Hava Durumu

Prof. Dr. Fadıl Hoca, Türkiye Cumhuriyeti'nden destek istiyor! 'Türk kalmayacak'

Makedonya'da Türkçeyi ve Türk kültürünü yaşatmak için 15 yıllık mücadelenin ardından kurulan Uluslararası Vizyon Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Fadıl Hoca, Türkiye Cumhuriyeti'ne seslendi: "Bize destek verin, beyin göçünü önleyelim. Bugünün beyin göçü yarının toplu göçü demektir. Herkes giderse burada 25 yıl içerisinde hiçbir Türk kalmaz."

Haber Giriş Tarihi: 12.10.2018 09:32
Haber Güncellenme Tarihi: 12.10.2018 09:32
Kaynak: Haber Merkezi
https://www.yenidonem.com.tr/
Prof. Dr. Fadıl Hoca, Türkiye Cumhuriyeti'nden destek istiyor! 'Türk kalmayacak'

Hazırlayanlar: Yunus KAYABAŞ - İsmail ARSLAN

Osmanlı Devleti'nin çekilmesinden sonra göç etmeyip Balkan topraklarında kalan Evlad-ı Fatihan'lar...

Krallığı yaşadılar, komünist sistemi gördüler, değişik sistemlerden geçtiler. Türlü baskılara maruz kaldılar, hor görüldüler...

Ama analarının öğrettiği Türkçeden asla taviz vermediler, Türklüğe leke sürdürmediler, Türk kültürünü yaşatmak için mücadele verdiler, benliklerini kaybetmediler...

Tam da yukarıda dediğim gibi Türkçeyi yaşatmak, Türklüğü korumak için 15 yıllık mücadele sonucunda kurulan Uluslararası Vizyon Üniversitesi'nin Rektörü Prof. Dr. Fadıl Hoca da onlardan biri...

Kendisiyle hem üniversitenin kuruluş sürecini ve vizyonlarını hem Türkiye Cumhuriyeti'nden beklentilerini hem de Makedonya'daki Türklerin geçmişte yaşadığı sorunları konuştuk.

Röportaj teklifimizi kabul ettiğiniz için gazetemiz ve okurlarımız adına teşekkür ediyorum. Sizin gibi değerli bir mücadele ve bilim adamını tanımak isteriz, kendinizden bahseder misiniz?

-Öncelikle bizler de YeniDönem gazetesi okurlarını Balkanlar'dan Evladı-ı Fatihan diyarından selamlamak istiyoruz. Ben Prof. Dr. Fadıl Hoca, Makedonya doğumluyum. İlk lise ve üniversite eğitimimi Üsküp'te tamamladım, Doktoramı İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Eski Türk Edebiyatı bilim dalında yaptım. 28 yıl, Makedonya'nın en köklü üniversitelerinden biri olan Kiril Metodiy Üniversitesi'nde görev aldım. Eski Türk Edebiyatı ve Halk Edebiyatı derslerine giriyordum. Hayatımız da Türkolog olmamız sebebiyle Türk edebiyatı ve Türk dünyası sorunlarıyla geçti. Makedonya'daki Türk dili ve edebiyatını ve genel olarak Türk dünyası edebiyatı üzerine çalışarak bazı sorunları gidermeye çalıştık.

Peki, buradaki Türkleri bir araya getirme ve Türkiye-Makedonya ilişkilerine katkı sağlama amacıyla yaptığınız faaliyetler nelerdir? Sivil toplum kuruluşları çalışmalarınızla ilgili kısaca bilgi verebilir misiniz?

-1997 yılından itibaren sivil toplum kuruluşları içerisinde bulunduk. Makedonya'da Abdülhakim Hikmet Doğan Eğitim Kültür ve Sanat Merkezi (ADEKSAM) kurucularından biri olduk. Makedonya'da Türkçe eğitime katkı yaptık, Makedonya ve Türkiye'nin sorunları üzerine çalıştık. Dayanışma sorunlarıyla ilgili çalışan bir kurum olduk. O gün bugün hâlâ çalışmalarına devam eden bir merkez. Ardından 2003 yılında sivil toplum kuruluşlarının bir çatı örgütü olan Makedonya Türk Sivil Toplum Teşkilatları Birliği'nin (MATUSİTEB) kurucusu ve ikinci başkanı olarak dört yıl görev yaptım. Tüm Türk derneklerini bir çatı altında toplayıp tek ses ve tek vücut haline getirmeye çalıştık. Yaklaşık 30 yıllık çalışma hayatımızın Makedonya'da ve Balkanlarda; Türk kültürünü, edebiyatını ve Türklüğü yaşatma mücadelesiyle geçtiğini söyleyebiliriz.

Uluslararası Vizyon Üniversitesi fikri nereden çıktı? Bu süreçte neler yaşadınız, herhangi bir engellemeye maruz kaldınız mı?

-Makedonya'da böyle bir üniversite kurma fikri tarihe bakarsak, 1911'de 5. Sultan Reşad tarafından Üsküp'e yaptığı ziyaretten bunu görebiliriz. O dönem Üsküp vilayet olduğu için üniversitenin Üsküp'te kurulma fikri doğmuştur. Ancak Osmanlı'nın Balkanlardan çekilmesinden sonra, haliyle bu fikir tamamıyla unutulmuş oldu. Biz, 'Bu fikri niye tazelemeyelim?'dedik ve Makedonya mevzuatına bakmaya karar verdik. Şubat 2000'de bir proje hazırladık ve anavatanım Türkiye'yi ziyaret ettim. Oradaki değişik kuruluşlarla görüştük. Fakat ne hazindir ki bizim bu talebimiz, 'Makedonya'daki Türklerin bu sorumluluğu taşıyamayacağı' gerekçesiyle uygun görülmedi. Daha sonra Makedonya'da Haziran 2000 yılında özel üniversite kurma yasası geldiğinde biz Ekim 2000 yılında tekrar Türkiye'ye geldik. Yine aynı gündeme geldik, yine aynı cevaplarla karşılaştık ve geri döndük. Şubat 2001 yılında Makedonya'daki iç savaş nedeniyle bu üniversite fikri gündemden düştü. Ama asla üniversite kurma isteğimizi unutmadık hiçbir zaman bu mücadeleden vazgeçmedik. 2000 yılında başlatmış olduğumuz mücadeleyi 2014 yılında yeniden başlattık ve projeyi hazırlayıp Makedonya Cumhuriyeti Bakanlar Kurulu'na teklifte bulunduk. Teklifimiz uzun süre incelendi, hatta olumsuz bakıldı. Ve nihayetinde azınlık haklarımızı da göz önünde bulunduran bakanlar kurulu, oy birliği ile kararı aldı. Makedonya Cumhuriyeti de 26 Ekim 2014 tarihinde onayladı.

Şu anda üniversitemizde, Hukuk Fakültesi, İktisat Fakültesi, Mimarlık Fakültesi, Bilişim Fakültesi ve Sosyal Bilgiler Fakültesi programlarında eğitim veriyoruz. 2018-2019 yılından itibaren Klinik Psikolojisi Doktora Programları olacak. Klinik Psikolojisi Doktora Programı olan tek üniversite biziz. Hızlı ve emin adımlarla devam ediyoruz.

'VİZYONDA BİR ASRA ATILAN İMZA'

Bizim sloganımız nedir? 'Vizyonda Bir Asra Atılan İmza.' Biz bu imzayı Ekim 2014'te atmış olduk. Osmanlı'nın Balkanlardan çekilişinin yüzüncü yılında, eğitimde tarih tekerrür etmiştir. Makedonya Cumhuriyeti, Türkçe eğitim verme hakkımızı tanıyarak, böyle bir üniversiteye sahip olduk.

Eğitim programlarınızda beslendiğiniz, iş birliği yaptığınız herhangi bir kurum var mı?

Programlarımızı üç temel kuruma dayandırıyoruz, Üsküp'teki Kiril üniversitesi, Avrupa'daki Berlin Üniversitesi ve Türkiye'deki Marmara Üniversitesi. Hem Makedonya'ya, hem Avrupa'ya, hem de Türkiye'ye hitap edecek bir program. Türkiye'de tanınabilmesi için bir süreç başlatmış olduk. Açıkçası, bu süreç biraz uzun sürdü. 2 yıllık bir süreçten sonra Makedonya'da Şubat 2017 tarihinde Uluslararası Vizyon Üniversitesi tanınmış oldu.  Sayın Devlet Bahçeli'nin gösterdiği gayretleri söylemeden geçemeyeceğiz.

Peki, Şubat 2017 yılında üniversitenizin tanınırlık kazandığını söylediniz. Bahsettiğiniz ülkelerde diplomaların denkliği söz konusu mudur? Bu konuda gelecek öğrencilerimizin velilerini aydınlatır mısınız?

- Makedonya'da tanınırlığı olan iki üniversite vardır; bir Uluslararası Vizyon Üniversitesi, iki Uluslararası Balkan Üniversitesi. YÖK sadece bu iki üniversiteyi tanıyor. YÖK'ün bizi tanımasından dolayı Türkiye Cumhuriyeti devletine müteşekkiriz. Denklik konusunda ise hukuk branşı dışında hiçbir sıkıntımız yok. Hukukun mevzuatı icabı bazı fark dersleri verilerek Türkiye ile denkliği kabul edilecektir. Çünkü Türk Hukuk Tarihi, Türk Ceza Kanunu, Türk Medenî Kanunu'ndan bahsederken Türkiye'ye has bir hukuktan bahsediyoruz. Ve bu hukuklar sadece Türkiye'de görülür. Başka yerlerde görülmesi mümkün değildir. Nerede hukuk eğitimi alırsa alsın ister Harvard'da alsın Türkiye'ye gelince illa fark dersleri almak zorunda kalır. Dolayısıyla, buradan mezun bir öğrenci Türkiye'ye gelince illaki fark dersleri almak zorundadır. Ondan sonra denkliğini almış olur.

Biraz gelecek vizyonunuzdan bahseder misiniz?

- Avrupa'da Türkiye Türkçesinde eğitim verme hakkına sahip yegâne üniversitedir. Ayrıca Makedonya'nın 2025-2026 yılları gibi Avrupa Birliği (AB) üyesi olma ihtimali çok yüksektir. Makedonya Cumhuriyeti AB'ye girerse 500 milyon nüfusa sahip Avrupa'da Türkiye Türkçesi üzerine eğitim veren yegâne AB üniversitesi olacak. Bizim vizyonumuz Türkçe eğitim veren bir üniversiteyi AB'ye taşımaktır. Bu vizyon için anavatanımız Türkiye'deki kurumlar ve kuruluşların bize yön göstermesini istiyoruz.

Sayın Hocam, 'Balkanlar' deyince savaşlar, üzüntüler ve göçler akla geliyor. Bu coğrafyada bir Türk olarak ne hissediyorsunuz? Ne tür zorluklarla karşılaşıyorsunuz? Geçmişte ne tür zorluklarla karşılaştınız? Günümüzde de hâlâ aynı zorluklar yaşanıyor mu?

- "Balkanlar, diller ve dinler çorbasıdır" denir. Osmanlı çekildiğinde gidebilenler gitmiş, gidemeyenler maalesef kalmış. Biz bu Serhat boylarında kaldık. Ve yüz yılı aşkın bir süredir hiç boyun eğmeden yaşantımızı sürdürüyoruz. Ecdadımız buradan çekilirken bize iki cevherimizi emanet etti. Bir, dinimiz İslam, iki dilimiz Türkçe. Biz ne İslam'dan ne de Türkçeden taviz verdik. Değişik sistemlerden geçtik, krallık sistemi, komünist sistem ve demokrasi sistemi. Sayımız az olabilir ama biz hep bu iki cevherimizi koruduk ve çocuklarımıza emanet olarak bıraktık. Balkanlar'da Türk olarak yaşamak zor mudur? Bir kere, azınlık olarak yaşamak daima zordur. Hele Balkanlar'da azınlıksanız daha da sıkıntı olur. Fakat biz bu 'Balkanlar' denilen dalgalı denizde iyi yüzmeyi öğrendik. Balkanlar denilen bu denizde iyi yüzmeyi beceremeyen maalesef dalgalara kapılıp gider, asimile olur. Osmanlı döneminde bu ülkeler kendi bağımsızlıklarını kazandıklarında hepsinin tek hedefi vardı, Osmanlı'yı aşağılamak, kötülemek. Osmanlı'yı aşağılarken bizi gördüklerinde ne olduğunu tahmin edebilirsiniz. Biz de onları sineye çekmek zorunda kalırdık. Tabii o zor dönemler artık geride kaldı.

Peki, Türkiye'ye göç etme imkanınız varken neden Balkanlar'da, Makedonya'da kaldınız?

-Çözüm göç değildir, göç etmek isteseydik çoktan ederdik. Eğitimimizi arkadaşlarımla Türkiye'de aldık, ama biz Türkiye'de kalanlar değiliz. Türkiye'de okuyup Balkanlar'da hizmet verenlerdeniz. Biz Türkiye'de oturup rahatça ekmeğimizi yiyebilirdik ve anavatanımızda kalmış olurduk. Üniversitemizin asıl kuruluş amacı nedir? Mümkün olduğunca Balkanlar'dan Türkiye'ye gelen göçü önlemektir. Hangi göçü? İlk olarak beyin göçünü önlemek.

'BUGÜNÜN BEYİN GÖÇÜ YARININ TOPLU GÖÇÜ'

Türkiye'nin başlattığı 'Büyük Öğrenci Projesi' ile Avrupa'nın değişik ülkelerinden 50'şer, 70'şer öğrenci alınıp ülkenin farklı üniversitelerinde okutuldu. Bu hoş görülecek ve takdir edilecek bir olay. Ancak, bu olayın ikinci safhası düşünülmemiş, bu öğrenciler nasıl geri dönecek? Dolayısıyla bizim yapmış olduğumuz araştırmada 20 yıl içerisinde Makedonya'dan anavatanımız Türkiye'ye gidip okuyan öğrencilerin %62'si geri dönmedi. Makedonya için çok büyük bir rakam bu yani, gidenlerin 3/2'si geri dönmüyor. Böyle bir yirmi yıl daha devam etse, Makedonya'da Türkçe konuşacak insan bulamazsınız. Biz de Makedonya'daki Türk aydınları olarak bunu düşündük ve bu üniversitenin açılmasına önayak olduk. Çünkü bugünün beyin göçü yarının toplu göçü demektir. Herkes giderse burada 25 yıl içerisinde hiçbir Türk kalmaz.

Sayın Prof. Dr. Fadıl, Türkiye Cumhuriyeti toplumuna, siyasetçilerine, akademisyenlerine ve iş adamlarına ne tür mesajlar vermek istiyorsunuz?

- Makedonya Cumhuriyeti'ni tanıyan ilk devletlerden biri Türkiye Cumhuriyeti'dir. Bu siyasi kazanımdan yararlanamadık. Türkiye Cumhuriyeti'nin yatırımını çok göremedik. Makedonya'nın özelleşen fabrikalarını Türk iş adamları değil, Yunan iş adamları aldı. Eğer ticari ilişkilerimiz gelişseydi, hem biz hem de siz kazanmış olurdunuz. Bu, sadece iyi niyetlerden kaldı. Bize, "Siz çok önemli bir unsursunuz, gitmeyin, kalın." diyorlar ama biz zaten bunu biliyoruz. Evet, biliyoruz ama bunun için siz ne yapacaksınız? Türkiye Cumhuriyeti'nin yatırımlarını görmek istiyoruz. O yatırımlar ile buranın istihdamının artmasını istiyoruz. Böylelikle gençlerimiz iş olursa Avrupa'ya gitmez, Türkiye'ye gitmez ve yuva kurabilirler. İkinci unsur Makedonya'daki yerel kurum ve kuruluşlara sahip çıkmalıyız. Bu yerli kurum ve kuruluşların bir kısmını Türkler kurmuşlardır. Bu kuruluşlara son derece önem vermek lazım. Türk dilinin, edebiyatının ve kültürünün yaşatılması için çok önemli olan kurumlardır. Bu millet burada şahıslarla değil, kuruluşlarla ayakta kalabilir. Ve maalesef kurumlar üzerinden değil, şahıslar üzerinden politika yapılıyor ve bu durum bizi üzüyor. Balkanlar'da Uluslararası Vizyon Üniversitesi halkın kendi imkânlarıyla açmış olduğu en büyük müessesedir. Bu müessese desteklenmeyecekse ne desteklenecek?

'81 MİLYON BİZE SAHİP ÇIKMALI'

Türk halkının bizi şimdiye kadar unutmadığını ve unutmayacağını biliyoruz. Bu kuruluşların ayakta kalması çok önemlidir. Anavatanımızdan çok öğrenci geliyor. Bizim temennimiz anavatanımızın her yerinden öğrenci gelmesi. Resmi sitemize girsinler, bizi tanısınlar. Biz Türkiye Türkçesi üzerine eğitim veriyoruz. Ve öğrencilerimizi davet ediyoruz. Şartlarımız Makedonya'nın en iyi şartlarıdır. Fiyatlarımız pahalı değildir. Türkiye'ye yapılan spekülasyonlardan dolayı fiyatlarımızda %20'lik bir indirime geçtik.  Hem çocuklarımıza yardımcı olmak hem de anavatanımıza yardım gayesiyle. Türkçemizi yaşatmak için 81 milyonun üniversitemize sahip çıkması lazım.

Makedonya'nın AB'ye girmesi Makedonya'daki Türklere nasıl bir etki yapar?

-Bizim AB üyeliğini değil NATO üyeliğini gündeme getirmemiz gerekiyor. Çünkü Makedonya'nın toprak bütünlüğünü koruması açısından NATO'ya girmesi gerekir. Girmediği takdirde Makedonya'nın toprakları farklı senaryolarla karşılaşacak. Türkiye'nin güçlü ülke olduğu bir örgüte girersek Makedonya'nın toprak bütünlüğü zarar görmez. Netice itibarıyla burada yaşıyoruz. Makedonya Cumhuriyeti'nin toprak bütünlüğünü de düşünmek zorundayız.

Sayın Hocam, hem bize zaman ayırdığınız için hem de Türk kültürünü yaşatmak için yapmış olduğunuz hizmetlerden dolayı teşekkür ediyoruz.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.