Hava Durumu

Bırakın 6284 ile uğraşmayı!

Yazının Giriş Tarihi: 14.09.2019 06:11
Yazının Güncellenme Tarihi: 14.09.2019 06:11

Neredeyse her gün bir kadın cinayete kurban gidiyor... Emine Bulut cinayetinden sonra 6284 sayılı Yasa ile İstanbul Sözleşmesi'nde kadını koruyan hükümlerin kaldırılmasını talep eden eril dil bir miktar sesini kısmıştı...

Yeniden başladılar... Öyle ki WhatsApp hesabıma bile sirayet ettiler. Özellikle de bir mesaj beni oldukça üzdü. Zira saygı duyduğum, eğitimci kimliği de olan birinden geldi.

Aynen şöyle:

"6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun 2012 yılında yasalaştı. Bu yasa öncesi aile içi şiddet sonucu ülkemizde öldürülen kadın sayısı 121! Yasa çıktıktan sonra ölüm oranları her yıl hızlanarak 2019 yılında yüzde 400'lük bir artışla 490'a çıkmış durumda! 'Kadının beyanı esastır' ilkesi ile iftira bile olsa cezalar verilmekte! İftira edene yaptırım yok! Bir yerlerde yanlış var ama nerede? Olan aile yapımıza oluyor. Dikkat, aile yapımız çatırdıyor..."

 "Kadın evde oturup çocuk bakmalı, erkeklerin işini ellerinden alıyorlar, sonra da erkek işsiz kalıyor, strese girip kadına şiddet uyguluyor" diyenler de var...

"Hamile kadınlar sokağa çıkmasın! 2 yaşındaki kız çocuğunun dizinden tahrik olunur. 6 yaşındaki kız çocuğu evlendirilebilir. 9 yaşında evlenebilir. Kadınlar çalışmasın. Kız çocukları okutulmasın" diyenler de!..

Yukarıda paylaştığım mesaj bu tür konuşma içerisinde olanlardan bir tık daha medeni gözükse de kadına şiddeti reva gören, erkeğin kadın üzerinde nefes alması da dâhil olmak üzere her türlü hakka sahip olduğunu, toplumsal cinsiyet ayrımcılığını savunan erkek egemen bakışın tezahüründen başka bir şey değil...

Şimdi... 6284 sayılı Yasa'nın çıkma nedeni kadın cinayetlerinde 2012 öncesinde 7 yıldaki yüzde bin 400'lük artıştı! 

Kadın cinayetleri her yıl katlanarak artıyor ve Ayşe Paşalı cinayetinde olduğu gibi cinayet göstere göstere geliyor; adam defalarca dövüyor, bıçaklıyor, yoğun bakımlık ediyor, ceza almıyor ve kadın korunamadığı için öldürülüyordu...

Artı 2012 yılında bilinen kadın cinayeti 168'di... Kadın cinayetlerinin artmasınıN nedeni sakın toplumsal cinsiyet ayrımcılığındaki uçurumun giderek artması, erkek egemen bakış açısının özellikle yargıda cezasızlık olarak tezahür etmesi olmasın?

Artı sadece kadınlar da öldürülmüyor.

Bu cezasızlık ahvali, erkekleri, çocukları da öldürüyor. Geçen gün iyi halden izinli çıkan 17 suçtan sabıkalı kişi, gencecik bir üniversite öğrencisinin hayatına son vermedi mi?

 Sokaklarda yaralama, gasp, hırsızlık gibi pek çok suçtan davası devam eden potansiyel katiller dolaşmıyor mu?

Cezasızlık kadın, erkek, çocuk, yaşlı, genç ayırmadan toplumun suça bulaşmayan, kendi halinde, ekmek parası ya da eğitim peşinde olan sıradan insanlarını, yani toplumun masumiyetini tehdit etmiyor mu?

Mesele 6284 sayılı Yasa'da ya da İstanbul Sözleşmesi'nde değil. Bu yasaların hükümlerini uygulamayan, kadını korumayan toplumsal cinsiyetçi bakışta.

Kadın iftira atıyormuş! Cezasız kalıyormuş! Kadın cinayetlerine bakın! İftiranın daniskasını göreceksiniz! Mezardaki kadına, haksız tahrikten yararlanmak isteyen zanlı "aldattı, erkekliğime laf söyledi, küfretti" gibisinden bin bir iftira atıyor... 

Siz ise kadının "Şiddet görüyorum" diye erkeğe iftira attığını ve bu yüzden öldüğünü savunuyorsunuz... Ama kadına şiddetteki cezasızlığı ve göstere göstere gelen cinayeti görmezden geliyorsunuz. Ağır tehdit altındaki kadının nasıl korunacağına kafa yormuyorsunuz!

Kadın cinayetlerini, toplumdaki şiddeti önlemenin bir yolu da yasaların uygulanması, suç işleyenlerin cezalandırılacağını bilmesidir...

Aile kurumu şöyle mi korunacak.

"Ey kadın, sen insan değilsin! Zavallı, erkeğe muhtaç bir yaratıksın! Bakma sen o erkek insan evladını doğurduğuna.

Erkek insan evladı doğurmak seni insan yapmıyor. İnsanım diye, hak hukuk diye çıkma ortaya.
 Evde dayak ye, işkence gör. Ekonomik, fiziki ve psikolojik işkence gör.

Aldatıl, dövül, sövül, itilip kakıl. Aç kal! Her gün ölüm tehdidi al, bıçakla, silahla, baltayla, keserle tehdit edil! Ama sus ses çıkarma! Sus, itiraz etme, otur!

Dayak ye, boş ver, morarır morarır geçer! Erkeğin vurduğu yerde gül biter! Çalışıyorsan, paranı kocana ver, gitsin ister dostuna yedirsin, isterse kumar oynasın, içki içsin sesini çıkarma!

Çocukların aç kalsın, taş yedir! Adam öfkelenip bağırmaya başlarsa git ayaklarının altını öp.
Sakın Peygamberimizin, 'Cennet annelerin ayağının altındadır' sözünü hatırlatayım deme! Umurları bile olmaz, daha çok dayak yediğinle kalırsın!"

Hee, bir zamanlar Türk toplumunda kadının saygın bir yeri vardı, ana kadındı, han kadındı, han'ımdı... Gitti, bitti, unut gitsin!

Kadınlar bunu mu diyecekler? Hiç kusura bakmayın! Maymunun gözü açıldı. Kadınlar öldürülebileceklerini bile bile ölüm tehdidi altındayken 'Yeter artık, bu hayat benim hayatım, bu dünyaya işkence çekmeye gelmedim!" diyor...

Toplumda topyekûn bir zihniyet değişikliği gerekiyor. Ailede, okullarda, toplumun her kademesinde, kamu kurumlarında yerel yönetimlerde... Her yerde... Kadının da insan olduğunu bir kabullenin önce. Kadın insan, erkek insan eşittir insan. Nokta!..

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.