Eczanelere 3'er kişi girebilecek

Dün mahallemdeki eczaneye yakı almak için gittim... Eczacı ve eczacı kalfalarının hepsi maskeliydi. Ellerinde de eldiven vardı...

Kendilerini bir şekilde korumaya çalışıyorlardı. Zira hasta ve hasta yakınlarıyla doğrudan temas halindeydiler. Gelenler arasında koronavirüs taşıyan birisinin olup olmadığını bilebilme imkânları yoktu.

Neyse... Mahalle eczanemizde gün içerisinde genelde bir iki kişi olurdu. Ama dün yakı almaya gittiğimde reçeteli ya da reçetesiz ilaç almaya gelenlerin sayısı epeyce fazlaydı...

Bursa Eczacı Odası Başkanı Okan Şahin'e de ulaşıp konuştum. Koronavirüs konusunda ne gibi önlemler aldıklarını sordum, anlattı... En önemli şey şu; dünden itibaren eczanelerin içine en fazla 3 kişi alınacak...

Okan Şahin şunları söyledi:

"Biz Bursa özelinde birtakım önlemler aldık. Meslektaşlarımızın maske takması, eldiven kullanması, mesafeyi koruma amaçlı eczanelerin içinde bariyerlerin oluşturulması. Dünya Sağlık Örgütü güvenli mesafe için en az 1 metre, olabilirse 2 metre diyor. Vatandaşlarımızla hem teknisyen hem de meslektaşlarımızın arasına mesafe koymak zorunda kaldık. Eczanelerin içerisine girecek kişilerin minimum olmasını sağlamaya çalışıyoruz. Avrupa ülkelerinde 2 kişi deniyor, ama şu anda bizim eczanelerimiz büyük. Eczane içerisinde 3 kişiden fazla insanın bulunmaması gerekiyor.

Vatandaşlarımızdan talebimiz, bu aldığımız kuralların uygulanması noktasında meslektaşlarımıza anlayış göstermeleri. Biz Türk insanıyız, sıcakkanlıyız. Aramıza mesafe koymak bize çok uygun değil. Ama bu kuralları uygulamak ve bu hizmetin de devamını sağlamak zorundayız.

Bu kuralın uygulanması için bugünden duyurulara çıktık. Vatandaşların bize anlayış göstermeleri, herkesin sağlığı için doğru olanı yapmaları gerekiyor. Böyle bir ortamda hizmetin devam etmesi gerekiyor. Hizmetin devamı için de bizler de sağlığımızı korumak zorundayız. Bunlarla ilgili önlemler almaya çalışıyoruz."

HİZMETİN DEVAMI İÇİN ANLAYIŞ BEKLİYORUZ

Başkan Okan Şahin'in üzerinde durduğu bir diğer konu ise SGK'nın süresi dolan raporlu ilaçların teminine yönelikti:

"Eczanelerimizde bir yoğunluk oluştu. Pek çok vatandaşımız bir aylık da olsa ilaçlarını reçetesiz temin edebiliyor. Böyle olunca hekim arkadaşlarımızdaki yoğunluk azalırken, bizdeki yoğunluk bir anda arttı. Şu anda ilaç sevkiyatı ya da temini konusunda olumsuz bir durum yok. Sadece gıda takviyelerine normalin üzerinde bir talep olduğu için bunlarla ilgili talep karşılanamıyor. İlaç firmalarıyla görüşüyoruz. Temini için önlemler alınmaya çalışılıyor. Vatandaşlarımızın ilaçlarını alamama gibi bir telaş oluşturacak durum yok. Bir de şu konuda uyarmak istiyorum. SGK raporlu hastalar duyurusunda, 1 Mart'tan sonra raporu biten vatandaşlarımızın raporu 30 Haziran'a kadar uzatıldı."

Ardından da dezenfektan konusuna değindi:

"TEB dezenfektan üretimi için ruhsat aldı. Şu anda piyasada içerikleri açısından insan kullanımına uygun olmayan, sağlık açısından farklı sıkıntılar yaratacak ucuz dezenfektanlar var. Eczacılarımızı bu konuda uyarıyoruz..."

Ve sözlerini şöyle noktaladı:

"Şu anda hem bizim hem de vatandaşlarımızın sağlığı için 7 24 çalışıyoruz. İlerleyen süreçte nasıl uygulamalar olur, bekleyip göreceğiz...  Halkımızın bize anlayış göstermesi çok önemli. Halkımızdan anlayış bekliyoruz..."

TEB BAŞKANI'NDAN ECZACILARA ÖNERİLER

Türk Eczacılar Birliği Genel Başkanı Erdoğan Çolak yaptığı açıklamada eczacılara şu önerilerde bulunuyor:

"Eczanelerimizi sık aralıklarla, evlerimizi temizlediğimiz gibi temizlemeliyiz.

Kontaminasyonu artırdığı için eldiven takılması, Sağlık Bakanlığı Bilim Kurulunca önerilmemektedir.

Kendimizin ve eczane çalışanlarımızın maske ve koruyucu gözlük kullanımını desteklemeliyiz.

Ellerimizi sık sık yıkamalı, dezenfektanlar ile temizlemeliyiz.

Eczane atık yönetimini mümkün olan en steril koşullarda yapmalıyız.

Eczanelerimizin büyüklüğüne göre içeriye hasta almalı, temas mesafesinin korunmasına özen göstermeli ve içeride en fazla 3 hastanın olmasına dikkat etmeliyiz.

Hizmet sunum alanı ile hasta temas mesafesi korunmalı, güvenlik şeridi çekilmelidir.

Maske, etil alkol ve antiseptik konusunda yaşanan sıkıntıların farkındayız"

TEB ANTİSEPTİK DEZENFEKTAN ÜRETECEK

TEB Genel Başkanı Erdoğan Çolak, etanol ve maske teminindeki sıkıntıların Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu tarafından sonlandırılmak üzere olduğu ve TEB iştiraki EGAŞ tarafından en kısa sürede eczanelere ulaştırılacağı bilgisini paylaşırken; TEB'in el dezenfektanı üretimi için tüm başvurularını yaptığına dikkat çekti:

"Türk Eczacıları Birliği'nin bir diğer iştiraki olan Novagenix, el dezenfeksiyonu için antiseptik üretimi konusunda Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu'na başvurusunu tamamlamış durumda. Konunun en kısa sürede çözüme ulaşacağına inanıyoruz..."

TÜRK KADINI MASKELERİ SABUNLAYIP TEKRAR KULLANIYOR!

Maske, dezenfektan ve kolonya üç bilinmeyen değil, üç bulunmayan, bulunduğunda da yüksek fiyatlar nedeniyle karnını doyurmakta zorlanan insanlarımızın erişemediği, koronavirüs ile mücadelede 3 önemli malzeme...

Birkaç ay önce 50 kuruş olan maskelerin fiyatı 5 liraydı. Sadece orada değil tüm eczanelerde öyle!  Eczacılardan kaynaklanan bir durum değil. Onlar da yüksek fiyatlarla satın almak zorunda kalıyorlar ve kaçınılmaz olarak da yüksek fiyata satıyorlar.

Pek çok eczanede kolonya gibi şu anda en çok tercih edilen dezenfektanlardan yok...  Ele sığacak büyüklükteki dezenfektanların fiyatı 15 lira. Bir kişi her gün kullansa ancak 7, 8 gün idare eder...

(Şeker fabrikaları özelleşirken ya da kapatılırken en çok ülkenin şekerde ithalata muhtaç hale gelecek olması, pancar ekiminin azaldığı ve dolayısıyla da çiftçilerin etkilendiği gibi konuları dile getirmiştik. Hiç aklımıza gelmeyen şey ise o şeker fabrikalarında üretimde ortaya çıkan pancar silajından alkol elde edildiğiydi. Şimdi çok ihtiyacımız olan en önemli dezenfektanlardan etil alkol, eczanelere ayda 2'şer kilo veriliyor!..)

Islak mendiller de pek işe yaramıyor. Hepsi alkolsüz... Gerçi yağı çözen bazı maddeleri içermesi nedeniyle az da olsa dezenfektan özellikleri var.  
İnsanlar sosyal medyada yayınlanan "Kendin yap" projelerinden hareketle kâğıt havlulardan, ıslak mendillerden (ıslak havlu olarak tabir edilenler) kendi maskelerini yapıyor. Bu defa da piyasada paket lastiği bulunmaz oldu. Komşularım çözümü bulmuş; Türk kadınından kaçar mı? Sabunla yıkayıp güneşte kurutup tekrar kullanıma sokuyorlar. Ne yapsınlar, evde 6, 7 kişi! Her gün en az iki maske lazım; günde 70 lira maskeye mi verecekler, karınlarını mı doyuracaklar?

Bu arada başka mahalleleri bilemiyorum da benim mahallemde kadınlar, çocuklar, gençler, erkekler sokakta... Vızır vızır dolaşıyor. Kimi maskeli ve eldivenli, ama sokaktalar. Koronavirüs bizim mahallede market alışverişine yansıdı. Birkaçıyla konuştum; genel kanaat "Bize bir şey olmaz" şeklinde! İnşallah İtalyanlar gibi olunca anlamak zorunda kalmazlar!..