Hava Durumu

Bursa Tüketiciler Derneği dayanışması

Yazının Giriş Tarihi: 12.04.2019 06:00
Yazının Güncellenme Tarihi: 12.04.2019 06:00

Bursa Tüketiciler Derneği (BTD) üyeleri Kozahan'da düzenlenen dayanışma toplantısında bir araya gelerek gündemi değerlendirdi. Toplantıda üyelere seslenen BTD Genel Başkanı Sıtkı Yılmaz, tüketicilerin karşılaştıkları sorunlar ve yasal hakları konusunda bilgi verdi...

Sıtkı Yılmaz, yasada var olan ama tüketicilerin çok da farkında olmadıkları haklar konusuna değinerek şunları söyledi:

"Ayıplı malda şöyle bir hüküm var. 6 ay içinde kusur ortaya çıkarsa, kanun o malı aldığınız gün kusursuz olduğunu kabul ediyor.  Seçimlik dört hak tanıyor... Tüketici aynısıyla değiştirme, parasını ödeme, tamiri ya da ayıp oranında fiyatta indirim isteyebilir... Bu 6 aylık durum klonlanmış yeni cep telefonu cihazları için de geçerli..."

SÖZLEŞMELİ TAKSİTLİ SATIŞLARDA!

Başkan Sıtkı Yılmaz'ın örnek verdiği bir diğer husus ise taksitli satışlarla ilgiliydi:

"Taksitli satışlardaki bir yasa maddesi AB düzeyinde bir hak sunuyor. Yeteri kadar araştırma yapmadan alınan bazı eşyalarda birkaç gün ürünü kullanmak istemiyor, beğenmiyor. Taksitli sözleşmelerde bir hafta içinde tüketicinin hiçbir gerekçe göstermeden malı iade etme hakkı var..."

Kredi kartına taksit yaptıranlar ya da GSM operatörlerinden cihaz alanlar bu haktan yararlanamıyor! Sözleşme şart! Mesela, Bursa'da taksitle alışveriş yapılan çok sayıda büyük, zincir mağazalar var; buralardaki taksitle alınan mallar için geçerli...

İHTİYAÇ KREDİSİ KULLANAN TÜKETİCİ ÖLÜRSE

Sıtkı Yılmaz'ın gündeme getirdiği diğer konu ise ihtiyaç kredilerinde hayat sigortası da yapan bankaların tüketicinin ölümü halinde kredi borcunun kalanını varislerden talep etmesiydi.  
Çoğumuz bankalara borçluyuz. İhtiyaç kredisi alıyoruz. Krediyi verirken bankalar otomatik olarak hayat sigortasını da yaparak alacaklarını garanti altına alıyor.

Sıtkı Yılmaz; böyle bir durumda varislerin ödeme yapmamasını, yasal yollara başvurmasını önererek "Bankalar kırk dereden su getiriyorlar. 'Kronik hastalığı vardı' gibi bahaneler üretiyor. Oysa sigortayı yapıyor, çoğunlukla da verdiği krediden peşin alıyorlar. Madem öyle sağlık raporu isteyin! Tüketicinin suçu ne? Buradan önerim şu; kredi borcu olan yakınınız vefat ettiğinde ayrıntılı ölüm raporu alın. Ölüm nedeni önemli... Banka peşin aldığı hayat sigortasından tüketici ölünce cayamaz..."

KADIN TÜKETİCİLER ÇOK ÖNEMLİ

20 yıldır sivil toplum kuruluşlarında tüketici hak mücadelesi veren ve Tüketici Konseyi'ndeki 12 sivil toplum kuruluşu temsilcisinden biri olan Sıtkı Yılmaz, devletin denetim işlevine dikkat çekerek Türkiye'de denetimsizlik ve eğitimsizlik sorunu olduğunu söyledi...

"Sadece kadınların eğitimine önem verilse Türkiye üç kat zengin olur. Annelere yapılan yatırım ülkeye yapılan yatırımdır. Hangi ülkeler annelere yatırım yapmışsa sanayi gelişmiştir" diyen Yılmaz "Bursa'nın en güçlü ailesi tüketici ailesidir, aynı zamanda en dağınık olanı da yine tüketici ailesidir" dedi...

Ardından da ekledi:

"Biz iki konu üzerinde mücadelemizi temellendirdik. Tüketici hareketine kadın eli değsin dedik. Kadın komisyonumuz var, her ayın ilk perşembesi kahvaltıda buluşuyoruz. Kadınlar çarşıda pazarda kaliteli mal alımında daha titiz davranıyor. Kadınların tüketici hareketinde toplumsal olarak yer alıp tüketimden gelen hak arama gücünü kullanması lazım...

İkincisi tüketici hareketini gençlere teslim edelim. 3 yıldır Bursa'da lise öğrenci meclis başkanlarıyla bakanlık uzman ve daire başkanlığı seviyesinde katılımla bilgilendirme toplantıları yürütüyoruz. İlçelerde lise ve üniversite öğrencilerine muhtarlara, imamlara yönelik bilgilendirme toplantıları gerçekleştiriyoruz.

Her yıl Bakanlık organizasyonuyla yapılan tüketici konseyine katılıyor, görüşlerimizi sunuyoruz..."

TÜKETİCİ EKONOMİK KONSEYLERDE OLMALI

Yılmaz sözlerini şöyle noktaladı:

"Tüketici hakları konusunda farkındalık yaratmak sadece bizim gücümüzle mümkün değil. Herkes tüketicidir. Akademik odalar, sendikalar, sivil toplum kuruluşları, demokratik kitle örgütleriyle birlikte tüketici hukukunu koruduğumuz takdirde sağlıklı ekonominin yolu açılır. Bilinçli tüketici ve basiretli tacir anlayışını piyasaya hâkim kılmak zorundayız.

Tüketici, piyasanın sadece alıcısı değil kurucu üyesidir ve bu piyasanın en çok ezilenidir aynı zamanda. Örgütlü ve kararlı mücadeleyle temsil hakkını elde etmesiyle temel sorunlarını çözebilir. Evrensel temsil bana göre, ekonomik ve sosyal konseyde temsil ile başlar, bu da BBDK; EPDK; TATDK ve Gıda kodeksi komisyonunda temsil ile olur... Bakın bankalar üst kuruluşunda tüketici temsilcisi yok ve her türlü tüketici mağduriyeti yaşanıyor..."

OLMADI HATİCE MUHTAR!

Altıparmak Kuruçeşme Mahallesi'nde iki dönem muhtarlık yapan Ali Polat, 2014 seçimlerinde görevi Hatice Temel'e devretti...

Ancak bu dönem yeniden seçimi kazanarak 10 Nisan'da mazbatasını alan ve muhtarlık binasına giden Ali Polat ve muhtar azaları Gülsüm Balcıoğlu, Hatun Erdem, Hikmet Sosyalgil, Özcan Alper, Adnan Acı, Mehmet Aslan ve Hüseyin Yeni şok yaşadı. Zira muhtarlık ofisi bomboştu...

Ali Polat ile görüştüm;

"Ben daha önce de muhtarlık yaptım. Hatice Temel aday oldu, seçimi kaybettim. Şahsi eşyalarım dışında hiçbir şeye dokunmadan bıraktım. Osmangazi Belediyesi'nin verdiği bilgisayarları, kumandasıyla birlikte klimayı, tüm evrakı, mühürleri özel torbasında teslim etmiştim.

Şimdi çiçeğimizi, baklavamızı alıp gittik. Ama muhtarlık binası boşaltılmış. Ofisin anahtarlığı kaymakamlıkta bir memura teslim edilmiş. Osmangazi Belediyesi'nin verdiği muhtarlığın malı olan klima sökülmüş, içindeki kayıtlarla birlikte bilgisayarlar alınmış. Her şey götürülmüş. Hard disk sökülmüş! Vatandaşa dair hiçbir belge yok! Ben ona böyle mi teslim etmiştim?"

KİMLİK BİLGİLERİ YOK, İKAMET BİLE VEREMEYİZ!

Ali Polat çok kaygılı;

"Biz eşyayı yerine koyarız. Ama Kuruçeşme'de oturan ailelerin tüm kimlik bilgileri, adres bilgileri, TC bilgileri, sosyal bilgileri yok. Şu anda biri, ikamet ya da burada yaşadığına dair bir belge istese veremeyiz..."

Azalardan Gülsüm Balcıoğlu ise "Sadece eski bir dönerli koltuk var. Başka da bir şey yok. Fotoğraflarda görülen bilgisayar kasası eski olanı. Resmi evrak olarak sadece vatandaşa gelen tebligatlar var. Şaşkınız, üzgünüz..." dedi.

Muhtar Ali Polat ve azalar durumu bir tutanakla kayıt altına aldıktan sonra polise, Osmangazi Kaymakamlığı'na ve Osmangazi Belediyesi'ne bildirmişler. İddialar doğruysa, gerçekten de Hatice Temel muhtarlığı boşaltmışsa; vatandaşın kişisel bilgileri ne işine yarayacak?

Neden onları götürdü? Kişisel mal alınır da 5 yıl muhtarlık yapan biri, kamu malını, kamu bilgilerini dışarı çıkarmanın suç olduğunu nasıl bilmez?

Akıl alacak gibi değil!..

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.