Hava Durumu

Hayata dair çeşitleme; Reichstag yangını ve Trump

Yazının Giriş Tarihi: 06.05.2020 04:00
Yazının Güncellenme Tarihi: 06.05.2020 04:00

Garip şeyler oluyor dünyada... Amerika Çin virüsü deyip duruyor... Yeni nesil emperyalist Başkan prototipi olan Trump salgının ilk gününden itibaren Çin virüsü deyip duruyor...

Ama tüm çabalarına rağmen kendi ülkesinden çatlak sesler çıkıyor hem de bilim cephesinden!..

Trump'ın oluşturduğu korona virüsüyle mücadele timinde görevli olan Doktor Anthony Fauci, National Geographic aynı zamanda ABD Ulusal Alerji ve Bulaşıcı Hastalıklar Enstitüsü'nün direktörü.

Trump ve Dışişleri Bakanı Mike Pompeo'nun ortaya attığı, "Salgını Çin'deki bilim insanları laboratuvarda geliştirip yaydı" iddialarının da gerçek olmadığını söylüyor... Gerekçesi de virüsün yasalardaki evrimi; yaşanan mutasyon ve değişimlerin tamamen doğal olması...

Şu küçücük 125 nanogramlık virüsün dünyaya ettiğine bak!

 Küresel dünyayı ülke adalarına çevirdi. Bitti denilen ulusal devlet ateşine benzin döktü.

Herkes kendi derdine düştü. Sınırlarını kapattı. Uçaklar kalkmıyor. Dünya ülkeleri yalıtılmış yaşam sürmeye başladı. Hem dışta hem de içte...

Denizler temizlendi, buzulların erimesi durdu; ozon tabakası kalınlaşmaya başladı. Tüm dünya ülkelerinde hava kirliliği azaldı. Koronavirüs insanı sarsarken, doğayı da kendine getiriyor...

ABD NİYE TEDBİR ALMADI?

Trump'a gelince... Salgının ilk gününden itibaren "Çin Virüsü" diye tutturdu... Çin'den yayıldığını, Çin'in dünyayı uyarmakta geç kaldığını söyleyip dururken, DSÖ'ye ceza kesti. Para yardımını askıya aldı.
Hadi Çin dünyayı uyarmakta geç kaldı... Türkiye'deki en meşhur anlatım diliyle yazayım; "Eeeeyyy Trump sen ne yaptın?"  Koronavirüs İtalya'yı yakıp kavururken sen ne tedbir aldın? Hastanelerini güçlendirdin mi? O devasa ekonomin ve fabrikaların tıbbi maske ve giysi neden üretmedi?"

Hakikaten neden maske üretemedi? Gerçekten üretemedi mi? Yoksa kasıtlı mı üretmediler?

Virüs göstere göstere ülkene geliyordu...  Trump neden kılını kıpırdatmadı? 60 bin kişi ölür dedi ama bak 100 bini geçti. ABD'de işsizlik yüzde 25'lere dayandı. 1929 Büyük Buhran dönemini andırır bir tablo oluştu...

Genel geçer söylemlerden biri şu:

ABD ağır bir ekonomik krizden geçiyor. Salgında çok sayıda insan öldü, milyonlarca insan işsiz kaldı. Sağlık sisteminin olmadığı ortaya çıktı. Trump, seçimlerde kendini kurtarmak için oturup kalkıp Çin virüsü diyor ve Çin'i suçluyor...

Peki bu kadar basit ve sıradan, anlaşılır bir refleks olabilir mi?

Biz görünene değil, görünenin ardındakilere bakmayı öğrendik. Gözlem, deneyimle pekişen okumalar bize bir olayda görünmez kılınan farklı şeyler olduğunu öğretti:

Görünen de Trump koltuğunu korumak için Çin'i suçluyor... Ya görünmeyen!

 

REICHSTAG YANGINI VE HİTLER

Mesela... İkiz kulelere çarpan uçakların görüntüsünü seyrederken dehşete düşmüştüm; bir katliamın naklen yayını yapılıyordu.

İzlerken "Reichstag yangını" sözleri döküldü ağzımdan... Genç gazeteciler anlamamış; "Gül abla o nedir?" demişti. Derin istihbaratıyla, teknolojisiyle ABD'nin bu saldırıyı öngörememesini aklım pek almamıştı. (Şimdi sağlıkta da çuvalladılar, diyebilirsiniz. Ama ABD'de sağlık hizmetleri neokapitalist düzene tabidir. Kamu tarafından değil tek amacı kâr olan özel sağlık kuruluşları tarafından yürütülür.)

Reichstag'a dönecek olursak; 1930'lu yılların Alman Parlamentosu'nun toplandığı binadır; yani Almanya'nın Meclis binasıdır. Hitler, Reichstag sarayını yaktırmıştır. 27 Şubat 1933 gecesi çıkan ve parlamento binasını küle çeviren yangını komünistlerin çıkardığı iddia edilmiştir.

27 Şubat 1933 tarihinde Hitler azınlık hükümetindeydi. 5 Mart 1933'te genel seçimler vardı; partisi parlamentoda azınlıkta olan Hitler tek başına iktidar olmak için elinden gelen her şeyi yapıyordu. Yangın Hitler'e iktidarın yanı sıra gelecekte dünyayı kana bulayacak gücü de verdi. 

Alman Nazileri hazırlıklıydı: O gece Adolf Hitler ve kurmayları Goebbels, Göring ve Wilhelm Frick yangın yerinde büyük bir miting düzenlediler.

Hitler o akşam "Artık acıma yok. Kim yolumuza çıkarsa, kafasını keseceğiz!" diye böğürmüştü.

Şimdi bir lider böyle saçmalasa "Trump gibi kafayı yemiş" denir değil mi?

28 Şubat günü Reichstag Yasası çıkartıldı, yürürlükte olan anayasa kalktı. Demokrasi ve insan hakları askıya alındı.
Polise neden göstermeksizin gözaltına alma ve yargıya da hukuki adımdan muaf tutma hakkı verildi. Ülke genelinde cadı avı başlamıştı. Aydınlar, yazarlar, komünist ve sosyal demokrat milletvekilleri başta olmak üzere birkaç gün içerisinde 100 bin kişi tutuklanmış, gazeteler kapatılmıştı. Birkaç gün sonra yapılan seçimlerde Hitler'in faşist NSDAP'si genel seçimlerde tek başına iktidar olmuştu...

Bu arada kardeşi, Reichstag yangını üstüne yıkılan ve idam edilen Marinus'un 1990 yılında yeniden yargılanmasını istedi. Berlin mahkemesi, yargılamanın tümüyle hukuk dışı olduğuna ve beraatine hükmederek Marinus'u 47 yıl sonra aklamıştı. 

İKİZ KULELER VE İDDİALAR

İkiz kuleler saldırısında aklıma düşen Reichstag yangını işte böyle bir şeydi...
Öte yandan ABD, İkiz Kuleler saldırısını bahane ederek Afganistan'ı, Irak'ı yerle bir etti. 1 milyonun üstünde insanın ölümüne neden oldu. Yetmedi, Arap Baharı adı altında Orta Doğu ülkelerini yangın yerine çevirdi. Halen Suriye'de BOP, planlarını hayata geçirmekle meşgul.

Bu arada İkiz Kuleler'e saldırının ABD'nin bilgisi dâhilinde olduğuna yönelik belgeseller, kitaplar yazılar, haberler yine ABD içindeki kaynaklardan çıktı. İddialar ABD derin devletinin (neoconların) yeni dünya düzenini kurmak üzere bunu yaptıkları yönündeydi.

Şimdi başa dönecek olursak!..  

Havada komplo teorilerinin bini bir para... En başta geleni bir laboratuvar virüsü olduğu ve kasıtlı dünyanın başına musallat edildiği.

Bir diğeri ise Trump'ın iddiaları ve dünya ülkelerini Çin'e karşı, salgını dünyaya geç duyurduğundan hareketle örgütlemeye çalışması.
Bir başka iddia da Çin'in Wuhan kentindeki laboratuvardan kaçan bir virüs olduğu söyleniyor.

Hatta Amerika'nın, Çin'in hatta Fransa'nın dünyanın başına musallat ettiği bir virüs olduğu yazılıp çiziliyor.

Hani bir söylem vardır; bir araya gelip derin konulara daldığımız zamanı betimlemek için kullanırız; "Dünyayı kurtardık" diye...

Artık bu işi telefonlarda yapıyoruz. Dün epeyce konuşup fikir teatisinde bulunduğum fizikçi bir arkadaşım dedi ki:

"Bu işin altında bir başka iş var! Trump boşuna 'Çin virüsü Çin virüsü' deyip durmuyor. Çin'i hedef alıyor. Bu virüs laboratuvarda yapılmışsa bunu Çin değil ABD yapmıştır. Laboratuvar virüsü olmasa da Çin'i tepelemek, Çin'i şeytanlaştırmak için kendi insanlarının ölümünü göze almıştır. Çin dünyanın tedarikçisi. Ülkeler tedariki keserlerse Çin ekonomisi büyük sıkıntıya girer... Bu üçüncü dünya savaşının virüs üzerinden tezahürüdür. "

Önce itiraz ettim; "Bana öyle gelmiyor. Çin bu süreçten güçlenerek çıkıyor" diye...

Sonra Reichstag yangını aklıma geldi. Hitler, emperyalizmin en uç noktası olan faşizme sıçramıştı; 'Yenidünya Düzeni' denilen şey de neoemperyalizmin ta kendisidir ve en üst düzeyinde olan  neoconların ne gibi şeytanlık peşinde olduklarını kim bilebilirdi ki!

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.