Hava Durumu

Hayata dair çeşitleme: Pempe kitaplar

Yazının Giriş Tarihi: 01.03.2019 06:01
Yazının Güncellenme Tarihi: 01.03.2019 06:01

Son zamanlarda televizyonda tuhaf tuhaf kanallara sardım... 

TLC; Lifetime ve bilumum bilim, tarih de dâhil her türlü belgesel ve de hayvan kanallarını izler oldum...

 Aslan, kaplan, timsah, gergedan, fil, kartal, çakal, sırtlan, kurt, ayı, penguen bilumum hayvanatın nasıl yaşadığı, beslendiği, yavrularını nasıl büyüttüğü konusunda uzmanlaştım...    Dünyanın hiç gitmediğim dağları, tepeleri artık pek bir tanıdık... Aman, deniz altını unuttum, orada da apayrı bir dünya var... 

Eski, darmaduman olmuş evlerin nasıl yenilendiğini de öğrendim... (Bizimki gibi beton değil, tahta ağırlıklı yapılıyor!) En güzeli de yıkım günleri!

Bir de korkunçluktan kaçma huyum çıktı ortaya... Konu beni strese sokuyorsa anında başka bir kanala kaçıyorum... TV kanallarındaki haberlere mesleki mecburiyetten ara sıra göz atsam da fazla oyalanmadan tüyüyorum...

Ha, bol bol da müzik dinliyorum... İş dışı ev vakitlerimi böyle harcayıp giderken; kısmen de kafayı yediğimi düşünürken...

Bir de baktım ki benimle aynı kanallara saran pek çok arkadaşım var... Bir ben değilmişim yani... Bayağı da çokmuşuz...  

Gerçek hayatta da arkadaşım olan biri sosyal medya sayfasında paylaşmış: "Bir evi yeniden yapıp dekore edecek hale geldim, gergedan besleyebilirim!" diye... Okuduğumda pek bir sevindim...

Paylaşımın altındaki yorumları okudum; millet döşenmiş de döşenmiş...

Kimisi "Ağır Hayatlar"dan dem vuruyor; kimisi "Şahane ya da zombi evler"den... Kimisi veteriner ve hayvan programlarından...

Sonra bir akşam, siyasetle çok ilgili bir arkadaşım da telefonda konuşurken "Kusura bakma dizim başladı" dedi...

Merak bizim meslek hastalığımız ya; sordum; "Ne izliyorsun?"

"TLC'de Ağır Yaşamlar var. Ay tamam, kapatıyorum..." dedi ve kapattı.

Bu sıra dışı programların kimisinde de evli ya da nişanlı çiftlerin birbirlerine ihanet edip nasıl yakalandıkları anlatılıyor... Arkadaşımın izlediği programda, 270, 300 kiloluk insanların zayıflama süreçleri anlatılıyor...

Bu kanalların yerel seçim gibi bir derdi yok! Haa, bazılarında işlenmiş cinayetlerin nasıl aydınlatıldığına dair canlandırma var...

(Bizdeki Müge Anlı'nın programı çok daha başarılı. Canlandırma yapmadan canlı yayında katilleri buluyorlar. Onu da geceleri internetten izliyorum.)

Topyekûn kafayı değil ama rotayı aynı istikamete kırmışız... Ve eş zamanlı olarak televizyon izleme alışkanlıklarımızda değişim olmuş...
Meslek hastalığı gereği nedeni üzerinde kafa patlattım... Epeyce bir şeyler buldum. Bir kısmı için kendime "Off the record" dedim...

Saydığım bu kanalların hepsinde diğer TV kanallarındaki gibi haberler yok! Trafik kazaları,  siyasilerin bitmez tükenmez kavgaları, insanlara bir yana çekiştirildiğini ya da ötekileştirildiğini anımsatan hiçbir şey yok! Azar yok! Bağırıp çağırma yok! Cinayet, katilin bulunması gibi programlar var, ama onlar da bizim ülkemizde değil; yaban ellerde!

Gündelik yaşamda bizi sinirlendiren, canımızı sıkan pek çok şey yok!

Peki, bu sanal gerçeklikteki yokluk, dünyamızın gerçeklerini, dertlendiklerimizi, kafaya taktıklarımızı da yok edebiliyor mu?
Hayır... Etmiyor... Sadece bir kaçış noktası... 

Belki de gündelik yaşamın stresiyle başa çıkabilmek için bir koridor olarak görüyor beynimiz...

Düşünürken düşünürken gençliğimin "Pembe kitapları" geldi aklıma... Aşk, meşk romanları... Barbara Cartland filan! Sonrasında cep kitabı boyutuna gelmişti. Gazete bayileri bile satıyordu.  
Hatta o kadar tutulmuştu ki çoğu çeviri bile değildi; yerli üretimdi... Cartland onların yanında klasik kalmıştı. Yayınevleri birilerini buluyor, onlara karakterleri Mark, Susan, David falan filan olan öyküler yazdırıyordu. Bu yüzden de kimi zaman öykü Amerika'daki bir Avrupa ülkesi şehrinde geçebiliyordu!

Bu pembe / hap kitaplar "düşünmesin"; "gerçek edebiyat ürünlerini okumasın" diye yutturuluyordu... Sonraki yıllarda yerini pembe Brezilya ve Yalan Rüzgarı (rahmetli annem hiç kaçırmazdı) Amerikan dizileri almıştı. (Şimdi kendimizi aştık, Türk dizileri dünyada izleniyor.)

Yani yetişkinler; ergenlikte bize yutturulan pembe kitap / pembe dizi tuzağının 2019 versiyonuna mı düşüyoruz, yoksa akıl sağlığımızı mı korumaya çalışıyoruz bilemedim...

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.