Hava Durumu

Sendikacılardan ortak tepki: 'Bursa tekli eğitime hazır değil!'

Fırsat eşitliği, nitelik, sistem ve atama tartışmalarıyla Türkiye'nin en önemli sorunları arasında yer alan eğitimde yeni krizin ilk sinyalleri alınıyor; tekli eğitim... Sendikacılar Selçuk Türkoğlu ve Özkan Rona ile konuya yönelik yaptığımız görüşmelerin ortak kanaati ise: 'Bursa, tekli eğitim sistemine hazır değil!'

Haber Giriş Tarihi: 03.04.2018 14:39
Haber Güncellenme Tarihi: 03.04.2018 14:39
Kaynak: Haber Merkezi
https://www.yenidonem.com.tr/
Sendikacılardan ortak tepki: 'Bursa tekli eğitime hazır değil!'

-N.Nuri YAVUZ-

Eğitim denince hemen herkesin aklına 'her şeyin başı...' ezberi daha doğru ifadeyle klişesi geliyor. Zaten öyle değil mi ki eğitimimiz klişeler ve ezbere sağlanıp kalmış. Yıllardır politikanın gündelik uygulamalarıyla bir ileri, iki geri gidiyor. Ve bizler, her yıl bu alanda yeni sorunlarla boğuşuyoruz.

Yakın zaman diliminde hepimizin tanıklığı o'dur ki cemaat yapılanmaları, eğitime hem kamu hem de özel sektör ayağında büyük zarar verdi. Hala bu zararın önüne geçilemiyor. Bir başka tanıklığımız ise sistem değişikliklerinedir. Ki birine tam manasıyla alışamadan yeni biriyle karşı karşıya kalıyoruz.

Son rakamlara göre Bursa'da 2 bin okul, 19 bin 658 derslik ve toplam 590 bin 380 öğrenci bulunuyor. Bu öğrencilere 32 bin 915 öğretmen eğitim ve öğretim hizmeti sunuyor. Derslik başına ilkokul ve ortaokullarda 29, genel ortaöğretimde 21, mesleki ve teknik liselerde ise 24 öğrenci düşüyor.

Bu rakamlar ne ifade ediyor? Bursa eğitimde nereye gidiyor? Tekli eğitim, performans sistemi, ücretli öğretmenlik, idareci atamaları ve benzeri birçok sorunu, Türk Eğitim-Sen Bursa 2 No'lu Şube Başkanı Selçuk Türkoğlu ve Eğitim-İş Bursa Şube Başkanı Özkan Rona ile görüştük.

Bursa Tekli eğitime hazır mı?

S. Türkoğlu: Tekli eğitim ideal ve gerekli olandır ama Bursa buna henüz hazır değil. Mevcut okulların içerisindeki laboratuarları, kütüphaneleri, etkinlik salonlarını sınıfa/dersliğe dönüştürerek bu hedefe varmak mümkün değildir. Acilen Bursa'ya en az 200 yeni okul gerekmektedir.

Ö. Rona: Bursa'nın 2019'da tam gün eğitime geçmesi imkânsızdır. Bursa'nın bugün itibariyle derslik açığı 2 bin 523'tür ve derslik açığı en yüksek kentler arasında 6. sırada yer almaktadır. Bu sayı 24 derslikli 105 yeni okul ihtiyacı demektir. Hem süre hem de maliyet bakımından bu imkansızdır.

Performans sistemi hakkında ne düşünüyorsunuz?

S. Türkoğlu: Bakanlığın hazırladığı performans sistemi tam anlamıyla Türk Milli Eğitimi'nde öğretmenle öğretmen, öğretmenle öğrenci, öğretmenle veli, öğretmenle idare arasına nifak sokan, eğitimde huzuru/çalışma barışını ortadan kaldıracak, bilimsel temeli olmayan ucube bir sistemdir.

Ö. Rona: Bu sistem, Türk Milli Eğitimi'nin bütün başarısızlıklarının faturasını öğretmene çıkarmak demektir. Sistemin performansı ölçülerek aksayan yönleri tespit edilmeliyken, öğretmen performansına odaklanmanın eğitime hiçbir katkısı olmayacağı gibi okullarda iş barışını da bozacaktır.

Ücretli öğretmenliği nasıl değerlendiriyorsunuz?

S. Türkoğlu: Ücretli öğretmenlik şuan itibariyle tam bir insanlık suçudur. Milli Eğitim Bakanlığı ücretli öğretmen politikası ile anayasamıza ve kanunlara karşı çıkmakta, asgari ücretin altında köle standartlarında öğretmen çalıştırmaktadır. Şöyle ki, yalnızca Bursa'da 3 binin üzerinde ücretli öğretmen vardır.  Ve bu arkadaşlarımızın ortalama maaşları 1000 TL'dir. Asgari ücretin 1,600 TL olduğu ülkemizde 1000 TL'ye öğretmen çalıştırmak insanlık suçudur. Ücretli öğretmenlerin sosyal güvenceleri eksik olup, ortalama bir ücretli öğretmenin emekli olabilmesi için en az 56 yıl çalışmaktadır. Sonuç itibariyle ücretli öğretmen meselesi tam anlamıyla bir kangrendir. Kadrolu öğretmenle aynı işi yapıp, aynı eğitim düzeyine sahip olup aynı çalışma ortamlarında 2. sınıf insan muamelesi görmektedir.

Ö. Rona: Bursa'da eğitim başarısını olumsuz etkileyen nedenlerden birisi de ücretli öğretmen uygulamasının yaygın olmasıdır. Aynı işi çok daha düşük ücretlerle yapmaları, iş devamlılığı kaygıları ve KPSS ile kadrolu atanma hedefleri nedeniyle verimleri düşük olmaktadır. Ücretli öğretmenler ders saati ücretleri ile çalışmakta ve ortalama 1000-1200 TL ücret almaktalar. Asgari ücretin altında bir rakamla ücretli öğretmen çalıştırmanın en basit tanımı kaçak işçi çalıştırmaktır. Ücretli öğretmenlik nedeniyle çocuklarımızın öğretmenlerinin her yıl değişmesi de hem öğrenciler için hem de öğretmenler için bir uyum sorunu da yaratmaktadır. Ücretli öğretmenlik modern kölelik düzenidir ve eğitimde hiç olmaması gereken bir modeldir. Bu kolaycı yöntem terk edilerek kadrolu ve güvenceli istihdam yaşama geçirilmelidir. 

Eğitim camiasının son dönemde en çok dillendirdiği tartışmalardan biri de idareci atamalarıdır. Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz?

S. Türkoğlu: Milli Eğitim Bakanlığı idareci atama politikası bütün bilimsel liyakat, kariyer ve hakkaniyet ölçüleri dışında yalnızca yandaşlık ve partizanlık kriterlerinin hakim olduğu  "Bizden değilsen, öl!" mantığının geçerli olduğu bir yapıdır. Şöyle ki, idareci atamalarında Bursa'da en son 4 kez mülakatla okul müdürü ataması yapılmış toplam 641 okul müdürü atanmıştır. Bunların 600 den fazlası yanda sendika üyesidir. Bin 600 civarında müdür yardımcısı görevlendirilmiş bunların ise bin 400'e yakını yandaş sendika mensubudur. Bursa'da idareci atamalarına saygı/güven kalmamıştır. Taslak yönetmeliği yayınlanan performans sistemi ile alakalı en radikal kararları uygulamaya koyuyoruz. Taslağın yönetmeliğe dönüşmemesi için yandaş sendika hariç diğer sendikalarla eylem ve mücadele birlikteliği ile basın açıklamaları, toplantıları yaptık ve en son büyük bir eğitim yürüyüşü yapmayı planlıyoruz.  İdareci atamalarındaki hukuksuzluğa ve kayırmacılığa karşı ise hem hukuki zeminde ve hem de geçmişte Bursa'da çok büyük eylem, etkinlik ve yürüyüşlere imza attık. Hatta bu eylemlerimiz ile ilgili bütün sendika yöneticilerimizle yargılandık. Cezalar aldık ve şuan bu cezalar yargı taydadır. Önerimiz şudur, geçmişte hakları gasp edilen binlerce eğitiminin öncelikle hakları ve itibarları iade edilmektedir. Ve idareci atama meselesinde siyasetin müdahalesini ortadan kaldıracak şeffaf, adil, eşit, liyakat ve kariyeri hakkaniyeti esas alan yazılı sınava dayalı bir sistem getirilmelidir.

Ö. Rona: Eğitimin yetkin olmayan kişiler eliyle yönetiliyor olması bir sorundur. Bugün okullarımız işveren durumundaki hükümetin yandaşı olan sendika üyeleri tarafından yönetilmektedir. Okul yöneticilerini belirlemek için göstermelik bir sözlü sınav yapılmakta, kişilerin yeterlilikleri yerine üye oldukları sendika ve siyasi düşüncelerine göre puanlama yapılmaktadır. Liyakat ve kariyer ilkeleri göz ardı edilerek yapılan bu göstermelik mülakatların ortaya çıkardığı yönetim zafiyeti okullarımızı işlemez hale getirmiştir. Ekiple çalışma becerilerinden yoksun idarecilerin göreve getirildiği okullarda idare kaynaklı sorunlar artmakta, veliler ile öğretmenler karşı karşıya gelmekte, şiddet olayları yaşanmakta okulların temel ihtiyaçları giderilememektedir. Toplumun adalet duygusunu sarsan bir yolla hak etmedikleri koltuklara atanan idarecilerin okul personeli gözünde saygınlıkları da olmamaktadır. Ehil olmayan bu idarecilerin otorite kurmak hevesiyle takındıkları sert ve baskıcı tutumlar nedeniyle personel sürekli olarak soruşturma tehdidi ile karşı karşıya kalmaktadır. Bursa Milli Eğitim Müdürlüğü'nün en sık başvurduğu yöntem, cezalandırma yöntemidir. Her yıl binlerce öğretmene soruşturma açılmakta, cezalar verilmekte, motivasyonları bozulmakta, bu yolla eğitimde verim de düşmektedir. Öğretmenlere yağmur gibi yağdırılan disiplin cezalarının eğitime olumlu katkı sağlamadığı da gözle görülür bir gerçektir.

Konu eğitim olunca fırsat eşitliğini konuşmamak olmaz. Bu konuda neler söylersiniz?

S. Türkoğlu: Devlet eğitim, sağlık ve güvenlik hizmetlerine bütün vatandaşlarına eşit, nitelikli ve parasız sunmak zorundadır.  Oysa ki politikalara baktığımız da eğitimde özelleşme desteklenmekte, teşvik dilmekte devletin okulları ve devlet okullarındaki öğrenciler gözden çıkarılmaktadır. Eğitim ülkemizde ekonomik ve sosyal statü değiştirmenin en ucuz ve en makul yoluydu. Geçmişte dar sabit gelirli ailelerin çocukları eğitim yoluyla meslek edinmekte ekonomik, sosyal statü değiştirmekteydi. İşçi, köylü, çiftçi ailelerinin çocukları mühendis, doktor, öğretmen, bürokrat olabilmekteydi. Şimdi ise eğitimde fırsat eşitliği ortadan kalmış bu sosyal geçişler minimuma inmiştir. Çünkü, devletin yaptığı merkezi sınavlara hazırlanma şartları eşit değildir. Parası, imkanı olanlar özel okullarda, özel kurslarda sınavlara hazırlanmakta, imkanı olmayan ise o sınavlarda elenmektedir. Son olarak hükümetin çocuğunu özel okullara gönderen ailelere ortalama 4 bin TL teşvik vermesi tam anlamıyla hükümetin kamu eğitimini gözden çıkardığının göstergesidir. Zaten özel okula Ortalama 20-25 bin tl verebilenlere 4 bin TL teşvik vermek diğer tarafta yeterli hizmetli olmadığı için kokunda girilemeyen devlet okulları.

Ö. Rona: Maalesef eğitimde fırsat eşitsizliği gün geçtikçe büyümektedir. Bu eşitsizliği yaratan durum devlet okullarının olanakları ile özel okulların olanakları arasındaki derin uçurumdur. Çocuklarımız devlet okullarında sosyal-kültürel ve sportif etkinliklerden yoksun, fiziki olanakları bakımından yetersiz binalarda ve kalabalık sınıflarda eğitim görmektedir. Özel okullarda ise eğitim süreci daha iyi fiziki ortamlarda, daha az mevcutlu sınıflarda ve çok yönlü olarak gerçekleşmektedir. Aradaki bu uçurum eğitime ulaşmadaki eşitsizliği büyütmektedir. Bursa'da devlet okullarının olanakları arasında da büyük farklar mevcuttur. Nilüfer ilçemizdeki devlet okullarının olanakları ile Yıldırım ilçemizdeki okullar arasında bile büyük farklar vardır. Her gün on binlerce öğrencimiz imkânları daha iyi okullara ulaşmak için servis ya da toplu taşıma araçları ile ilçe değiştirmek zorunda kalmaktadır. Geliri düşük aileler ise çocuklarını imkânları zayıf okullarda okutmak zorunda kalmakta, iyi okullarda daha iyi eğitim alındığı gerçeğinden hareketle yoksulluk bir miras olarak ailelerden çocuklara kalmaktadır. Eğitimin tüm ihtiyaçları devlet tarafından karşılanmadan, okulların tamamında belirli standartlar yaratılmadan eğitimde fırsat eşitliğinden söz etmemiz imkânsız olacaktır.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.