Cargill işçileri direniyor!

İşten çıkartılan Cargill işçileri 516'ncı gününe girdi. İşçiler Orhangazi'de fabrika önünde sürdürdükleri direnişi İstanbul'a taşıdı.   Cargill yönetim ofisinin bulunduğu Ataşehir Palladium Tower önündeki alanda sürdürülen direniş 27'nci güne girdi. İşçiler, "Çocuklar iyi yaşasın diye babalar direniyor!" sloganıyla direniyor.

60'tan fazla ülkede tesisi bulunan Cargill, 1997 yılında İznik Gölü kenarında nişasta bazlı üretmek amacıyla kurulmuştu. O yıldan bu yana Bursa Barosu başta olmak üzere akademik odalar tarafından onlarca dava açılmıştı.

Hukuksal mücadele sürecinde öyle olaylar yaşanmıştı ki, sonunda kitabı yazılmıştı. Son olarak Bursa Barosu ve akademik odalar Cargill ek biyaetanol tesisi için verilen  "ÇED gerekli değildir" kararının iptali için dava açtı ve Temmuz 2019'da mahkeme yürütmeyi durdurma kararı verdi. 

Bursa'da verilen 22 yıllık hukuk mücadelesinden kendine özel uygulamalarla sıyrılarak bu ülkeye kendini dayatan ve kitaplaşarak tarihe geçen dev küresel şirket Cargill şimdi de işçi direnişiyle kamuoyunun gündeminde.

"HAKKIMIZ OLANI İSTİYORUZ"
Tek Gıda İş'ten Suat Karlıkaya ile görüştüm; "Cargill'de sendikaya üye oldukları için haksız yere işten çıkartılan işçiler için mahkeme işe iade ve sendikal tazminat kararı verdi. Biz işimizi geri istiyoruz. Hakkımız olan şeyi istiyoruz" dedi...

Ataşehir Palladium Tower önünde açık alanda yatıp kalkarak direnişi sürdüren işçiler adına Karlıkaya şunları söyledi:

"Çocuklarımızın geleceği için direniyoruz. Palladium çalışanları önce bizden çekindi. Kendimizi, niçin orada olduğumuzu anlattık. Şimdi gelip bir şeye ihtiyacımızın olup olmadığını soruyorlar. Pasta, börek yapıp getirenler var. Bizi anladılar. Sonuçta Ataşehir'de beyaz yakalı insanların çoğunlukta olduğu bir yer. Onlar da işçi direnişini görüyor.  Mücadelemizin halka dokunan yanı da bu oldu. Ayrıca çeşitli sendikalardan, siyasi partilerden, emek örgütlerinden de ciddi destek görüyoruz..."

'HAKSIZLIĞA UĞRAYAN TÜM İŞÇİLERİN MÜCADELESİDİR"

Kararlı olduklarını bildiren Karlıkaya şöyle devam etti:

"Cargill yönetiminden yaptıkları bu haksızlığın giderilmesini talep ediyoruz. Mücadelemiz de kazanana kadar sürecek. Bu noktada geri adım atmayı düşünmüyoruz. Bu sadece 14 Cargill işçisinin değil, haksızlığa uğrayan tüm işçilerin mücadelesidir. Sonuçta Cargill işçileri kazandığı zaman bütün işçiler kazanacak.

Dün Nestle'deki işçiler aynı haksızlığa uğramış ve mücadele vermişlerdi. Bugün o arkadaşlar Nestle'de çalışıyor ve biz de aynı şekilde işten haksız çıkartılan Cargill işçilerinin Cargill'de çalışması için mücadele veriyoruz..."

Direnen 14 işçinin başta eş ve çocukları olmak üzere ailelerinin bu duruma nasıl baktığını sordum;  şunları anlattı:

"500'üncü gündeki basın açıklamamıza aileler de katıldı. Bizim en büyük sıkıntımız, soğuk, yağmur, yemek değil. Çocukların hasreti, özlem en büyük sıkıntı. Ama zaten 'Çocuklar iyi yaşasın diye babalar direniyor" sloganıyla yola çıktık. Ailelerimiz, çocuklarımız da özlem çekerek bu mücadeleye katılmış oluyor... 26 günde dönüşümlü olarak iki kez ailelerine gönderebildik arkadaşlarımızı..."

DİRENİŞ NEDEN BAŞLADI?

Tek Gıda-İş Sendikası 2014 yılından beri Cargill'de örgütlenme çalışmasını sürdürüyordu.  Yeterli sayıya ulaşmış ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'na yetki başvurusunda bulunmuştu. 22 yıldır Bursa'da hukukun arkasından dolanmayı çok iyi öğrenen Cargill yönetimi,  firmanın Genel Müdürlüğü'nü de çoğul sayıya dahil ederek sendikanın yetki almasının önüne geçti.

Tek Gıda-İş Sendikası çoğunluğu sağlamak için fabrikada örgütlenme çalışmalarını hızlandırdı. Bu defa da Hükümet'in nişasta bazlı şeker üretimini düşürmesi bahane gösteren fabrika sendikal faaliyette öne çıkan 14 işçiyi işten çıkarttı. Fabrika önünde direniş başladı. İşten çıkartılan işçiler işe iade davası açtı ve mahkemeyi kazandı. Şirket kararı temyize götürdü.  Aksi olsa şaşardık zaten.  

Cargill işçileri birkaç kez Ataşehir'deki şirket genel  merkezine gelerek mahkeme kararının uygulanması  ve  işe iade talep etti ve baktılar ki hiçbir şey olmuyor. Direnişlerini İstanbul'un en gözde yerlerinden olan Ataşehir Palladium Tower'a taşıyarak herkesin gözüne soktular!