Hava Durumu

Ödüllü yönetmen Kaplanoğlu, 'Buğday'la Bursalılarla buluştu

Ünlü Yönetmen Semih Kaplanoğlu, son filmi 'Buğday' ile Bursalılarla buluştu. Filmin 2 yıllık bir hazırlık süreci olduğunu belirten yönetmen, "Her insanın bir tohum olduğunu düşünürsek, fıtratımızı da bunun içine koyabiliriz. Demek ki kendimize, çevreye, muhatap olduğumuz insanlara karşı belli sorumluluklarımız var. Buğday, bu sorumluluktan neşretti" ifadelerini kullandı.

Haber Giriş Tarihi: 09.04.2018 15:01
Haber Güncellenme Tarihi: 09.04.2018 15:01
Kaynak: Haber Merkezi
https://www.yenidonem.com.tr/
Ödüllü yönetmen Kaplanoğlu, 'Buğday'la Bursalılarla buluştu

Bursa Büyükşehir Belediyesi, kentin kültür sanat hayatına değer katmaya, özellikli ve nitelikli eserleri Bursalılar ile buluşturmaya devam ediyor. 'Bal' filmi ile 30. Berlin Film Festivali'nde Altın Ayı Ödülü'ne uzanan Ünlü Yönetmen Semih Kaplanoğlu, son filmi 'Buğday' ile Bursalı sinemaseverlerin karşısına çıktı. Büyükşehir Belediyesi Basın Yayın Halka İlişkiler Daire Başkanlığı, Kültür Turizm Şube Müdürlüğü Karagöz Sinema Atölyesi tarafından gerçekleştirilen özel gösterimde 2017 Tokyo Film Festivali'nde büyük ödüle layık görülen ve Saraybosna Film Festivali'nde en iyi film seçilen Buğday, sinemaseverlerden tam not aldı. Halka açık ve ücretsiz yapılan özel gösterime Bursalıların ilgisi yoğundu.

Filmin sonunda Bursalı sanatseverler ile bir araya gelen ünlü yönetmen, sanat hayatına ve filme ilişkin soruları cevapladı. Gökhan Küçükkaplıdağ'ın moderatörlüğünde gerçekleşen söyleşide son filmi Buğday'ı anlatan Kaplanoğlu, Türkiye, Almanya, Fransa, İsveç ve Katar ortak yapımı filmin çekimlerinin Türkiye, ABD ve Almanya'nın farklı bölgelerinde yapıldığını söyledi. Buğday'ı 'Kehf Suresi'ndeki Hz. Musa ve Hz. Hızır kıssasından ilhamla ve Niyazi Mısri'nin izinden giderek' çoğaltılan bir yolculuğun hikâyesi olarak gördüğünü söyleyen Kaplanoğlu, filmin 5 yıla yayılan serüvenin ardından ortaya çıktığını ifade etti. Kaplanoğlu, "Bir filmin hazırlık süresi normalde 2-3 ay sürecek iken, ben 2 yıla yakın bir hazırlık yaptım. Çoğu kısmında kendi başıma idim. Mekânları kendi başıma buldum. Tek tek o ülkelere gittim. Ekipler daha sonradan dâhil olmaya başladı. Böyle olunca, bu anlamdaki bir prodüksiyonun hedeflediği şeyleri çok daha geniş zamanda, çok daha planlı şekilde yapabilme imkânına kavuştuk" dedi.

"BUĞDAY, BİR TALİP OLMA HİKAYESİ"

Genetiği değiştirilen gıdaların, sentetik gübrelerin, kimyasal biyolojinin dünyayı genetik kaosa sürüklediğini ifade eden ünlü yönetmen, insanoğlunun kendi eliyle cehennemini hazırladığına dikkat çekti. Sinemadaki sanat hayatını 'hikmetin peşinde manevi bir arayış olarak' nitelendiren Kaplanoğlu, "Talip olmak, dertli olmak, 'Ne yapıyoruz?' diye soru sormak, bize Hızır'ı çağırıyor. Biz Hızır'ı böylece çağırmış oluyoruz. Çünkü biri gelip bunu düzeltecek. Sen kendi kendinin de Hızır'ı olabilirsin ya da birisi Hızır olur gelir seni düzeltir. 'Her geleni Hızır bil' demek bu aslında. Buna talip olmak meselesidir" şeklinde konuştu. Filmin kurgusu hakkındaki kategorik isimlendirmelere pek sıcak bakmayan usta yönetmene göre, distopya-ütopya kavramlarının hayatımızda karşılığı yok. "Bizi bunların cenderesinden çıkaracak olan şeye gelenek, geleneğin kaynama noktasına ise Anadolu irfanı diyoruz" tanımlamasını yapan Semih Kaplanoğlu, "Her bir insanın da bir tohum olduğunu düşünürsek, fıtratımızı da bunun içine koyabiliriz. Demek ki kendimize, çevreye, muhatap olduğumuz insanlara karşı belli sorumluluklarımız var. Buğday, bu sorumluluktan neşretti. Çevreyle birlikte kendi içimizi de tahrip ettik" tespitinde bulundu.

CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN, ÇOK ETKİLENDİ

Yakın ve belirsiz bir gelecekte 'yeryüzündeki hayat yok oluşa doğru sürüklenirken' yaşanan bir yolculuk hikâyesini anlatan filmin, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın isteği ve himayesi ile Beştepe Külliyesi'nde de gösterildiğini anlatan Kaplanoğlu, bu durumun kendisi için önemli olduğunun altını çizdi. Adana Film Festivali'nde şahsına yönelik nezaket dışı tutumun yankı bulmasının ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından telefonla arandığını kaydeden usta yönetmen, "Cumhurbaşkanımız sağ olsun aradı ve 'Üzüldüm. Neden bu şekilde davranılıyor?' diyerek, benimle dertleşti. Sonrasında, 'Külliye'de senin filmini göstersek, ön gösterim gibi bir şey yapsak nasıl olur?' diye sordu. Ben 'Tabii ki olur, 24'ünde vizyona giriyor' deyince, oradakilere seslenip '23'ünde ne yapı­yoruz?' diye sordu. O günün boş olduğu cevabını alınca, 'Tamam o zaman, böyle bir şey yapalım. Zaten külliyenin salonunu tiyatro, sinema, müzik için yaptık. Bu tür şeyler için orayı kullanmayı düşü­nüyorduk. Bununla da başlamış oluruz' dedi. 'Olur, çok sevinirim' dedim. Beni ve ailemi çok sıcak karşıladı, filmi birlikte izledik ve filmden çok etkilendiğini ifade etti" açıklamasında bulundu. Kaplanoğlu, söyleşinin sonunda salonu dolduran sinemaseverlerle de bir süre sohbet etti.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.