Hava Durumu

Hayata dair çeşitleme; Osmaniye Oteli

Yazının Giriş Tarihi: 24.01.2021 06:00
Yazının Güncellenme Tarihi: 24.01.2021 06:00

Sosyal medyada bir sayfada Osmaniye Oteli'nin fotoğrafı yayınlandı... İnternette yaptığım taramalara göre fotoğraf Bursa'da Kültür sitesinde Tarih Araştırmacısı ve yazar Raif Kaplanoğlu'nun "Bursa'da Oteller" adlı araştırma yazısında yer alıyor.

Sosyal medyadaki paylaşımı görünce çocukluk yıllarıma gittim. Osmaniye Oteli ile ilgili paylaşımın altında ne zaman yıkıldığı soruluyordu...

Osmaniye Oteli yıkılmadı, cayır cayır yandı... Fotoğrafta görüyorsunuz. İğne oyası gibi nakışlı, muhteşem bir otel... O halini hatırlamıyorum. Otelle ilgili hatırladığım tek şey yanışı...

 Heykel'de şimdinin Sönmez İş Sarayı'nın az aşağısındaki İnegöl İşhanı'nın bulunduğu yerdeydi...

Biz otele ya da bahçesine bitişik olan Kirişçi Kızı Çıkmazı'nda oturuyorduk.

 4, 5 metre karşımızda mahallelinin Kİrişçi Kızı camisi iken 1939'da Balkan göçmeni bir aileye konut olarak tahsis edilen cami evi vardı.

Bir akşam üzeriydi... Herkes sokaktaydı. Alevler çok yüksekti, çok yakındı. evimizin tam karşısındaki cami evinin çatısını yalıyordu. Kadınlar ağlıyor,  dualar ediyordu

Çok küçüktüm... Ama sokaktaki kadınların korkusu beni çok etkilemiş olmalı ki, çok korkmuştum, belki de o yüzden çok net hatırlıyorum. 1963 yılı olmalı...

O tarihte Kirişçi Kızı Çıkmazı'ndaki evlerin hepsi de ahşap malzemenin yoğun kullanıldığı tipik eski Bursa evleriydi.

Bİzim evden 20 metre yukarıda, çıkmazın sonunda sağda Şimdiki İnegöl çarşısının sokağa açılan cephesinde tütün deposu vardı. Yere gizem yükler, duvardaki delikten içerisini gözetlerdik. Keskin bir tütün yaprağı kokusu gelirdi. Yangına çok yakın yerdeydi. Orası ve cami evi yanarsa tüm sokak yanardı.

 Yangına yakın hatta uzak evlerde yaşayanlar bile bohçalar halinde değerli gördükleri eşyaları sokağa çıkarmışlardı. Kayhan Çarşısı'nda, Kapalıçarşı'da esnafj olan aileler vardı evlerini depo olarak kullanıyorlardı.
Şimdiki gibi araba bolluğu yoktu. Kimi komşular evden çıkardıkları malları at arabasıyla başka bir yere taşımışlardı.

Çıkmaz aralığın orta yaştaki ve yaşlı kadın sakinleri bizim evle yanımızdaki Gürsulu Ayşe Teyze'nin evinin önünde toplanmış ve yangına evden getirdikleri aynaları tutmuşlar ve dualar etmişlerdi. Zülbiyanımteyze, Haticanımteyze, Ulviyanımteyze, Reşidanımteyze, İğneci Saimanımteyze, Şükriyanımteyze; Tatar teyzeler, Hacı teyzeler... Annem de dahil hepsini rahmet, saygı ve sevgiyle anıyorum.

 (Kirişçi Kızı çocukları kadın büyüklerine hanım teyze, erkek büyüklerine de bey amca derlerdi.)

Yangına ayna tutmayı yetişkinlikte hep merak ettim; halk kültür ve inançlarında olmalıydı, çok da sordum soruşturdum ama hiç bilen, gören, duyan çıkmadı.

O gece Osmaniye Oteli yandı. Yangın söndürüldü. O yangında alevlerin yaladığı, yanan parçaların fırlayıp çatısına düştüğü cami evi dahil sokakta hiçbir ev yanmamıştı.
Kirişçi Kızı Çıkmazı sakinleri bunu evliyalık yükledikleri Kİrişçi Kızı'nın korumasına bağlamışlardı. Hep olduğu gibi "Beyazlar giymiş sarı kız evliyayı" görenler / gördüklerini sananlar çıkmıştı. Uzun yıllar anlatıldı durdu. Belki de ondandır hafızamda pekişmesi.

Ben ise alev yalazlarını koca bir köpeğe benzetmiş ve uzun süre o evden korkmuştum...

Sonrasında Osmaniye Oteli'nin bahçesi kapalı kalmıştı. Muazzam manolya ağaçları vardı.

Bizim evin balkonundan dama atlar, Güreşçioğlu'nun delik deşik çatısından dikkatlice geçer, damlarda kedi gibi dolana dolana bahçenin duvarına gelir, Osmaniye Oteli'nin bahçesine inerdik.

Sonrasında bahçenin bir kısmı İnegöl Minibüs garajı oldu. En nihayetinde de İnegöl Çarşısı İşhanı yapıldı.

Güreşçioğlu Garajı olarak bilinen aslı Kirişçi Kızı Dulhanesi ve aşevidir.

Orası da  anda Nurettin Yavuz İşhanı olarak bilinen yerdir. Mahallenin yerli yaşlıları orada kocası ölmüş ya da terk edilmiş dul kadınların çocuklarıyla barındığını ve yine orada kalan kimsesiz yaşlılara baktıklarını anlatırdı. Kandillerde Cami Evi ile Güreşçioğlu Garajı'nın taş duvarlarına biz çocuklar yanan mumları diker, Kirişçi Kızı'nın ruhuna Fatiha okurduk.

Tam bizim eve bitişikti. Zaten bizim evin de Evliya evi/ Kirişçi Kızı'nın doğup büyüdüğü ev olduğu söylenirdi. Güreşçioğlu Garajı'nın  yerine İşhanı yapılırken, çok kazdılar; bizim evin bodrumunda banyosunda delikler açıldı, duvarlar yıkıldı. Çatlaklar oluştu. Bir gece çöküverdi toprak. Evin inşaat sahasına bitişik kısmının altı boşaldı.

Buna rağmen ev yıkılmadı. Mahalleli her zamanki gibi evliyanın koruduğunu söyledi.

Sokağın yaşlılarının cenaze kaldırıldığını hatırladığı Kirişçi Kızı camisi'ne gelince. Evin mirasçıları icralık oldu. İcradan satışa çıkan evi bir avukat aldı; allem etti kallem etti kayıtlarda cami gözükmesine karşın inşaat ruhsatı aldı. İnşaatta belediyeye sokağa yer terk edeceğine dışarıya çıkma yapıp plan tadilatlarıyla kod farkı diyerek kat artışı da sağladı ve bugünkü İHH'nın olduğu binayı yaptı.

Kirişçi Kızı Çıkmazı'nın son güzelim eski Bursa evleri Meridyen AVM yapılırken dönemin Osmangazi belediyesi'nin inşaata destek (!) kamulaştırmasında yok oldu gitti. Meridyen'in arka tarafını sokağa açılır hale getirdiler...

Velhasıl tarihi bir sokak yok oldu gitti. Geriye bellekten yaptığım Kirişçi Kızı Cami evi ve sokağın yağlıboya resimleri kaldı.

 Kirişçi Kızı'na gelince; muhtemelen yüzyıllar öncesinde yaşamış hayırsever bir kadındı, rahmetle anıyorum...

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.