Hava Durumu

Gökay Özgür Bursa'nın gururu

Yazının Giriş Tarihi: 25.09.2019 06:09
Yazının Güncellenme Tarihi: 25.09.2019 06:09

Bursalı piyano sanatçısı Gökay Özgür, akademik başarısının yanı sıra pek çok ulusal ve uluslararası yarışmalarda elde ettiği başarılarla adını dünyada duyuruyor...

Dar gelirli, işçi emeklisi anne ve babanın çocuğu olan Gökay Özgür'ün, 15 yaş gibi piyano için çok geç sayılacak yaşta başladığı müzik yolculuğundaki başarısı sanat otoritelerini şaşırtıyor.

İlk ve ortaokul ile lise eğitimini Bursa'da tamamlayan Gökay Özgür, topluma olan borcunu ödemek adına; sosyal projelerde, sivil toplum kuruluşları aracılığıyla Bursa'da ücretsiz konser vermek istiyor.

Bursa'da doğup büyüyen, ilköğretim ve lise eğitimini Bursa'da tamamlayan Gökay Özgür, 1989 yılında büyük baskılar nedeniyle Bulgaristan'dan Türkiye'ye gelmek zorunda kalan ailelerden birinin çocuğu.  Anne ve babası işçi emeklisi. Gökay Özgür, dünyada pek çok ülkede başlama yaş sınırı 7 olan piyano çalmaya çok geç denebilecek bir yaşta öğretmenlerinin yönlendirmesiyle başlıyor.

15 yaşında piyanoyla tanışan Gökay Özgür'ün öyküsü dar gelirli ailelerin çocuklarının da farkındalık ve fedakârlıkla; yerelden ulusala ve dünyaya sanatıyla seslerini duyurabileceklerinin de hikâyesidir. Bir de öğretmenlik mesleğinin çocuk ve gençleri yönlendirmede ne kadar önemli olduğunun da bir göstergesidir. İlkokuldan itibaren onun eğilimini keşfederek müziğe, sonrasında piyanoya yönlendiren öğretmenleri kendileriyle ve Gökay Özgür ile ne kadar gurur duysalar azdır. Gökay Özgür, uluslararası başarılara imza atmış olmasına karşın son derece mütevazı, içten ve aynı zamanda da başkaları için bir şeyler yapmak, toplumsal fayda yaratmak isteyen genç bir insan. YeniDönem gazetesine asıl gelme ve benimle görüşmek istemesinin nedeni de buydu. Genelde bu tür ziyaretlerde sponsorluk desteği gibi talepler oluşur. Gökay Özgür tam tersine hiçbir maddi çıkar beklentisi içerisine girmeden sosyal fayda projelerinde sivil toplum kuruluşları aracılığıyla ücretsiz piyano resitalleri vererek, yani sanatıyla Bursalılara bir şeyler katmak istiyor. Derdi "Bursa'da insanlara, çocuklara yararlı olabilmek."

Gökay Özgür ile çok keyifli bir söyleşi gerçekleştirdim. İnsana, geleceğe, gençlere dair umudumu pekiştirdiği, canlandırdığı için kendisine yürekten teşekkür ederim. Bu ülkenin Gökay Özgür gibi gençlere, onun annesi, babası gibi insanlara çok ihtiyacı var. Bu güzel yürekli genç sanatçı ile konuşurken ve bu yazıyı yazarken aldığım keyfi, sizin de okurken alacağınızı umuyorum...

Sayın Gökay Özgür kendinizden biraz söz eder misiniz?

21 yaşındayım. İstanbul Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Piyano Bölümü 3. sınıf öğrencisiyim. Bursalıyım. Ailem Bulgaristan'dan 1989 yılındaki büyük göç ile gelenlerden. Bursa'da dünyaya geldim. İki kardeşiz.

Peki, ailenizde müzikle ilgilenen var mıydı?

Ailemde müzikle ilgilenen ya da herhangi bir müzik aleti çalan hiç kimse yok. Müziğe ilk bağlama çalarak başladım. 9 yaşındayken öğretmenlerim müzik kulağımın olduğunu bunun değerlendirilmesi gerektiğini söylediler. Öğretmenlerim Bursa Zeki Müren Güzel Sanatlar Lisesi sınavını denememi istediler. Yetenek sınavı ile okulu kazandım.

15 YAŞINDA PİYANOYA BAŞLADI

MİMAR SİNAN'I 1.'LİKLE KAZANDI

Piyanoya kaç yaşında başladınız?

15 yaşında!

Çok şaşırdım. Geç bir yaş değil mi?

Evet. İnsanların şaştığı şey de bu zaten. Yurt dışında 7 yaşından sonra enstrüman eğitimine almıyorlar. Zeki Müren Güzel Sanatlar Lisesi'nde hocalarım çok yetenekli olduğumu gördü. 15 yaşında bağlamanın yanında piyanoya da başladım. Okul ve bölüm birincisi olarak mezun oldum. Müzik bölümünde hem okul hem de bölüm birincisi çıkmaz, genelde resim bölümünden çıkar. 94 ortalama ile mezun oldum.

Mimar Sinan'ı nasıl kazandınız?

Okulda 3 yıl müzik öğretmenlerimle çalışmıştım. 1 yıl da profesyonel eğitimim vardı. Uludağ Üniversitesi öğretim üyelerinden Yıldız Aslanova'dan ders almıştım. Üniversite eğitimimde başta müzik öğretmenliğini düşündüm. Sonra piyanoyu denemem gerektiğine karar verdim. Mimar Sinan Güzel Sanatlar Fakültesi'ndeki Piyano Bölümü Türkiye'nin en iyisiydi. Şansımı denemeye karar verdim. Sınavlara girdim ve Mimar Sinan'ı birincilikle kazandım. Mimar Sinan'da hayatım tamamen piyanoya kaydı.

GÜNDE 11, 12 SAAT ÇALIŞMA

Erken yaşta piyanoya başlayanlarla arayı nasıl kapattınız?

Günde 11, 12 saat piyano çalışıyorum. Lise son sınıfta aldığım o 1 yıllık profesyonel eğitimle arayı kapattım. Aslında 4 yaşında başlanıldığı varsayılırsa, 14 yıllık arayı kapatmış olmuşum. Hocam Yıldız Aslanova ile o bir yıl çok sıkı ve disiplinli bir çalışma sürdürdüm. Mimar Sinan'da sınava girdim, piyano çaldığımda sınav komisyonundaki hocalar konservatuvardan geldiğimi sanmışlar. Sadece 1 yıl profesyonel eğitim aldığımı söyleyince, bölüm başkanı gelip beni tebrik etmişti.

Yıldız Teknik sizin için dönüm noktası olmuş. Sonraki çalışmalarınızdan söz eder misiniz?

Asıl piyano ve sanat hayatım üniversiteyi kazandığım yıldan sonra başladı. Aslında önemli olan okulda kimin öğrencisi olduğunuz. Her öğrencinin bir koçu oluyor. Benim de hocam çok sevdiğim, değer verdiğim Prof. Dr. Gülden Gökşen. Hayatımı değiştiren hocalardan biri de odur. Hocam bana inanmasaydı, güvenmeseydi, sahiplenmesiydi okulu bırakmıştım. Bölüme eş zamanlı olarak giren 3 kişiydik, ikisi okulu bıraktı. Ben de onların arasında olabilirdim.

'BABAM PİYANO ALMAK İÇİN ARABASINI SATTI'

Ailenizin yaklaşımı nedir?

Ailem kesinlikle en büyük destekçimdir. Normalde asgari ücretle geçinen bir aile. Üniversite eğitimimi sürdürebilmek için piyano şarttı. Babam bana piyano alabilmek için arabasını sattı. Benim hayatımdaki en önemli olaylardan birisidir. İstanbul pahalı bir şehir. Buna rağmen ailemin desteği hiçbir zaman eksik olmadı. Her zaman arkamdaydılar. Ağabeyim de Edirne'de üniversite okuyor. Emekli olmalarına rağmen bizi okutmak için hâlâ çalışıyorlar.

Piyano ile nerede çalışıyorsunuz? Evde ise komşular rahatsız olmuyor mu?

Evde çalışıyorum. Komşuların rahatsız olmaması için piyanoya sesini kısmak için kılıf diktirdim. Bir de annemlerin Bulgaristan'dan gelirken getirdikleri pamuk yorganlar vardı, piyanonun üstüne koydum. Komşulardan hiç şikâyet almadım. Aramı iyi tutmaya çalışıyorum. Kek yapıp götürüyorum... İnsanlar bilmiyor, düğünlerde eğlence amaçlı çalacağımı sanıyorlar. Onlara müziği, piyanoyu, sanatı anlatıyorum. Hatta iki üst kattaki komşum çocuğunu piyano dersine başlattı.

ULUSLARARASI BAŞARI VE DERECELER
 
Biraz da başarılarınızdan, katıldığınız yarışma ve konserlerden da söz eder misiniz?

Mimar Sinan doğrudan sanatçı yetiştiren bir kurum. Hedefim yarışmalar oldu. 'Hangi yarışmalara katılabilirim' diye düşünmeye başladım. İlk yıl İstanbul'da düzenlenen Pera Piyano Yarışması'nda 3'üncü oldum. Uluslararası katılımlıydı, Ukrayna ve Azerbaycan'dan yüksek lisanslı öğrenciler vardı. Aynı yıl haziranda İzmir'de Mozart Akademi Piyano Yarışması'nda 3'üncü oldum... 2019 yılının Şubat ayında Azerbaycan'da Caspi art Uluslararası Müzik Yarışması'nda piyano dalında birinci oldum.

2019 Mayıs ayında Yunanistan'da Uluslararası Muse Müzik Yarışması'nda Onur Ödülü aldım. Sonrasında Viyana'da 10-12 Eylül tarihleri arasında Grand Virtuoso Intenational Music "Vienna" yarışmasında ikincilik ödülü aldım. Ödülü olarak da Avrupa'nın en büyük konser salonu olan Viyana  Music Verein'de ödül töreni ve konser için davet aldım; orada piyano resitali verdim.

Uluslararası müzik festivallerine katıldım. Oda müziği ve solo resitallerde yer aldım. 5 Mayıs'ta Amerika'dan konser daveti aldım. Arizona eyaletinde Wonderfull Mercy Church'te resitalim vardı... Şimdi de yeni bir repertuvarla yeni yarışma ve konserlere hazırlık yapıyorum.

'HEDEFİM ÇOK İYİ ÖĞRETMEN OLMAK'

15 yaşında başlayıp dünya dereceleri elde edip dünya sahnelerinde resital vermek büyük başarı! Dahi misiniz?

Dahi diyenler oluyor. Ben dahi olduğumu düşünmüyorum. Normalde başarmamın en büyük nedeni çok çalışmak. Günde 11, 12 saatin altına düşmemeye çalışıyorum. Tatilde bile bu böyle. Bursa'ya nadiren gelebiliyorum. Gelsem de günübirlik dönüyorum. İkinci güne kaldığımda çalışmanın dengesi bozuluyor. Bizim için bir gün bile çok önemli. Yaptığım tatiller en fazla, 3, 4 gün oluyor. Fazla tatilim yok. Annem çalıştığı için ayda bir geliyor.

Hedefiniz nedir?

Hedefim, okuduğum okulda çok iyi bir öğretmen olmak ve Atatürk ilkelerine bağlı bir şekilde çok iyi öğrenciler yetiştirmek... Çok iyi hoca olabilmek için önce çok iyi bir piyanist olmanız gerekiyor. Piyanoya geç başladığım için geç başlayan yetenekli öğrencilerin nasıl eğitilebileceğini biliyorum. Kendimde yaşadım gördüm. Piyanoya geç başlayanlara yararlı olabilirim. Bir de piyano öğrenmenin yaşı olmadığını insanlara göstermek istiyorum. Halen 87 yaşında bir piyano öğrencisi var, derslere düzenli devam ediyoruz, çok mutlu, çok huzurlu oluyor, kalp hastası, bazen ders yapamıyoruz. Arıyor, erteliyoruz. Torunu yaşındayım. Daha öğrenci olduğum halde değer görmek çok güzel bir şey. Her yaşta insanın piyano çalabileceğine inanıyorum. İlle de sanatçı olması gerekmiyor. Önemli olan öğrencinin yaptığı işten zevk alması ve mutlu olması...

'TOPLUMA FAYDALI OLMAK İSTİYORUM'

Peki, son olarak ne söylemek istersiniz?

Bursa'da sivil toplum kuruluşları aracılığıyla sosyal projelerde yer almak, ücret beklentisi olmayan konserler vermek istiyorum. İstanbul'da bunu kısmen de olsa hayata geçirebiliyorum. Bursa'da da yapmak istiyorum. Sosyal projeler aracılığıyla topluma olan borcumu bir şekilde geri vermek istiyorum. En büyük borcumuz da bu ülkenin çocuklarına, gençlerine, insanına, kültürüne, sanatına en büyük değeri veren ülkemizin kurucusu büyük önder Mustafa Kemal Atatürk'edir...

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.