Hava Durumu

'Sağlıklı koşullarda yüz yüze eğitim'

Yazının Giriş Tarihi: 07.10.2020 06:00
Yazının Güncellenme Tarihi: 07.10.2020 06:00

Türkiye'de 11 Mart'tan beri okullar kapalıydı. Uzaktan eğitime geçildi. Ancak uzaktan eğitim (aslında öğretim) yüz yüze eğitimin yerini tutmuyor. Anne ve babalar bunu gördü. Kimisinin bilgisayarı, tableti yok. Olanın internet bağlantısı canlı yayına yetmiyor. Bilgisayar, tablet, yazıcı fiyatları aldı başını gitti. İkinci elleri bile geçen senenin sıfırı fiyatına bulabiliyorsunuz.

Öğrenci tarafında her şey tastamam olduğunu varsaysanız da yine yürümedi. Bu defa da EBA çöktü, yoğunluktan dolayı Zoom'da kesintiler gerçekleşti. Evler sınıfa dönüşemiyor, öğretmen sınıfına hâkim olamıyor. Öğrenciler öğrenemiyor. Öğretmenlerin çoğu çocukların sesini kesiyor. Öğretmen öğrenci iletişimi sıfırlanıyor.

Anaokulları ile ilkokul 1'ler yüz yüz eğitime başladı... Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk tarafından yapılan açıklamada, liselerin ilk üç sınıfı hariç ilk ve orta öğretimde haftada ikişer gün olmak üzere yüz yüze eğitimin başlayacağı yer aldı...

Eğitim-İş Bursa Şubesi Başkanı Özkan Rona ile görüştüm, kendisi de halen bir ilkokulda öğretmen; "Hazırlıklara başladık. Sınıflar ikili gruplara ayrılacak. Her grup haftanın iki günü yüz yüze eğitime girecek, geri kalanlar da uzaktan eğitim alacak" dedi.

'DEVLETİN TAAHHÜT VERMESİ LAZIM!'

Özkan Rona şunları söyledi:

"Önceki açıklamalardan, velilerden çocuklarında ateş, hastalık belirtisi varsa okula göndermeyecekleri konusunda taahhüt isteneceğini biliyoruz.

Bizim başka kaygımız var, okullarda hijyen ve sosyal mesafe standartları kılavuzda belirtildiği şekilde nasıl sağlanacak?

Velinin devlete taahhütte bulunması yerine devletin veliye 'Okullarda hijyen ve sosyal mesafe standartlarına uygun bütün önlemleri aldık çocuklarınızı gönül rahatlığıyla gönderebilirsiniz' diye taahhütte bulunması gerekiyor...

Biz 13 Ekim'e kadar Bursa Valiliği ve İl Milli Eğitim Müdürlüğü'nün tüm öğrencilere, velilere ve öğretmenlere bu yönde taahhütte bulunmasını istiyoruz. Aksi halde biz öğretmenler, öğrenciler ve toplumun geneli için kaygı taşımaya devam edeceğiz..."

'HİJYEN VE SOSYAL MESAFE İÇİN KAYNAK YOK!'

Rona sözlerini şöyle sürdürdü:

"Okullarda hijyen tedbirlerinin alınması için mali kaynak olmadığını biliyoruz. Her temastan sonra okullardaki lavaboları, yerleri, sınıflardaki sıra ve sandalyeleri, kapı tokmaklarını dezenfekte edecek yeterli sayıda personel yok.

Hatta ikili eğitim yapan okullarda bir sınıf çıkacak, başka sınıf girecek. Tam gün yapanlar da ikili eğitime geçecek. Öğle saatindeki kısıtlı arada tüm okul nasıl dezenfekte edilecek?"

Öğrenciyi okula göndermenin velinin isteğine bırakılmasına yönelik ise şunları söyledi:

"Devlet, Millî Eğitim Bakanlığı tüm öğrencileri eşit bir şekilde eğitimden geçirmekle yükümlüyken okula gönderip göndermeme velinin isteğine bırakılıyor. Oysa devlet 12 yıllık kesintisiz eğitim vermekle yükümlü. Karar veliye bırakılmamalı, kaygıları devlet tarafından giderilmeli ve veli kaygı duymadan okula göndermeli. Bunu sağlamak devletin görevi!.."

'TABLET, BİLGİSAYAR AÇIĞI ÇOK DAHA FAZLA'

Rona dağıtılacak tabletleri ise şöyle değerlendirdi:

"Milli Eğitim Bakanı 500 bin öğrenciye tablet dağıtacağını söyledi. 18 milyon öğrenci var! Bursa'da yaptığımız anketlerde öğrencilerin yüzde 20'sine yakınının tablet gibi bilişim araçlarından yoksun olduğunu tespit etmiştik. 3 milyon bilgisayar tablet bilişim aracı yoksunluğu vardır. 500 bin sayısı sembolik ve ihtiyacı karşılamayacak bir sayıdır! Topluma verilen politik bir vaattir. 50 bin okul var, her okula 10 tablet düşecek. Bu sayının ihtiyacı karşılayacak düzeye gelmesi lazım. Bir evde birden fazla öğrencinin olması durumunda ailenin birden alacak durumu olmadığı bilinmeli!"

Özkan Rona sözlerini şöyle noktaladı:

"Biz yüz yüze eğitimin devam etmesini, ama sağlıklı koşullarda sürdürülmesini istiyoruz!.."

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.