Hava Durumu

Dr. Alpay Genç iyileşti, acilde işbaşı yaptı

Yazının Giriş Tarihi: 14.04.2020 06:05
Yazının Güncellenme Tarihi: 14.04.2020 06:05

Yazılarından tanıdım Dr. Alpay Genç'i ve hatırlayacağınız üzere köşemin konuk yazarı oldu. Acil Servis hekimi olması ve koronavirüs bulaşması bir yana, kalemi de çok iyi. Mesela, hastayken arkadaşlarının gönderdiği moral fotoğrafından hareketle 2001 ya da 2002 yılında AKUT üyesi olarak Mudanya'da kaybolan yaşlı bir alzaymır hastası kadını arayışına, o esnada kaza geçiren bir ere müdahalesine yönelik anılarını; Ege yöresi kültürü ve efe yeminiyle harmanlayarak muhteşem bir yazı yazmış...

Mesleğine o idealistçe bağını, yaşam sevincini, insan sevgisini her satırında yakalayabiliyorsunuz. Sosyal medya sayfasındaki son yazısı çok çarpıcı. İlkini gözyaşları içerisinde okumuştum. Sonuncusunu ise gülümseyerek...

Hastalandığını açıkladığı, duygularını paylaştığı yazısında iyileşir iyileşmez görevinin başında olacağını yazmıştı...

İyileşmiş... Acil serviste, işinin başında! (Yorumlarda meslektaşlarının erken işbaşı yaptığı yönünde uyarıları olmasına karşın. Başka bir meslektaşının kovid-19 nedeniyle 1 Mayıs'a kadar raporlu olduğunu hatırlatmışlar.)

Ve yine müthiş, insanı yüreğinden yakalayan bir yazı yazmış. Metni 11 Nisan akşamüzeri okudum. 10 Nisan'da insanların kendini sorumsuzca, korunmasızca sokağa atma travmasının düşürdüğü yılgınlık ahvalim bir anda gidiverdi... Sadece kendisini, hastalarını değil, uzaktaki bizleri de iyileştiriyor. İlk yazıyı okurken gözyaşlarımı tutamamıştım, bu defa da denizde gün batımı fotoğrafıyla paylaştığı yazıyı gülümseyerek okudum.

Ve yine, ama bu defa meslek hayatımda ikinci kez olmak üzere köşemi, siz değerli okurların insana, hayata dair umutlarının pekişmesi ya da tazelenmesi adına Dr. Alpay Genç'e ayırıyorum; (Sadece yazı epeyce uzun, bazı paragrafları atladım.) Yazıya Orhan Veli Kanık'ın çok bilinen ve sevilen bir şiiriyle giriş yapıyor. "Ne duruyorsun be, at kendini denize" dizesindeki denizi 'acil' ile değiştirmiş; sonrasındaki dizeleri kovid ile sağlık çalışanlarına uyarlamış. Ve yine Orhan Veli'den dizelerine atıf yaparak noktalıyor...

'EY NE DURUYORSUN BE, AT KENDİNİ ACİLE' dedim kendime

Daha gün doğmadan,
Deniz daha bembeyazken çıkacaksın yola.
Kürekleri tutmanın şehveti avuçlarında,
İçinde bir iş görmenin saadeti,

Gideceksin;
Gideceksin ırıpların çalkantısında.
Balıklar çıkacak yoluna, karşıcı;
Sevineceksin.
Ağları silkeledikçe
Deniz gelecek eline pul pul;
Ruhları sustuğu vakit martıların,
Kayalıklardaki mezarlarında,
Birden,
Bir kıyamettir kopacak ufuklarda.

Denizkızları mı dersin, kuşlar mı dersin;
Bayramlar seyranlar mı dersin, şenlikler cümbüşler mi?
Gelin alayları, teller, duvaklar, donanmalar mı?

Heeeey!

NE DURUYORSUN BE, AT KENDINI ACİLE;

Geride bekleyenin varmış, aldırma;

Görmüyor musun, her yanda kovid;

Doktor ol, hemşire ol,
Hızır ol, şifa ol,
Umut ol umut ,
Git gidebildiğin yere."

11. 04. 2020
Gaziosmanpaşa

'15 MART'TAN BERİ SARILAMADIĞIM OĞLUM EFE EVE DÖNSÜN DİYE...'

Daha sonra acil servisten ailesine hastalık taşımamak adına otele yerleştiğini anlatıyor:

"Sabah penceremden görünen manzaradır. Yok, len evimin manzarası değil bu. Dün aksam evi yine terk ettim. Sağlık çalışanları için ayarlanan otel sistemine başvurdum, bir otel rezerve ettim Set Üstü'nde.

Acil nöbetlerimden sonra, 24 saat kovide bulanmışken, eve dönemem ki, çocuklarıma sarılamam ki, doktorların ve sağlık çalışanlarının gönüllü otele geçmesi zorunluluktan yani.

Birçok doktor kardeşimin yaptığı gibi, ben de otele geçtim ki hasta babası eve geldi diye abisinin evine taşınmak zorunda kalan; gecen ayın 15'inden beri görmediğim, sarılamadığım, koklayamadığım, 11 yaşındaki delikanlım, Efe'm eve geri dönsün.

Büyük devletiz ama ağır işliyoruz! Daha birinci yazımda bu 'Otel ve kalma sorunu çözülmel!' demiştim. 20 gün sonra kurulan sisteme başvurup oda ayarlanmasını sağlayanlara selam olsun."

 Ve otele geçişine değiniyor.

"Gece park yeri buldum otele yakın, sırt çantamı sırtladım, orta eğimde bir yokuşu 30-40 metre çıkıp Sed Otel resepsiyonuna geldim. Nefes nefeseyim... Bu kötü. Canımı sıktı. Sanırım daha tam iyileşmedim."

Dr. Alpay genç "Boğaza vuran yakamozun ve gece Boğaz'daki trafiğin en göründüğü yerlerden birinde olan otelde manzaralı bir odaya yerleştiğini yazıyor. Sayfasında paylaştığı Boğaz'da gün batımı fotoğrafı da muhtemelen oradan çekilmiş.

'24 SAAT BURADAYIM, GÖREVİMİN BAŞINDAYIM'

Ardından da hastaneye gidişine değiniyor:

"Sabah hastaneye gelirken tam Galata Köprüsü'nün Karaköy girişinde sağdan gelen bir ekip arabası siren açtı, direkt önüme kırdı yolumu kesti.

Polis arkadaş indi, kendisine hastanenin bana sokağa çıkma yasağı için verdiği yazıyı ve doktor kimliğimi gösterdim, 'acile nöbete gidiyorum' dedim.

Cerrahi maskeli polis arkadaş iyi nöbetler diledi bana, ben de onun dünkü Polis Günü'nü kutladım.

Bakıştık, gülüştük, yani maskelerin ardından görülmüyor tabii de ağız ve dudaklar; gözler ile gülüştük. Saka yapmıyorum, günlerdir herkes maskeli olunca anlıyorsunuz gözlerden, gülümsendiğini.

Yol verdi, yoluma devam ettim. İnsanlar bekliyorlardı duraklarda... Normalde kesin alırım da insan hastalıktan kalkınca, negatif PCR'ı da olsa tedirgin oluyor, 'alırım bulaşır, vicdan azabı çekerim' diye.

Hastaneye geldim dakika bir gol bir... Geceden kalan kovidli bir amcayla uğraştık onu servise yatırdık. Ardından benim gibi acilden kovid kapan hemşiremiz Yunus geldi, pek iyi değildi hem bilgisayarlı tomografisi, hem kan sonuçları. Onu dinlenmeye evine gönderdim.

Tam oturdum göreve başladığımı yazıyordum size, 10. katta. Kovid servisinden bir hasta kötüleşmiş, entubasyon gerekiyormuş. Anestezi, yoğun bakımda kritik başka bir hasta ile uğraştığından çıkamıyormuş... İş başa düştü, koruyucu giysilerimizi giyip bir koşu yukarıya çıktık.

Giysilerimi giyerken çok çoook eskilerden bir Iron Maiden şarkısı takıldı dilime

'Die with your boots on if you gonna die.'

Meali; 'Öleceksen ayağındaki botlarla öl' diyor... Nereden de geldiyse aklıma 

Aslında 'Savaşarak, çabalayarak öl" demek o gâvur atasözünün derin anlamı. 

Selam olsun bu pandemide Nazım'ın tanımladığı 'Büyük İnsanlık' için yeryüzünün neresinde olursa olsun dövüşene, düşene.  

Hastayı indirdik yoğun bakıma.
Özlemişim heyecanı yahu! İyi geliyor bana bu heyecan...

24 saat buradayım, görevimin başındayım.

Siz hiç merak etmeyin;

Yine bahar gelecek,
Yine kuşlar ötecek.

Yine bayramlar seyranlar mı dersin, şenlikler cümbüşler mi?
Gelin alayları, teller, duvaklar, donanmalar mı?

Heeeey!

Çöz palamarını, yen korkunu, at kendini denize be, at kendini denize, at kendini mücadeleye.
Çok keyifli burası."

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.