Hava Durumu

'Depremin yerini, büyüklüğünü biliyoruz ama hazırlanamıyoruz!'

Yazının Giriş Tarihi: 01.11.2020 06:00
Yazının Güncellenme Tarihi: 01.11.2020 06:00

Jeoloji Mühendisleri Odası Güney Marmara Şubesi Başkanı Engin Er depreme bütüncül bir bakışla hazırlanılması, fayların 1/1000'lik planlara işlenmesi gerektiğine dikkat çekti.

Depremin acı yüzüyle bir kez daha yüzleştik. Son dönemde bilim insanları İzmir ve Ege için sürekli uyarıyordu. İzmir'de "Deprem öldürmez, bina öldürür"  gerçeği bir kez daha yaşandı. Yaşamını yitirenlere Allah'tan rahmet, yaralılara ise şifa diliyorum.

Deprem bir doğa olayıdır. Dünyanın oluşumu 4,543 milyar yıl öncesine tarihleniyor. Dünya yer hareketleriyle depremlerle, yanardağlarla şekillendi. İlk kıta Ur'un oluşumu 3 milyar yıl öncesine tarihleniyor. Kıtalar da yüzlerce milyon yılda yer hareketleriyle oluştu. Kıta sahanlıklarının birbirini iteklemesi, sıkıştırmasıyla oluşan depremler kıtaları, dağları, düzlükleri oluşturdu. Fırtına, yağmur, akarsular, buzul dönemi, buzulların eridiği dönem gibi doğa olayları da şekillenmeye katkı sağladı.

En özet haliyle deprem dünyada engellenemez, olagelen bir doğa olayıdır. İnsan etkisiyle afete dönüşür. İnsan yerleşiminin olmadığı bir çölde oluşan bir depremin afet olduğunu söyleyebilir miyiz?

O nedenle de depremi en olmadık şeylere bağlayarak bilime ve ilime sırtını dönenler, nefret suçu işleyenler şerdir, beyinlerini kullanmadıklarından 'OKU'madıklarından da beyinsizlerdir. 

Konumuza dönecek olursak, depreme hazırlıklı olunmadıkça, binaları depreme dayanıklı kılmadıkça ne yazık ki deprem ülkesi olan yurdumuzda her büyük deprem sonrası yüreğimiz yanacak...

Yıllardır Bursa'da deprem konusunda kamuoyunu uyaran Jeofizik Mühendisleri Odası Güney Marmara Şubesi Başkanı Engin Er ile bir söyleşi gerçekleştirdim.

ZEMİN ÖZELLİKLERİ ÖNEMLİ

Sayın Engin Er televizyondaki deprem bilimciler depremle ilgili yerini, büyüklüğünü, pek çok şeyi artık bildiklerini söylediler. Bu konuda ne diyeceksiniz?"

Depremin büyüklüğünü, hangi fayın ne büyüklükte deprem üreteceğini ve  nerede olacağını biliyoruz. Ege denizindeki dalma batma zonu hariç 7 üstü deprem beklenmez. Ege'de 5 ile 7 arasında çok fazla deprem beklenir. Maalesef bina özelliklerine baktığımızda İzmir'de olduğu gibi can ve mal kayıplarına sebep olabilir. Türkiye'de depremlerin en fazla olduğu yer Ege bölgesi, 1900'lü yıllardaki kayıtlardan tarihsel depremlerden biliyoruz. Son on yıldaki depremleri haritada işlediğinizde Ege'de renklenmedik yer kalmıyor...

İzmir'de Bayraklı'da bazı binalar yıkılırken yanındaki ayakta kaldı, bu neden oluyor?

Zemin özellikleri de önemli. İki bina var; biri yan yatmış diğeri ayakta. Yan yatan binanın tek sebebi zemin özellikleridir. Bina zemin özelliklerine uygun yapılsaydı sorun olmazdı. Kontrollü yapılan zemin çalışması olsaydı yıkılmazdı. Bizim en büyük sorunlarımızdan biri binaların kontrollü yapılmaması. Bunun için hem belediye hem de yapı denetim yasasında revizyon gerekiyor. İzmir'i bekleyen daha başka tehlikeler de var, mesela Tuzla fayı var, biz Tuzla fayı üzerinde olduğunu sanmıştık. Tuzla fayı 50 kilometrelik   7 büyüklüğünde deprem oluşturabilecek bir fay ve karada devam ediyor. Yıkıcı etkisi daha büyük olabilir. Depremin merkezi Bayraklı'ya 70 kilometre uzakta. Daha yakın olsaydı daha ağır bir tablo ile karşılaşılabilirdi.

FAYLAR PLANLARA İŞLENMELİ

Tedbir olarak ilk aklınıza gelen nedir?

Biz hala fayları planlara işlemiş değiliz. Biz hala fay hattı üzerine yapılaşmaya izin veriyoruz. 1/1000'lik planlara işlenmiş değil. Fayın üstündeki binanın ayakta kalması mümkün değil. Sıvılaşma bölgesinde yapılacak binaların da kesinlikle çok iyi kontrol edilmesi lazım. Sadece bina kurtarmıyor, sadece zemin de kurtarmıyor, sağlam zeminde sağlam bina olması lazım. En önemlisi de mühendislik hizmeti almış bina olması gerekiyor. Kontrol olmadan yapılan bina ne kadar sağlam desen de orada güvenli bina olduğunu düşünmem... Depremin etkisini birkaç kat artıran zeminler var... Ben hep bardaktaki su örneğini veririm. Masayı salladığınızda bardağın sallanması durur ama içindeki su sallanmaya devam eder. Gevşek alüvyon zemin dediğimiz şey bardaktaki su gibidir. Bursa Ovası bardaktaki sudur. Kayalık zemindeki yamaçlar mesela Tophane, bardak gibidir. Fay hattından çıkan enerjinin binaya olan uzaklığı da çok önemli, fayın karakteri de öyle. Zemin etütleri çok önemli bir şey. Zemin özelliklerine göre yapılacak zemin iyileştirmeleri de çok önemli... Bina durduk yerde öldürmüyor. Durduk yerde göçmez, göçen binalar da var ama konu dışı. İzmir'de deprem olmasaydı Doğanlar apartmanı yıkılmayacaktı. Depremin türü, merkeze uzaklığı zemin özellikleri hepsi birden değerlendirilmesi lazım.

AKADEMİK ODALARIN DA KATILIMIYLA BÜTÜNCÜL PLAN

Peki öncelikle ne yapılması lazım?

Depreme karşı sadece inşaat mühendisleri sadece jeoloji mühendisleri değil ilgili mesleklerin hepsinin bir araya gelip şehir plancıları, çevre mühendisleri hepsinin bir araya gelmesi ve güvenli şehirleri hep birlikte oluşturmaları lazım. Odaların hepsi bir araya gelse olmaz, tüm bunların belediye nezdinde yapılması lazım... Bursa'da hemen yarın başlaması gerekiyor.  Hemen akademik odalarla bir araya gelinmesi ve kısa, orta ve uzun vadeli planların yapılması lazım. Bugüne kadar Bursa'da belediye kentsel dönüşüm için hiçbir akademik odayla bir araya gelmedi. Farklı farklı konular nedeniyle bir araya geliniyor ama bütüncül plan için bir araya gelinmedi.

Siz yıllardır fayların planlara işlenmesi gerektiğini söylüyorsunuz. Ne zamandır?

2008 yılında ilk kez Bursa il temsilcisi olduk, İstanbul'a bağlıydık o zaman. Ve o günden beri sürekli Bursa'da fayların mutlaka planlara işlenmesi gerektiğini sürekli gündeme getirdim. Şu anda gelen noktada devlet de aynı şeyi söylüyor. İçişleri Bakanlığı komisyon kurdu. Şu anda bilinen MTA haritasında yer alan fayların üzerine bina yapılmaması yönünde çalışma var. Demek ki biz doğruyu söylüyorduk. Şu anda plan değişikliğine gitseniz, fay hattına 500 metre mesafeye kadar Çevre ve Şehircilik Bakanlığı paleosismik çalışma yapılmadan onay vermiyor. Bursa'da bir çalışma yaptım. Fay hattına yakın olduğundan onay vermedi. Hatta fay hattının tamamında çalışma yap, öyle gel diyor... Aslında şu anda uygulanıyor. Ama şu anda nereyi sorarsan oraya cevap veriyor Bakanlık. Bütüncül çalışma yapılmıyor. Bütüncül çalışmayı yapmak da yerel idarelerin görevi... Bursa'da fay hatlarının nerede olduğunu biliyorum. Kaç büyüklükte deprem olacağı da biliniyor. Kaç binanın bu fayların üstünde olduğu ve yıkılacağı da biliniyor. Ama neden planlara işlenmiyor? Ve gereği hızlıca yapılmıyor...

PLANLAMA UYGULAMA KONTROL

Deprem büyüklüklerini biliyorsunuz. Bursa'daki olası depremin büyüklüğünü söyeleybilir misiniz?

Bakın hiç Bursa'da 7,5 büyüklüğünde deprem olacağını söylemedim. Beklenen depremin büyüklüğü 7'dir. En fazla hazırlıklı olma anlamında 7,2 diyebiliriz. Bunu da tarihsel depremlerin yıkıcı gücünden biliyoruz. 1855'i örnek alırız. Aslında 1855 bile çok iyi çalışılmış deprem değil. Ama Marmara denizi içerisinde 7, 6'ya kadar deprem beklenebiliyor.  Sahil kentlerinde Mudanya, Gemlik, Karacabey gibi denize kıyısı olan alanlarda tsunami etkisinin görüleceği biliniyor.  Marmara denizinde kırılması beklenen fay yapı itibariyle tsunami oluşturmaz ancak depremle birlikte deniz içerisinde beklenen heyelanlar neticesinde çok büyük olmasa da tsunami bekleniyor... Bunu İstanbul'da yapılan kazı çalışmalarından biliyoruz. Biz artık depremin büyüklüğünü, nerede olacağını biliyoruz, ama bir türlü hazır olamıyoruz işte.

Depremin zararlarını azaltma süreci nasıl yönetilir? Bursa'da 7 büyüklüğünde depremde kaç bina yıkılır?

Planlama, uygulama, kontrol... En önemli şey bu. Biz önce uygulama yapıp sonra planlama yapıyoruz, bunlar da kötü sonuçlar ortaya çıkar. Kaç bina yıkılır, onu söylemek doğru değil dedi. Ama 1855'ten daha kötü olacağı da biliniyor. Biz de önlemleri alırsak, Japonya'daki gibi depremin olmasın bekleriz, sonra da işimize devam ederiz. Söyleyip söyleyip duruyoruz, biraz söyleyip kendimiz işitiyoruz gibi.

O binalara zamanında dokunulabilseydi can kaybı olmazdı!

Bursa İnşaat Mühendisleri Odası Başkanı Mehmet Albayrak İse İzmir Depremi ve yapılacaklar konusundaki sorularımızı yanıtladı.

Sayın Mehmet Albayrak İzmir'de deprem sonrası yıkılan binalar ve can kayıpları var. O binalar neden yıkıldı?

"Şu anda İzmir şubesiyle sürekli irtibat halindeyiz. Yaklaşık olarak merkez üssü İzmir'in Bayraklı ilçesine 70 km uzakta. Bayraklı'da binaların hasar görmesinin sebebi alüvyon zemin kaynaklı.

Nilüfer gibi mi?

Bayraklı'nın zemini Nilüfer'den kötü. Eski Salhane diye geçiyor semtin ismi. Yıkımların büyük çoğunluğu orada. Yıkılan binalar 30, 40 yıllık eski binalar. Üzücü olan şu, bu binaların vakti zamanında dokunulabilseydi, belki de yıkılmadan insanlar ölenler açısından canlı çıkartılabilirdi. Bizim eksik kaldığımız nokta orası. Aynı yerde çizik olmayan binalar var. Bunun sebebi binanın plana projeye uyulmuş denetlenmiş bir bina olmasıdır. Bu şekilde yapılırsa sıkıntı olmuyor. Hedefimiz de denetimli binalar yapmak olmalı. Alüvyon zeminde 40 yıl önce yapılan binalar yeteri kadar güçlü değiller, onun için yıktılar. Günümüz teknolojisi ile yapılsaydı, yıkım olmayacaktı. Binalarla ilgili ana hedefimiz bina hasar görebilir ama insanlar içinden canlı çıkabilir. Dayanıklı bina yaparsanız yan yatar ama insanlar canlı çıkar. 20 senedir faylarla uğraşıyoruz. Mevcut binalarımız dayanıklı mı değil mi onlarla ilgilenseydik mesafe kat etmiş olacaktık.

FAY HATTI DİYE DİYE 20 YIL GEÇTİ

Peki fayların yerinin ve üreteceği depremin büyüklüğünün bilinmesi gerekmiyor mu?

Fayların kaç büyüklüğünde deprem üretiyor bunun da bilinmesi lazım. Bu başka bir alan. Televizyonda fayları konuşmanın ne faydasını gördük? Depreme hazırlanabildik mi hazırlanmadık. Binalara dokunmadıkça depreme hazırlıklı hale gelemeyeceğiz, maalesef.

Ne yapılması gerekiyor sizce?

Eski binaların bir envanterinin çıkartılması lazım, henüz bunu başarabilmiş değil. Zor iş meşakkatli iş.

Geçmişte Adem Özdemir'in başkan olduğu dönemde hem okullara hem de ilçelere yönelik bir çalışma yapılmıştı, diye hatırlıyorum...

Bir dönem Adem Özdemir döneminde yapılmıştı. Ben de onun yönetimindeydim. Yıldırım Belediyesi ile bir protokol yapılmıştı mevut binaların envanterinin çıkartılması için yarım kaldı.  Okullara yönelik bir çalışma yürütülmüştü. Okullar, camiler, kamu binaları çok önemli. Depremden sonra kullanılması zorunlu olan binalar bunlar. Okullarla ilgili çalışma yapıldı, pek çoğu yenilendi, hala da yenilenme devam ediyor. Kamu binalarının hepsi aşağı yukarı elden geçirildi. Ama mevcut binalara dokunulmadığı sürece depreme hazır hale gelemeyeceğiz. Mevcut yapı stoku envanterinin çıkartılması lazım. Bu da belediyelerin işidir. Konuşarak zaman kaybediyoruz... Elbette faylar üniversiteler çalışıyor, hocalar çalışıyor çalışmalı da. Ancak fay hattı yeri diye diye 20 sene geçti, Marmara depremi üzerinden 20 yıl geçti. Binalar için bir şey yapmadık. Bir an önce yapılması lazım...

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.