Hava Durumu

Bursa zemin iyileştirmelerinin denetimini yapamıyor!

Yazının Giriş Tarihi: 13.11.2018 06:23
Yazının Güncellenme Tarihi: 13.11.2018 06:23

Her yıl 17 Ağustos, 12 Kasım depremlerinin yıldönümlerinde anma programları düzenlenir. Felaketin boyutları hatırlatılır. Akademik odalar, bilim insanları uyarılarda bulunur.

Sonrasında ise balık hafızamız devreye girer, hiç deprem olmayacakmış gibi yaşamaya devam ederiz...

Bu yıl da; 12 Kasım Düzce Depremi'nin 19. yıldönümünde Jeoloji Mühendisleri Odası (JMO) Güney Marmara Şubesi Başkanı Engin Er ile Jeofizik Mühendisleri  (JFMO) Odası Bursa Şubesi Başkanı Murat Arabacı ortak basın açıklamasında durum değerlendirmesi yaptılar ve kamuoyunu uyardılar.

Başkan Er güncellenmiş Türkiye Diri Fay Haritası'na göre, büyüklüğü 5,5 ve üzeri deprem üretebilecek 485 diri fay veya fay segmenti olduğuna dikkat çekerek Türkiye'nin büyük bir bölümünün deprem tehdidi altında olduğuna vurgu yaptı.

MEVZUAT SORUNLU

Başkan Er afet yönetim ve yapı denetim sistemlerine dikkat çekti:

"Güvenli konut üretimi konusunda yerel ve merkezi yönetimler üstüne düşen görevleri yapmamakta, kentsel dönüşüm projelerini dar bir çerçevede değerlendirmektedirler. 1999 depremleri sonrasında Yapı Denetim alanında yaşanılan süreç, yapı denetimini sağlayacak bir yapılanmaya bugün için maalesef gelememiştir."

Ve uyardı:

"Bu ülkenin İmar Yasası, Afet Yasası, Yapı Denetim Yasası, bunların ilgili ikincil mevzuatı sorunludur. Sistem doğa olaylarının afete dönüşümünü engellemekten uzaktır."

TANRILARIN GAZABI DEYİP KAÇIYORLARDI!

Başkan Murat Arabacı da Marmara depreminden gereken dersin çıkarılmadığına dikkat çekti:

"1999 depreminden önce, 1940'lı yıllarda meslektaşlarımızın fay hatları üzerine çalışmaları vardı. Dikkate alınmadı. 1999 Marmara depreminden sonra belki bilimle yön verilir ve ülkemiz depremden korunur, dedik. Ama onca yıla karşın bir gelişme yok. Belgesellerde izliyoruz. Antik medeniyetlerde çok tanrılı dinlerde insanlar depremi tanrıların gazabı olarak görür ve yıkım olan bölgeleri terk ederlerdi. Bir nevi tedbir alırlardı. Biz depreme hazırlıkta onlardan bile geriyiz.  1999'dan sonra insan kaynaklı kontrol sistemi ı gerekirken elimizde imar barışı ve 0,50 emsal var. Bursa ve Türkiye depreme hazır değil. Yine de deprem olmadan, insanlar ölmeden bir şeyler yapmak lazım. Ama pek öyle gözükmüyor..."

KİL Mİ, KUM MU GÖZLE BAKACAĞIZ!

Başkan Engin Er, basın toplantısında 1 Ocak 2019'da yürürlüğe girecek olan Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nın yeni Bina Deprem Yönetmeliği'ndeki çelişkilerine dikkat çekti.

Detaylarını sordum, anlattı:

 "Yeni çıkan Bina Deprem Yönetmeliği kendi içinde çelişkilidir. 2005'teki kendi yönetmelikleriyle, üstüne üstlük Büyükşehir Belediyesi Deprem Yönetmeliği ile de çelişkilidir...  Jeoloji mühendisi araziye gidiyor, numuneleri alıyor, ama karar verme yetkisi alınıyor. Jeoloji mühendisi sondaj logunu hazırlıyor... Bunu hazırlarken laboratuvar verilerinden müdahale edemiyor. Sondaj logundaki kararlara müdahale eden kişi inşaat mühendisi. Mesleki şövenizm ile hazırlanmış bir yönetmelik verilerini almadan log hazırla diyor. "

Peki ne sakıncası vardı?

"Arazide jeoloji mühendisi olarak eksik verilerle ya da inşaat mühendisinin verdiği kararlarla log hazırlayacağım. Hazırlayamam. Log İşin temelidir. Olmazsa rapor hazırlanamaz. Bütün binalar sondaj logu üzerinde döner. İmzala, laboratuvara karışma, deniyor."

Laboratuvar neden önemliydi?

"Arazide elle bakıyorsun. Kum ya da kil diyorsun. Bunu laboratuvar verileri kesinleştirir. Gözle kil dersiniz, kum çıkar. Kilde sıvılaşma olmaz, ama kumda olur. Yani, bina gömülmez derim. Gömülür. Jeoloji Mühendisi laboratuar verisi olmadan doğru sondaj logu veremez. Dolayısıyla işler yanlış olur. Acilen düzeltilmesi lazım."

İstanbul'u tehdit eden Tsunami Bursa'ya uğramayacak mıydı? Er  "Tsunami ile ilgili risk Bursa'da da var. Bütün sahillerimiz risk altında. Mesela Gemlik" derken; 'Bursa depreme hazır mı?' sorusunu ise şöyle yanıtladı; "Bursa il, ilçe başında kentsel dönüşüm planlamasını yapmışsa hazırdır. Var mı?"

MTA HARİTALARI

Başkan Er,  Bursa'da 7 büyüklüğünde deprem beklendiğini, Maden Tetkik Araştırma Genel Müdürlüğü'nün güncellenmiş fay hatlarının planlara işlenmesi gerektiğini de vurguladı. MTA'nın fay hattı haritasının kamuoyuna açık olduğunu yineledi. .

Er, bu konuyu defalarca gündeme getirmişti; gazetecilere nasıl sisteme girilip görüleceğini de göstermişti. Defalarca YeniDönem Gazetesi olarak gündeme getirmiş, manşete taşımıştık.  Hatta girip evimin birkaç yüz metre aşağısından geçen fayı haritada görmüştüm.

FAZLA SÖZE GEREK VAR MI?

Bursa'nın nur topu gibi obrukları olmuştu, yeri gelmişken sordum:

"Biz fotoğrafladık, tespit ettik. Kamuoyu ile paylaştık. Uyarımızı yaptık. Bakanlık'tan obrukların tehlike arz etmediğine dair rapor geldi. Heyelan Bursa'da gündeme gelmiyordu, Mollaarap'ta olunca tehlikesi fark edildi. Ama şimdi çok daha büyük sorunlarımız var" dedi...

Ve, çok önemli bir konuyu Bursa'da zemin iyileştirmelerinin denetiminin hiç olmadığını gündeme getirdi.

Bilindiği üzere Marmara Depremi'nde zemin sıvılaşmasının olduğu bölgede depremin etkisinin nasıl katlandığını, binaların gemi gibi battığını ya da yan yattığını yaşamıştık.

Er dedi ki:

"Bursa'da Kestel, Yıldırım, Osmangazi, Nilüfer, Karacabey, Yenişehir, Mustafakemalpaşa gibi pek çok yerde zemin sıvılaşması sorunu var. Orhaneli'nde olmadığını biliyorum, ama diğer dağ ilçelerinde araştırma yapmadım, bir şey diyemeyeceğim.

Sorunlu zeminlerde zemin iyileştirmesi yapılıyor. Ama zemin iyileştirmesi kontrolü yapacak belediye yok! Bunu bilen yapı denetim firması yok. Bunun kontrolünü edebilecek alet edevat Bursa'da hiç yok.

Bursa'nın en riskli bölgelerinde yapılan zemin iyileştirmelerinin kontrolünü Bursa yapamıyor!"

Ve noktayı koydu: "Fazla söze gerek var mı?"

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.