Kendisiyle ilgili bilinmeyenleri anlatan Bakan Selçuk: 'Hayalim TIR şoförü olmaktı'
Kendisiyle ilgili bilinmeyenleri anlatan Bakan Selçuk: 'Hayalim TIR şoförü olmaktı'
Milli Eğitim Bakanı Selçuk, "Çocukluk hayallerinizle bugün geldiğiniz yer uyuşuyor mu?" sorusuna, "Aslında uyuşmuyor. Benim hayalimde nikelajlı büyük bir TIR'da, TIR şoförü olmak vardı" yanıtını verdi.
Haber Giriş Tarihi: 04.11.2018 14:45
Haber Güncellenme Tarihi: 04.11.2018 14:45
Kaynak: Haber Merkezi
https://www.yenidonem.com.tr/
Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, Tvnet'teki Ayşe Böhürler ile Türk Kahvesi programına katıldı. Eğitim hayatında annesinin yerinin önemli olduğunu ifade eden Selçuk, 2 yıl önce vefat eden annesini hala yanında hissettiğini söyledi. Psikoloji alanındaki çalışmalarında, annelerin davranışlarıyla ilgili de çalıştığını dile getiren Selçuk, "Annemin eğitim hayatımla ilgisi çok önemli. Onun sayesinde okudum, diyebilirim. Doğduğum köyde ilkokul birinci sınıfa 5 yaş 2 aylıkken başladım. Ailem Ankara'ya göçmüştü, ben de babaannemin yanında köyde kaldım. Toplam 17 gün gitmişim okula gerisinde de kaçmışım" diye konuştu.
Selçuk, daha sonra Ankara'da ikinci sınıfa devam ettiğini, akademik yetersizliği olduğu için iki öğretmenin de kendisini sınıfına almadığını belirterek, sonunda emekliliği yaklaşan öğretmeninin sınıfına kabul edildiğini söyledi.
SINIFTA YOKMUŞUM SANKİ
Sınıfında köyden gelmiş bir öğrenci olarak çocukların kendisiyle konuşmadığını anlatan Selçuk, şöyle devam etti: "Sınıfta yokmuşum gibi sanki. Bir tek şekilde görülüyorum; ağabeyimden ablama, ablamdan da bana geçen siyah bir önlük var. Önlüğün yan taraflarında bulunan bir cebi çok yıprandığı için annem birini atmış, bir cebi de ters çevirip ortaya dikmiş. 700 kadar öğrencinin içinde cebi ortada olan tek öğrenci benim. Çok dikkat çekiyor bu, ama hiç kimse konuşmuyor. Öğretmen bir hikaye anlatarak, 'Sekmek ne demek' diye sordu. Sınıfta da sekmeyi bilen bir tek ben oldum. Öğretmenim beni alkışlattı ve teneffüste çocuklar benimle ilk kez konuşmaya başladı."
1 YIL SINIFTA KALDIM
Lise döneminde 2 ay kadar okuldan kaçtığını, bunun üzerine babası "Okumayıp benim gibi dolmuş şoförü mü olacaksın?" diyerek kendisini dövünce "Hayır, ben TIR şoförü olacağım" dediğini belirten Selçuk, lisede bir yıl sınıfta kaldığını, ardından da Ankara Üniversitesi'nde Eğitim Bilimleri Fakültesine devam ettiğini, bu sürede de dolmuş ve taksi şoförlüğü yaptığını anlattı.
Selçuk, Böhürler'in "Çocukluk hayallerinizle bugün geldiğiniz yer uyuşuyor mu?" sorusuna, "Aslında uyuşmuyor. Benim hayalimde nikelajlı büyük bir TIR'da, TIR şoförü olmak vardı" dedi.
ŞEFKAT VARSA ARKASI GELİR
Öte yanda hayalindeki öğretmen profilini anlatan Bakan Selçuk şöyle konuştu: "Öğretmenin bilgisi, hep benim ikincil unsurum. Ben öğretmenin şefkatine bakarım. Eğer şefkat varsa, arkası gelir. Şefkat yoksa bir resmi görev, geçim vasıtası için yapılan bir şey vardır. Meselenin özü şefkatte. Bir eğitim fakültesinde öğretmen yetiştirirken şefkat hiç konuşulmuyor. İyi bir öğretmen aslında çocuklara bir şey öğrettiğini düşünmez, öğretmenlik, öğretmenin kendi serüvenidir, yolculuğudur. Doğrudan 'Çocuğa bir şey veriyorum, öğretiyorum' denildiği anda, öğretmenlik bitiyor. Öğretmen ustaysa eğer, müfredat gerekmiyor. Müfredat engelleyici bir husustur. Müfredat ya da metot daha çok acemiye lazımdır, ustaya değil."
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Kendisiyle ilgili bilinmeyenleri anlatan Bakan Selçuk: 'Hayalim TIR şoförü olmaktı'
Milli Eğitim Bakanı Selçuk, "Çocukluk hayallerinizle bugün geldiğiniz yer uyuşuyor mu?" sorusuna, "Aslında uyuşmuyor. Benim hayalimde nikelajlı büyük bir TIR'da, TIR şoförü olmak vardı" yanıtını verdi.
Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, Tvnet'teki Ayşe Böhürler ile Türk Kahvesi programına katıldı. Eğitim hayatında annesinin yerinin önemli olduğunu ifade eden Selçuk, 2 yıl önce vefat eden annesini hala yanında hissettiğini söyledi. Psikoloji alanındaki çalışmalarında, annelerin davranışlarıyla ilgili de çalıştığını dile getiren Selçuk, "Annemin eğitim hayatımla ilgisi çok önemli. Onun sayesinde okudum, diyebilirim. Doğduğum köyde ilkokul birinci sınıfa 5 yaş 2 aylıkken başladım. Ailem Ankara'ya göçmüştü, ben de babaannemin yanında köyde kaldım. Toplam 17 gün gitmişim okula gerisinde de kaçmışım" diye konuştu.
Selçuk, daha sonra Ankara'da ikinci sınıfa devam ettiğini, akademik yetersizliği olduğu için iki öğretmenin de kendisini sınıfına almadığını belirterek, sonunda emekliliği yaklaşan öğretmeninin sınıfına kabul edildiğini söyledi.
SINIFTA YOKMUŞUM SANKİ
Sınıfında köyden gelmiş bir öğrenci olarak çocukların kendisiyle konuşmadığını anlatan Selçuk, şöyle devam etti: "Sınıfta yokmuşum gibi sanki. Bir tek şekilde görülüyorum; ağabeyimden ablama, ablamdan da bana geçen siyah bir önlük var. Önlüğün yan taraflarında bulunan bir cebi çok yıprandığı için annem birini atmış, bir cebi de ters çevirip ortaya dikmiş. 700 kadar öğrencinin içinde cebi ortada olan tek öğrenci benim. Çok dikkat çekiyor bu, ama hiç kimse konuşmuyor. Öğretmen bir hikaye anlatarak, 'Sekmek ne demek' diye sordu. Sınıfta da sekmeyi bilen bir tek ben oldum. Öğretmenim beni alkışlattı ve teneffüste çocuklar benimle ilk kez konuşmaya başladı."
1 YIL SINIFTA KALDIM
Lise döneminde 2 ay kadar okuldan kaçtığını, bunun üzerine babası "Okumayıp benim gibi dolmuş şoförü mü olacaksın?" diyerek kendisini dövünce "Hayır, ben TIR şoförü olacağım" dediğini belirten Selçuk, lisede bir yıl sınıfta kaldığını, ardından da Ankara Üniversitesi'nde Eğitim Bilimleri Fakültesine devam ettiğini, bu sürede de dolmuş ve taksi şoförlüğü yaptığını anlattı.
Selçuk, Böhürler'in "Çocukluk hayallerinizle bugün geldiğiniz yer uyuşuyor mu?" sorusuna, "Aslında uyuşmuyor. Benim hayalimde nikelajlı büyük bir TIR'da, TIR şoförü olmak vardı" dedi.
ŞEFKAT VARSA ARKASI GELİR
Öte yanda hayalindeki öğretmen profilini anlatan Bakan Selçuk şöyle konuştu: "Öğretmenin bilgisi, hep benim ikincil unsurum. Ben öğretmenin şefkatine bakarım. Eğer şefkat varsa, arkası gelir. Şefkat yoksa bir resmi görev, geçim vasıtası için yapılan bir şey vardır. Meselenin özü şefkatte. Bir eğitim fakültesinde öğretmen yetiştirirken şefkat hiç konuşulmuyor. İyi bir öğretmen aslında çocuklara bir şey öğrettiğini düşünmez, öğretmenlik, öğretmenin kendi serüvenidir, yolculuğudur. Doğrudan 'Çocuğa bir şey veriyorum, öğretiyorum' denildiği anda, öğretmenlik bitiyor. Öğretmen ustaysa eğer, müfredat gerekmiyor. Müfredat engelleyici bir husustur. Müfredat ya da metot daha çok acemiye lazımdır, ustaya değil."
En Çok Okunan Haberler
Bursaspor hazırlıklarını sürdürdü
İki belediyenin çalışanları birbirine girdi
Yıldırım'da ilkokullu sporcular ödüllendirildi
Erdoğan'a 7 ülkenin büyükelçisinden güven mektubu
Çocuklar ve aileleri Bursa'da gönüllerince eğlendi
Karacabey’de çocuk zabıtalar denetime çıktı
Sahte zeytinyağı kaçakçılarına Bursa jandarması ‘dur’ dedi
Yıldırım’da ‘Dönüşüme cam, doğaya can’
Çocuk Korosu, Bursalı izleyicilerden tam not aldı