Hava Durumu

Hayata dair çeşitleme: Kemalettin Tuğcu nesli

Yazının Giriş Tarihi: 13.02.2019 06:09
Yazının Güncellenme Tarihi: 13.02.2019 06:09

Haberleri hep birlikte okuyoruz, televizyon ekranlarından izliyoruz... Her gün, kadınlar ve çocuklar vahşice öldürülüyor. Her gün gözleri çıkartılmış, ayakları kesilmiş kedi köpek haberleri görüyoruz... İnsanlar sokakta, trafikte birbirleriyle kavga edip incir çekirdeğini doldurmaz nedenlerle birbirlerini öldürüyor.

Ölüye de diriye de saygıyı unuttuk... Eskiden ölenin arkasından konuşmazdık. Şimdi biri ölüyor, ardından demedik laf bırakılmıyor. İyilik ve güzellikler de var elbette ama kötülüğü kovmaya iyiliğin gücü yetmiyor!

Ne ara bu kadar merhamet, vicdan yoksunu bir toplum olduk, diye düşünürken birden bire aklıma Kemalettin Tuğcu kitapları düştü...

Bizim kuşak okuma alışkanlığını çizgi roman ve Kemalettin Tuğcu'nun kitaplarıyla kazandı... Hem de öğretmenlerimizin, aile büyüklerimizin yasaklamasına rağmen...

İlkokula henüz başlamamışken, Pekos Bill kitabını alırdık biriktirdiğimiz paralarla... İlkokul boyunca, Teksas, Tommiks, Zagor, Kaptan Swing okuduk. Yerli olarak çok sonraları Karaoğlan ve Tarkan dergileri katıldı çizgi roman kervanına...  Ve Kemalettin Tuğcu kitapları! Öğretmenimiz okunmaması gereken / yasaklı kitap olduğunu ailemize iletmişti. Asla almazlardı. Ama biriktirdiğimiz harçlıklarla gidip alırdık. Arkadaşlarımızla kitap değişimi yapardık. Bir şekilde okurduk. Kayhan Çarşısı girişinde köşede kırtasiyeci ve kitapçı vardı. Yaşlı bir adamdı, o da bana Kemalettin Tuğcu kitaplarını istemeye istemeye satardı. Çok söylenirdi. Derslerimi sorardı, karne alınca götürür gösterirdim...

(1970'li yıllardan sonra mahalle kitapçısı da kapandı gitti. Pek çok kitapçı gibi! Atatürk Caddesi'nde kitap alabileceğimiz Suhulet, Şekercioğlu gibi kitapçılar vardı, zamanla yok oldu ya da kırtasiyeye dönüştü... Onların yerini devasa kitap marketleri aldı...)

Kent merkezinde doğdum büyüdüm, babam inşaat müteahhidiydi. Çocuklukta yokluk görmedik; durumumuz iyi sayılırdı.

(Hayatla yüzleşmemiz lise son sınıftayken, babamın kalp krizi geçirdikten sonra yatağa düşüp işin başında duramaması ve işlerinin kötüye gitmesinden sonradır...)

BAŞKA DÜNYALAR DA VARDI!

Yani dünyadan epeyce bihaber bir çocukluk yaşarken... Başka başka dünyaların olduğunu, orada yoksul, aç, eziyet çeken çocuk ve insanların bulunduğunu, köprü altında, sokakta yaşayan bir dilim ekmeğe muhtaç çocuklar olduğunu Kemalettin Tuğcu'nun romanlarından öğrendik biz...

Kemalettin Tuğcu'nun romanları çok acıklıydı belki... Ve bu yüzden de başta öğretmenler olmak üzere pek çok yetişkin tarafından duygu sömürüsü yapmakla suçlanıyordu...

Ama bize başka dünyaları anlatırken empati kurmayı öğretti. Öykülerinde merhamet vardı, vicdan vardı.

 Kemalettin Tuğcu kitaplarını okuyarak büyümüş insanın bir çocuğa ya da kediye, köpeğe eziyet edebileceğini düşünmüyorum...
Kemalettin Tuğcu'nun kim olduğunu hiç bilmezdik... Sonradan hakkındaki bilgileri yeğeni gazeteci yazar Nemika Tuğcu'nun yazdığı "Sırça Köşkün Masalcısı" kitabında öğrendik... Nemika Tuğcu diyor ki; "Hiçbir kitabında cinayet yoktur Kemalettin Tuğcu'nun; tecavüz, işkence yoktur. Gaddar üvey babalar ve kötü ruhlu üvey anneler vardır; çocuklar dayak yer, evden kovulur, ama hikâyelerin sonları iyi biter. Hak yerini bulur; çalışan, dürüst olan kazanır."

Engelli birey olarak dünyaya geliyor. Ailesinin sonradan yoksulluğa düşmesi nedeniyle Galatasaray Lisesi'ni yarım bırakıyor... Münzevi bir hayat yaşıyor... 13 yaşından itibaren kendi tabirine göre; yazdıklarıyla yaşıyor...

Yine Nemika Tuğcu'nun kitapta paylaştığı bilgilere göre; 312 kitabı, 5 de çeviri kitabı var... 

"MERHAMETİN YAZARI"

Biz o kitaplardaki kahramanlarla ağlayıp gülerek büyüdük... Eninde sonunda hak yerini bulur, kötüler değil iyiler kazanırdı... Garip, Köprü Altı Çocukları, Üvey Baba, Yetim Malı, Hırsızın Oğlu, Babam ve Ben, Ahretlik, Besleme, Baba Evi aklımda kalan kitapları arasında yer alır...

Hayatındaki ilk ödülünü 1995 TÜYAP Kitap Fuarı'nda 93 yaşında aldı... Selim İleri'nin "Merhametin Yazarı" dediği Tuğcu, 1902'de doğdu, 18 Ekim 1996'da öldü...
Kemalettin Tuğcu'nun durduk yere neden aklıma düştüğünü yazının başında yazdım...

Biz Kemalettin Tuğcu nesli/ çocukları başkalarının derdiyle dertlenmeyi, yaşamadığımız acıları fark etmeyi öğrendik onun kitaplarından. Kişiliğimizde, kimliğimizde izleri var. Rahmetle ve minnetle anıyorum...

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.