Hava Durumu

Asbest:  Afete tedbir yeni afet doğurmasın!

Yazının Giriş Tarihi: 18.12.2019 06:00
Yazının Güncellenme Tarihi: 18.12.2019 06:00

Epeydir televizyonda tamir tadilat, restorasyon işlerinin anlatıldığı yabancı kanalları İzliyorum. Sadece ben izliyorum sanıyordum. İşin ilginç tarafı eş zamanlı olarak çok sayıda arkadaşımın da bu tür dizileri izlediğini öğrendim...

Neyse derdim bu tür 'ev onar, sat' dizilerini yayınlayan kanalları övmek falan değil...

Şöyle ki; bu dizilerin hepsi de neoliberalizmin anavatanı ABD'de geçiyor...

Ne düşünürüz? ABD'de parası olan ne isterse yapar?

Ama öyle değil işte!
Hani yabancı dizilerde insanların en hızlı aksiyon ya da polisiye dizilerde bile araca bindiklerinde hemen emniyet kemerlerini bağlamasına şaşırıyorduk ya...

Çok uzun yıllar sonra bizde de araçta emniyet kemeri bağlanması zorunlu kılındı; kimse bağlamadı.

Cezalar artırılıp ehliyetlere işlenmeye başlayınca, arabaya biner binmez aynı o yabancı dizilerde eskiden izlediğimiz gibi herkes kemerini bağlamaya başladı...

ABD'Lİ TADİLATÇILARIN KÂBUSU ASBEST!

Öyle bir şey işte... Şimdi... ABD kaynaklı tüm ev tamir tadilat dizilerinde işi yapanın ya da müteahhidin kâbusu binada asbest ya da kara küf çıkması...

Adamlar küfü ya da asbesti görünce feci panik yapıyorlar. Çünkü ev yapım maliyetlerine binlerce dolar ekleniyor...

Asbest çıkınca hemen belediyeye bildirim yapılıyor. Özel ekip çağrılıyor. Uzaylı gibi tepeden tırnağa koruma giysileri içerisindeki insanlar binaya giriyor; bir yandan da bina komple özel naylonlarla kapatılıyor. 

Binaya başka hiç kimse giremiyor. Asbestten temizleniyor. Belediye görevlileri geliyor, onlar da uzaylı gibi koruma giysileriyle binaya girip ölçümleri yapıyor ve standart yakalanmışsa, inşaatın ya da tadilatın devamına izin veriyorlar.

Zaten işi üstlenenler de binanın yaşından asbestli malzeme kullanılıp kullanılmadığını tahmin ediyorlar. Siyah küfe gelince... Henüz Türkiye'de öyle bir sorun yok! Asbesti az buçuk öğrendik, ama siyah küften bihaberiz...

Bizde binalar yıkılırken ya da onarılırken hiç kimsenin asbest diye bir derdi olmuyor...

Oysa asbest yasaklanmadan önce; inşaat malzemeleri (çimento, marley, boya, dolu malzemeleri) başta olmak üzere kâğıttan ipliğe hayatın her alanında kullanılıyordu...

Dolayısıyla da 2010 yılı öncesinde yapılan tüm inşaatlarda aslında asbest var...

 Ve şu anda Bursa'da yüzlerce bina kentsel dönüşüm nedeniyle yıkıldı, yüzlercesi de yıkılmayı bekliyor!

'ASBEST SÖKÜM UZMANLARI VAR!'

Bu nedenle de İnşaat Mühendisler Odası Bursa Şubesi Başkanı Mehmet Albayrak ile konuştum...

2010 yılında çıkan bir yasa ile asbest kullanımının yasaklandığını anlattı. Peki, İMO Bursa Şubesi olarak bu alanda bir çalışmaları var mıydı?

Zira kentsel dönüşüm kapsamında 2010 öncesi yapılan binalar toplu halde yıkılıp duruyordu.  En çok İnşaat Mühendisleri Odası ile halk sağlığını dolayısıyla da İl Sağlık Müdürlüğü'nü ilgilendiren bir konuydu.

Başkan Mehmet Albayrak "Biz İMO Bursa Şubesi olarak açtığımız kurslarda asbest söküm uzmanları yetiştiriyoruz. İş Sağlığı ve Güvenliği Komisyonumuzda da asbest uzmanı var..." dedi.

Peki, asbeste dair bir yasal yükümlülük var mıydı? Şöyle yanıtladı:

"Asbest Söküm Yönetmeliği var. Ama bunu takip edecek denetleyecek idare yok. Çıkan malzemenin nasıl dönüştürüldüğünü de takip edecek bir sistem gerekiyor!.."

Albayrak da asbestin eskiden inşaatlarda eternit denilen oluklu çatılardan marleylere dek pek çok alanda kullanıldığını hatta asbestli su boruları olduğunu da söyledi.

Ve dedi ki; "Asbest su kanalıyla geçmiyor. Asbest lifleri söküp parçaladığınızda havalara karışıyor. O da insanları hasta ediyor..."

Başkan Albayrak şunları söyledi:

 "Asbest söküm işlerinde mutlaka asbest uzmanının bulunması gerekiyor. Eğer danışmak isteyen olursa, gerekli bilgiyi verir, yardımcı da oluruz... Odamızda İş Sağlığı İş Güvenliği Komisyonu var. Orada asbest uzmanı da mevcut. Yapı denetim sistemimiz var, o sistem işliyor. Biz yapı denetim sisteminin kamuda da uygulanmasını istiyoruz. Neticede denetim denetimdir, kamusu özeli olur mu?"

ASBEST VE HALK SAĞLIĞI

Bursa'da halk sağlığı duayeni Prof. Dr. Kayıhan Pala ile görüştüm. Şunları söyledi:

"Asbestin iki özelliği var. Birincisi ölümcül bir malzeme. İkincisi kısa sürede belli olmuyor. Yani kısa sürede öldürmüyor. Bu yüzden de genel geçer bir bakışla  'yapalım gitsin' anlayışı öne çıkıyor.

Artık herhangi bir kuraldan bir kamusal denetimden söz etmek mümkün değil. Kamu binalarında yıkım olduğunda şartnamelerine herhangi bir asbest önleyici yaklaşım yok.

Asbestin toplum sağlığına etkileri yeni bir konu değil. Çok uzun yıllar önce sorunları saptanmış ve bir sürü yerde de yasaklanmış bir maddeden söz ediyoruz..."

Anladım; asbest hemen öldürmüyor ya, o yüzden de kimse sallamıyor! Zira herkes günü kurtarmanın derdinde!..

Prof. Dr. Pala; Avrupa'da asbest içeren gemi sökümlerinin kendi ülkelerinde yapamayanların Türkiye de dâhil başka ülkelerde bu işi yaptıklarını anımsattı:

"Hatırlayacaksınız, Hollanda'dan Aliağa'ya asbestli gemiler söküm için getirilmişti. Epeyce de sorun yaşandı. Ülkemiz 2010 yılında asbestin üretimini ve kullanılmasını yasakladı.

Buna rağmen kullanıldığına dair duyumlar var. Kamu denetimi olmadığından emin olamıyoruz. Yasaklanıncaya kadar inşaat, boya izolasyon malzemeleri, kâğıt, iplik, kumaş boya, hatta araçlarda fren debriyaj sistemlerinde bile kullanıldı. Asbestli balataların yok edilmesinin AB'de özel bir prosedürü var. Ama bizde yok!"

ASBEST ENİNDE SONUNDA ÖLDÜRÜYOR!

Asbest insanda nasıl bir hastalığa yol açıyordu? Prof. Dr. Pala şunları anlattı:

"Hastalık asbest lifleriyle karşılaştıktan hemen sonra başlamıyor. En erken 5, 6 yılda başlıyor, 10 yıldan 30 yıla kadar asbest ile karşılaşmanın insan ciğerlerinde yol açtığı hastalıklarla karşılaşıyoruz.

Akciğer zarında sıvı birikmesinden, zarın kalınlaşıp işlevsiz olmasına kadar geniş bir yelpazede uzanıyor. Akciğer ve karın boşluğunu saran zarı etkileyerek kansere yol açıyor.

Dolayısıyla eski binaların sökülmesi sırasında söküm işinin profesyonelce yapılması asbest liflerinden ne sökenlerin ne de çevrede bulunanların önlem alınması zorunlu..."

Ardından da ekledi:

"Son yıllarda kentsel dönüşüm nedeniyle yoğun bina yıkımları oluyor. Bursa'da ve diğer kentlerde hiç önlem alınmadan yapılan yıkımların sonuçları olacak. Öyle görülüyor ki asbeste bağlı Asbestosiz'te ve Mezotelyoma kanserinde 5, 6 bilemediniz 10 yıl içersinde beklenmedik bir artış olacağını öngörüyorum..."

10 YIL İÇİNDE BEKLENMEDİK ARTIŞ OLACAK!

Prof. Dr. Pala'ya Batı'daki önlemleri hatırlattım; "Onlar çok ağır tazminatlarla karşı karşıya kalacaklarını biliyorlar" dedi.

Prof. Dr. Kayıhan Pala uyardı:

"Asbest bir halk sağlığı sorunudur. 2010'da yasaklandığı için hiçbir yerde kullanılmadığının kamu tarafından denetlenmesi, inşaatlarda kullanılmış alanlarda söküm, tadilat olduğunda insan sağlığına dair önlemler alınarak bu işlerin yapılması gerekir..."

Yani... Afete önlem olarak hayata geçirilen 'Kentsel Dönüşüm' asbest tedbirleri alınmadığı takdirde; 5, 10 yıl sonrasında bir halk sağlığı afetine yol açabilir...
Yeri gelmişken bir hatırlatma:

 Orhaneli'nin kuzeyindeki Sabancı'nın Amyant Fabrikası'nın kaderine terk edildiği ve atıklarının da dışarıda açık alanda durduğu bilgisi geldi. Orhanelili siyasilere ve çevre kuruluşlarına duyurulur!..

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.