Hava Durumu

"Çok yüksek riskli bölgedesiniz!"

Yazının Giriş Tarihi: 17.06.2020 06:03
Yazının Güncellenme Tarihi: 17.06.2020 06:03

Dünyayı etkileyen koronavirüs salgını Türkiye'de de can almaya devam ediyor.

Türkiye'de koronavirüse yakalananlar arasında ölüm oranı yüzde 2,5...

Sağlık Bakanlığı her gün vaka verilerini paylaştığında, yeni vaka sayısını "Şu kadar kişi yaşamını yitirecek" diye okuyorum... 

15 Haziran'da ise yeni vaka sayısı bin 1592; yüzde 2,5'u 39,8 yani 40 can kaybına denk geliyor.

Ne yazık ki insanların çoğunluğu maskesiz, sosyal mesafesiz sokaklarda, caddelerde, çarşılarda, sahilde, her yerde! Yeni normalde değil, salgın öncesinin normalinde!..

Toplumun bir kısmı kurallara uyuyor; maske takmadan evden çıkmıyoruz. Her ihtimale karşı çantamızda yedek birkaç maske ile dolaşıyoruz. Sosyal mesafeyi korumaya bakıyoruz.

Çantamızda dezenfektan ya da kolonya taşıyoruz. Dışarıdayken sık sık ellerimizi dezenfekte ediyoruz. Ama toplumun çoğunluğu maske takmıyor! Kimisi elinde, boynunda taşıyor; sosyal mesafeye dikkat etmiyor!..

KOMŞU, AKRABA GÜNLERİ DÜZENLENİYOR!

Mahalle aralarında aile ya da komşu günleri, yaşlı ziyaretleri, doğum günleri, taziyeler düzenleniyor. Sosyal medyada paylaşılan nikâh ya da nişan gibi tören fotoğraflarında sosyal mesafe gözetilmediğini ve maske takılmadığını görüyoruz. Tek tük maske takanı görmesek, salgın öncesinde çekilen fotoğraflar olduğunu sanacağız.

Hafta sonu cumartesi günü ilk kez çarşıya çıktım. Çancılar'da Nevzat Cam'a uğradım. Maskesi olmayanları içeri almıyorlardı, herkes maskeliydi.

Oradan Okçular Çarşısı'na çıkınca afalladım. Esnaf ve insanlar maskesiz, sosyal mesafe sıfır, herkes dip dibe. Nasıl kaçacağımı bilemedim. Kendimi ara sokaklara attım, yolumu uzattım; Gümüşçeken'e çıktım.

Alışveriş yaptığın her yer aynıydı. En çok da elinden tuttuğu 6, 7 yaşındaki torununa maske takıp da kendisi takmayan yaşlı kadına şaşırdım. Dayanamayıp nazikçe, "Torununuzda maske var, ama sizde yok! Siz de taksanız!.." dedim.

Hışımla "Sana ne?" diye bağırıp üstüme gelince yürüdüm gittim. O bağırırken yanındaki maskesizler de kafa sallayıp onaylıyordu. 

65 yaş üstü gruplar sokağa çıkma yasaklarının kalkmasını talep ederken "Biz kurallara uymasını biliriz" demişlerdi.

Ancak sokağa çıkan 65 yaş üstü ile 20 yaş altındakiler maske ve sosyal mesafe kurallarına en çok uymayan kesim!

Bizler 3 ay boyunca maske takarak ve sosyal mesafe gözeterek dışarıda olmaya daha bir alışmışız. Onlar alışmamışlardı ve sokaklarda eski alışkanlıklarıyla var oluyor!

Hani Sağlık Bakanı Sayın Fahrettin Koca, "Maske takmayanları nazikçe uyarın" diyor ya, pek mümkün görünmüyor!

Koronavirüs vakalarındaki artış eskiye dönüşü getirebilir. Öyleleri var ki, bunu dillendirmenizi bile iktidara muhalefet olarak algılıyor!

Oysa Cumhurbaşkanı'ndan Sağlık Bakanı'na tüm yetkililer sürekli uyarıyor; "Maske takın, sosyal mesafeye ve el hijyenine dikkat edin" diye...

Ama insanların anlayası yok!..

"ÇOK YÜKSEK RİSKLİ BÖLGEDESİNİZ!"

Dün cep telefonuma indirdiğim "Hayat Eve Sığar"ı tıkladım. Yaşadığım yerdeki koronavirüs bulaşma riskine bakayım dedim.

Hay bakmaz olaydım! Mayıs başındaki duruma geri dönmüşüz! Kıpkırmızı ve "Çok yüksek riskli bölgedesiniz" yazıyordu!..

Sosyal medyada paylaşınca çok sayıda kişiden "Bizim mahallede de durum aynı" mesajı geldi.

Zaten bizim mahallede yasaklar döneminde bile kurallar deliniyordu; insanlar maskesiz sokağa çıkıp duruyorlardı. Şimdi ise hepten çığırından çıktı. Oysa Bursa'da maske zorunlu.

Zaten bizim mahallede insanları uyaramazsınız; uyarmanız için dayak yemeyi ya da dövüşüp karakolluk olmayı göze almanız gerekiyor!..

DENETLENMESİ ÇOK ZOR!

Maskesizliğin ya da sosyal mesafesizliğin denetimi zor! Zira tüm yasaklar kalktı, herkes dışarıda. Koronavirüs insanların dengesini bozdu, agresifleşti ve asayiş olayları arttı.

Emniyet güçleri asayiş olaylarına mı yetişecek; maskesiz ve sosyal mesafesizleri mi kovalayıp ceza kesecek?

Sadece Okçular Çarşısı'nda hafta sonu kalabalıktan kaçıp tenha olan ara sokağa kendimi attıktan sonra on dakika kadar gelen, geçeni izledim. Yüzlerce insan maskesizdi!

Belediye zabıtaları bütün bir şehri denetlemeye yetebilecek mi? Göz önünde olan yerler hariç yetemezler!

En azından salgının pik yaptığı Yıldırım, Gürsu ve Osmangazi'de insanların yoğunlaştığı cadde ve pazar yerlerinde denetimler artırılabilir. 

Valilik ve belediyeler öncülüğünde halkın maske, sosyal mesafe ve el hijyeni konusunda kurallara uyması konusunda yapılacak farkındalık çalışmalarına hemşehri dernekleri de dâhil olmak üzere sivil toplum kuruluşları; Kent Konseyi meclisleri katılabilir.

İl ve ilçedeki iktidar ve muhalefet partileri bu alanda, aktif üyelerini riskli bölgelerdeki halkın kurallara uyması konusunda harekete geçirebilir.

Kuralsızlık, sıfırlanmasa bile aşağıya çekilebilse vaka sayılarında azalma olur.

Kovid-19 hem aklımızı, hem sağlığımızı, hem canımızı, hem de ekonomimizi tehdit ediyor.

Yoksa bu gidişle eskisi gibi evlere tıkılacağız, ikinci dalga ekonomiyi hepten kilitleyecek ve sağlık çalışanlarının emeklerini heba edeceğiz!..

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.