Hava Durumu

Gençler toplumsal cinsiyet ayrımına çözüm aradı

Yazının Giriş Tarihi: 12.05.2019 06:06
Yazının Güncellenme Tarihi: 12.05.2019 06:06

Ulusal Stratejiler Araştırma Merkezi'nin (ULUSAM)  düzenlediği "Toplumsal Adalet Sempozyumu", "Toplumsal Cinsiyet Eşitsizliği" alt başlığıyla Bursa Teknik Üniversitesi'nde gerçekleştirdi...  Sempozyumun açılışına Bursa Teknik Üniversitesi (BTÜ) Rektörü Prof. Dr. Arif Karademir, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Zeki Ünal, Sosyal Çalışmalar Topluluğu Başkanı Zeynep Sevgiler, ULUSAM Başkanı Kubilay Yılmaz ile BTÜ Sosyal Çalışmalar Topluluğu Başkanı Zeynep Sevgiler de katıldı.

'Toplumsal Cinsiyet Eşitsizliğinin Yansımaları' başlıklı ilk oturumu Bursa Barosu Kadın Merkezi Başkanı Nazlı Ceren Yılmaz yönetirken konuşmacı olarak ise Bursa Büyükşehir Belediyesi Engelliler Şube Müdürü Dr. Pelin Feymi "Toplumsal Cinsiyet Algısı'nı anlattı.

Cinsiyet Eşitliği ve Teorik Yaklaşımlar Başlıklı oturumu AS TV Program ve Yayın Müdürü Sevda Kurul yönetirken, Bursa Uludağ Üniversitesi'nden Doç. Dr. Çiğdem Akkoyuncu 'Uluslararası İlişkiler Disiplininde Feminist Teori'yi, Müzisyen Aktivist Rümeysa Çamdereli  "İslami Feminizm ve Havle Derneği" konusunu gündeme getirdi.

İSLAMİ FEMİNİZM VE HAVLE DERNEĞİ

8 Mart'ta yaptıkları yürüyüşle kamuoyunun gündemine gelen Rümeysa Çamdereli 7 kadınla bir araya gelerek kurdukları Havle Derneği'ni anlattı...

Çamdereli,  Havle Derneği'ni şöyle açıklıyor:

"Havle ismini bugüne kadar önemli bir birikimi bize devreden Müslüman feminist kadınlara, referansla koyduk derneğimize. Hidayet Tuksal bir gün bir söyleşi esnasında şöyle diyor:  'Bir gün gelecek, genç kadınlar Havle'nin Kızları adında bir dernek kuracak, ben de gidip üye olacağım". Derneğimizde şimdiye kadar bu alanda mücadele etmiş kadınların geleneğini görerek, bu mücadeleyi barındırarak, gelecek nesillerin sözünü ve ihtiyaçlarını da hesaba katıp dönüşecek şekilde bir kurum inşa etmek derdindeyiz..."

Derneğin adının neden Havle olduğuna gelince;

"Havle Bint-ii Salabe, eşi tarafından uğratılan haksızlığa itiraz eden Müslüman bir kadındı. Rabbimizin, Havle'nin duası ve yakarışları üzerine Mücadele suresinin ilk dört ayetini Peygamberimize vahyettiği bilinmektedir.

Havle bize, haksızlığa karşı durmadaki kararlılığı ile ilham olmuştur. Biz, kendini Müslüman ve feminist olarak tanımlayan kadınlar olarak, Allah katında üstünlüğün cinsiyetle değil takva ile ölçüldüğüne (Hücurat:13), kadın ve erkeğin birbirinin velisi olduğuna (Tövbe:71) inanıyoruz.

Havle Kadın Derneği, kadınların ve bilhassa kendini Müslüman kimliğiyle tanımlayan kadınların hayatın her alanında karşılaştıkları zorluk ve engelleri tespit etmek ve bunlarla mücadele etmek amacı ile kurulmuştur. Bu amaç doğrultusunda savunacağı teorik ve pratik yaklaşımlar/ çözümler, feminizm ve kadın hareketlerinin birikiminden beslenecek ve bu birikime katkıda bulunacaktır."

FARKLI KESİMLERİN KADIN HAREKETİ

Yıllardır her siyasi görüşten ya da toplumun farklı sosyal kesimlerini yansıtan kadına yönelik sivil toplum kuruluşlarını izlerim... Zira hepsinin kadına yönelik şiddetin engellenmesine yönelik katkısının çok önemli olduğunu, toplumsal cinsiyet ayrımcılığına toplumdaki en varsıl kadının da, en yoksul kadının da, en dindar kadının da, en liberal kadının da maruz kaldığını bilirim.
Bunun en tipik örneği kadın cinayetleridir. Kadın katilleri, başörtülü, başı açık, şortlu ya da şalvarlı veya çarşaflı ayrımı yapmadan kadınları katletmekte, taciz ve tecavüz etmektedir...
Bu nedenle İslami feminist hareketi de çok önemsiyorum...

ULUSAM NEDİR?

Öte yandan sempozyumda konuşan ULUSAM Başkanı Kubilay Yılmaz BTÜ'ye ve katılımcılara teşekkür etti... Ve kuruluş hakkında kısa bir bilgi vererek 2017 yılında Bursa,  Kocaeli, Zonguldak ve Giresun'da bulunan üniversitelerde öğrenim gören lisans ve yüksek lisans öğrencileri tarafından kurulduğunu ve bu gençlerin Türkiye üzerine fikirlerinin vücut bulmuş hali olduğunu söyledi...

"Düşünmenin sınırının olmadığını, bir şeyler başarabilmek için yaşın ve mevkiinin şart olmadığı, en önemlisi de genç nesilde umudun var olabileceğini göstermesi açısından ULUSAM oluşumunun önemli bir yer edindiği görüşündeyim" dedi.

Kadına yönelik şiddetin ülkemizdeki önemli sorunlardan biri olduğundan hareketle kadına yönelik şiddetin engellenmesine yönelik proje geliştirdiklerini anlatan Yılmaz, projenin bu yönde toplumda bilinç oluşturmayı, kadın haklarının korunması ve geliştirilmesi yönünde çalışmayı kapsadığını anlattı.

GENÇ BİR EKİBİN ÇÖZÜM ARAMA ÇABASI

Ve şunları söyledi:

"Genel itibariyle Bursa'nın ilçelerinde gerçekleştirilecek halk söyleşileri, kamu personeline verilecek teknik bilgi ve Orta Öğretim öğrencilerine yapılacak bilgilendirme toplantılarından oluşmaktadır. Yapılacak halk toplantıları ve eğitim programları sonrasında son olarak 2019 yılında 'Kadına Yönelik Şiddet' konulu sempozyumun gerçekleştirilmesi amaçlanmaktadır.

Kadına karşı şiddet konusunda halk arasında genel kabul gören hâl fiziksel şiddettir. Ancak kadınlar sadece eşi veya yakınları tarafından fiziksel şiddete maruz kalmıyor. Aynı zamanda iş yerinde psikolojik şiddete, maaş farkından kaynaklanan ekonomik şiddete, sokakta ise sözlü şiddete... Kadınların sokaklarda nasıl yaşaması gerektiğine, nasıl giyinmesi gerektiğine karışarak bu bahsedilen şiddet gruplarının oluşumunda katkımızın olduğunu anımsamamız gerekmekte.

Genç bir ekibin ülkemizdeki sorunlara çözüm arama çabasına bugün bizzat şahitlik ediyorsunuz. Sizlere geldiğiniz için teşekkür ederim."

Hep söylediğim bir şey şudur:

Kadın insandır, erkek de insandır. Mesele kadını insanda eşitlenmesidir. Bunun yolu da toplumsal cinsiyet ayrımcılığının kaldırılmasından geçer ve tek başına kadınların yürüteceği ya da verebileceği bir mücadele değildir...

Bu yüzden sempozyumu düzenleyen, izleyen genç erkek ve kadınları yürekten kutluyorum...

Sevda Kurul'un yönettiği "Cinsiyet Eşitsizliği ile Mücadele" başlıklı üçüncü oturumda ise Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu Genel Temsilcisi Dr Gülsüm Kav, platformun kurulması ve mücadele tarihini gündeme getirdi...
Son oturumun konu başlığı ise "Medya Üretimlerinde Cinsiyetçi Söylem"di. Line TV Program Yapımcsı Şeyda Gümüş'ün yönettiği programa konuşmacı olarak katılan Prof. Dr. Çiler Dursun Habercilik Sektöründe Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Sorunları'nı;  son konuşmacı olarak ben de Medyanın Cinsiyetçi Yapısı'nı gündeme getirdim...
Bu tür etkinliklerde son konuşmacının işi zordur; zira sempozyuma ayrılan süre çoktan bitmiştir. Çok hızlı bir şekilde konuşmanın toparlanması gerekmektedir; izleyenlerin sayısı azalmıştır ve yorulmuştur. O yüzden bağıra çağıra dinleyenleri uyandırarak ve çok seri, anlatacaklarınızı özetleyerek konuşmak zorundasınız...  Ben de öyle yaptım...

Son iki bölümü ise başka bir gün sizlerle paylaşacağım...

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.