Hava Durumu

Papağan Bahtiyar ve boğazlanan kadınlar

Yazının Giriş Tarihi: 22.12.2018 06:00
Yazının Güncellenme Tarihi: 22.12.2018 06:00

Her gün bir kadın boğazlanıyor! Eşi, nişanlısı, erkek arkadaşı hatta yakın akrabaları tarafından!

Erkek egemen cinsiyetçi bakış açısıyla tetiklenen kadına karşı hoyratça bakış şiddete dönüşüyor; şiddetin en uç noktası olan kadın cinayetleri ise ne yazık ki gündelik yaşamın bir parçası haline geliyor... Normalleşiyor!

Trafik kazaları gibi! Aslında hiç de doğal değil. Türkiye, Avrupa ülkeleri arasında ölümlü trafik kazalarında birinci sırada!
Ya da iş kazası gibi! İş kazaları da aslında önlenebilir! Ve önlenebilir olduğu için de iş cinayeti olarak tanımlanıyor...

Tıpkı erkekler tarafından öldürülen kadınlar için "Bu bir kadın cinayetidir" dememiz gibi! Kadın cinayetinin teşhisi basittir; sorarsınız "Kim öldürdü?" Cevap bir erkek tarafından, kadın olduğu için öldürüldüğü ise o bir kadın cinayetidir...


Kaç gündür televizyon ekranlarından Bahtiyar papağanı izliyoruz...
Programını hiç seyretmedim ama birkaç kez televizyon kanallarındaki haberlerde görmüştüm, bir yemek programından atılan adamı...
Papağanı boğazladığı videoyu yayınlayarak manyaklığını tescilledi. Bütün haber kanallarının gündemiydi papağan Bahtiyar'ın ölümü...

Sosyal medya yıkıldı... Herkes tepkisini açık seçik, korkusuzca dile getirdi. Elbette papağanın boğazlanmasına tepki göstereceğiz... Kedinin de köpeğin de eziyet görmesine, öldürülmesine karşı çıkacağız.

Hem hayvanların yaşam hakkı açısından... Hem de şu gerçekten dolayı: Hayvana işkence yapan, öldüren, tecavüz eden manyaklar bu yaptıklarını, fırsatını buldukları anda insana yöneltiyor.

Ha, papağan Bahtiyar'a ve o manyağa bu kadar çok yer verilmesinden rahatsız mıyım?

Dürüstçe söyleyeyim. Evet...  Ankara'da sinyalizasyonsuz hızlı tren kazasında ölen 9 kişi papağan Bahtiyar kadar olamadığı için rahatsızım...

Öldürülen kadınların Bahtiyar papağan kadar olamadığından...
Ya da şehitlerimizin haberlerinin bile daha az yer almasından rahatsızım...

Memlekette onca sorun varken, papağan Bahtiyar ile yatıp, papağan Bahtiyar ile kalkmamızdan rahatsızım...
 

SİCİL BOZUK!

Erkekler 1 Ocak 2018 ile Kasım 2018 arasında 225 kadını öldürdü... Kasım ayında öldürülen kadın sayısı 31!

Bursa'da 2010'dan bu yana erkekler tarafından öldürülen kadın sayısı 76!

Nedenlerin bir kısmı boşanma, ayrılan kadının barışmayı kabul etmemesi... Bir kısmı ise aldatma şüphesi (Ki, erkeklerin aldatma iddialarının çoğu hafifletici ceza almak amacıyla kendini savunamayacak kadına atılan iftira mahiyetinde!)

Kavga ve tartışma, kıskançlık ve reddedilme, kumayı kabul etmeme gibi nedenler de var...  Yani kadınlar hiçbir ilişkisi olmadığı biri tarafından sırf evlilik ya da beraberlik teklifini kabul etmedi diye bile öldürülebiliyor... Ya da kaçırılıp tecavüz edilip öldürülebiliyor...

Bursa'da 2014 yılında öldürülen 57 yaşındaki Emine Kuru mesela! Çamaşır yıkamadığı gerekçesiyle canı alınmış! Firdevs Yılmaz'ın günahı ise akrabalarıyla, kardeşleriyle görüşmek!

Türkiye genelinde "Güldü, pantolonu düzgün ütülemedi, televizyonun sesini kısmadı, sofrayı geç kurdu, yemek kötüydü" gibi gerekçelerle de canından edilen kadınlar var...

MEDYA YANGINA KÖRÜKLE GİDİYOR!

Biraz da çuvaldızı kendimize batıralım... Medya olarak bu kadın cinayetleri yangınına körükle gidiyoruz. Nasıl mı? Katile masumiyet yükleyen "Aşk cinayeti"; "Cinnet geçiren koca"; "Çılgın âşık" gibi haberlerle...

Erkek editörler bir yana kadın editörleri bile "Yanlışlığı" konusunda ikna etmek zor; "Ama böyle yazınca okunuyor ya da tıklanıyor!" bakışı genele hâkim.
Tecavüz haberleri köpürtülerek pornografikleştiriliyor! Daha dün Kıbrıs'tan bir haber tüm basında aşağı yukarı aynı başlıkla yer aldı; "15 yaşındaki kızı saçından sürükledi, defalarca tecavüz etti!"

Medyanın da dilini düzeltmesi lazım da nasıl!
Tüm çalıştaylarda aynı öneriyi getiriyorum. Bakanlık da dâhil ilgili makamlara verilecek raporlara girmesi için çaba gösteriyorum.

Kadın cinayetleri ulusal bir sorun! Medyanın dilini düzeltmesi gerekiyor... Kendi kendine olmuyor işte!
Basın Yayın Enformasyon Genel Müdürlüğü, Göç İdaresi ve UNESCO olarak bizi yani tüm yerel basını 200'erlik gruplar halinde Suriyeli mülteci haberlerini nasıl yapacağımız konusunda eğittiniz ya...

Yine Basın Yayın Enformasyon Genel Müdürlüğü, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı olarak tüm basını İstanbul'da uyuşturucu ve bağımlı haberlerinin doğru olarak nasıl yapılacağı konusunda eğitim verdiniz... Çok da yararlı olduğunu belirtmeliyim...

Benzeri eğitimin, Basın Yayın Enformasyon Başkanlığı, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, gazeteci örgütleri ve üniversite iş birliğiyle kadın cinayetleri başta olmak üzere kadına şiddetin haberleştirilmesi ve medyanın cinsiyetçi haber dilini düzeltmesi için verilmesi şart...



 


 

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.