarıyla sonuçlandırmamıza ve yeni devletimizi kurmamıza engel olmamıştı. Bugün de benzer gayretler 2023 hedeflerimize ulaşmamıza, demokraside ve ekonomide dünyanın en ileri ülkeleri arasına girmemize engel olamayacaktır." ifadelerini kullandı.

Türkiye'nin uluslararası rekabetteki gücünü artıracak girişimlerin neşvünema bulmasını sağlamak gerektiğini vurgulayan Erdoğan, "Kamunun, üniversitelerin ve özel teşebbüsün desteklediği girişimcilik ve kuluçka merkezleri, bu bakımdan önem arz ediyor. Hedeflerimize ulaşmak için, kamunun sunduğu desteklerin yanı sıra aynı amaçla yatırım yapan girişim sermayesi fonlarını da harekete geçirmeliyiz. Özel sermaye fonları sektörünün son yıllarda ulusal varlık fonları, yatırım fonları, aile şirketleri, nitelikli yatırımcılardan kayda değer bir meblağ topladığını biliyoruz." dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, son dönemde Türkiye'nin hız kazanan ekonomisine yönelik olumsuz algı oluşturma çabalarına dikkati çekerek, sözlerini şöyle sürdürdü: "Türkiye, bu algı çabasının tam tersine, sahip olduğu büyük potansiyel yanında tüm yatırımcıları cezbeden bir ülke olma özelliğini güçlendirerek sürdürüyor. Ülkemizin küresel sisteme entegre bir ekonomiye sahip olduğunu, burada iş yapan herkes aslında gayet iyi biliyor. Ülkemizde faaliyet gösteren, iç pazarla birlikte yurt dışına da üretim yapan, bunun için de yerli tedarik ağlarını kullanan yatırımcıların sayısının sürekli artması, net bir şekilde şunu ortaya koyuyor: Bu durumun girişimciler açısından anlamı, ülkemizde ortaklık kurabilecekleri, ürünlerini pazarlayabilecekleri, araştırma geliştirme kapasitelerinden yararlanabilecekleri çok sayıda ortak bulabileceklerdir."

Türkiye'yi karalama kampanyalarının yeni bir vaka olmadığının da altını çizen Erdoğan, gençler için tarihten bazı örnekler vermek istediğini belirterek,"16 Eylül 1922 tarihli bir Amerikan gazetesinde, İstanbul, gazetenin ifadesiyle 'Muhammed-i inanışın merkezi ve Mustafa Kemal de büyük bir politik dini imparatorluk kurmayı planlayan İslam'ın yeni lideri' olarak anılıyor. 19 Eylül 1922 tarihli bir başka Amerikan gazetesi, Mustafa Kemal'in yeni bir Müslüman imparatorluk planladığını, Yunanlıların hezimetinin de bunun ilk adım olduğunu söylüyor. İlginç değil mi? 10 Ekim 1922 tarihli bir Amerikan gazetesi, Mustafa Kemal'i 'Korkunç Türklerin en korkuncu' olarak nitelendiriyor. 17 Kasım 1922 tarihli bir Amerikan gazetesi ise Mustafa Kemal'i 'Bir terör sembolü' olarak tanımlıyor. Bu haberlerin bugünkülerden farkı var mı? Dün böyle yaptılar bugün de aynısını yapıyorlar, değişen bir şey yok. Bu haberlerin 11 Ekim 1922'de imzalanan Mudanya Mütarekesi'nin hemen öncesi ve sonrasına denk gelmesine, özellikle dikkatinizi çekiyorum. Verdiğim örneklerden de anlaşılacağı üzere, ne zaman bu millet ayağa kalkmaya çalışsa hemen 'terörist' ve 'korkunç' olmakla suçlanarak, hakkımızda olumsuz bir algı oluşturulmaya çalışılıyor." şeklinde konuştu.

Bugün Avrupa ve Amerikan medyası takip edildiğinde benzer ithamların şahsı ve günümüz Türkiyesi için de yapıldığına şahit olunacağına dile getiren Erdoğan, şunları söyledi: "Bu durum gösteriyor ki biz millet olarak doğru yoldayız. Dün ülkemiz aleyhine oluşturulmaya çalışılan algı, Kurtuluş Savaşımızı başarıyla sonuçlandırmamıza ve yeni devletimizi kurmamıza engel olmamıştı. Bugün de benzer gayretler, 2023 hedeflerimize ulaşmamıza, demokraside ve ekonomide dünyanın en ileri ülkeleri arasına girmemize engel olamayacaktır. İşte sene 2002. IMF'ye olan borcumuz 23,5 milyar dolar. Bizi sadece paramızı yönetmekle kalmadılar, aynı zamanda siyaseten yönetmeye çalışıyorlardı. Davos'taki bir toplantıda o zamanki IMF Başkanı bana siyasi akıl vermeye kalktı. Kendisine şunu söyledim: 'Siz taksitlerinizi almaya bakın, bize siyasi akıl veremezsiniz, ülkemi siyasette ben yönetirim.' Tabi biraz böyle abandone oldu, 'Taksitlerinizi alıyor musunuz?' Sustu. 'Alıyor musunuz, onu söyle bana?' 'Alıyoruz.' dedi. Sene 2013, artık bizim IMF'ye borcumuz kalmadı, bitti, defteri kapadık."

Girişimcileri bu tür kirli propaganda çalışmalarına aldırmadan Türkiye'ye güvenmeye davet eden Erdoğan, "İşte az önce ödülleri verdiğimiz girişimciler, sadece ülkemizde bazı semboller. Daha çok girişimcilerimiz var. Üretiyoruz, üreteceğiz. Evelallah bu yarışta öne çıkıyoruz ve çıkacağız. Bunun başka alternatifi yok. Küresel ekonomide rakiplerimiz ve dostlarımız elbette olacaklar. Büyümemize katkı veren dostlarımız, bizimle birlikte kazanacak, algı operasyonlarıyla bize çelme takmaya çalışan rakiplerimiz ise yalanlarının altında ezilip kalacaklardır." dedi.

Türkçe'ye "Yenilikçilik" olarak çevrilen inovasyon ile "Fırsatları değerlendirme çabası" olarak ifade edilebilecek girişimciliğin esasen Türk milletinin fıtratına çok uygun olduğunun altını çizen Erdoğan, bu konuda dolmuşları örnek gösterdi.

Dolmuşçuluğun nasıl ortaya çıktığına yönelik farklı rivayetler olduğuna değinen Erdoğan, 1929 yılında yaşanan ekonomik buhran döneminde müşteri bulmakta zorlanan bir taksicinin, Cağaloğlu'ndan ilk dolmuşçuluğu başlattığını belirterek, "Aynı yönde giden dört müşterisine, hepsini birlikte taşımayı ve ücreti dörde bölmeyi teklif eder. Nasıl? Tabii şoför akıllı, Türk ya... Müşteriler de akıllı, Türk ya... Böldüler, müşterilerin de kabul etmesi üzerine, işi biraz daha büyütüp, Karaköy iskelesinden sabit bir ücretle Taksim'e müşteri taşımaya başlar. Böylece bu iş tutar. Giderek yaygınlaşır, işte sana dolmuş." dedi

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.