Hava Durumu

8 Mart hediyeleşme değil dayanışma günüdür!

Yazının Giriş Tarihi: 07.03.2020 06:00
Yazının Güncellenme Tarihi: 07.03.2020 06:00

8 Mart Dünya Kadınlar Günü'dür. Aslı Emekçi Kadınlar Günü'dür; ABD'de 1857'de Amerika'da bir tekstil fabrikasında direnen kadınların yakılarak öldürüldüğü gündür... Öyle "laylaylom, hadi kadınlara hediye alalım, tüketelim" günü falan değildir... Her kadın kadınlar gününde tek taş yüzük, üst baş, parfüm, makyaj malzemesi, ütü, çamaşır makinesi ya da bulaşık makinesi vesaire vesaire hak etmez...

8 Mart gibi hak temelli, toplumsal cinsiyet eşitliği talebinin haykırışa dönüştüğü bir günde, "Ey kadınlar, her kadın falanca marka yüzüğü hak eder" demek, bu hak mücadelesinin önünü kesmek, kadınların hak mücadelesiyle kafa bulmaktır!

Kaç gündür izleyip izleyip zıvanadan çıkıyorum. 8 Mart, hediyeleşme günü falan değildir. Anneler Günü dediniz, Sevgililer Günü dediniz... Tükettirdiniz de tükettirdiniz. Yeter! Bu kadar kadın öldürülüyor, tacize tecavüze uğruyor. Her türlü şiddete maruz kalıyor. Kadınlar can derdine düşmüş, kimileri de cebini doldurmak derdinde. Yazıklar olsun!..

KOYUN CAN DERDİNDE KASAP ET DERDİNDE

Koyun can derdinde, kasap et derdinde misali...

8 Mart Dünya Kadınlar Günü'nde en fazla birer çiçek falan verilir; o da öyle buket falan değil, en fazla tek dal bir kırmızı karanfil yeter.

Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu'nun (KCDP) hazırladığı rapora göre, 2019 yılında 474 kadın öldürüldü.

2018'de öldürülen kadın sayısı 440'tı...

2019 Kadın, Barış ve Güvenlik Endeksi araştırmasına göre; 167 ülkeden gelen verilerin baz alındığı araştırmada Türkiye 114. sırada yer alırken...

Küresel Cinsiyet Eşitsizliği raporuna göre de Türkiye 153 ülke arasında 130'uncu sırada yer aldı...
Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu'nun yayımladığı 2008-2019 yılı kadın cinayetleri raporu ölümlerdeki tırmanışı da gözler önüne seriyor...

KADINLAR ÖLDÜRÜLÜYOR

2019 yılında öldürülen kadınların 218'inin neden öldürüldüğü bilinmiyor. 27'si ekonomik gerekçelerle, 114'ü boşanmak isteği, barışma ya da arkadaşlık isteğinin reddedilmesi gibi kendi hayatlarına yönelik karar almak istediklerinde katledildi.

Bir de şüpheli ölümler var. İntihar süsü verilmiş ya da yangında yanarak ölmüş, yolda dere kenarında ya da denizde ölü bulunan kadınlar... Neden öldükleri bilinmiyor. Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu verilerine göre, bu şüpheli ölümlerde de 2019 yılında artış var...

Şule Çet davası gibi çok sayıda kadın cinayetine intihar süsü verildiğini biliyoruz!..

Ayrıca 2019 yılında cezaevinden izinli çıkan ya da kaçan kadın katillerine de tanık olduk.

Kadınlar koruma altında ya da boşanma davası çıkışında öldürüldüler. Koruma kararı istediği halde alamayan kadınlarla, onlarca kez "Can güvenliğim yok!" diye savcılıklara bildirimde bulunan kadınlar da öldürüldü!

Evlenme teklifini kabul etmemek de öldürülmesi için bir neden oldu.

Kadınlar öldürülüyor... Durdurulamıyor. Engellenemiyor.
Kadına şiddet durmuyor!..

POTANSİYEL SALDIRGANLARIN CESARETLENMESİ

Bundan 40 yıl önce kadın hak savunucuları "Her iş yerinde kreş" talebini gündeme getirirdi. Bundan 20 yıl önce kadına yönelik dayak ve tecavüzlerle, 'Kocandır döver de sever de' anlayışıyla mücadele ederdik.

Aradan onca yıl geçti, onca yasa çıktı... Ama toplumsal cinsiyet eşitliği mücadelesinde gele gele dayandığımız yer; kadının canlılığını koruması, öldürülmemesi oldu...

Aslında Türkiye'de imzalanan İstanbul Sözleşmesi gibi uluslararası yasalarla 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun var. Kanunlarımız var...

Ama uygulanmıyor! Hâkimin, savcının insafına kalmış vaziyette. Yargıdan farklı farklı kararlar çıkıyor. Cezasızlık ise kadın ve çocuk tecavüzcülerini, potansiyel kadın katillerini cesaretlendiriyor. Müebbetin yatarının bile taş çatlasa 20 yıl olduğunu alayımız öğrendik bu davalar sayesinde!..

Sapığın biri kız çocuğunu dağa kaldırıyor, 7 yıl ceza alıyor, yattığı 3, 5 aya bakılıp salıveriliyor. Bu ülkede serbest bırakılan tecavüzcüsünün korkusuna davaya birkaç gün kala kalp krizi geçiren ilkokul çağında küçük çocuklar var. Mahkemelerden illiyet bulunamadığına dair kararlar çıkıyor. Kendi evlatları olsaydı ne yaparlardı acaba? Yargı takım elbise, kravat indirimlerine giderken, sadece maktulün yakınlarını değil, tüm kamuoyunun vicdanını kanatıyor!..

Önce... Yargısıyla, eğitimiyle, kamusuyla, akademisiyle, Diyaneti'yle kadın katillerine yol vermekten vazgeçeceğiz! Toplumsal cinsiyet ayrımcılığını hayatın her alanında uygulayacağız. Başka yolu yok!

Yoksa daha nice 8 Mart'larda ölen kadınları yazıp duracağız!..

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.