Hastaneler ve yoğun bakımlarda doluluk!

Bursa'da vaka sayılarındaki artış artık çok görünür oldu. Özellikle de Kovid-19'un evrim geçirip mutasyona uğrayan yeni varyantları çok bulaşıcı. Bursa Tabip Odası Başkanı Doç. Dr. Alpaslan Türkkan artık virüsün İngiliz varyantının yerlileştiğini, Bursa'da görülen Kovid-19 vakalarının neredeyse tamamının onlardan oluştuğunu söyledi...
Başkan Doç. Dr. Alpaslan Türkkan'ı aslında okullarla ilgili aramıştım... Zira eğitim sendikalarının bir kısmı okulların kapatılmasını talep ediyor.

Doç. Dr. Türkan şunları söyledi:

"Yüz binde 50'nin altında vakanın olduğu illerde okullar açılsın. Okulların kapatılması ekonomik yükü çok artıran ve en yararsız tedbirlerden olduğu ortaya çıktı. Sonrasında çok büyük bedeller ödeyebiliriz.

Çocuklar evlerde çok uzun süre kapalı kaldılar. Salgın bir yıldan beri devam ediyor. Ancak son günlerde her tarafın kıpkırmızı olduğu süreçte dönemsel olarak düşünülebilir. Bursa'da vaka sayısındaki artış göz önüne alındığında bu yönde tedbir alınabilir. Geçen ay için okullar açık kalsın diyebilirdik.

Ama bu ay sıkıntılı bir durum söz konusu. Vakalar hızla artıyor. Şimdi keşke tam kapanma olsa. Keşke geçmişte fabrikaları kapatsaydık da okullar açık kalsaydı."

ÇOCUKLARDA DİKKAT DAĞINIKLIĞI, POST TRAVMATİK STRES BOZUKLUĞU

Başkan Türkkan'a salgının ve okulların kapanmasının çocuklar üzerindeki etkisini sordum, şöyle yanıtladı:

"Salgın bir yıldır sürüyor. Çocuklar belli süre okula gidemedi. Sosyalleşemediler. Evlerde kapalı kaldılar. Çocuklarda post travmatik stres bozukluğu, obezite, kas ve iskelet sistemi bozukluğu, dikkat dağınıklığı, odaklanma bozukluğu gibi sorunlar yaşanıyor. Bu buzdağının görünen kısmı. Bir de görünmeyen kısmı var. Bu sonradan karşımıza çıkacak. Bu salgında en çok göz ardı edilen kesim çocuklar oldu. Çocuklar üzerindeki etkisi üzerinde çok da durulmadı.  

Bunlar daha başlangıç. Buzdağının görünen kısmı. Mesela 10 yaşındaki çocuk sosyal çevre ister, biz onu eve kapatıyoruz. Mesela teknoloji bağımlılığı oluştu. Bu da ciddi bir sorun. Çocuk evde yapacak başka bir şey bulamıyor."

HASTALAR ACİLDE SEDYELERDE BEKLETİLİYOR!

Ve sıra en önemli soruya geldi. Bursa'da salgının seyri ve hastanelerin durumunu sordum Başkan Türkkan'a... Aldığım yanıt durumun vahametini ortaya koydu:

"Hastanelerin durumu pek iç açıcı değil. Hastaneler dolu. Yoğun bakımlar dolu. Dün Şehir Hastanesi'nde acil serviste yatak boşalmasını bekleyen onlarca hasta vardı. Acilde hasta yatırılmaz. Yarım saat yatar, müşahede edilir, kliniğe gönderilir. Telefonlarımız susmaz oldu. İnsanlar bizi arayıp yardım istiyorlar. Bir arkadaşım aradı; hem ablası hem de yeğeni sedyede yatıyormuş, 'Üstlerini örtecek bir battaniye bile yoktu' dedi.

Bursa'da hastanelerde yatak sıkıntısı başladı. Pandeminin ilk pikinde nisan ayındakinde kat be kat daha kötü durumdayız."
Bir yıldan beri salgınla mücadele eden sağlık personeli çok yorgun olmalıydı. Bunu da sordum Başkan Türkkan'a, şunları söyledi:

"Sağlık personeli gerçekten de çok yorgun. Önlem alınmazsa, salgındaki yayılma vaka sayılarındaki artış bu şekilde sürerse sağlık personeli hasta seçmek zorunda kalabilir. Bizler bunun vicdani sorumluluğunu almak istemiyoruz. Bunun için de salgının artış hızının durdurulması gerekiyor. Toplumu çok hızlı bir şekilde aşılamak ve tam kapanma şart."

BELİRTİLER DEĞİŞTİ; BULANTI VE KUSMAYA DİKKAT!

Başkan Doç. Dr. Alpaslan Türkkan uyardı:

"Bakın varyantlar inanılmaz bulaşıcı. Hastaneye yatışlarda yaş ortalaması düştü, hastanın ağırlığı arttı, daha şiddetli geçiriyorlar. Hastalığın klinik bulguları değişti.

Eskiden öksürük, balgam nefes darlığı vardı, şimdi en çok görülen mide bulantısı ve kusma... Tüm vatandaşlarımızı dikkatli olmaya davet ediyorum. Her tür semptomu kendilerindeki iyi değerlendirmeleri ve bir sağlık kuruluşuna mutlaka başvurmaları lazım."

Türkkan'ın bir diğer uyarısı ise şöyleydi:

"Bir sıkıntı da şu; insanlar hastanelerden Kovid-19 bulaşır kaygısıyla başka hastalıklar için hastaneye gitmez oldu. Bu da başka hastalıkların ağır geçirilmesine neden oluyor. Sağlık sorunlarını ertelemesinler... Kanser taramalarını yaptırsınlar.
Bir de şu var; çocukların aşılarını ve kontrollerini düzenli yaptırsınlar.  Zaten son yıllarda artma eğilimi gösteren kızamık salgını var. 300, 500 arasındayken 7 binlerin üstüne çıktı. Yeri gelmişken şuna da değinmek istiyorum, sağlıkçılar aşılandı ama onların eşleri ve evdeki insanlar aşılanmadı.  Yani sağlıkçılar ailelerini koruyamıyorlar. Bir de öğretmenlerin ve okul personelinin öncelikli olarak aşılanması şart."