Hava Durumu

 Bademli Amerikan Kültür Koleji felsefe eğitimiyle fark yaratıyor

Türk kamuoyunun en tartışmalı gündem maddeleri arasında yer alan eğitimde ciddi bir değişim yaşanıyor. Özel okulların giderek yaygınlaştığı bir dönemde piyasa rekabeti, eğitimde de farklı ve özgün uygulamaları beraberinde getiriyor. İşte bunlardan biri Bademli Amerikan Kültür Koleji, felsefe eğitimiyle velilere özgün bir sistem vaadinde bulunuyor. Bademli Amerikan Kültür Koleji Kurucu Müdürü Mehmet Güneş ile özel eğitim sistemleri hakkında konuştuk...

Haber Giriş Tarihi: 06.04.2018 07:46
Haber Güncellenme Tarihi: 06.04.2018 07:46
Kaynak: Haber Merkezi
https://www.yenidonem.com.tr/
 Bademli Amerikan Kültür Koleji felsefe eğitimiyle fark yaratıyor

Röportaj: N. Nuri YAVUZ

---

Mehmet Güneş kimdir?

1975 Iğdır doğumlu Mehmet Güneş, yaklaşık 20 yıldır eğitimcilik, öğretmenlik yapıyor. Kamu ve özel sektör tecrübesine sahip Güneş, son 10 yıldır kendi eğitim kurumlarında yöneticilik yapıyor. Güneş bugün, 2015 yılında Bursa'da kurdukları Bademli Amerikan Kültür Koleji'nin yöneticiliğini sürdürüyor.

---

Bademli Amerikan Kültür Koleji hangi seviyelerde eğitim veriyor?

Anaokulundan 8. sınıflara kadar hizmet veriyoruz. İleriki süre zarfında hizmet alanımıza liseyi de katmak istiyoruz.

Nasıl bir yöntem uyguluyorsunuz?

16 kişilik sınıflarda çift öğretmenle eğitim yapıyoruz. Bu sistemin bir bölümü markamızdan kaynaklanıyor. Diğer bir kısmı da bir eğitimci olarak bendenizin alternatif veya özgürlükçü pedagoji olarak tanımlanan konsepte dair geliştirdiğimiz stratejilere dayanıyor.

Siz, yöntem geliştirirken nerelerden esinlendiniz?

Eğitim anlayışımızın 'know-how' olarak bir ayağı, Anadolu toplumunun eğitim düşüncesinde yer alıyor. Bunun en iyi örneklerinden birisi Köy Enstitüsü'dür. Köy Enstitüleri'nin eğitim anlayışı ve pratikleri aslında toplumumuzun gerçeklerine katkı sunma boyutunda çok önemlidir. Diğer taraftan da dünyanın iyi eğitim örneklerini inceliyoruz. Başta Finlandiya olmak üzere Singapur, Güney Kore, Çin özellikle komünist eğitim anlayışından kalma Rus eğitim anlayışı ki beyin göçü almayan beyin üreten ender eğitim anlayışlarından biridir. Bu eğitim anlayışlarından da faydalanarak hem eğitim-öğretim faaliyetleri içerisinde edindiğimiz tecrübeler, hem de yüksek lisans düzeyinde eğitim almış bir insan olarak, bir akademisyen olarak eğitim teorilerini tartışıp kendi ekibimle, arkadaşlarımla daha pratik, daha pedagojik formasyona uygun, yani pedagojik süreç yönetimine uygun bir eğitim anlayışını ortaya koymaya çalışıyoruz. Bu açıdan hem markamızın sunduğu 'Bilingual eğitim sistemi', çift öğretmen hem de bizim, kendimizin ortaya koyduğu özgürlükçü pedagoji anlayışının çocuğu mutlu ettiğini, veliyi memnun ettiğini ve çocuğu üretken hale getirdiğini görüyoruz.

Geçen süre zarfında bu eğitim anlayışının size olan ilgiye yansıdığını düşünüyor musunuz?

İkinci yılımızdayız. İlk yıl ulaştığımız öğrenci sayısının yüzde 150'sine ikinci yılda ulaştık. Halihazırda 250 öğrencimiz var. Önümüzdeki yıl kontenjanımızın kesinlikle dolacağını, yüzde yüz doluluk oranı ile eğitim-öğretim hizmeti yürüteceğimizi öngördük. Yani artık bunu bir gerçeklik olarak anlamış bulunmaktayız, ki kendi çalışma alanımızı, sistemlerimizi buna göre oluşturuyoruz.

Bu sistemin akademik başarı niteliğinde bir yansıması var mı?

Tabii yeni bir okulun akademik başarısının ortaya çıkması için belirli bir sürenin geçmesi lazım. Yani bir okulun 'Kendi akademik çalışmamın ürünüdür' diyebilmesi için minimum 4 yılının geçmesi lazım. 5. sınıftan alıp 8. sınıfa öğrenciyi mezun etmesi lazım.

Ama sizin için yine de bir gösterge vardır.

Ara sınıflardan gelen öğrencileri biz hazır almayız, hazırlarız. Öğrencilerimizin bulundukları bilgi düzeyinden çok daha ileri bir seviyeye geldiklerini velilerimizin memnuniyetinden de anladık, gördük. Bu açıdan geçen yıl yaklaşık 14 mezunumuz içinde 5 öğrencimiz 3-4 dalda yüzde yüz cevapla sınavlarından geçti. Bu açıdan akademik başarı elbette ki önemlidir. Ülkemizde sınav denen bir gerçeklik var. Tabii akademik başarı kadar sanat, spor, yetenek ve yabancı dil eğitimleri de önemlidir.

Bu noktada sizi faklı kılan nedir?

Bademli Amerikan Kültür Koleji'nin ayırt edici vasıflarından birisi felsefe eğitimidir. Biz ana sınıfından itibaren felsefe eğitimi veriyoruz. Philosophy for children programını uyguluyoruz. P4C dedikleri bir program Amerikalı filozof Matthew Lipman tarafından geliştirilmiş dünyada 50 ülkede müfredat programına dâhil edilmiş bir eğitim sisteminden bahsediyoruz.

Bu konuyu biraz açar mısınız? Ne yapıyorsunuz felsefe eğitiminde?

Biz, öğrencilerimizin felsefi yetkinliğini ve sorgulama yeteneğini geliştiriyoruz. 5N1K yeteneğini güçlendiriyoruz. Doğayla, evrenle, kendisiyle yaşam ve ilişkilerle ilgili soru sorma yeteneğini geliştiriyoruz. Merakını tetikliyoruz. Hayal gücünü besliyoruz. Üretkenliğini destekliyoruz. Bunun sonucunda çocuklarımızın ortaya koyduğu çok ciddi çalışmalar var. Çocuğumuz Doğu felsefesini de Batı felsefesini de tanıyor. Simurg'u da tanıyor. Martı Jonathan'ı da tanıyor. Çocuğumuz bilginin sevgisini tadıyor. Başta felsefeyi, filozofları tanıtmak, öğretmek yönüyle biz öğretmiyoruz. Felsefe yapabilme yeteneğini sağlıyoruz.

Peki, çocuklardan nasıl tepkiler alıyorsunuz?

İnanır mısınız, bazen felsefe dersleri etkinliklere denk geliyor. Öğrencilerim, 'Neden felsefe dersi boş geçti?' diye sitem ediyorlar. Biz bunu diğer zamanlarda telafi etsinler diye arkadaşlarımıza talimat verdik. Aslında çocuk doğal bir filozoftur. Bunun için çok da bir şey yapmamıza gerek yok. Çocuğun düşünce mekanizmalarının önüne set koymamamız aksine çocuğun zihin mekanizmasını tetiklememiz yetiyor bunun için. Yani Sokrat'ın doğurtma metodunu kullanmak yetiyor bu konuda. Bilgiyi doğurtuyoruz biz çocuğun zihninde ki Batı eğitim anlayışının başarılı olmasının bize göre en önemli nedenlerinden birisi bu. Çocuk zihninin önünde durmuyor. Arkasına geçiyor. Üreten çocuktur. Ortamı oluşturan öğretmendir veya ebeveyndir.

Genel eğitim sisteminde ise tam tersine biz üretiyoruz. Biz ürettiğimizi dayatıyoruz çocuğumuza. Bu açıdan eğitim anlayışımızda köklü bir değişikliğe gidilmeli. Çünkü önemli bir sorunumuz var yani her şeyden önce. 'Çocuk bizim gibi düşünsün, öğrenci bizim gibi hareket etsin, Bizim gibi üretsin' istiyoruz. Oysa biz gelebildiğimiz yere kadar gelmişiz artık. Biz kendimizin son noktasındayız. Çocuğumuzun arkasına geçip onun düşündüklerini, ürettiklerini görmemiz daha sağlıklı olur. İkincisi biz ZEP (zenginleştirilmiş eğitim projesi) eğitimi yapıyoruz burada. Çocuğumuzun uçuş takımlarını güçlendiriyoruz. Aslında bilginin kendisi değil, bilginin üretim mekanizmaları bizim hedefimiz. Ona çalışıyoruz.

Bir örnek verir misiniz?

Örneğin; Bilgisayarın 'ram'ine çalışmakla bilgisayara program yüklemek arasındaki fark gibi bir şey. Bilgisayara program yüklersiniz; yükle, yükle sonuçta bilgisayarın sahip olduğu 'ram'in gücünün sınırlı olması dolayısıyla bir yerde bilgisayar çökecektir. İnsanda da durum aynıdır. Doğrusu onun ramini güçlendirecek şeyler yapmaktır. 'Ram'ini beslemeli. Çocuğun üretim enstrümanlarını geliştirmemiz lazım. Üretim mekanizmalarını güçlendirmemiz lazım. Bilgiyi edinmesine çalışılmalı ama bilginin edinilmesine çalışılırken bilginin yorumlanmasına daha çok çalışmamız lazım. Bilginin üretilmesine daha çok çalışmamız lazım. Bilginin kendi çarpanlarıyla ilişkiye girip yeni bir bilgiyi var etmesine daha çok emek sarf etmemiz lazım. İşte biz işin bu tarafında duruyoruz.

Ne gibi eğitimler yapıyorsunuz?

Çocuğun beyninin sağ beyin, sol beyin loblarının en çok geliştiği, gelişebildiği dönemler bu dönemler. Bu dönemlerde biz beyin geliştirme faaliyetlerini yapamazsak daha sonraki dönemlerde yaptığımızın çok anlamı yoktur. Sayısal becerisini geliştirmek istiyorsak bir çocuğun sol beyin lobunu, analitik beynini geliştirmek mecburiyetindeyiz. Ona sayısal veriler dayatmak, ezberletmekten daha çok sayısal veri mekanizmasını güçlendirmek daha sağlıklıdır. Bu açıdan biz ilkokul kademesinde haftada 5 saat görsel algı, üretkenlik ve akıl oyunlarından oluşan biraz önce bahsettiğim çocuğun ramini geliştiren özel eğitim programı uyguluyoruz. Ve inanılmaz derecede her şeyden önce çocuğun sürprizlerle dolu bir eğitim hayatını sürmüş olduğu için mutlu gelmesini sağlıyoruz. İkincisi çocuğumuzun üretebilme gerçekliği onda ciddi bir motivasyon ortaya koyuyor. Çocuğu tekdüzelikten kurtarmış oluyoruz. Bu açıdan aslında biz çocuğu terbiye etmiyoruz. Biz ortamı terbiye ediyoruz. Yetkin eğitim kadrosuyla çocuğumuzun sözlü şiddetten dahi korunması suretiyle biz nitelikli bir eğitim ortamı var ediyoruz. Bu açıdan biz ortamı terbiye ediyoruz çocuğu terbiye etmiyoruz.

Nasıl bir eğitim kadrosu var burada?

Biz 9 kişilik öğretmen ekibi olarak geldik Bursa'ya. Eski çalışma arkadaşlarım ki bunların içerisinde 3-4 tanesi benim öğrencilerimdir. Liseden kendilerine ders verdiğim zamanında. Öğrencilerimdir matematik öğretmeni, psikoloğum, yabancı dil koordinatörüm, felsefe öğretmeni aynı zamanda genel müdür yardımcım. 3 sınıf öğretmenim, arkadaşlarımla birlikte biz Bitlis'ten Bursa'ya geldik. Ve sonra burada da kendi kadromuza yetkin, nitelikli bize bu manada bilgisiyle, tecrübesiyle rehberlik eden insanlar aldık yanımıza. Örneğin daha önce Milli Eğitim Müdürlüğü de yapmış ülkemizde birçok eğitim kademesinde farklı görevlerde bulunmuş saygıdeğer Ali Genç bizim başımızda. Genel koordinatörümüz olarak. Yetkin bir eğitimci olması sebebiyle eğitim anlayışımızı bu boyutuyla destekliyor, finanse ediyor. Entelektüel katkıda bulunuyor. Ve kendisi yönlendiriyor tabii.

Bu kadronun gelişmesine yönelik neler yapıyorsunuz?

Bütün öğretmenlerimizi eğitiyoruz, eğitimden geçiriyoruz. Ülkemizin seçkin üniversitelerinden öğretim görevlileriyle çalışıyoruz. Öğretmen akademisi, öğretmen eğitimi boyutunda seminerlerimizi, çalışmalarımızı asla ihmal etmiyoruz. Öğretmen gelir gelmez sınıfa girmez bizde. Belli birtakım çalışmalardan, takiplerden, birtakım eğitim ve etkinliklerden geçtikten sonra oryantasyon çalışmasından sonra arkadaşımız bize katılır. Bir diğer önemli şey sanat, spor, yetenek eğitimleri. Bu eğitimleri yine bedenin gelişebildiği dönemlerde, daha sonra beden bu manada gelişemez. Özellikle çağın ortaya koyduğu yeni spor etkinlikler başta olmak üzere birçok sportif etkinlikler yaptırıyoruz çocuklarımıza. Örneğin kapoera, oryantiring çalışmalarını yaptırıyoruz. Bu aralar biz, floorball yapacağız. Çalışmalarımızı bitirdik. Bunlar yeni çıkmış spor dalları. Ya da daha doğrusu çok bilinmeyen dallar.

Bu yeni sporlar bir altyapı gerektirmiyor mu?

Çok büyük teknik altyapı gerektiren sporlar değil aslında. Ortamları var zaten. Bizim burada öğretmen eğitimlerimizi yaptırmamız, eğitimci eğitimini yaptırmamız, arkadaşımızı gönderdik. Bursa'mızda bunu yapan İnegöl'de özellikle eğitimciler var. Ve bunların destekleriyle biz bu eğitimi de kattık. Bunların yanında geleneksel sportif sporlar, okçuluk, satrançtır zihin ve beden etkinlikleri, egzersizleri boyutunda danstır, yer yer folklordur. Bu tip sporun futbol, voleybol, basketbol bütün dallarında da kulüplerimiz var ve biz bu yıl okul sporlarının yanında Mudanya birincisi seçildik futbolda. Dolayısıyla birçok özel ve devlet okullarının hatta Mudanya'daki tüm devlet ve özel okulların iştirak ettiği futbol yarışmasında biz birinci olduk. Bu açıdan sporu ihmal etmiyoruz.

Sanat?

Sanatsal eğitimler yapıyoruz. Çocuklarımıza da yaptırıyoruz. Ebru sanatından tutun da filografiye kadar, rölyef sanatına kadar ahşap boyamacılığı, cam boyamacılığına kadar çocuklarımızla bu tür özellikle kinestetik gelişim, zihin ve bedensel uyumunu gerçekleştirmesini sağlayan etkinlikler işliyor, dersler yapıyoruz. Müzikle ilgili çalışmalar yapıyoruz. Aynı zamanda dil kulüplerimiz var. Bizim zorunlu yabancı dilimiz İngilizce. Zorunlu seçmeli Almanca ve bu ikisinin dışında 4 tane de başta Çince olmak üzere seçmeli dil kulüplerimiz var. Biz, çocuğu dünyalı yetiştiriyoruz. Hem iletişim sağlama boyutunda hem de vermiş olduğumuz çift diploma akreditasyonu sayesinde çocuğumuz dünyanın her yerinde hiçbir hak mağduriyetine uğramaksızın bir eğitimden geçiyor.

Çift diploma akreditasyonu nedir?

Çift diploma, bizim uluslararası belgelendirme ya da akredite etme diyebileceğimiz artı eğitimler verebileceğimiz çocuğumuza İngilizce fen bilimleri ve İngilizce matematik bilimlerinden ara dönemlerde dersler vermek suretiyle Avrupa'da home schooling olarak bilinen sistemi çocuklarımıza biz burada aldırıyoruz. Ve uluslararası veri tabanına çocuğunuzu kaydetmek suretiyle ve kendisine vermiş olduğumuz belgeyle dünyanın her yerinde artık ikinci bir eğitime ihtiyaç duymaksızın lise eğitimini gerçekleştirebilir. Bizden mezun olan ortaokul öğrencisi dünyanın herhangi bir yerinde lise eğitimine bulunduğu yerden başlayabilir. Çünkü aksi takdirde 1-1.5 buçuk yıl artı eğitim almaları gerekiyor. Eksiklikleri tamamlamaları için artı eğitim almaları gerekiyor. Bu artı eğitime gerek kalmaksızın gitmiş olduğu ülkede liseden itibaren eğitimine başlayabilir.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.