Videolardan ilk albüme... Sahne artık Metehan'ın!

Turgay AKBULUT

Türkiye onu, daha çocuk yaşta Youtube'a yüklediği bir video ile tanıdı. Aşık Reyhani'nin 'Bahar Gelsin Şu Karşı Dağa Çıkayım' türküsünü öyle bir okudu ki milyonlarca kez dinlendi. Yanık sesi, Anadolu'ya özgü mahcup ifadesi ile Türkiye onu çok sevdi. Metehan Polat şimdi 19 yaşında ve çocuk yaşta âşık olduğu müzikle artık profesyonel olarak ilgileniyor. İlk albümü 'Delinin Biri'ni yakın zamanda çıkaran Metehan Polat ile müziğe bakışını, hedeflerini ve hayallerini konuştuk...

Metehan öncelikle seni tanıyalım. Metehan Polat kimdir?

 "2001 yılında Erzurum'un Oltu ilçesinde doğdum. İlkokulu doğduğum köyde, ortaokulu ise Oltu'da okudum. 4 kardeşin en küçüğüyüm. Müzikle yaşayan, hayali, hedefi hep müzikle ilgili olan biriyim."

Metehan, Türkiye seni 'Erzurumlu yanık sesli çocuk olarak tanıdı. Meşhur videon hâlâ hafızalarda.  O videolar nasıl doğdu?

"Sanırım 7 yaşındaydım... Köyde bir düğün vardı. Oraya birkaç gazeteci de gelmiş. 'Sesi güzel bir çocuk yok mu bir şeyler söylesin de dinleyelim' diye sormuşlar. Köylüler de beni söylemiş. Tabii bana 'gel türkü söyle' dediklerinde çocuğum utanıp kaçtım. Sonra yakalayıp türkü söylettiler. Gazeteciler ben türkü söylerken videoya çekmişti. Aradan bir süre geçince aynı gazeteciler yeniden arayıp, 'Hadi gel bir türkü daha oku' dediler. Videolar böylece ortaya çıktı."

Seni bir daha bulup türkü söyletmeleri ilginç değil mi? Sesini çok mu beğenmişler?

"Sesimi beğenmişler ama asıl mesele Türkiye'nin beğenmesi. Onlar çektikleri videoyu Youtube'a koymuşlar. Hiç beklemedikleri şekilde 3 milyona yakın dinlenme olunca yeniden aramışlar beni. Sonraki videoları da yine paylaşmışlardı..."

Çocuk yaşta bu kadar ilgiyi üstünde toplamak ne hissettirdi sana?

"Aslında kolay ve basit bir şey değil. En azından benim için. Köyde büyümüş bir çocuğun birden kendini kamera önünde bulması... İnsan ne yapacağını bilemiyor o yaşlarda. Tabii türkülerim çok beğenilince televizyon programlarına da çıktım. İzzet Yıldızhan ve Şebnem Kısaparmak davet etmişti, onların programlarına da konuk olup türkü söyledim o yaşlarda."

Köyde türkü söyleyen yanık sesli çocukken müziği hayatının merkezine koymana ne sebep oldu? Gördüğün ilgi mi hoşuna gitti ya da 'Bende iş var' mı dedin kendi kendine?

"Yok değil... Kendimi bildim bileli zaten türkü söylüyordum. Dağda, tarlada, yolda, okulda... Karşı konulamaz bir dürtüydü müzik benim içimde. Normal bir insanı çok uzun süre müziğe maruz bırakırsanız sıkılabilir, rahatsızlık duyabilir. Ancak benim başımda sabaha kadar davul çalsalar hoşuma gider."

Evet, Metehan ilk albümün de çıktı. Albümle ilgili ne söylemek istersin?

"Albüm yaklaşık 2 ay önce çıktı. 5 parçalık bir albüm. Dördünün bestesi bana ait. Bir türkü ise Sümmani Baba'nın... Yine ilk klibimizi de 'Deminin Biri' isimli parçaya çektik. Klip çekimlerini de Tirilye'de gerçekleştirdik. Keyifli, değerli bir albüm olduğuna inanıyorum. Emek dolu bir albüm diyebiliriz..."

Biraz da tarzından söz etmek istiyorum. Türkülerle ortaya çıktın ve hâlâ türkü okuyorsun... Etrafımıza, bize dayatılanlara ve gençlere bakınca kısıtlı bir alan değil mi türkü? Dinleyici kitlesi oldukça dar... Neden pop, rock değil de türkü?

"Tabii müziğin tüm alanlarına büyük saygı duyuyorum. İçinde emek olan, alın teri olan her şey çok değerli gözümüzde. Ancak benim gönlüme en çok türküler dokunuyor. Türkülerin yanında fantezi müzik de yapıyorum ama türkülerimizin yeri çok başka..."

Aslında bir Anadolu geleneği var. Türkü bu toprakların müziği... Sanırım kültürel ve milli bir motivasyon da var sende?

"İçinde sevgi, sadakat, vefa, çile, hasret olan bir Anadolu hakikati var mayamızda. Bunu yaşayıp yaşatmayı bir borç olarak görüyorum. Şu an müzikle uğraşıyorum ve müzik, bunun üstünden Anadolu'ya sahip çıkmanın yolu türkülerden geçiyor. Anadolu'nun kendine has duygularını gelecek kuşaklara aktarmalıyız. Bir Aşık Veysel, bir Sümmani Baba, bir Aşık Mahsuni unutulmamalı..."

Evet, Metehan son olarak şunu sormak isterim, müzik dünyasındaki hedefin nedir?

"Her şey bir video ile başladı ancak hayallerin sınırı yok. Türk sanatına ve Türk müziğine büyük hizmetlerde bulunmak istiyorum. Türkiye'nin tanıdığı, sevdiği, saygı duyduğu bir isim olmayı hedefliyorum. Sanatçı örnek olmak zorundadır... Hem yaşantım hem de ortaya koyduğum işlerle umarım gençlerimize örnek olabilirim..."