Hava Durumu

"Neocon musunuz" diye sormuştum...

Yazının Giriş Tarihi: 30.11.2018 05:52
Yazının Güncellenme Tarihi: 30.11.2018 05:52

Ali Rıza Bozkurt, Türk asıllı Amerikalı bir iş adamıydı.  Amerika'da vefat etti. Türk basınında "Müthiş Türk" olarak tanınıyordu. Benim nezdimde de "Dünyanın En Zengin Türk'ü"...

2011 yılında bir teknik heyetle Bursa Organize Sanayi Bölgesi'ni ziyaret etmiş, çeşitli incelemelerde bulunmuştu...

İşte o ziyaretten haberim olmuştu ve söyleşi önerimi kabul etmişti. Yemek arasında konuşmuştuk... Çok sıra dışı biriydi. Epeyce konuştuktan sonra, pat diye "Neocon musunuz?" demiştim.

Gıdadan inşaata, petrolden enerjiye, madenciliğe dünyanın pek çok ülkesinde yatırımları vardı. Suudi Arabistan'da konsorsiyum olarak girecekleri havaalanı, hızlı trenin de oldu bir uydu kent yatırımını anlatmıştı.

Amerika'da baba Bush ile ortak iş yapan, dünyanın 20 ülkesinde yatırımları olan ve ABD'de senatör adaylığı olan biriydi... 2008 seçimlerinde aday olmuş ama seçilememişti.

Söyleşide 10, 20, 30, 40 milyar dolarlar havada uçuşuyordu. Yine de mütevaziydi.

Soruyu sorduğumda masada bir sessizlik olmuştu.

Konuğu kızdırdığımı düşünerek biraz da dehşetle bakmışlardı bana.

Ali Rıza Bozkurt beklentilerin aksine kızmamış, hatta gülerek yanıtlamıştı; "Neocon olmak için daha çok fırın ekmek yemem gerekiyor!"

Yüzüne karşı böyle bir soruyu soran ilk gazeteci olduğumu söylemişti.

 'DÜNYANIN EN ZENGİN TÜRK'Ü"

Söyleşi "Dünyanın en zengin Türk'ü" başlığıyla yayınlanmıştı...

Sahiden de öyleydi... Söyleşinin yayımlanmasından sonra gönderdiği iletide "Dünyada pek çok mecrada pek çok gazeteciye söyleşi verdiğini" belirtmiş ve "Bugüne dek aslına sadık kalınan, söylediklerinin dışına çıkılmayan, kendisini en iyi yansıtan söyleşi olduğunu" yazarak teşekkür etmişti...

Söyleşi öncesi internetten taramıştım, Ankara'da bir sarayı vardı, İstanbul'da yalısı... Her yıl Türkiye'ye geldiğini söylemişti.  

Türkiye'yi, Türk insanını çok seviyordu. Kültüre, sanata, müziğe düşkündü.  Sazı küçük yaşta amcasından öğrenmişti. Öz kültüründen kopmamıştı.  Yunus Emre hayranıydı. 5 şiirini bestelemiş ve saz başta olmak üzere enstrümanlarını da kendi çaldığı bir kaset yapmıştı.

Dünya ve Türkiye siyasetini de konuşmuştuk. Farklı görüşleri vardı, mesela Türkiye'de tüm siyasi partilerin bir araya geldiği bir hükümeti ve demokrasinin tüm siyasi partilerin uzlaşmasıyla gelişeceğini savunuyordu... İktidar ve muhalefet partisi liderlerinden geçmişte randevu talep ettiğini ve önerilerini bir dosya halinde sunduğunu anlatmıştı.

BATTANİYEDEN PALTO

Aslen Sivas Kangal Mamaş köyündendi. Alevi kökenli bir ailedendi.  İstanbul Teknik Üniversitesi mezunuydu.  Yüksek inşaat mühendisiydi.

1980'li yıllardan beri Amerika'da yaşıyordu... 1989 yılında Kuveyt'te dünyanın en büyük petrol işini almıştı. 1991 Körfez krizinde Saddam'ın askerleri tarafından esir alınmış ve canlı kalkan olarak kullanılmıştı. 24 saatte serbest bırakılmıştı.

Suudi Arabistan'da Mekke tünellerini yapmıştı. Amerikan vatandaşıydı. Amerika'da Türkiye lehine lobi çalışmalarına katılmıştı.  Sözde Ermen Soykırım Yasa Tasarısı'nın New Jersey Senatosu'nda reddedilmesini sağlayan lobide etkin rol almıştı.

Dar gelirli bir aileden geliyordu. Çocukken tarlada çalışmıştı, köyünde liseyi bitiren iki kişiden biriydi. Astsubay olan babasının battaniyeden yaptırıp yolladığı paltoyu üniversiteyi bitirene kadar giydiğinden ve yaz aylarında, hafta sonlarında çalışarak okuduğundan söz etmişti.

SEKTÖRDE İLK BİLGİSAYAR KULLANAN KİŞİ

1976 yılına dek Türkiye'de mühendislik yapmış, büyük projelere imza atmış, ödüller kazanmıştı. Yenilikçiydi, kompüter dediği ilk bilgisayarı sektörde o kullanmıştı. Türkiye'de iken Suudi Arabistan'da ihalelere giren ilk iki şirketten birinin başındaydı

Kızının üniversitesi nedeniyle kendisi için fırsat gördüğü Amerika'ya gitmişti. Zaten iş ilişkileri de vardı. İnşaatçılık, Petrolcülük ve madencilik sektörlerine girmişti. Latin Amerika'dan Orta Asya'ya ve Ortadoğu'ya dünyanın her yerinde petrol kuyuları,  altın ve gümüş madenleri vardı.

Sivaslı yoksul bir köy çocuğu olarak dünyaya gözünü açan Ali Rıza Bozkurt dünyanın en  zengin insanlarından biri olarak Amerika'da gözlerini yumdu.

Pek çok kitap yazdı...  Ama bilgilerinin, bildiklerinin en önemli kısımlarının tüm gizleriyle kendisinde kaldığını düşünüyorum.

Bana göre, "Dünyanın şekillenmesinde söz sahibi olan neoconların" iç halkasında olmasa da dış çeperinde bir isimdi...

Sonuçta... İster ayağınızda giyecek ayakkabınız olmasın, isterse dünyanın en zengin insanı olun; ölüm durdurulamıyor. Gittiğimiz yer hep aynı.

Allah rahmet eylesin...

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.