Bozbey'in adaylığının matematiği

Dün Ak Parti Büyükşehir Belediye Başkanı ve adayı Alinur Aktaş'ın basın toplantısını yazmıştım. Bugünkü yazımın konusu ise CHP Belediye Başkanı Mustafa Bozbey'in basınla buluşması. Hep Nilüfer'de görmeye alıştığımız Bozbey, bu defa kent merkezinde şehrin tarihi bir mekanı olan Mahfel'deydi.

Burayı seçmesinin nedenine gelince şöyle açıkladı:

 "Mahfel, bizim aslında bir kültürümüz. O yüzden burada toplantı yapmayı seçtik. Bizim yaşlarımızda olan ve bizden öncekiler de dâhil Mahfel'i tanımayan, burada bir çay içmeyen yoktur. Tarihi, Bursa adına önemi olduğu için burayı seçtik. Biliyorsunuz ki Türk Ocağı'nın kurulduğu yerdir. Bursa'nın kurtuluşu ile ilgili burada çalışmalar yapıldığını biliyoruz. Öyle bir tarihi anlamı da vardır."

Basının ilgisi ise oldukça yoğundu. Toplantı, Aktaş'ınkiyle çakışmasından dolayı biraz geç başladı.

Mustafa Bozbey'in konuşması basın özgürlüğü ve yerel seçimler üzerineydi; Büyükşehir Belediye Başkanlığı'nı kazandığını varsayarak 1 Nisan'dan sonra Bursa basınının özgür olacağına vurgu yaptı:

"1 Nisan'dan itibaren Bursa'da yerelde görev yapan, bizlerle halk arasında köprü olan tüm basın mensupları özgür olacak. Bursa'da basın özgür ve eleştirel olacak.

Basın gerektiğinde yönlendirici olacaktır. Basının bilgi birikimi çoktur. Bu konuda yapacağımız çalışmalarda, temel hak ve özgürlükler konusunda, yasalarla birlikte farklı bir kent kültürü oluşturma çabamız var. Gazetecilerin kalemini özgürce kullanmasına ihtiyacımız var. 10 Ocak bayram değil, bir dayanışma günüdür. Sizlerle bir araya gelerek dayanışma sağlamaya çalışıyoruz..."

Medyada işsizliğe vurgu yaptı:

"Türkiye'de son bir yıl içinde basında çalışanların yüzde 30'u işini kaybetti. Bursa'da bir yıl içinde 300 kadar basın çalışanı işsiz kaldı..."

Ardından rahmetli Yılmaz Akkılıç ve dönemin rektörü Prof. Dr. Mustafa Yurtkuran tarafından gazetecilerin Çağdaş Eğitim Kooperatifi benzeri bir kooperatif kurulmasının gündeme geldiğini, ancak bu girişimin başarılı olmadığını anımsattı...

BİRLİKTE YÖNETİM

Bursa'ya dair saptadıkları altı sorun olduğunu ve Bursa'nın birlikte yönetime ihtiyacı bulunduğuna ve bunu Nilüfer'de başardığına dikkat çekti:

"Birinci sorun ulaşım. Kentsel dönüşüm, çevre meselesi, işsizlik, turizm... Öncelik bunlar olacak. Altıncısı ise birlikte yönetimdir. Aslında ortak sorun budur. Her sorunun tarafları ile konuşacağız, bir araya geleceğiz. Eğer bizim düşüncemizin tersi de olsa, ortak akılla bir karar vereceğiz. İşsizlik sorununun bir kısmını hizmet sektörü ile karşılayacağız. İlave sanayi bölgesine gerek yok. Katma değeri yüksek ürünlerin üretimi için Bursa'da bir inovasyon merkezi kurarak, teknolojik üretimleri teşvik edeceğiz."

Stadyumun bitirilmesi ve 24 saat yaşayan bir yer olması gerektiğini söyledi.

Yerel seçime yönelik ise şu mesajı verdi:

"Bursa'nın dört bir tarafı gülümsemek istiyor. İyi, güzel, mutlu bir kentte yaşamak istiyor. Bir önceki seçimde herhangi bir partiye oy vermiş olabilir. Ben buna saygı duyuyorum. Demokrasinin temel kuralı da budur. Ama 31 Mart'taki seçimde en iyi hizmet üretene ve 'yaptıkları yapacaklarının teminatı' olana oy verecektir."

Adaylığının matematikle ilintisi üzerine ilginç saptamaları vardı:

 "Tüm arkadaşlarım bilir, ben matematiği severim. Bir matematik hesabı yapmadan yola çıkmamak gerektiğini bilenlerdenim. Matematiğimizi yaptık, ölçümlere baktık ve yola çıktık. Yola devam ediyoruz.

 İnanıyorum ki Bursa halkı hizmetten ve Bursa'nın gülümsemesinden, sorunların en aza indirgenmesinden dolayı oy kullanacaktır. Biz Bursa adayı olarak çıktık ve devam ediyoruz. Diğer ilçe adaylıkları konusunda genel merkezin alacağı kararı bilemiyoruz. Genel merkez bu konuda çalışmalar yapıyor. Genel merkezin alacağı her türlü karara saygı duyuyoruz..."