Hava Durumu

Tarihi anlar... Ayasofya'da Fetih Suresi okundu

İstanbul'un fethinin 567. yıl dönümü kutlamaları, Fatih Sultan Mehmet'in şehri aldıktan sonra ilk cuma namazını kıldığı Ayasofya'da düzenlenen "Fetih Şöleni"nde, Fetih Suresi okundu. Erdoğan, önce 8. Fetih Kupası Okçuluk Yarışması'nın ödül töreninde ardından da Ayasofya'daki törene telekonferans yöntemiyle katılarak açıklamalarda bulundu.

Haber Giriş Tarihi: 29.05.2020 22:21
Haber Güncellenme Tarihi: 29.05.2020 22:21
Kaynak: Haber Merkezi
https://www.yenidonem.com.tr/
Tarihi anlar... Ayasofya'da Fetih Suresi okundu

Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığının koordinesinde gün boyu devam eden İstanbul'un fethinin 567. yıl dönümü etkinlikleri kapsamında, Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından Ayasofya'da "Fetih Şöleni" düzenlendi.

Etkinlik, Osmanlı İmparatorluğu'nun 7. Padişahı Fatih Sultan Mehmet'in İstanbul'u fethederken gemileri karadan yürüttüğü rotaların üzerinden geçip Ayasofya'ya ulaşan drone ile çekilen kayıtların gösterimiyle başladı.

2. Mehmet'in, aralıklarla 54 gün süren kuşatmanın ardından 29 Mayıs 1453 Salı günü gerçekleşen fetihten sonra ilk cuma namazını kıldığı, fethin simgesi Ayasofya'nın içinde Fetih Suresi tilavet edildi.

Erdoğan, Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından Ayasofya'da düzenlenen "Fetih Şöleni" etkinliğine video konferans yöntemiyle katıldı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ayasofya'da, Eminönü Yeni Cami İmam Hatibi Ferruh Muştuer tarafından okunan Fetih Suresi'ni dinledi, duaya iştirak etti.

Konuşmasına besmele ile başlayan Erdoğan, Fetih Suresi'nin Türkçe mealinin bir bölümünü okudu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın okuduğu bölüm şöyle:

"Şüphesiz biz sana apaçık bir fetih verdik. Ta ki Allah, senin geçmiş ve gelecek günahlarını bağışlasın, sana olan nimetini tamamlasın, seni doğru yola iletsin ve Allah sana, şanlı bir zaferle yardım etsin. O, inananların imanlarını kat kat artırmaları için kalplerine huzur ve güven indirendir. Göklerin ve yerin orduları Allah'ındır. Allah, hakkıyla bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir. Bütün bunlar Allah'ın, inanan erkek ve kadınları, içlerinden ırmaklar akan, içinde temelli kalacakları cennetlere koyması, onların kötülüklerini örtmesi içindir. İşte bu, Allah katında büyük bir başarıdır.

Ey Muhammed! Şüphesiz biz seni bir şahit, bir müjdeci ve bir uyarıcı olarak gönderdik. Ey insanlar! Allah'a ve Peygamber'ine inanasınız, ona yardım edesiniz, ona saygı gösteresiniz ve sabah akşam Allah'ı tespih edesiniz diye Peygamber'i gönderdik. Sana biat edenler ancak Allah'a biat etmiş olurlar. Allah'ın eli onların ellerinin üzerindedir. Verdiği sözden dönen kendi aleyhine dönmüş olur. Allah'a verdiği sözü yerine getirene, Allah büyük bir mükafat verecektir. Bedevilerin geri bırakılanları sana, 'Bizi mallarımız ve ailelerimiz alıkoydu; Allah'tan bizim için af dile.' diyecekler. Onlar kalplerinde olmayanı dilleriyle söylerler. De ki: 'Allah, sizin bir zarara uğramanızı dilerse, ona karşı kimin bir şeye gücü yeter? Hayır, Allah, yaptıklarınızdan haberdardır.'

Ey münafıklar! Siz aslında, Peygamber'in ve inananların bir daha ailelerine dönmeyeceklerini sanmıştınız. Bu, sizin gönüllerinize güzel gösterildi de kötü zanda bulundunuz ve helakı hak eden bir kavim oldunuz. Kim Allah'a ve Peygamber'ine inanmazsa bilsin ki, şüphesiz biz, inkarcılar için alevli bir ateş hazırladık. Göklerin ve yerin hükümranlığı Allah'ındır. O, dilediğini bağışlar, dilediğine ceza verir. Allah, çok bağışlayandır, çok merhamet edendir. Allah, size, elde edeceğiniz birçok ganimetler vadetmiştir. Şimdilik bunu size hemen vermiş ve insanların ellerini sizden çekmiştir. Allah, böyle yaptı ki, bunlar müminler için bir delil olsun, sizi de doğru bir bir yola iletsin. Henüz elde edemediğiniz, fakat Allah'ın, ilmiyle kuşattığı başka kazançlar vardır. Allah, her şeye hakkıyla gücü yetendir. İnkar edenler sizinle savaşsalardı, arkalarını dönüp kaçarlar, sonra da ne bir dost ne bir yardımcı bulabilirlerdi. Allah'ın öteden beri işleyip duran kanunu budur. Allah'ın kanununda asla bir değişiklik bulamazsın."

"O gün fethedilen bir toprak parçası değil, milyonlarca gönüldür"

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul'un fethinin 567. yıl dönümünü Fatih Sultan Mehmet'in emaneti Ayasofya'da Fetih suresi okunmak ve dualar edilmek suretiyle yad edilmesinin önemli olduğuna inandığını dile getirdi.

İstanbul'un, Fetih Suresi'ndeki müjdelere nail olmak için yanıp tutuşan bir Fatih ve en az kendisi kadar buna iman etmiş askerleri tarafından fethedildiğini vurgulayan Erdoğan, şöyle konuştu:

"Fatih Sultan Mehmed Han, İstanbul kuşatması 50. gününe ulaştığında sabırsızlanır, canı sıkılır, haber gönderip Akşemseddin Hazretleri'ne bu durumun sebebini sorar. Cevap şöyle gelir: 'Zafer için üç şartı esasi mevcuttur Padişahım. Hulusi niyet, fena hareketlerden haya, emirlere itaat. Kemali sükunet ve intizamla verilen emirleri eksiksiz icra ediniz, ettiriniz. İmani bir heyecanın verdiği galeyan ile muharebeye koşunuz. Malik olduğunuz liyakati gösteriniz. Zillet geride, şehadet ileridedir ve inşallah fetih yakındır.' Fatih'i en sıkıntılı günlerinde yeniden coşturan Akşemseddin Hazretleri'nin bu mesajı esasen Fetih Suresi'nin kısa bir tefsiridir.

'Ya ben İstanbul'u alırım ya İstanbul beni alır.' diyen Fatih, nihayet 1453 yılının 29 Mayıs'ında hedefine ulaşmıştır. 29 Mayıs günü el değiştiren sadece bir şehir değildir. O gün fethedilen bir toprak parçası değil, milyonlarca gönüldür. Bir devrin kapanıp yeni bir devrin açıldığı bu tarih, insanlığın hafızasında asla silinmeyecek yer bırakmıştır."

"Kendi hayatımızı da bu şehre adadık"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, fethin yıkmanın değil inşa etmenin, imhanın değil ihyanın, zulmün değil adaletin, zilletin değil erdemin, nefretin değil sevginin sembolü olduğunu dile getirerek, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Biz bu şehri sadece fethetmekle kalmadık, biz 'İstanbul'u sevmezse gönül aşkı ne anlar.' diyerek onun güzelliğine güzellikler katmak için yüzyıllarımızı harcadık. Kubbelerimiz, minarelerimiz, çeşmelerimiz ve bahçelerimizle her semtini birbirinden farklı desenlere bezedik. Yedi tepesine yedi kandil yaktık, boğazına gerdanlıklar taktık. Her karışını sevgiyle suladık, imar ettik. İstanbul'u çıkarttığınızda dünya tarihinin yeniden yazılması gerektiğine yürekten inanarak bu şehre sahip çıktık. Kendi hayatımızı da bu şehre adadık. Büyükşehir Belediye Başkanı, Başbakan ve Cumhurbaşkanı olarak bu şehre yaptığımız her hizmet, bizim için hem bu dünyada hem öteki dünyada birer berat belgesidir. Fatih'in izinden giderek asıl olanın gönüllerin fethi olduğu anlayışıyla hep gönüller yapmak, gönüller kazanmak için çalıştık. Allah'ın yardımı, milletimizin desteği, gönül sultanlarının duasıyla önümüze çıkan her engeli aştık."

"Gençlerimize ecdatları Fatih'e layık bir Türkiye bırakacağız"

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, girdikleri her mücadeleden alınlarının akıyla çıkmayı başardıklarını belirterek, "İnşallah fethin 600. yıl dönümü olan 2053'te gençlerimize ecdatları Fatih'e layık bir Türkiye bırakacağız. Malazgirt Zaferi'nin bininci yılı olan 2071 için ise çok daha büyük hedeflere yelken açacağız." dedi.

İstanbul'un fethinin 567. yıl dönümünde Fatih Sultan Mehmed Han başta olmak üzere bu toprakları vatan kılan tüm kahramanlar, gaziler ve şehitleri saygıyla yad eden Erdoğan, "Rabb'imden bu millete nice fetihler, nice zaferler, nice rızasına uygun başarılar nasip etmesini diliyorum. Fethin yadigarı Ayasofya'yı bu anlamlı günde mahzun bırakmayan tüm kardeşlerime şükranlarımı sunuyorum." ifadelerini kullandı.

"Fetih ruhu kazanacağımız büyük başarılar adına bize ilham vermeye devam edecek"

Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy da Fatih Sultan Mehmet Han ve kutlu ecdadı rahmet ve minnetle andığını dile getirdi. Asırlardır gururu ve coşkusu her yıl daha da artan fethin yıl dönümünde anlamlı bir akşam yaşandığını ifade eden Ersoy, anlamlı mesajları için Cumhurbaşkanı Erdoğan'a teşekkür etti.

Son birkaç aydır salgınla mücadelede Erdoğan'ın liderliği ve yol göstericiliğinin bütün dünyada hayranlık uyandıran ve örnek gösterilen bir başarı sağladığını vurgulayan Ersoy, şunları kaydetti:

"Artık tedbirleri elden bırakmadan normalleşme sürecine girmiş bulunuyoruz. Böylesi önemli bir dönemeçte fetih ruhu, öze dönüşümüz ve her anlamda kazanacağımız büyük başarılar adına bizlere ilham vermeye devam edecek. 'Toprakları değil, gönülleri fethetmeye gidiyoruz.' demişti Fatih Sultan Mehmet. Bu gönül mücadelemizde milletimizin her ferdini en kalbi duygularımla selamlıyorum."

Bakan Ersoy, Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan izin isteyerek Ayasofya'da düzenlenen Fetih Şöleni'ni başlattı.

"KÜLTÜRÜNDEN HABERSİZ BİR NESLİN HAYATA TUTUNMASI MÜMKÜN DEĞİLDİR"

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan İstanbul'da fetih şöleninde konuştu. Cumhurbaşkanı Erdoğan yaptığı açıklamada, "Kökleri ile bağı kopmuş bir ağaç nasıl ayakta kalamazsa kültüründen habersiz bir neslin de hayata tutunması mümkün değildir." ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Bu sene hem dini bayramlarımızı hem de milli günlerimizi alışılmışın dışında kutluyoruz. Ülkemizle beraber tüm dünyayı da etkileyen koronavirüs salgını nedeniyle buruk bir ramazan ve bayram geçirdik. Her sene meydanları hınca hınç doldurarak kutladığımız İstanbul'un fethini de daha mütevazı etkinliklerle idrak etmeye çalışıyoruz ama içinde bulunduğumuz olağanüstü durumun bizim fetih coşkumuzu gölgelemesine de müsaade etmiyoruz." dedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Okçular Vakfı tarafından düzenlenen 8. Fetih Kupası Okçuluk Yarışması'nın ödül törenine video konferansla katılarak yaptığı konuşmada, İstanbul'un fethinin 567. yılının ülke ve millet için kutlu olmasını diledi.

Fethin bir yıl dönümüne daha kavuşmanın mutluluğunu yaşadıklarını anlatan Erdoğan, "Buradan 81 ilimizdeki genç kardeşlerimize selamlarımı gönderiyorum. Fethin yıl dönümünde Peygamber Efendimizin müjdesine mazhar olan, siyasi dehası ile İstanbul'un kapılarını açan Fatih Sultan Mehmed hanı ilmi, irfanı ve hikmeti ile fethin manevi komutanı Akşemseddin Hazretlerini, son nefesini sancağı surlara dikerek veren Ulubatlı Hasan'ı, vatan semalarında ezanımız dinmesin, bayrağımız inmesin diye toprağa düşen tüm şehitlerimizi rahmetle minnetle yad ediyorum. Rabbim şehitlerimizi şad, makanlarını ali, mekanlarını cennet eylesin. Rabbim bizleri de son nefesimize kadar, şehirlerimizin yolundan, sıratı müstakimden ayırmasın. " diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, programa öncülük eden Okçular Vakfı'nın yöneticileri ile programın icrasına destek veren tüm kurumları tebrik ettiğini söyledi.

Fetih Kupasının 8'incisine katılan sporculara "Ya Hak" diyerek attıkları okları ile fetih ruhunu bugüne taşıyan tüm okçulara da şükranlarını sunduğunu dile getiren Erdoğan sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bu sene hem dini bayramlarımızı hem de milli günlerimizi alışılmışın dışında kutluyoruz. Ülkemizle beraber tüm dünyayı da etkileyen koronavirüs salgını nedeniyle buruk bir ramazan ve bayram geçirdik. Her sene meydanları hınca hınç doldurarak kutladığımız İstanbul'un fethini de daha mütevazı etkinliklerle idrak etmeye çalışıyoruz ama içinde bulunduğumuz olağanüstü durumun bizim fetih coşkumuzu gölgelemesine de müsaade etmiyoruz. Ata sporlarımızdan olan okçuluk ve atıcılık, salgına karşı en az riskli sporlar arasında yer alıyor. 8. Fetih Kupası ise salgın sonrasında ilk spor müsabakası özelliğini taşıyor. Ülkemizle beraber dünyada da ilgiyle takip edilen bu etkinliğin yeni dönemin müjdecisi olmasını temenni ediyorum."

Erdoğan gençlere seslenerek, "Sevgili gençler ve değerli sporcularımız, günümüzde ok ve yay savaş ve avlanma aracı olmanın ötesinde siyasetten sosyal hayata bir çok manayı uhdesinde barındırır. Siyaset geleneğimizde yay merkezi, ok ise uç beyliklerini ve akıncıları temsil eder. Ok ile yay devlet idaresinde hakimiyet nişanesi olarak sembolik değere de sahiptir. Ayrıca ok gönderilen kişinin, gönderenden emin olması anlamına gelir. Ecdat için okçuluk sadece savaşa hazırlık talimi değil, sosyal ve beşeri hayatı tanzim eden bir değerler manzumesidir. Bunun için ok meydanına abdestsiz ve sarhoş girilmesi yasaklanmıştı." değerlendirmesinde bulundu.
 

Çocukluk ve gençlik yıllarının hemen hemen tamamının şu an etkinliğin düzenlendiği mekanda geçtiğini dile getiren Erdoğan, şunları söyledi:

"Bu mekanın gerçekten benim gençlik yıllarımda çok ama çok önemli hatıraları var. Kabza sınavında okçuların yeteneklerinin yanı sıra ahlak ve şahsiyetlerine de bakılırdı. Sporcuların kin gütmesi asla hoş karşılanmazdı. Spor müsabakaları öncesinde muhakkak besmele çekilir, Peygamber Efendimize salavat gönderilirdi. Sporda rekabetle birlikte dayanışma, mücadeleyle birlikte çelebilik de teşvik edilirdi. Pehlivanların özel hayatlarında da tıpkı er meydanındaki gibi yiğit, civanmert olmaları beklenirdi."
 

Spor alanında hırsın, bencilliğin, maddiyatın, haksız rekabetin arttığı bir dönemde gençlerin yeni bir spor ahlakıyla ahlaklanmasını istediklerini dile getiren Erdoğan, "Evlatlarımızı okçuluğa, biniciliğe, atıcılığa yönlendirirken aynı zamanda onları kendi kültürel kodlarımızla da tanıştırıyoruz. Kökleriyle bağı kopmuş bir ağaç nasıl ayakta kalamazsa kültüründen habersiz bir neslin de hayata tutunması mümkün değildir." diye konuştu.

Devlet olarak ana önceliklerinin kendini, tarihini, medeniyetini bilen, öz güveni yüksek, ahlaklı, erdemli ve sağlıklı gençler yetiştirmek olduğunu vurgulayan Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Bu hedefimizi gerçekleştirmede milli değerlerimizin taşıyıcısı olan ata sporlarımız bizim en büyük yardımcımızdır. Maziden atiye kurulan birer köprü olarak görmüş olduğumuz tüm ata sporlarımızı teşvik ediyor, önemli destekler veriyoruz. Okçular Vakfımız ve Dünya Etnospor Konfederasyonunun da gayretleriyle Türk okçuluğuna ilgi günden güne artıyor. Tarihimizi hakkıyla anlatan diziler, filmler ise ata sporlarımızı tüm dünyaya tanıtıyor. Bu dizilerin etkisiyle genç kuşaklar okçuluk, atlı binicilik, cirit gibi ata sporlarımızı öğrenmeye daha fazla merak sarıyor."

"Ata sporlarımızı son derece modern tesislere kavuşturduk"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, diğer spor dallarında olduğu gibi, ata sporların da devletin gençlere sunduğu imkanların genişlediğini belirterek, şöyle devam etti:

"Daha önce ferdi ya da hobi olarak yapılan adeta unutulmaya yüz tutan ata sporlarımızı son derece modern tesislere kavuşturduk. Ülkemizde düzenlediğimiz uluslararası organizasyonlarla hem başarılı sporcularımızın yetişmesine hem de bu spor dallarının dünya çapında tanınmasına katkı sağladık. İnşallah Türkiye'nin diğer alanlarla birlikte geleneksel spor dallarında da yeni bir şahlanışın eşiğinde olduğuna inanıyorum."

Farabi'nin "Bedenini iyi idare eden evini, evini iyi idare eden ülkesini iyi idare eder." sözlerinin başta gençler olmak üzere herkese ilham kaynağı olmasını dileyen Erdoğan, fethin 567. yıl dönümünde İstanbul'un askeri ve manevi fatihlerini yad etti.

Şehitlere Allah'tan rahmet dileyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Mevla'ya bize Fatih'in emanetine sahip çıkma, bu güzel şehre hizmet etme şerefini bahşettiği için hamdediyorum." dedi.

Erdoğan, etkinlik dolayısıyla Okçular Vakfını da kutladı.

Programda geleneksel ve olimpik okçular, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın "Ya Hak" nidası ile atış gerçekleştirdi.

Başarılı tüm sporcuları tebrik ederek, bundan sonraki süreçte başarılarının artarak devamını dileyen Erdoğan, "İnanıyorum ki bu tür müsabakalar, hele hele Dünya Etnospor olarak yapılan hazırlıklar ve müsabakalar, bizim heyecanımızı, coşkumuzu, gençliğimizin buraya olan ilgisini daha da artıracaktır." ifadesini kullandı.

Okçular Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Haydar Ali Yıldız da şampiyon olan sporcular içerisinde 70 metrede Türkiye rekorunun da olduğunu aktararak, Cumhurbaşkanı Erdoğan'a teşekkür etti.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.