Hava Durumu

Necip Hablemitoğlu'nun ardından...

Yazının Giriş Tarihi: 20.12.2020 06:00
Yazının Güncellenme Tarihi: 20.12.2020 06:00

Tarihçi ve yazar Doç. Dr. Necip Hablemitoğlu 18 Aralık 2002 tarihinde evinin önünde uğradığı suikast sonucu yaşamını yitirdi. Evliydi, Kanije ve Uygar isimli iki kız çocuk babasıydı.

Üretken bir bilim insanıydı; çok sayıda kitabı ve makalesi vardı. Doç. Dr. Hablemitoğlu, öldürüldüğü 18 Aralık 2002 tarihine kadar Ankara Üniversitesi'nde yirmi yıl süresince Atatürk ilkeleri ve devrim tarihi derslerini verdi.

 Türkiye dışındaki Türk topluluklarının yakın tarihi ile ilgili olarak çalışmalar yapmıştı. Orta Avrupa ve Balkanlar'da Türk eserleri, Türk azınlıkları ve Türk şehitlikleri konularında alan çalışmaları yürütmüştü. Kırım Türklerinin kendi topraklarından zorla göç ettirilişini "Yüzbinlerin Sürgünü" adlı kitapta paylaşmıştı. Kırım Türklerinin lideri İsmail Gaspıralı'ya ait tarihi belgelerden oluşan arşive sahipti. Alman Vakıfları ve Bergama Dosyası adlı kitabının yanı sıra öldürüldüğü için tamamlamadığı Köstebek adlı eserinde ise FETÖ'nün orduda örgütlenmesini ele almıştı;  yabancı devletler adına gönüllü casusluk yaptıklarını da gündeme getirmişti. FETÖ ile ilgili kitap boyutunda bir uyarıydı. Kitap öldükten sonra yayımlandı.

Necip Hablemitoğlu suikastı bir türlü aydınlatılamadı. Bir ara gizli tanıklar aracılığıyla kumpas davalarına monte edilip alakasız insanların üzerine yıkılmaya çalışıldıysa da ölümünün ardındaki sır perdesi henüz aralanmadı. Son olarak Ukrayna'da ilintili olduğu düşünülen bir kişinin Türkiye'ye iade edilmesi için uğraşılıyor.

Eşi Prof. Dr. Şengül Hablemitoğlu'nu uzun yıllardır tanırım. Necip Hablemitoğlu'nu yitirdikten sonra iki kızını büyüttü. Bu süreçte acısını "Sessiz Ağıt" adlı kitaba sağdı. Ankara Üniversitesi'nden emekli oldu. Eşi adına bir Enstitü kurdu. Kendisini farklı alanlarda yetkinleştirdi, bunlardan birisi de "Yas Danışmanlığı"ydı.  Kocaman yüreğinde hala insan sevgisini koruyabilen ve dimdik ayakta durmayı başaran bir kadındır.

KARANLIK CİNAYETLER TARİHİ

Şengül Hoca, her yıl olduğu gibi bu yıl da 18 Aralık'ta eşinin mezarının başındaydı. Eşini şu sözlerle andı:

"Necip Hablemitoğlu 18 Aralık 2002 akşamı evinin önünde sokakta öldürüldü. Tıpkı başka ölümler gibi. Sonra her ölüm bir acı hikaye oldu. Her ölüm Türkiye'nin utancı oldu. Biri diğerinden az değil. Karanlık cinayetler tarihi. Bu yük nasıl taşınır insanca, hakça düşününce bizim aklımız almıyor. 

Sonra bizler de kendi yazmadığımız elimize tutuşturulan, bizim olmayan bu acı hikayelerin içinde yıllar boyunca, kaç yıl yaşayacaksak öylece duruyoruz. Olup bitenler ne bizim, ne de ülkenin yazgısı.

Necip Hablemitoğlu yazmasın, konuşmasın, sussun diye yok edildi.  Ne hakla, hangi hakla, kim karar verdi? 

İnsan öldürmek çok kolay bu ülkede. Kendimi bildim bileli böyle ölümlere tanıklık ediyorum. Türkiye'de çok kolay ölünüyor.  Her türlü kolay...

Yıllarca hukuki bir girişimde bulunabileceğimiz bir dosyası olamadı bu cinayetin.

Soruşturmanın zaman aşımına bırakıldığını anlamıştık. Sonra birden 15 Temmuz 2016'ya geldik ve soruşturma sil baştan başladı. Kesin olarak anladık ki, kimse bir şey yapmamış o güne kadar. 

Hiç uzatmadan bugüne ilişkin çok kısa bir şey söylemek istiyorum. Bugün durduğumuz yer şöyle; devletin kapkaranlık, yasa dışı, kirli, ama çok kirli bizim gibi insanların hayal bile edemeyeceği kadar pisliğe batmış, kime ve neye hizmet ettiği belli olmayan bir mekanizması var. Ve bu cinayetin o mekanizma tam orta yerinde.  Tetiği çeken, azmettiren vs. bulunsa işte budur dense bile bu karanlıktan, bu pislikten bizim için, Necip Hablemitoğlu için adalet çıkacağına asla inanmıyoruz.

Biz bir babayı, eşi, evladı kardeşi, bir arkadaşı, hocayı kaybettik. Bizden çalındı. Diliyorum kendine her ne diyorsa devlet ya da her ne ise, kendisini nasıl tanımlıyorsa o kirli mekanizma bir gün paramparça olur. Biz göremesek de bizden sonrakiler bu topraklarda insanca, güvenle, özgürce yaşayabilirler... Benim tek dileğim budur. Burada Necip Hablemitoğlu'nu bir eş olarak çocuklarının annesi olarak anmanın ötesinde, bunları söylemekten başka bir şey de gelmiyor elimden. Sevgiyle, sağıyla, özlemle sizlerle birlikte anıyorum. İyi ki bizimle yaşadı..."

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.