Hava Durumu

Hukukçulardan Tunç Soyer'e tepki! 'Babasının fikir taşıyıcılığını yapmaktadır'

Millet İttifakı'nın İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı CHP'li Tunç Soyer hakkındaki tartışmalar sürüyor. Soyer'e bir tepki de Türk Hukuk Enstitüsü ve Taş Medreseli Ülkücüler'den geldi.

Haber Giriş Tarihi: 25.03.2019 13:42
Haber Güncellenme Tarihi: 25.03.2019 13:42
Kaynak: Haber Merkezi
https://www.yenidonem.com.tr/
Hukukçulardan Tunç Soyer'e tepki! 'Babasının fikir taşıyıcılığını yapmaktadır'

-N. Nuri Yavuz-

Türk Hukuk Enstitüsü ve Taş Medreseli Ülkücüler tarafından hazırlanan bildiride Türkiye'de yaşanan darbelere ve özellikle Tunç Soyer'in 12 Eylül 1980 Askeri Darbesi'nin Ankara Sıkı Yönetim Askeri Başsavcısı olan babası Nurettin Soyer'in ülkücülere yönelik açtığı davalara vurgu yapıldı. Bildiri, Türk Hukuk Enstitüsü Yönetim Kurulu Üyesi ve Taş Medreseliler Avukatı Emre Çakmak tarafından okundu.

DARBENİN HUKUK AYAĞI

Bildiride şu ifadelere yer verildi: "Nurettin Soyer kimdir? 12 Eylül 1980 Askeri darbesi sonucunda Ankara Sıkı Yönetim Askeri Başsavcısı olarak Milliyetçi Hareket Partisi ve Ülkücü Kuruluşlar Davasının iddianamesini hazırlayan savcıdır. Ancak Nurettin Soyer sıradan bir savcı değildir. Nitekim Aralık 1978 tarihinde 19 ilde ilan edilen sıkıyönetim ile Ankara Sıkı Yönetim Başsavcısı görevini ifa eden Soyer, Ülkücülere yönelik olarak işkence ile sorgulamalar yapmış, orantısız iddialar ile Ülkücü camiaya karşı Kenan Evren cuntasının talimatları ile hareket ederek, darbe örgütlenmesinin merkezinde bulunan cuntanın hukuk ayağını yönetmiştir."

ÜLKÜCÜLERE İŞKENCE EDİLDİ

"Nurettin Soyer, 12 Eylül ile birlikte, Milliyetçi Hareket Partisi Genel Merkezi'nin usulsüz olarak arama başlatmış, Milliyetçi Hareket Partisi ve Ülkücü Kuruluşlar Davası soruşturması açmıştır. Bu soruşturma ile birlikte Mamak Garnizonunda C5 adı verilen işkence hanede POLDER üyesi polisler ile birlikte binlerce ülkücüye, annesine, babasına, eşine ve kardeşlerine tarihte örneği görülmemiş işkenceler yapmıştır. Bu işkenceler sonucunda birçok ülkücü sakat kalmış ya da şehit olmuştur. İşkence ve baskılar sonucunda alınan ifadelere dayanarak, kurgusal ve aldatmacalar ile dolu Milliyetçi Hareket Partisi ve Ülkücü Kuruluşlar Davasının iddianamesini hazırlamıştır. Bu iddianame ile Milliyetçi Hareket Partisi lideri Başbuğ Alparslan Türkeş ve Ülkücüleri, faşist, darbeci ve anayasal düzeni yıkamaya yönelik faaliyetler gösteren bir örgüt olarak göstermiş ve başta Başbuğ Alparslan Türkeş olmak üzere 220 kişinin idamını istemiştir."

ZULMÜN ETKİLERİ SÜRÜYOR

"Hazırlanan iddianameye dayanılarak açılan dava 7 yıl sürmüştür. Bu yargılama sürecinde Nurettin Soyer ülkücülere karşı olan olumsuz ve kindar tavrını devam ettirmiştir. Zira soruşturma çerçevesinde yakalanması gerçekleştirilemeyen ve yurtdışında bulunan Ülkücüler hakkında eski TCK 146 - 149 maddesine dayandırılarak yakalama fezlekeleri düzenlenmiştir. Hazırlanan bu fezlekeler sonucunda birçok Vatan sevdalısı ülkücü vatandaşlıktan çıkartılmıştır. 12 Eylül' ün üzerinden 39 sene geçmesine rağmen Nurettin Soyer'in ülkücü harekete yapmış olduğu zulmün etkileri halen devam etmektedir."

İSMAİL GÖKMEN ÖRNEĞİ

"Bu zulmün etkilerini yaşayanların en canlı örneği şu an Almanya da vatansız olarak hayatını idame ettirmeye çalışan Ülkücü İsmail Gökmen'dir. Milliyetçi Hareket Partisi ve Ülkücü Kuruluşlar Davasında sanık olan ve hakkında eski TCK 146 - 149 maddeleri gerekçe gösterilerek yakalama fezlekesi düzenlenen İsmail Gökmen devlet güvenliği gerekçe gösterilerek vatandaşlıktan çıkartılmıştır ve halen Türkiye' ye dönememektedir. Oysaki Milliyetçi Hareket Partisi ve Ülkücü Kuruluşlar Davasında, sanıklar hakkında devlete karşı işlenen suçlarlar ana başlığını altında dava açılmıştır. Fakat 7 yıl süren yargılama sonucunda suç vasfı değişmiş ve devlete karşı işlenen suçlar vasfından çıkarak şahsa karşı işlenen suçlar vasfını kazanmıştır. Ancak yakalama fişinde halen devlete karşı işlenen suçlar maddeleri bulunduğundan dolayı İsmail Gökmen'in vatandaşlık başvuruları, İç İşleri Bakanlığı tarafından reddedilmektedir. Söz konusu dava üzerinden 39 yıl geçmiştir. İsmail Gökmen hakkında ki dava tefrik edilmiş ve zaman aşımına uğramıştır. Tüm bu gelişmelere rağmen Nurettin Soyer'in zulmü Ülkücü İsmail Gökmen'in yakasını bırakmamıştır."

"Nurettin Soyer'in Ülkücü Harekete yapmış olduğu zulmün etkileri devam etmekte iken bu defa karşımıza oğlu Tunç Soyer ismi getirilmektedir. Cumhuriyet Halk Partisi tarafından İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı olarak gösterilen Tunç Soyer, babasının Ülkücü Harekete yapmış olduğu haksızlık ve zulmü destekler nitelikte beyanlarda bulunmuştur. Zira gerek görsel gerekse yazılı medyada "Babam Hukuku korumak için elinden geleni yaptı. Onunla gurur duyuyorum" şeklinde beyanlarda bulunmuştur. Tunç Soyer'in bu beyanını hukuksal, sosyolojik ve siyasi anlamda değerlendirmek gerekmektedir."

FİKİR TAŞIYICISI

"Çağdaş maddi ceza hukukunun en önemli ilkelerinden biri suç ve cezanın şahsiliği ilkesidir. Kısacası suç babadan oğula geçmez. Ancak Tunç Soyer'in babası Nurettin Soyer tarafından,  ülkücülerin anne, baba, eş ve kardeşlerine yapmış olduğu işkence ve baskılar, suçun şahsiliği ilkesinin hukuksal anlamda yok sayıldığını göstermektedir. Tunç Soyer gibi bir Büyük Şehrin Belediye Başkan Adayı olan zat, toplumsal ve siyasal anlamda babası Nurettin Soyer'in fikir taşıyıcılığını yapmaktadır. Babasının ürettiği sosyal ve siyasal algının günümüzde ki temsilcisi rolündedir."

EMPERYALİZME HİZMET EDİYOR

"Türk Siyasi hayatına ve Ülkücülerin tarihine kara harflerle yazılmış Nurettin Soyer isminin ve düşüncelerinin günümüz temsilcisi olan Tunç Soyer ile aynı kervanda yer almak hiçbir ülkücünün açıklayabileceği bir husus değildir. Ülkücü tarihin sırtında bir hançer gibi saplı duran Nurettin Soyer isminin, bugün siyasal platformda oğlu Tunç Soyer tarafından temsil edildiğini görmek şaşırtıcı da değildir. Nurettin Soyer, 12 Eylül 1980 döneminde Amerikan Emperyalizmine nasıl hizmet etti ise Tunç Soyer'de bugün Amerikan Emperyalizmine o şekilde hizmet etmektedir. Milliyetçi Hareket Partisi adında da anlaşılacağı üzere 'Milliyetçi' bir partidir. Milletin refahı ve felahını amaçlamaktadır. Dolayısıyla milletin bütün fertlerini kucaklamaktadır. İşkenceyi insanlık suçu saymakta olup iman ve töresi gereği adaleti önceleyen ve darbenin her türlüsüne karşı olan bir siyasi parti olarak Milliyetçi Hareket Partisi, Türk Siyasi hayatında yerini almaya devam edecektir. Er ya da geç kandırılmış olanlar bu gerçeğin farkına varacaktır."

(Emre Çakmak)

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.