Hava Durumu

Bursa'da yılda 3 bin kişi hava kirliliği yüzünden ölüyor!

Yazının Giriş Tarihi: 18.01.2020 06:04
Yazının Güncellenme Tarihi: 18.01.2020 06:04

Bursa Çevre Platformu  (BÇP) Bursa Hava Kirliliği Raporu'nu yayımladı. Bursa Akademik Odalar Yerleşkesi S Salonu'nda düzenlenen toplantıya, BÇP bileşeni akademik oda temsilcileri ile sivil toplum kuruluşu temsilcileri katıldı.

Bursa Hava Kirliliği Raporu'nu paylaşan Prof. Dr. Kayıhan Pala "DSÖ verilerine göre hava kirliliği yüzünden her yıl dünyada 4 milyon 200 bin kişi; Türkiye'de 52 bin kişi ve Bursa'da 3 bin kişi erken ölüyor. Bu şehirdeki yıllık ölümlerin yüzde 20'sine denk geliyor.

Artı pek çok hastalığa yol açıyor. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) 2013 yılında hava kirliliğini kanser nedenleri arasında sayıyor.  Akciğer ve mesane kanseri nedenleri arasında sayılıyor. Hava kirliliğine bağlı pek çok solunum yolu hastalığı var.

Sigara içmeyen ailelerin çocukları astım oluyor. Doku beslenmesini bozuyor, kalp krizi ve felç gibi riskler taşıyor. Hava kirliliği erkeklerde sperm kalitesini düşürüyor, kadınları da etkiliyor, üreme sağlığına olumsuz yansımaları var." diye konuştu.

DSÖ'nün hava kirliliği verilerinden hareketle oluşturduğu AIRQ programını kullanarak Bursa'da hava kirliliğinden ölümlerin sayısına ulaştıklarını söyledi.

HAVA KİRLİLİĞİ DİYABETİ BİLE TETİKLİYOR!

Pala hava kirliliğinin yol açtığı hastalıklar arasında bugüne dek hiç telaffuz edilmeyen diyabete dikkat çekti:

"Hava kirliliğinin şeker hastalığı ile bağlantısı net bir şekilde ortaya konuldu. Şeker hastası biri havası kirli bir yerde yaşıyorsa yaşam kalitesi bozuluyor. Dışarıdaki hava kirliliğinin kansere etkisi, aynı sigara içen birininki gibidir!.."

Prof. Dr. Kayıhan Pala sözlerini şöyle sürdürdü:

"Havada olmaması gereken şeyler varsa hava kirliliği de vardır. İç ve dış hava kirliliği olmak üzere iki türlüdür. Bugünkü konumuz olan dış ortam kirliliği dünyanın geri kalmış ve gelişmekte olan kentlerinin sorunudur. Birinci nedeni endüstri ve kötü kentleşmedir."

EN TEHLİKELİ KİRLETİCİ PM2,5 ÖLÇÜLMÜYOR!

Prof. Dr. Kayıhan Pala, DSÖ kayıtlarına göre dünyada 200'e yakın kirletici olduğunu, 187'sinin tanımlandığını 30'unun ise tehlikeli hava kirleticisi sınıfında yer aldığına değinerek kirleticiler hakkında şunları söyledi:

"İlk dört sırada ise partikül maddeler yani havadaki tozlar PM2,5 ve PM10, karbonmonoksit, ozon, azotoksit ve kükürtdioksit yer alıyor. Partikül maddelerin en tehlikelisi PM2,5 ölçülemiyor. Dioxin de ölçülmüyor. Nitelikli ölçüm istasyonları olmalı."

Ardından da ekledi:

 "Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'na ait 6, 1 de Nilüfer Belediyesi'ne ait olmak üzere 6 ölçüm istasyonu var. Çizelgelerde ve analizde kullandığımız veriler tamamen kamu kaynaklarıdır. 7 istasyon 3 milyonluk Bursa için yeterli değildir.

 Bir kısmının yerleri doğru değildir. Geçen hafta Yenişehir'deydik. Zor nefes aldık. Hava kirliliğini hissettik, ama istasyon yok, kirlilik de yok!"

Kayıhan, yıllara ve mevsimlere göre hava kirliliğini paylaşırken, hava kirliliğinin yaz aylarında da yaşanmasının en büyük nedeninin endüstri ve kötü kentleşme olduğunu söyledi.
Türkiye'deki hava kirliliği sınır değerlerinin DSÖ değerlerinin üstünde olduğunu anımsatarak "Yani 'Türkiye'de hava kirli değil' denildiğinde DSÖ parametrelerinin 4, 5 katı olduğunu görüyoruz! Bursa'daki hava kirliliği ise ulusal sınır değerlerinin de üstündedir. Ne yazık ki hava kirliliği içindeki en riskli PM2,5'un sınır değeri bile yoktur!.."

Bursa'da 2014 yılından bu yana yaşanan hava kirliliğine yönelik kamu kaynaklı ölçüm istatistiklerini paylaşan Kayıhan Pala, "Biz mevcut yasal mevzuata göre dönem dönem uyarı eşiğine çıkmışız. Ama uyaran yok!" dedi.

ÖLÇÜM İSTASYONLARI YETERSİZ! YERLERİ YANLIŞ!

Ardından da Bursa'da kömür kullanımına yönelik tedbirlerin açıklanmasına karşın 2019'un en havası kirli ayının kasım olduğunu anımsatarak bunun da yeterince denetim yapılmadığını gösterdiğini söyledi... Ölçüm istasyonlarının yerinin yanlış olduğunu ise Kestel'den örnek vererek anlattı:

"Kestel'de çimento fabrikası ve sanayi var. Ama istasyonun yeri yanlış. Nilüfer'de de kükürtdioksit yüksek çıkıyor. Bu da kömür kullanımının şehrin doğusunda da batısında da sürdüğünü gösteriyor.

Uludağ Üniversitesi istasyonunda haziran ve eylül ayları arası ölçümlerinde ozon yüksek çıkıyor, bu da trafikten kaynaklı kirliliğe işaret ediyor. Bursa'nın havası kirli! Ulusal değerlere göre de DSÖ değerlerine göre de kirli hava soluyarak yaşıyoruz!.."

NE YAPILMALI?

Ardından da en yakıcı soru "Ne yapmalı?" gündeme geldi. Bursa Çevre Platformu sözcüleri teker teker görüşlerini gündeme getirdi.

Prof. Dr. Kayıhan Pala'nın önerileri arasında "İstasyonların sayısının ve kapsamının artırılması; 3 milyon Bursalının kirli hava farkındalığının sağlanması" yer aldı...

Diğer önerileri ise şöyle:

"Bursa'da çok fazla kirletici kaynak var. Çevre Müdürlüğü'nde listesi var. Kirlilik kaynaklarıyla ilgili bilgimiz yok. Bilgimiz olmalı. Asla yeni kirletici kaynaklara izin vermemeliyiz. Şehrin ortasına kurulmak istenen DOSAB Kömürlü Termik Santrali, Çimento Fabrikası kurulmak istenmesi, Çimento fabrikasının kapasite artırımı önemlidir.

 AB ülkelerinde şehre dizel araç girişi yasaklanıyor. Bursa'da ulaşım politikası, insanları değil araçları taşımaya yönelik. Ulaşım politikaları gözden geçirilmeli, toplu taşıma teşvik edilmeli. Sağlıklı kent planlaması yapılmasına ihtiyacımız var.

30, 40 katlı binalara değil. Bilime dayalı mücadeleye ihtiyacımız var. Sağlık Etki Değerlendirmesi şart. Paris'te, Londra'da, Bonn'da şehri yönetenler bunlarla uğraşıyor. Bu sorunun çözümünde katılımcılık şart. Oluşturulacak kurullarda üniversiteler, yurttaşlar, ilgili akademik odalar olmalı. Bir kişinin iki dudağı arasında 'Ben yaptım, oldu!' denilmemeli!.."

Kimya Mühendisleri Odası Bursa Şubesi Başkanı Rengin Yılmaz ise asıl kirleticilerin sanayi kuruluşları olduğunu söyledi. Nilüfer'deki kükürtdioksit kirliliğinin sanayiden kaynaklandığına, doğal gaz kazanlarını yedekte tutarak ucuz olduğundan kömür kazanı kullandıklarına dikkat çekti!

Ortak önerilerin başında ise içinde üniversitelerin, ilgili meslek odalarının da yer aldığı Bursa Valiliği ile belediyelerin de olduğu geniş kapsamlı bir kurulun oluşturulması ve Acil Eylem Planı'nın hazırlanarak ortak akılla hayata geçirilmesi yer aldı.

Durum vahim!..

Aykut Güngör'e ait olan ve Bursa Tabip Odası'nın "Mart 2019'da yayımladığı Bursa'da Hava Kirliliği" kitapçığının kapağında yer alan fotoğraf durumun vahametini özetliyor.

2014 yılında YeniDönem gazetesi olarak Bursa'da hava kirliliğini Çevre ve Şehircilik Bakanlığı verilerinden hareketle gündeme getirmiştik. Aralık ayında ise tehlike sınırlarını aşmış, Bakanlık sitesinde "sokağa çıkmayın!" denmesine karşın, konuyu yine basın ve akademik oda temsilcileri gündeme taşımış, ancak Bursa'da kamu yetkililerinden halka uyarı yapılmamıştı! O tarihten itibaren gazetemiz hava kirliliği konusunda fikri takip haberciliği yapmayı sürdürüyor. Kişisel olarak hava kirliliği alarmı ise 5 bine yakın insanın olduğu sosyal medya sayfamda yakınlarını kaybeden insanların paylaşımları oluyor. Ölümlerin yoğunlaştığı günlerde Bakanlığın sitesine bakıyorum ve havadaki kirliliğin ulusal değerlerin üstüne çıktığını görüyorum!

Temiz hava solumak en temel hakkımızdır!..

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.