Hava Durumu

19 Mayıs 2019'dan 100 yıl önce

Yazının Giriş Tarihi: 19.05.2019 03:50
Yazının Güncellenme Tarihi: 19.05.2019 03:50

Bugün 19 Mayıs Atatürk'ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı. 19 Mayıs 1919 Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşuna giden yolun ve Milli Mücadele tarihinin en önemli dönüm noktalarından biridir.

30 Ekim 1918'de Mondros Mütarekesi imzalanmıştı. Osmanlı ordusunun tasfiyesini ve silah teslimini öngören maddelerin en ağırı ise İtilaf Devletleri'nin güvenliklerinin tehdidi halinde işgali öngörmesiydi.

13 Kasım 1918'de İtilaf deniz filosu Çanakkale ve İstanbul'u işgal etti. Aralık 1918 ve Ocak 1919 aylarında Fransız ve İngiliz birlikleri,  Antakya, İskenderun, Adana, Tarsus, Kilis ve Antep'e girdiler. İngilizler Musul, Maraş, Urfa, Batum, Kars, İzmit, Eskişehir, Afyon, Samsun ve Merzifon'a; İtalyanlar ise Antalya, Bodrum, Kuşadası, Fethiye, Marmaris ve Konya'ya asker çıkarttılar.

18 Ocak 1919 Paris Konferansı'nda Antep, Urfa ve Maraş Fransa'ya;  Boğazların yönetimi uluslararası bir komisyona;  Doğu Anadolu Ermenilere; İzmir, İtalya'dan alınıp Yunanistan'a bırakıldı. 15 Mayıs 1919'da İzmir Yunanlılar tarafından işgal edildi. ( Sonrasında Yunan işgali tüm Ege bölgesine, Trakya'ya, Balıkesir'den Bursa'ya dek yayıldı.)

İngilizler 9 Mart 1919'da Samsun'a askeri birlik çıkarmıştı. Makineli Tüfek Birliği komutanı Hamdi Teğmen askerlerini alıp dağa çıkmıştı, halkla birlikte Rum çetelere direniyordu. Samsun'u Karadeniz'den Orta Anadolu'ya açılan güvenli kapı olarak gören İngilizler, Osmanlı Devleti'ne nota vererek Samsun'da asayişin sağlanmaması halinde bölgenin işgal edileceğini bildirmişti.

İstanbul Hükümeti, bölgede asayiş temini için 9. Kolordu Müfettişi olarak Mustafa Kemal görevlendirmişti. Mustafa Kemal 18 silah arkadaşıyla birlikte 16 Mayıs 1919'da yola çıkmış ve 19 Mayıs 1919'da Samsun'a ayak basmıştı. Samsun'da 6 gece kaldıktan sonra beraberindeki heyetle Havza'ya geçmişti. Havza'da kaldığı 17 gün süresince Anadolu'daki durum hakkında bilgi almıştı.
19 Mayıs 1919'dan 9 gün sonra; Havza'dan 28 Mayıs 1919'da tüm Müdafaa-i Hukuk Cemiyetleri'ne gönderdiği genelgeyle Yunanlıların İzmir'in işgalinin protestosunu istemiş ve Anadolu'da 96 miting gerçekleşmişti. Bu durum İstanbul Hükümeti'nin hoşuna gitmemiş ve İstanbul'a geri dönmesi istenmişti. Ancak Mustafa Kemal 12 Haziran 1919'da Amasya'ya hareket etmişti.

19 Mayıs 1919'dan 33 gün sonra; Amasya'da 22 Haziran 1919'da Milli Mücadele'nin komutanlarının imzası ve onayı ile ilan edilen genelgeyle; Türk milletine egemenliği ve bağımsızlığı yolunda çağrıda bulunulup, kendi kaderini kendisinin tayin etmesi istenmiş ve milli mücadelenin esasları yazılı bir metin haline getirilmişti. Aynı zamanda milli mücadele için dağınık mahalli teşkilatların birleştirilmesi ve milli mücadeleyi yürütecek olan Erzurum ve Sivas kongrelerinin delege seçilip gönderilerek toplanması da talep edilmişti.

19 Mayıs 1919'dan 2 ay 4 gün sonra; 23 Temmuz 1919'da Erzurum Kongresi toplanmış, 14 gün sürmüştü. 4 Eylül'de ise Sivas Kongresi toplanmıştı. Amasya Genelgesi'ndeki  "Milletin egemenliğini yine milletin azim ve kararı kurtaracaktır" hükmü Erzurum ve Sivas Kongresi ile pekiştirilmişti.  Mustafa Kemal Sivas'ta 108 gün kalmış, bu süre içerisinde Milli Mücadele'yi örgütlemiş, gelişmeleri takip etmişti.

19 Mayıs 1919'dan 7 ay 8 gün sonra; Mustafa Kemal ve beraberindeki heyet, Anadolu'nun tam ortasında ve cephelere eşit uzaklıkta olması gibi nedenlerle Kurtuluş Savaşı'nın en iyi Ankara'dan yönetileceğini düşünerek 27 Aralık 1919'da Ankara'ya gelmişti.   

19 Mayıs 1919'dan 11 ay 4 gün sonra; 23 Nisan 1920'de Meclis açılmıştı.  Mustafa Kemal, Milli Mücadele'ye toplumun her kesimini katarak geniş bir cephe oluşturmuştu.

 19 Mayıs 1919'dan 3 yıl, 3 ay 11 gün sonra 30 Ağustos 1922'de Meydan Muhaberesi'nde işgalciler ağır bir yenilgiye uğratılmıştı.

19 Mayıs 1919'dan 4 yıl 5 ay 10 gün sonra, 29 Ekim 1923'te Cumhuriyet ilan edildi...  Genç Cumhuriyet, onca yoksulluğa karşın Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde çağdaş uygarlık yolculuğuna çıktı.

Hani parasızlıktan dem vurulan, projeler için süre yeterli değil denilen belediye başkanlığı döneminden bile kısa sürede!

Ve bugün 19 Mayıs 1919'dan tam tamına 100 yıl geçti. Nereden nereye geldiğimizin muhasebesini ise size bırakıyorum.

19 MAYIS'IN BAYRAM OLARAK KUTLANIŞ TARİHÇESİ

19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı resmi bayram olmadan önce 1926 yılından itibaren Samsun'da Gazi Günü ya da 19 Mayıs Bayramı olarak kutlanıyordu.

Mustafa Kemal Atatürk için 19 Mayıs çok önemliydi. Mecliste 15-20 Ekim 1927 tarihleri arasında 36,5 saatte okuduğu Büyük Nutuk, 19 Mayıs 1919'dan başlıyordu. Kendisine doğum tarihini soranlara "Neden 19 Mayıs olmasın?" cevabını vermişti.

Ve Mustafa Kemal Atatürk, 1919'da Milli Mücadele'yi başlattığında 38 yaşındaydı. Bugünün 1981 doğumlularıyla aynı yaşta. Onu Anadolu'ya taşıyan ve Kurtuluş Savaşı'nın mayası olan Çanakkale Zaferi'nde ise 34'ündeydi. Bugünün 1985'lilerine denk düşüyordu. Atatürk kendisinden, mücadele arkadaşlarından hareketle Türk gençliğinin değerini biliyordu.

Beşiktaş'ın girişimleriyle 24 Mayıs 1935'de Atatürk Günü olarak Fenerbahçe Stadı'nda kutlanan 19 Mayıs, Galatasaray ve Fenerbahçeli yüzlerce sporcunun da katılımıyla bir spor günü haline gelmiş ve ülke genelinde yaygınlaşmıştı.

Atatürk 19 Mayıs gösterilerini ölümünden 6 ay kadar önce Ankara'da 19 Mayıs Stadyumu'nda son kez izlemişti. 19 Mayıs'ın Türk gençliğine ve sporcularına ayrılmasını istiyordu. TBMM'de görüşüldü ve 20 Haziran 1938'de 19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı kanunlaştı...

Peki, 19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı'nın adı ne zaman değişti? 42 yıl sonra!

12 Eylül'ün darbecileri çakma Atatürkçüydü. Darbeci Evren ve şürekâsı, gençliğe o kadar düşmandı ki; 17 yaşındaki çocuğu bile astırdı. Elinden gelse Atatürk'ün Gençliğe Hitabesi'ni de yasaklatırdı. Bursa Nutku'nu ağzına alanları işkenceden geçirtti. Atatürk'ün isteği ile gençliğe ve sporculara adanan bayram ona battı. "Gençlik" ifadesini kaldırmaya yüreği yetmediği için Atatürk'ün arkasına saklandı. Ve 1938'den beri kutlanan "19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı"nı "19 Mayıs Atatürk'ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı" olarak değiştirdi...  İşin aslı budur;  12 Eylül darbecileri gençliğe olan düşmanlığını Atatürk ile astarlamıştır.

Atatürk'ü Atatürk ile aldatmak 12 Eylül darbecilerinin en iyi becerdiği işlerden biriydi. Atatürk hiçbir zaman mandacılığı kabul etmemiş, "Tam bağımsız Türkiye" demiş; emperyal güçlerin 'Bizim çocukları"ndan asla olmamıştı.

Şimdi, bunları yazdığım için bana kızan çok olacaktır. Kusura kalmayın, işin aslı budur. Atatürk'ü Atatürk ile aldatanlar, en az Fesli kadar Atatürk düşmanlığı yapmaktadır. Nokta.

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.