Hava Durumu

'Hayatta en hakiki mürşit ilimdir'

Yazının Giriş Tarihi: 31.03.2020 06:09
Yazının Güncellenme Tarihi: 31.03.2020 06:09

Koronavirüs günlerinde dünya durdu, diyorlar ya! İnsanlığın yüksek egosu. Kendi durdu mu dünya da duruyor! Dünya insanın etrafında dönmüyor; kendisinin ve güneşinin etrafında dönüyor!

Binlerce yıldır yerkürede nice salgın hastalıklar, depremler, seller, savaşlar yaşandı. Dünya dönmeyi sürdürdü...

Korona günleri bittikten sonra felsefe ve bilim daha bir konuşulur olacak. Şimdiden başladı bile... Birbirimizi izlediğimiz sosyal medyada da bunu görüyoruz. İnsanlar kendilerini, yaşantılarını, geçmişi, dünyaya bakışlarını sorguluyor.
Birkaç ay öncesine kadar televizyon ekranlarında bilimcilerin konuşacağını, halkın da ağızlarından çıkacak sözlere dikkat kesileceğini hangimiz tahmin edebilirdik ki! Virüsün mutasyonu tartışılıyor; mutasyon evrimsel sürecin ham maddesidir. Akla ve bilime dönüş hali var.

Mustafa Kemal Atatürk "Hayatta En Hakiki Mürşit İlimdir" diyor... Koronavirüs ile mücadelede Türkiye'den dünyaya ümit olan bilim insanı Prof. Dr. Ercüment Ovalı'nın twetter sayfasındaki paylaşımlarına göz atarken denk geldim;

ABD John Hopkins Üniversitesi ünlü ekonomisti Prof. Dr. Steve Hanke'in 19 Mart tarihinde attığı tweet'te şöyle yazıyor:

'"Hayatta en gerçek yol gösterici ilimdir.' Atatürk..."

PROF. DR. ERCÜMENT OVALI HAKKINDA BUNLARI BİLİYOR MUYDUNUZ?

Ergenekon davalarında hırpalanmış Prof. Dr. Ercüment Ovalı Türkiye gündemine koronavirüs tedavisine alanında yönelik çalışmalarıyla geldi. Peki, şunları biliyor muydunuz?

Kan ve kök hücreden ürettiği "Dermoplastik" çalışmasıyla ABD'de Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Deneysel Araştırma Ödülü'nü kazandı. Milyon dolarlık yüzlerce çalışma arasında açık ara birinci olan Prof. Dr. Ercüment Ovalı, ödülünü Trabzon'un Maçka ilçesinde PKK'lı teröristler tarafından şehit edilen 15 yaşındaki Eren Bülbül adına ithaf etti. (Kendisi de Karadenizli zaten, annesi Trabzonlu, baba tarafı ise Kırım ve Buharalı.)

Ercüment Ovalı Ağustos 2017'de sosyal medyada "İnsanlığın ülkesi yoktur" diyerek Japonya Tokyo Üniversitesi Beyin Cerrahi Anabilim Dalı'nda çalışmalar yapan Prof. Dr. Kemal Yıldız'ın şu mesajını paylaşmıştı:

"Sayın hocam aldığınız ödülü ve Eren Bülbül'e adadığınızı Japonya'daki beyin cerrahisi ekibine anlattım. Hemen ödül konusu makaleyi incelediler ve çok beğendiler. Sonra Eren Bülbül'ü ve başına gelenleri araştırdılar. Sizi tebrik ediyorlar. Ama daha önemlisi Tokyo Üniversitesi Beyin Cerrahisi Anabilim Dalı bugün gerçekleştirilecek tüm ameliyatları Eren Bülbül adına ücretsiz yapmaya karar verdi. 16 Ağustos günü Tokyo Üniversitesi Beyin Cerrahi Anabilim Dalı tüm ameliyatları ücretsiz yaptı ve Eren'e adadı."
Sayfasında trollerin saldırısına şaşmamak lazım. Ovalı hem PKK'nın hem de FETÖ'nün hedefinde...

Prof. Dr. Ercüment Ovalı 2007 yılında Karadeniz Teknik Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde Kök Hücre Laboratuvarı açmaya hazırlanıyordu. Başına olmadık işler geldi. Bir sürü kumpas davasına maruz kaldı. Adı Ergenekon iddianamesine girdi, yargılandı, Hrant Dink suikastı sanıklarıyla ilgili suçlandı, kanser hastalarında deney ilaçlar kullanmakla itham edildi. KTÜ'den ayrılmak zorunda kaldı. Yine de 2017'de yaptığı çalışmalarla ödül aldı. Şimdi de kahraman genç bilimcilerle koronavirüse çare bulmaya çalışıyor.

KORONAVİRÜS ÜZERİNE ÇEŞİTLEME

Koronavirüs salgınıyla ilgili çok çeşitli şeyler konuşuluyor. Bir şeyler dönüyor ama ne? Son dönemde dijital devrim, gelecek ve Z kuşağı (0-20 yaş grubu)ile ilgili epeyce kafa yordum, okuma yaptım.

Dijital devrimdeyiz. Nesnelerin interneti, robotlara emreden yapay zeka, cansız maddelerin birbiriyle iletişim kurması ve değiştirebilmesi; en küçük parçacıktan evrene uzanan yol; mevcutlardan milyarlarca kat fazla işlem yapan kuantum bilgisayarlar, sanal paralar, sanal eğitimler, yüzlerce buluş ve keşif...  Dolayısıyla birkaç on yıl içerisinde yüzlerce milyon insanın işsiz kalacağı öngörülüyordu.

Öte yandan dijital devrimin çocukları olan Z kuşağı diye bir prototip oluşturuldu. Yüzde birkaçı hariç hepsi dünyadaki diğer akranlarıyla ortak özellikler gösteriyor. Odaklanma sorunları var, algıları 20 dakika açık, bu yüzden tüm dünyada ve Türkiye'de ders saatleri azaltılıyor, teneffüsler uzatılıyor. Dilde az sözcük kullanıyor; okumuyor, yazmaya üşeniyor; az sözcükle emojiler üzerinden iletişim kuruyorlar. Geçmiş ve gelecek umurları değil; kendi çıkarlarını önceliyorlar. Geleneksel, bebek patlaması, X ve kısmen de Y kuşağı ülkeden ülkeye farklılık gösteriyordu. Ama Z kuşağı bir prototip.

Yüzlerce milyon kişinin işsiz kalacağından hareketle Batı, vatandaşlık maaşını, sanal eğitimi tartışmaya başlamıştı. Z kuşağı işsiz kalıp vatandaşlık maaşı ile idare edebilecek, derin yalnızlıktan yüksünmeyecek ve yeter ki "internete girecek cihazım ve erişimim olsun' diyebilecek bir nesil. (En zekilerle, elitlerden oluşan yüzde bir kaçlık dilim hariç! Onlar sistemin uygulayıcıları, yürütücüleri olacak!)

Koronavirüs, dijital devrimde öngörülen süreci hızlandırdı; birkaç on yılı birkaç yıla çekti. Z kuşağına, Alfa'ya (bebekler) ve Y kuşağına fazla dokunmuyor. Sosyal güvenlik ve sağlık sistemine yük olan sağlığı bozuk gençlerle, kronik hastalıkları olanları ve belli bir yaşın üstündekileri doğal seleksiyona tabi tutuyor, yani yok ediyor!

Kovid 19 zengin, fakir, ırk, inanç ayırmadığından eşitlikçi dense de bu yönüyle faşist bir virüs. Hitler'in küresel hortlamış hali! ABD televizyonlarında yaşlıların kendilerini öldürerek fedakârlık yapması, İsveç'te ise koronavirüse yakalanan yaşlılarda ötanazinin teşvik edilmesi tartışılıyor.

Koronavirüs planlı ya da plansız; laboratuvar virüsü ya da değil ama her halükârda bir nevi dijital devrimin mıntıka temizliğini yapıyor! Tesadüfün böylesi!..

Koronavirüs salgınından sonra dünyanın ne olacağı tartışılıp duruyor. İki rahmetten biri; insanlık olarak ya çok rezil, faşist, baskıcı bir döneme gireceğiz ya da insanın merkeze alındığı daha akılcı, daha paylaşımcı bir dünyaya!..

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.