Akkuş: Her provokasyonun hikâyesi vardır!

Dün İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu Bursa'daydı... CHP Yıldırım İlçe Örgütü'nün Barış Manço Kültür Merkezi'nde düzenlediği toplantıya katıldı...

İl Başkanı Hüseyin Akkuş, Yıldırım İlçe Başkanı Nihat Yeşiltaş ve Özgür Şahin de Canan Kaftancıoğlu ile aynı kürsüde yer aldı... Toplantıyı izleyenler arasında CHP Bursa milletvekilleri Orhan Sarıbal, Erkan Aydın ve Yüksel Özkan da vardı.
Toplantıda Kaftancıoğlu konuşmasını bitirdikten sonra sıra soru cevap kısmına geldiğinde işler karıştı...

Toplantıya katılan partililerden biri şunları anlattı:

"Ben salondan çıkmak üzereydim. Partili A. Anne dediğimiz büyüğümüz ile birlikte gelmiştik. A. Anne tam çıkarken kapı girişinde iki kişinin 'Şimdi gidip ortalığı karıştıralım' dediğini duyunca geri dönüyor; partilileri uyarmak, 'bunlara söz vermeyin' demek için. Ama güvenlik bariyerini aşıp da yetkililere ulaşamıyor. Sonrasında o gruptan birine mikrofon uzatılıyor...

Kişi İl Başkanı Hüseyin Akkuş'a hakaret ediyor. Akkuş cevap için söz isterken mikrofonu fırlatıyor... Mikrofon Canan Kaftancıoğlu'nun başının üzerinden uçuyor. Olay bu. Ardından yumruklaşmalar başladı. Kadınların terlikleri bile havada uçuştu. Ortalık mahşer yerine döndü. Çocuklar, kadınlar ağlıyordu. Polis, güvenlik geldi, herkes koşturuyordu. İşin sonu karakolda bitti... Hiç hoş olmadı. Biz oraya ne için gitmiştik, neyle karşılaştık..."

Sıradan partililer hem çok üzgün, hem de çok kızgın... "Madem aralarında bir mesele vardı, başka yerde hesaplaşsaydılar. Yeri burası mıydı? Biz İstanbul'un başarı hikâyesini dinlemek için gelmiştik. Hem bize hem de Canan Hanım'a çok ayıp ettiler" diyorlar...
Haklılar...

Üstelik de bunu yapan CHP Yıldırım Belediye Meclis Üyesi Recep Bayram!

Akkuş siyaseten doğru ya da yanlış yapmış olabilir. Hesaplaşma yeri parti içidir, il ya da ilçe danışma kurulları ya da kongreleridir...

Hangi partide olursa olsun, basının, partililerin gözü önünde İstanbul İl Başkanı'nın konuk olduğu bir toplantıda böyle bir çıkışın adı provokasyondur!..

Artı Hüseyin Akkuş ile görüştüğümde Recep Bayram ile önceden herhangi bir tartışma bir yana konuşmasının bile olmadığını söyledi.

Yani aralarında önceden yaşanmış bir şey yok!

CHP İl Başkanı Hüseyin Akkuş ile görüştüm; "Pazartesi il yönetim kurulu toplanacak, kayıtlar incelenecek, disiplin kuruluna sevkine karar verilecek... CHP Türkiye gerçekleri üzerinden siyaset yapan bir parti. Mustafa Kemal Atatürk'ün iki değerli kurumu vardır, biri cumhuriyettir, diğeri ise Cumhuriyet Halk Partisi'dir. Bu arkadaşlar bunları bilmiyor, bunların arkasında olanlar da bilmiyorlar" dedi.

Ardından da şunları ekledi:

"Her provokasyonun bir hikâyesi vardır, isim vermesek bile bunu biliyoruz. Bu hikâyenin arkasında olanları da biliyoruz. Ve o arkadaşlarımız zannetmesinler ki biz örgüt olarak bunları bilmiyoruz! Gün geldiğinde de deşifre etmesini biliriz... Mücadelemiz hiçbir şekilde yanlışın yanında değil karşısında olacaktır..."

Ve şunları söyledi:

"Böyle bir olayın olmasından dolayı çok üzgünüm... Örgüte karşı yapılmış, hiç hoş olmayan, kötü bir davranıştır. Toplantıya gelen gelemeyen tüm partililerimizden, başta Canan Kaftancıoğlu olmak üzere Genel Başkan yardımcılarımızdan, Kadın ve Gençlik kollarımızdan il ve ilçe örgütlerindeki arkadaşlarımızdan bu hain saldırı yüzünden özür diliyorum..."

Neden özür dilediğini sordum; "O insanlar oraya kadar geldiler, bir umudu yaşamak adına geldiler. Gelme nedenleri arasında İstanbul gibi bir büyükşehirde CHP'nin kazanmasını Canan Kaftancıoğlu'ndan dinlemeye geldiler. Gelen arkadaşlarımız böyle bir şeyle muhatap kılındığı için... Bu yüzden özür diliyorum."

Akkuş, beraberindeki parti üyeleriyle birlikte karakolda gerekli şikâyeti yaptıklarını da söylerken, Kaftancıoğlu'nun salonu yatıştırmak için çaba sarf ettiğini, bazı haberlerde yer aldığı gibi salondan kaçmadığını, kendisinin de aynı şekilde hareket ettiğine de dikkat çekti.

Şiddetle kınadığım bir başka husus ise orada işini yapan kameramanın da görüntü alırken hırpalanmasıdır...
Artık herkesin elinde cep telefonu var, artık herkes görüntü alabiliyor. Nitekim onlarca görüntü sosyal medyaya düştü. Hâlâ dijital milattan öncesindeki gibi kameramanların görüntü almasını engellemeye kalkmak da neyin nesi? Aklınız hangi zamanda takılı kalmış!

'EDİRNE'DEN ARDAHAN'A MEMLEKET BİZİM'

Dün Şehir Plancıları Odası Bursa Şubesi tarafından kamuoyu ile paylaşılan açıklamada şu ifadeler yer aldı:

"Şehir Plancıları Odası Bursa Şubemizin 7 ve 9. dönemlerinde Yönetim Kurulu Üyeliği görevinde bulunan ve Mudanya Belediyesi'nde memur olarak görevli olan meslektaşımız Emir Yılmaz'ın demokrasi kültürüne ve demokratik yönetim anlayışına uymayan bir biçimde Tunceli iline geçici görevle gönderilmiş olduğunu üzülerek öğrenmiş bulunuyoruz..."

Meseleye gelince;

Mudanya Belediyesi'nde görevli 7 memur "3 Mayıs 2019 tarih 30763 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Kurumlar Arası Geçici Görevlendirme Yönetmeliği'ne istinaden Ardahan ve Tunceli Hozat'a 26 Ağustos 2019 günü mesai saatinde ilgili belediye başkanlıklarında 6 ay boyunca görevlendiriliyor...

Şehir Plancıları Odası Bursa Şubesi kendi üyesi olan Emir Yılmaz'ın bu şekilde görevlendirilmesinin demokrasiyle bağdaşmadığını savunarak konuyla ilgili Mudanya Belediyesi'ne resmi yazı gönderdiklerini ve bir an önce Mudanya Belediyesi'ndeki görevine iade edilmesi çağrısında bulunuyor...

Konuyla ilgili Mudanya Belediye Başkanı Hayri Türkyılmaz ile görüştüm...

Aynen şunları söyledi:

"Edirne'den Ardahan'a Türkiye bizim demiyor muyuz? Ardahan da Türkiye, Tunceli de Türkiye. Bu arkadaşlarımızın demokrasi kültürü içerisinde orada da yardımcı olmalarını istedik. Söz konusu belediyelerden talep geldi ve biz de geçici olarak oralarda 6 aylığına görevlendirdik" dedi.

Edinilen bilgilere göre 6 aylığına görevlendirilen 7 belediye memurundan 4'ü Tunceli Hozat'ta, 3'ü ise Ardahan'da görevlendirilmiş...

Yine gelen bilgilere göre görevlendirme yapılan memurların büyük çoğunluğu rapor almış...  Ve görevlendirmenin iptali için yargıya başvurmuşlar...

Bu süreçte muhtemelen son sözü yargı söyleyecek...