Havayı kirletme izni yine, yeniden Meclis'e taşınıyor

Orhaneli Termik Santralinin de bulunduğu 15 kömür santraline 4'üncü kez havayı kirletme izni verilmesi Meclis'e taşınıyor.

2013 yılında kömürlü termik santrallerin özelleştirilmesinin ardından, bu santrallerin çevre yatırımlarını tamamlamaları için 2019 yılının sonuna kadar süre tanınmıştı.

 Bu süre içerisinde santraller, filtre ve baca gazı arıtma sistemleri gibi çevre yatırımlarını yapmadan altı yıl boyunca zehirli gazları doğrudan havaya saldı. Geçen yıl Şubat ayında kömür santrallerine çevre yatırımlarını tamamlamaları için verilen sürenin uzatılmasına yönelik torba yasa ile 45. Maddede değişiklik gündeme gelmişti...

"Yaazıkkk"tı... Gariban firma sahipleri çevreye yatırım yapıp kardan zarar etsindi ki! Ayrıca 6 yıl neydi ki, göz açıp kapayıncaya kadar geçmişti.

 Varsın, insanlar, hayvanlar, doğadaki tüm canlılar zehir solusundu... Ölen ölürdü, kalan sağlar bizimdi. Hem doğal seleksiyona da hizmet ediyordu işte. Güçlüler yaşıyordu, güçsüzler ölüyordu...  Varsın,  tüm canlılar ve canlılığın sürdürülmesine eşlik eden cansızlar kirlensindi.  Yeter ki paralar gitmesindi. Neyse... Bu kadar ironi yeter...

Bir soru: Bu kirletici kömür santralleri çevre yatırım maliyeti hesaplanıp, zorunlu kılınıp, hemen yapılması koşuluyla satış bedelinden düşülüp özelleştirilemez miydi?

Bu santrallere yıllarca l çevreyi kirletme izni verildi. Şimdi yine erteleme gündemde.  Varsayın iki yıl  ertelendi. Yıllardır kılını kıpırdatmayanların kendilerine verilecek olan erteleme kıyağında yine yan gelip, üstüne yatmayacaklarının bir garantisi var mı?

TEMCİT PİLAVI GİBİ!

Geçen sene torba yasayla Meclis'e getirilen  çevre yatırımları erteleme yani havayı kirletme izni 14 Şubat 2019'da partilerin ortak kararıyla geri çekilmişti...   Hani eskilerin bir sözü vardır; temcit pilavı gibi ısıtıp ısıtıp önüne koyma... Hah,  işte o misal yeniden Meclis'in gündemine taşınıyor...

Yeniden gündemde:

"1 Kasım 2019 tarihinde, Plan Bütçe Komisyonu'nda görüşülen 2/2312 Esas Numaralı Dijital Hizmet Vergisi Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi ile daha önce TBMM'den tüm siyasi partilerin reddettiği, havayı kirletme izni yeniden görüşülüp, Meclis Genel Kurulu'na sunulmak üzere kabul edildi"

Önceki gün Bursa Çevre Platformu  bu konuyu bir basın açıklamasıyla kamuoyuna taşımak istedi. Malum Çevre ve Şehircilik Bakanı şehirdeydi. Şehir içinde herhangi bir noktada yapılmasına izin verilmedi. Ancak Çağdaş Gazeteciler Derneği'nin bahçesinde açıklama yapabilme izni aldılar.

Bursa Çevre Platformu adına  Filiz Çelik tarafından yapılan basın açıklamasında yasa tasarısının geri çekilmesi istendi:

"Havayı kirletme izni yeniden Meclis gündemine geliyor. 14 Şubat 2019'da Meclis'teki tüm partilerin ortak kararıyla geri çekilen yasal düzenleme (Eski Madde 45) yeniden Meclis'e taşınıyor. Düzenlemenin Meclis'ten geçmesi halinde 15 adet kömürlü termik santrale 4. kez havayı kirletme izni verilecek.

2013'ten bu yana çevre yatırımlarını gerçekleştirme taahhütlerini yerine getirmeyen ve mühletleri yasal düzenlemelerle üç defa uzatılan 15 kömürlü termik santrale dördüncü kez havayı kirletme izni verilmek isteniyor, üstelik üç yıl daha. Teklif yasalaşırsa, Türkiye'nin en eski ve kirli santralleri Haziran 2022'ye kadar havayı kirletmeye, halk sağlığını tehdit etmeye devam edecek..."

ORHANELİ TERMİK SANTRALİ DE  VAR!

Çevre mevzuatına uyum yatırımı yapmayan santrallere gelince; Çelik sıraladı:

 "Çanakkale / 18 Mart Çanakkale Termik Santrali;  Şırnak / Silopi Elektrik Termik Santrali; Kahramanmaraş / Afşin Elbistan A Termik Santrali; Karabük / Kardemir Karabük Demir Çelik Termik Santrali; Kütahya / Tunçbilek Termik Santrali; Kütahya / Seyitömer Termik Santrali; Manisa / Soma A Termik Santrali; Manisa / Soma B Termik Santrali; Sivas / Kangal Termik Santrali (1. Ve 2. üniteler); Zonguldak / Çatalağzı Termik Santrali; Ankara / Çayırhan Termik Santrali; Muğla / Yeniköy Termik Santrali; Muğla / Kemerköy Termik Santrali; Kahramanmaraş / Afşin Elbistan B Termik Santrali; Bursa / Orhaneli Termik Santrali"

Basın açıklamasında şu ifadeler de yer aldı:

"Afşin Elbistan B Termik Santrali hariç bu santrallerin tamamı 2013 yılından itibaren özelleştirilmiştir. Özelleştirilen bu santrallere 2013 yılından itibaren Anayasa Mahkemesi'nin iptal kararlarını hiçe saymak pahasına ek süre verilmiş ve çevre yatırımlarını yapmaları talep edilmiştir.

Oysa bu şirketler çevre ve halk sağlığını hiçe sayarak, söz konusu çevre yatırımlarını 6 yıldır hayata geçirmemekte, havayı kirletmeye ve halk sağlığına zarar vermeye devam etmektedir.

Bursa Çevre Platformu olarak Bursa Valiliği ve Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü'nden acil talebimizdir. Orhaneli Termik Santrali'ne kamu elindeyken, biz Bursalı çevrecilerin mücadelesiyle filtre takılmış ve yıllarca da bu filtreler çalıştırılmıştı."
Aslında Orhaneli Termik Santrali bir göstergedir. Bu termik santraller çevre yatırımını yapsalar bile maliyet artışı nedeniyle sistemi çalıştıracaklar mı? Süreç kamudan yana denetlenebilecek mi?  Önlem alınabilecek mi? Cezai hükümler caydırıcı olabilecek mi?  Esnetilerek göstermeliğe mi dönüşecek? Ne yazık ki önümüzde Orhaneli örneği var.

Özelleştirmenin ardından Orhaneli Termik Santrali'ndeki ilgili firmanın maliyetleri gerekçe gösterip filtreleri çalıştırmıyor olmasını kınayan Bursa Çevre Platformu derhal işlem yapılmasını talep ederken kamuoyuna da şu çağrıda bulundu:

"Bu ölüm bacaları kapatılmalı, halkın temiz hava hakkı korunmalıdır. Tüm partilere ve milletvekillerine de çağrımızdır, Meclis'e gelecek yasal düzenlemeyi geri çekin, reddedin. Bu ölüm bacalarının her geçen gün Bursa'mızın ve ülkemizin havasını kirletmesine izin vermeyin.

BUGÜN 10 KASIM...

Bugün 10 Kasım...  Bu ülkenin Ata'sını yitirişinin üstünden 81 yıl geçti. Her ne kadar adı halk tarafından en çok tanındığı ve Kurtuluş Savaşı'nın mayası olan Çanakkale Zaferi'nde,  30 Ağustos Zaferi'nde hatta 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı'nda kimilerince anılmasa, unutturulmaya çalışılsa da, Mustafa Kemal Atatürk Türk halkının yüreğinde, zihninde yaşamaya devam ediyor. Hatta daha da perçinleniyor.

 Tün perdeleme çabalarına karşın Y ve Z kuşağı olarak tanımlanan genç nesillerde Atatürk sevgisinin giderek artıyor olması bunun göstergesidir.  Dünyada, ülkemizde ve çevre  ülkelerde yaşananlar her gün Atatürk'ün ne kadar büyük bir lider olduğunu hatırlatıyor. Atatürk ve yol arkadaşlarını rahmet ve minnetle anıyorum.  Yolu yolumuzdur.