Hava Durumu

26 Ağustos'un ardından...

Yazının Giriş Tarihi: 27.08.2019 06:04
Yazının Güncellenme Tarihi: 27.08.2019 06:04

Dün 26 Ağustos'tu. Büyük Taarruz'un başladığı, Kocatepe'de Türk tarihinde bir destanın daha yazılmaya başladığı bir günün yıldönümüydü...

Kurtuluş Savaşı yılları...  Türk ordusu Sakarya'da zafer kazanmıştı. Ama Yunan ordusunu savaşıp yenecek güçte değildi.  Yurdun her tarafında uygulanan Tekâlifi Milliye Emirleri ile ordunun ihtiyaçlarının giderilmesi için çalışıldı.

Asker sayısı artırıldı. İstanbul'daki silah depolarından Anadolu'ya silah ve cephane kaçırıldı. Fransız ve İtalyanların çekilirken bıraktığı silah ve mühimmatlar ile Rusya'dan alınan silahlarla ordu güçlendirildi. Hatta taarruz hazırlıklarının uzun sürmesi Meclis'te milletvekillerinin tepkisine yol açmıştı.

Büyük bir gizlilik içerisinde harekât planları tamamlandı. Artık zamanı gelmişti. Türk ordusu savaşa hazırdı. 26 Ağustos'ta Başkomutan Mustafa Kemal Atatürk Kocatepe'deki Fevzi Çakmak ve İsmet Paşalarla birlikte Kocatepe'deydi. Taarruz emri verildi...

 Topçuların 04.30'da taciz ateşiyle başlayan harekât 05.00'te yoğun topçu ateşiyle devam etti... 06.00'da Türk ordusu Tınaztepe'yi aldı... Günün ilerleyen saatlerinde sırasıyla Belentepe, Kalecik, Sivsiri düşman işgalinden kurtuldu. 1. Ordu birlikleri büyük Kaleciktepe'den Çiğiltepe'ye kadar düşman mevzilerini ele geçirdi...

 27 Ağustostan itibaren Türk kuvvetleri üstünlüğü ele geçirerek Yunan ordusuna büyük kayıplar verdirdi. 30 Ağustos sabahı Dumlupınar'da sıkıştırılan Yunan ordusu ile büyük bir meydan savaşı yapıldı. Bu savaş sonunda bozguna uğrayan Yunan kuvvetleri İzmir, Yalova ve Bandırma yönüne doğru kaçmaya başladı.

Yunan ordusu Başkomutanı General Trikopis ve birçok subay esir alındı. Kaçan Yunan ordusunun yeni bir savunma hattı oluşturmasını engellemek amacıyla Mustafa Kemal "Ordular ilk hedefiniz Akdeniz'dir. İleri!" emrini verdi.

Bu emirle başlayan takip 9 Eylülde Türk ordusunun İzmir'e girmesiyle sonuçlandı. 11 Eylül'de Bursa'nın kurtarılması ve 18 Eylül'de Mudanya'dan Yunan kuvvetlerinin çekilmesiyle Batı Anadolu'nun tamamı düşman işgalinden kurtarıldı.

SEVR HATIRLATMASI

Ne yazık ki, hala Milli Mücadele'ye, Kurtuluş Savaşı'na, işgalci Yunan askerleri başta olmak üzere İngiliz, İtalyan ve Fransızların Anadolu'dan atılmasına hayıflanan bir kesim var...

Ya Sevr'i bilmiyorlar ya da Sevr hükümleri ajandalarında duran emperyalistlerin bilinçli işbirlikçisi konumundalar... Osmanlı'yı Sevr'i imzalamaya zorlamak adına, Yunanlılar; Bursa, Balıkesir ve Edirne'yi işgal ederken, İngilizler ise Bandırma ve Mudanya'ya asker çıkarttı...  Paris'e gönderilen Osmanlı heyeti Sevr Antlaşması'nı 10 Ağustos 1920'de imzaladı. Ancak Ankara Hükümeti ve Meclis bu antlaşmayı tanımadı.

Sevr'in hükümlerinden bazılarına göz atmak yeterli olacaktır.

"Edirne ve Kırklareli dahil olmak üzere Trakya'nın büyük bölümü Yunanistan'a, Ceyhan, Antep, Urfa, Mardin ve Cizre kent merkezleri Suriye'ye (Fransızlara) bırakılacak, İstanbul Osmanlı Devleti'nin başkenti olarak kalacaktı... "

" İstanbul ve Çanakkale Boğazları ile Marmara Denizi silahtan arındırılacak, savaş ve barış zamanında bütün devletlerin gemilerine açık olacak; Boğazlarda deniz trafiği on ülkeden oluşan uluslararası bir komisyon tarafından yönetilecek; komisyon gerekli gördüğü zaman Müttefik Devletlerin donanmalarını yardıma çağırabilecekti..."

"İngiliz, Fransız ve İtalyan temsilcilerinden oluşan bir komisyon Fırat'ın doğusundaki Kürt vilayetlerinde bir yerel yönetim düzeni kuracak; bir yıl sonra Kürtler dilerse Milletler Cemiyeti'ne bağımsızlık için başvurabilecekti. "

"İzmir'de Osmanlı egemenlik haklarının kullanımını beş yıl süre ile Yunanistan'a bırakacak; bu sürenin sonunda bölgenin Osmanlı veya Yunanistan'a katılması için plebisit yapılacaktı."

" Osmanlı Ermenistan Cumhuriyeti'ni tanıyacak; Türk-Ermeni sınırını hakem sıfatıyla ABD Başkanı belirleyecekti.  (Başkan Wilson 22 Kasım 1920'de verdiği kararla Trabzon, Erzurum, Van ve Bitlis illerini Ermenistan'a vermişti.)"

 "Osmanlının askeri kuvveti, 15 bini jandarma olmak üzere 55 binle sınırlı olacak, Türk donanması tasfiye edilecek, Marmara Bölgesi'nde askeri tesis bulunduramayacak, askerlik gönüllü ve paralı olacak, azınlıklar orduya katılabilecek, ordu ve jandarma Müttefik Kontrol Komisyonu tarafından denetlenecekti."

"Osmanlıdan savaş tazminatı istenmeyecek, Almanya ve müttefiklerine olan borçları silinecek; ancak Türk maliyesi müttefikler arası mali komisyonun denetimine alınacaktı. Osmanlı'nın 1914'te tek taraflı olarak feshettiği kapitülasyonlar müttefik devletler vatandaşları lehine yeniden kurulacaktı.

"Osmanlıdaki hukuki ve idari düzeni hemen her alanda Müttefikler tarafından belirlenen kurallara uygun hale getirilecek; sivil deniz ve demiryolu trafiği Müttefik devletlerarasında yapılan işbölümü çerçevesinde yönetilecekti."

ÜLKEMİZ BU HARİTADAN İBARET OLACAKTI

Sevr Antlaşmasının sonucu olarak İngilizler, Fransızlar, İtalyanlar ve Yunanlılar başta İstanbul olmak üzere pek çok Anadolu kentini işgal etmişti.

Eğer Mustafa Kemal 19 Mayıs 1919'da Anadolu'ya geçmeseydi,  Amasya'ya gidip Amasya genelgesin yayımlamasaydı,   Sivas ve Erzurum Kongrelerini toplamasaydı, Ankara'ya gelmeseydi ve Meclis'i kurup Milli Mücadele'ye önderlik yapmasaydı... Yaşadığımız ülke en iyimser tahminle sayfada gördüğünüz haritadan ibaret olacaktı.

 26 Ağustos'ta başlayan, 30 Ağustos Zaferi ile taçlanan Büyük Taarruz neticesinde Sevr Antlaşması kadük olmuştur.  
Ne yazık ki Mudanya denilince dünyanın bütün ülkelerini sayıp da Bursa'da diyemeyenler de var bu ülkede. Mudanya mütarekesini bilmiyorlar ki, Mudanya'yı bilsinler!

Öte yandan emperyalistler neredeyse 1 asırdır (99 yıldır) Sevr planlarını hayata geçirmek için her türlü iki yüzlü oyuna başvuruyor, kirli emellerinin hayata geçirilmesi için  bıkmadan usanmadan uğraşıyorlar.

 Tarih, geçmişini unutan milletlerin ödediği bedellerle dolu...

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.