Hava Durumu

Koronavirüs, dijital dönüşüm (1)

Yazının Giriş Tarihi: 23.05.2020 04:05
Yazının Güncellenme Tarihi: 23.05.2020 04:05

Küresel koronavirüs salgını, sanayi devriminden sonraki en büyük dönüşüm olan dijital devrimin en az 15, 20 yıl olarak öngörülen geçiş sürecini hızlandırarak birkaç yıla indirgedi.

Tüm dünya adeta dijital dönüşümün deney alanı, laboratuvarı oldu. Bu salgının insanı en çok "Garip ama gerçek" ikilemine düşüren yanlarından biri de bu...

Bir de bilim insanlarının kafa patlattığı mevzu; öyle garip bir virüs ki; normal grip virüsleri en çok yaşlılarla birlikte bebek ve çocukları etkisine alırken, koronavirüs teğet geçiyor...

En çok komplo teorilerinin üretildiği alan da bu!

Sosyal güvenlik ve sağlık sistemine yük olan, başta huzurevlerindeki yaşlılar olmak üzere belli yaş üstündeki insanları öldürürken, çocuk ve gençlerde ise etkili olmadı.

Bilim insanları, bu durumu laboratuvar çalışmalarıyla gerekçelendirmeye başlayarak komplo teorilerinin üzerindeki perdeyi kısmen araladılar.

Ancak neyin ne olduğunu anlamamız için üç beş yıl geçmesi gerekecek.

Koronavirüsün az etkilediği çocuk ve gençler Z kuşağı ile Y kuşağının Z kuşağına en yakın olan kesimi...

DİJİTAL ÇAĞ VE Z KUŞAĞI

Son yıllarda Z kuşağına kafa yoran biriyim. Koronavirüs öncesinde Z kuşağının bir prototip olduğunu yazıp duruyordum. 80 yaşından 20 yaşa dek geleneksel, bebek patlaması, X, Y kuşakları her ülkede farklı davranış, düşünce ve tutuma sahipti. Y kuşağının X'e yakın olan kesimi hariç!  

Ama dijital çağın içine doğan Z kuşağı tüm dünyadaki akranlarıyla benzer özelliklere sahipti. Japonya, Finlandiya, İtalya ya da Türkiye'deki Z kuşağı benzer özellikler gösteriyordu. Dijital devrime en çabuk uyum sağlayabilecek kesim onlardı. Kullandıkları bilgisayar, tablet ve cep telefonları onların düşünce akış sistemini yeniden yapılandırmıştı.

Bu kuşağın ortak özellikleri arasında odaklanma sorunu geliyor; bu yüzden dünyanın pek çok ülkesinde geleneksel 45 dakika ders, 5 dakika teneffüs denklemi değişmeye başladı. Zira bu çocuklar 20, 25 dakikadan fazla derse yoğunlaşamıyorlardı.

Çoklu düşünce sistemine sahiptiler, daldan dala uçuyorlar. İlgi alanları, öğrenme biçimleri de farklılaşmıştı. Bu yüzden dünyanın pek çok gelişmiş ülkesinde yeni nesil eğitim modelleri tartışılmaya, oluşturulmaya ve hayata geçirilmeye başlandı.

Bu da dijital dünyanın her şeyi çok hızla devşirmesi ve tüketmesinden kaynaklanan bir durumdur. Z kuşağı dünyanın her yerindeki akranlarıyla internet üzerinden iletişim kuruyorlardı. 'Torunumun oyun arkadaşlarından biri bir Japon kız.) Kısaltmalarla, emojilerle, yetişkinlere anlamsız gelen sözcüklerle iletişim kuruyorlardı.  

Kendilerine özgü bir dijital iletişim dili oluştururken, bu gündelik yaşamlarına da dar kelime haznesi ve dolayısıyla günümüz dünyasının neşriyatını anlamak ve kavramakta zorluk gibi bir ikilemi de getirdi beraberinde.

Ama Z kuşağının öyle bir özelliği var ki; siyasileri, yönetenleri çok zorlayacak cinsten. Bu kuşak dayatmalara, zorlamaya hiç dayanamıyor.

Özgünler ve özgürlüklerine de çok düşkünler. Siyasilerin geleneksel modellerle, yani mevcuttaki gibi bağırıp çağırarak, bu kuşağı yönlendirmeleri ve yönetebilmeleri zor. Daha eşitlikçi bir kuşak: Daha az cinsiyetçi ve daha az ırkçılar. Hırsları yok, gelecek planları da!..

KORONAVİRÜS EVDE YAŞAMAYI ÖĞRETTİ

Öte yandan onları nasıl bir gelecek beklediğine gelince; koronavirüs öncesi yeni nesil ekonomistler vatandaşlık maaşını tartışmaya başlamışlardı. Zira dijital devrim pek çok mesleği silip süpürecekti.

Nasıl sanayi devrimi, fabrikalaşma pek çok mesleğin dibine darı ekmişse, dijital devrimde de aynısı olacaktı. Sanayide, hizmet sektöründe, aklınıza gelebilecek her alanda devreye giren robotları insanlar değil sanal zekâ, algoritmalar yönetecekti.

Bu da gelecekte yüzlerce milyon insanın işsiz kalması demekti. İşte bu yüzden, işsiz kaldığında "Yeter ki bir bilgisayarım olsun" diyerek gocunmayacak, vatandaşlık maaşıyla evinde yalıtılmış bir yaşam sürebilecek bir nesil Z prototipi oluşturulmuştu.

Koronavirüs salgını, sokağa çıkma yasakları, hastalık bulaş korkusu insanlara evde kalmayı, evden yaşamayı öğretti.

HAYAT DİJİTALDE YAŞANDI

Koronavirüs karantinalarından dolayı da Z kuşağının dijitalden eğitim uygulamasına geçildi. İnsanlar sanaldan sipariş vermeyi öğrendiler.

Hatta Bursa'da Kadının Gücü gibi korona nedeniyle satış yapamayan küçük esnaf ve evde üretim yapan kadın dayanışmasında bile internet üzerinden çok sayıda satış gerçekleşti.

Bankacılık işlemleri, ödemeler internet üzerinden gerçekleşti. Hatta inanlar internet üzerinden doktorlarıyla görüştüler, şikâyetlerini anlattılar. Psikologlardan sanal terapi alan çok sayıda insan var.

Basın toplantıları sanalda gerçekleşti: Firma ve çeşitli kuruluşların panel, seminer ve eğitim toplantıları da öyle. Sanatçılar sanalda konser verdiler.

Pek çok beyaz yakalı evden çalıştı. Gazeteler bile evlerden çıkartılmaya başlandı. TV programlarına insanlar stüdyodan değil de evlerinden katıldılar. Binlerce örnek verebiliriz.

Yani, topyekûn tüm dünyada insanlar evde ve sanalda yaşanabileceğini öğrendi. Dijital devrimde insanların en çok zorlanacağı şeyler bir anda insanların yaşam biçimi haline geldi.

SAĞLIKTA DA DİJİTALLEŞME, ÇİP DÖNEMİ

Dünyada bir küresel salgının olabileceğini öngören ve dillendiren isimlerden Bill Gates ve eşi Melinda Gates ise yatırımlarını çoktan dijital dünyanın yanı sıra ilaç, aşı, tohum, gübre, tarım ilacı sektörüne taşımıştı.

Pek çok ülke ile de vakıfları aracılığıyla 2019 yılında, küresel bir salgından sonra ülke tarımının nasıl şekilleneceği üzerine görüşme ve anlaşmalar yaptığı söyleniyor.

İnsan bedenine takılacak çiplerin savunucularından biri de onlar.
Deri altı çipleri İsveç'te uygulamaya geçti bile. Koronavirüs salgınıyla birlikte çip taktıranların sayısı hızla arttı. 4 binden fazla kişi sağlık bilgileri, kişisel verilerinin olduğu kimlik kartını derisinin altında taşıyor.

Evinin kapısını çiple açıyor, tren ya da uçak biletini çiple alıyor, sağlık kuruluşlarına çip ile başvuruyor, tüm alışverişlerini kredi kartı gibi çiple yapıyor.

Pirinç tanesi kadar bir çip tüm bunları yönetiyor. Bireyin tüm kişisel bilgileri bu çipte depolanıyor.  Bu verilerin kimler tarafından nasıl kullanılacağı bir muamma. Hackerler tarafından şifrelerin kırılma ihtimali de var!

Büyük ihtimalle yakın gelecekte uluslararası seyahatlerde önce sağlıklı olunduğuna dair raporlar istenecek, ardından da çip zorunluluğu gelecek. Dünya hızla böyle bir yaşama evriliyor!..

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.