Hava Durumu

Kirişçi Kızı Çıkmazı'nın işgal tanıklığı

Yazının Giriş Tarihi: 12.09.2020 06:00
Yazının Güncellenme Tarihi: 12.09.2020 06:00

Dün 11 Eylül Bursa'nın kurtuluş yıldönümüydü. Mustafa Kemal Atatürk'ün başkomutanlığında 26 Ağustos'ta başlayan Büyük Taarruz, 30 Ağustos Meydan Muhaberesi'nde zaferle sonuçlanmış, işgalciler anayurttan atılmıştı. 8 Temmuz 1920'de başlayan işgal 11 Eylül 1922'de sona ermişti.

Eski bir Bursa mahallesinde doğdum, çocukluğum, gençliğim hatta yetişkinliğimin bir kısmı Kirişçikızı Çıkmazı'nda geçti. Sokağın çocukları 5 ile 10 yaşlarındayken, 50, 60, 70 yaşında olan büyükler ise Yunan işgalinin bire bir tanığı olan kişilerdi.

Yunan işgalini de bilirlerdi; Ermeni ve Rum çetelerinin mezalimini de! Mesela arka yandaki evde oturan Çerkes asili Fatma Hanım Orhangazi ve civarında çetelerin yaptıklarını, köylerde insanları camilere doldurup yaktıklarını anlatırdı

Babamın çok saygı gösterdiği Baki Bey ise Kuvvacı diye anılırdı.. Bizi toplar, Yunan işgalini, Atatürk'ü, anlatırdı, biz de masal gibi dinlerdir.

Bursalı köklü bir aile olan Reşide Hanım Teyze de işgal günlerini naklederdi.

Kayhan Çarşısı'nda Yunan askerlerinin çarşafını çekiştirip başını açmaya çalıştıklarını, hemen oradaki bir evin kapısının açıldığını, bir kadının onu kayınvalidesiyle birlikte içeri aldığını, çok korktuklarınıgece olunca da saklana saklana eve kaçtıklarını anlatmıştı.

Yunan işgalciler başta Bursa kent merkezinde şehrin esnafına ve eşrafına hoş gözükmeye çalışmışlar ve işbirlikçileri devşirmişlerdi.

İşgalciler  Setbaşı Köprüsü'nün dibindeki,  bizim kuşağın Saray sineması olarak hatırladığı taş binayı komuta merkezi yapmışlardı. Daha alt kademedeki askerler de, Kirişçi kızı  dulhanesi ve aşevi olan (eski Güreşçioğlu Garajı) yerde kalmışlardı.

Mahallenin yaşlısı olan deli lakaplı Ayşanımteyze'nin kızı  Hüsniyanımteye anlatmıştı.  can kulağıyla dinlemiştim, bu yüzden de hala çok iyi hatırlıyorum..

Annesinin Yunan subay ve askerlerinin çamaşırlarını yıkadığını, onların konuşmalarını dinleyip kuvvacılara haber götürdüğünü aktarmıştı.  Hatta bir gün deli Ayşehanım teyze, kimlerin yakalanıp zindana atılacağını öğrenmiş ve hemen haber uçurup kaçmalarını sağlamış.

11 Eylül'den sonra  Bursa Yunan işgalinden kurtulduktan sonra, Kuvvacı Baki Bey Amca'nın mahalleliyi toplayıp Deli Ayşe'nin Kuvvacılara çalıştığını, çok hayat kurtardığını, bir kahraman olduğunu anlatmış da, mahalleli düşmanlık yapmaktan vazgeçmiş.

Yan evimizde yaşayan Gürsulu Ayşe Hanım Teyze'nin annesi de Yunan'ın Gürsu'da çok mezalim yaptığını naklederdi.. Başlangıçta Bursa merkezde şehrin ileri gelenleriyle iyi geçinmeye çalışan işgalciler, civar ilçelerde ve köylerde terör estirmiş, çeteleri desteklemiş, kadınlara tecavüz etmiş ve insanları katletmişti.

Hemen arka tarafımızda oturan masalcı dedemiz Mustafa Aga'nın başında büyük bir yarık izi vardı. Kayhan camisinde abdest alırken Yunan askerleri yaşlı bir adamı dipçiklemiş, o da askeri tutmuş, yaşlı haliyle bile boylu poslu bir adamdı. Yunan askerleri de onu çok dövmüş, kafası o zaman yarılmış.

Biz Yunan işgalini tanıklarından dinleyen bir nesiliz... Mustafa Kemal Atatürk'e en ağza alınmayacak hakaretleri eden "Yunan kalsaydı keşke" diyen bugünün zihinsel işbirlikçilerinin temennilerinin karşılığı bunlardır.  Eğer öyle olsaydı, bugün abdest alacak cami bile bulamayacaklardı.

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.