Hava Durumu

Beria Bilge Şener "Bir şey yap, anlamlı olsun"

Yazının Giriş Tarihi: 28.04.2020 04:06
Yazının Güncellenme Tarihi: 28.04.2020 04:06

Beria Bilge Şener'i uzun yıllardan beri tanırım. Valilik bünyesinde oluşturulan bir çalışma kapsamında 2000'li yıllarda şiddet mağduru kadınlara psikolojik destek veriyordu. Deneyimli bir psikologdur. Aynı zamanda iyi de bir ressamdır. Yazmış olduğu kitaplar da vardır. Çocuklarla yaratıcı resim çalışmalarına imza atmıştır. Çok yönlüdür. Kendisi aynı zamanda 'Klinik Logoterapist'tir ve bu alanda 'diplomate' yani eğitimcidir.(Antik Yunancada logos; anlam demek.)

Koronavirüs salgınıyla birlikte tüm yaşam biçimimiz, alışkanlıklarımız kökten değişikliğe uğradı. İş ve sosyal yaşam kısıtlandı. Evlere sıkıştık. Kaygı eşiğimiz yükseldi; kendi canımızdan çok sevdiklerimizi yitirme korkusu sardı pek çoğumuzu. Ekonomik belirsizlik ise virüs korkusunu işsizlik ve yokluk kaygısıyla pekiştirdi. Dünün anormal davranışları günümüzün normali oldu. Velhasıl ruh halimiz iyi değil; iki ay öncesine göre sanki başka bir gezegene düşmüş gibiyiz!

BELİRSİZLİK GERGİNLİĞİ ARTIRIYOR

Psikolog ve Klinik Logoterapist Beria Bilge Şener, içinde bulunduğumuz durumla başa çıkmak adına farklı bir bakış açısı sunuyor ve "Bir şey yap anlamlı olsun" diyerek şunları söylüyor:

"Salgının başlamasıyla birlikte insanların yaşantısında birtakım değişiklikler oluştuğu gözlemleniyor. Bazıları dışarı çıkamamanın ve bazı ihtiyaçlarını karşılayamamanın sıkıntısını yaşarken bazıları işleri nedeniyle çalışmak zorunda oldukları için zor koşullar altında görevlerini yerine getirmeye çalışıyorlar.

Bazıları çalışamadıkları için ekonomik sıkıntı yaşarken bazıları kurdukları düzeni bu karmaşık koşullara rağmen nasıl devam ettirebileceklerini düşünüyorlar. Okulların kapalı olması ailelere çocuklarını meşgul etme ve eğitimlerinin devamını sağlama sorumluluğu yüklüyor.

Diğer yandan; kitle iletişim araçlarından, hastalanan ve hayatını kaybeden insanların giderek arttığını ve aralarında sevilen ve değer verilen insanların da bulunduğunun öğrenilmesi insanlarda kayıp ve yas duygularına neden oluyor.

Bu koşullar insanların bir kısmında korkuya ve kaygıya neden olurken bir kısmında da öfkeye dönüşerek çevresinde olanlara yöneltilebiliyor. Bu duruma ek olarak geleceğe dair belirsizliğin hâkim olması insanların gerginliğini artırıyor..."

ANLAM BOŞLUĞU VE LOGOTERAPİ

Beria Bilge Şener, bu koşullar altında insanların davranışlarını 'Logoterapi' felsefesine göre açıkladığında, salgın bölgelerindeki tüm insanlarda anlam krizi yaşandığına işaret ediyor ve sözlerini şöyle sürdürüyor:

"Logoterapi, Viktor Frankl tarafından kurulmuş bir felsefe ve psikoterapi tarzıdır. Psikiyatri ve Nöroloji Profesörü olan Frankl, 'Logoterapi'nin temellerini kurmaya başladığı sırada Nazi toplama kamplarına alınmış, kız kardeşi hariç bütün ailesini toplama kamplarında kaybettikten sonra dört toplama kampından sağ olarak kurtulmayı başarmıştır.

 Kamp yaşantısı sırasında Viktor Frankl insanlar ve kendisi üzerinde yaptığı gözlemlerle 'Logoterapi'yi bir sistem olarak geliştirmiştir. Frankl bu gözlemlerine dayanarak insanların her koşulda anlam aradıklarını, anlam bulamadıkları zaman anlam boşluğu yaşadıklarını belirlemiştir.

Anlam boşluğunun ortaya çıkması insanda 'varoluşsal vakum' dediğimiz boşluk duygusuna neden olmaktadır. Bu boşluk duygusu dayanılması zor bir durumu oluşturmaktadır. Frankl, sonraki çalışmalarında yaptığı gözlemlere dayanarak çağımızın en büyük sorununun anlam boşluğu olduğunu belirtmiştir. İnsanlar bu boşluğu doldurmak için gerçekten anlamlı olmayan ama onlara 'anlam'mış gibi gelen yollara başvurmaktadırlar."

İÇİNDE SEVGİ OLMAYAN İLİŞKİLER!

İnsanlara anlammış gibi gelen yolları ise şöyle özetliyor:

 İçinde sevgi olmayan ilişkiler, nereye gittiği belli olmayan akademik başarılar, çocukları anlamadan verilen eğitimler, toplum yararına olmayan politikalar, doğayı katlederek yapılan doğal yaşam evleri, doğal dengeye uymayan yeşillendirme çalışmaları, sırf sahip olmak için kazanılan paralar ve hatta amacı para kazanmak olan sağlık hizmetleri!..

Şimdi bu gerçek olmayan anlamlar sarsılmaya başladı. Bir insanın anlamını değerleri belirler. Ancak bu değerlerin bir kısmı insanlara toplum tarafından benimsetilen aslında o insana ait olmayan değerlerdir. O nedenle eğer insanlar kendi değerlerini görerek hayatlarındaki anlamı bulabilirlerse koşullar ne kadar zor olursa olsun dayanacak güze sahip olacaklardır.

 Toplumsal, hatta evrensel değerlerin yanı sıra bir de insanın yalnızca kendisine has değerleri vardır. Bu değerler çoğu kez sosyalleşmek, kabul görmek, kazanmak adına çocukluktan itibaren kaybedilir. Yerine toplumun insan için uygun gördüğü değerler içselleştirilir.

 Bu değerler ise gerçekten o insanın öz değerleri olmadığı için yeterli enerjiyi, gücü insana veremez. Sonuçta ortaya kolayca kopan ilişkiler, başarısız eğitim sistemi, mutsuz toplumlara neden olan politikalar, doğal dengelerin bozulması, kaybedilince intihara varan psikolojik sarsıntılara neden olan paralar, sağlık hizmetinden yararlanamayan insanlar çıkmaktadır."

İNSAN ÖZ DEĞERİNİN FARKINDA OLURSA GÜCÜ ARTAR

Beria Bilge Şener, insanın öz değerinin farkındalığına vurgu yapıyor:

 "İnsan, kendi öz değerlerinin farkında olması halinde büyük bir güce sahip olur. Değerleri onun yolunu aydınlatır. İnsan bu yolda yorulmadan ilerleyebilir. En kötü koşullara rağmen büyük başarılar elde eden insanların sırrı kendi değerleri yolunda ilerlemiş olmalarından kaynaklanır. Bu insan bazen dünya çapında bir hekim olurken bazen de taşlara harika resimler yapan bir çoban olabilmektedir.

 Anlamın insanı şöhrete kavuşturan bir iş olması gerekmez. Bazen bu kişi, işini çocukları gerçekten anlayarak ve severek yapan bir anaokulu öğretmeni olurken bazen de titiz ve özverili çalışmasıyla hayatların kurtulmasına yardım eden bir hemşire olabilir. Şöhret de anlam sanılan ama olmayan bir istektir.

İnsan parasını, malını kaybedebilir, sevdiği ve bağlandığı insanları da kaybedebilir. Ama kendisi olarak her zaman var olmaya devam eder. Eğer insan kendi özüne yatırım yapar ve onu geliştirirse ne kaybederse kaybetsin yaşama gücünü kaybetmez!.."

ŞİMDİ HAYATIN GERÇEK ANLAMINI BULMA ZAMANI

Psikolog ve Klinik Logoterapist Beria Bilge Şener, çözüm yolu olarak insanın kendi özüne dönmesini öneriyor:

"İşte şimdi zaman hayatımızın gerçek anlamını ve özümüzü bulma zamanı. Her insan kendi özüne dönerse ne muhteşem, eksiksiz bir bütün ortaya çıkacağını göreceğiz. Bu zorlu süreç insanların hayatın anlamını görmelerine zemin oluşturabilir.

İnsanların kendileri ile baş başa kalmaları, eski sistemlerin tıkanması şu anda onları çıkmazda ve çaresiz hissettirse bile bu kısır çemberi kırmaları için bir sebep olacaktır. Çünkü 'Logoterapi'ye göre koşulsuz olarak her insanın hayatı ve hayatın her anı anlamlıdır.

 Şimdi hepimize düşen görev; bir yandan kendimizi keşfetmeye çalışırken diğer yandan da karşımızdaki insanları anlamaya ve tanımaya çalışmak, böylece birlikte gelişmektir..."

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.