Salgından çıkar elde etmeye çalışanlar da var!

Artık bilime ve bilim insanlarının sesine daha bir kulak verir olduk. Toplumun ne dediğine önem verdiği isimlerden biri de Bursa'ya halk sağlığı alanında bilim insanı olarak katkı koyan Prof. Dr. Kayıhan Pala...

Dün Prof. Dr. Kayıhan Pala sosyal medya sayfasında "Salgını fırsata çevirmeye çalışanlar" diye başlayıp ondan hiç alışık olmadığımız sert bir söylemle biten başlıklı bir paylaşım yapmış... Kendisini aradım ve konuyu görüştük. "Çok kızdım, böyle şey olur mu, böyle bir zamanda!" diyerek isyanını dile getirdi.
Bilindiği üzere Bursa'da yoğun bakım servisleri olan bazı özel hastaneler pandemi hastanesi ilan edildi.

Bir özel hastanenin veya vakıf hastanesinin pandemi hastanesi olabilmesi için gerekli koşulları sıralayan hastanede ileri düzey yoğun bakım ünitesi ile göğüs hastalıkları, enfeksiyon hastalıkları ve dâhiliye uzmanlık alanı olmak üzere üç alandan en az ikisinden uzman hekimin o hastanede çalışıyor olması gerekiyor.

Ancak Prof. Dr. Pala'nın verdiği bilgilere göre; özel bir hastanede ileri düzeyde yoğun bakım ünitesi bulunuyorsa ama yeterli uzman yoksa Sağlık Bakanlığı ya da hastane gereken uzmanları istihdam ederek salgın hastanesine dönüşebiliyor.

Bursa'da da pandemi hastanesi olarak kabul edilen özel hastaneler koronavirüs tanısı ya da şüphesi olan hastaları kabul etmeye, tedavilerini üstlenmeye başladılar.

Hatta bazı hastaneler bu yüzden çok sayıda hasta kaybetti. İnsanlar bu hastanelere gitmeye korkar oldu. Bu da çok saçma! Artık hangi sağlık kuruluşuna giderseniz gidin, evrim geçirmiş Kovid-19 ile karşılaşma olasılığınız var. Hatta sokağa çıktığınız andan itibaren. Bu yüzden de sürekli insanlara "Evde kal" çağrısı yapılıyor.  

'SALGIN HASTANESİ DEĞİLİZ! ÇEKİNMEYİN!'

'KOVİD-19'A TOMOGRAFİ İLE TEŞHİS KOYUYORUZ'

Konuya dönecek olursak... Prof. Dr. Kayıhan Pala paylaşımında şunları yazıyor:

"Bursa'da bir özel hastane, ilgili branşlarda yeterli uzman doktor çalıştırmadıkları için 'Pandemi Hastanesi' olarak değerlendirilemeyeceklerini, bu nedenle hastaların her zamanki gibi tüm hastalıkları için 'çekinmeden' hastanelerine başvurabileceklerini bildiren bir reklam yayınlıyor.

Oysa eksik olan uzman hekim hemen göreve başlatılabilir ya da bir başka özel/kamu sağlık kuruluşundan geçici süreyle sağlanabilir."

Prof. Dr. Pala'nın yazısı şöyle devam ediyor:

"Bursa'da bir başka özel hastane Kovid-19 olup olmadığını öğrenmek isteyenleri (Bilimsel bilgilerle bağdaşmayan açıklamalar ekleyerek) 'Tomografi' çektirmek üzere hastanelerine çağıran SMS gönderiyor.

Oysa tomografi bir tarama testi değil, gereksiz çekilmesi halinde gereksiz radyasyon dozu alınarak kişinin sağlığına zarar verme potansiyeli var.

'Evde kal' umurlarında değil, toplum hareketliliğinin kısıtlanması umurlarında değil; pandemi mücadelesine katkıda bulunmak için uğraş vermek bir yana, insanları eksik/yanlış bilgilendirmekten çekinmeyerek para kazanmak peşindeler."

Prof. Dr. Pala açıklamasını şu çağrıyla sonlandırıyor:

"Bursa Tabip Odası gerekli girişimlerde bulunacaktır, umarım İl Sağlık Müdürlüğü de gerekli girişimlerde bulunur; bunları cezalandırır ve seslerini keser."

Umarız...

Koronavirüs mücadelesinde tabir caizse elini taşın altına koyan hastaneler de var, böyle taş koyanlar da!..

TIP FAKÜLTESİ, ŞEHİR HASTANESİ TEST YAPAMIYOR!

BURSA'DA KOVİD-19 TESTİ TEK MERKEZDE YAPILIYOR!..

Prof. Dr. Kayıhan Pala'nın sayfasında Tıp Fakültesi ve Şehir Hastanesi'nde koronavirüs testi yapılmadığına dair paylaşımlar vardı, kendisine bunları da sordum, anlattı:

"Bursa'da dün itibarıyla sadece İl Sağlık Müdürlüğü Halk Sağlığı laboratuvarlarında yapılıyor. Bildiğimiz kadarıyla dün itibarıyla bin 355 yataklı Şehir Hastanesi'nde de yapılmıyor.

Bursa Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi'nde de yapılmıyor. Oysa Tıp Fakültesi'nde hem cihazlar hem de yetişmiş personel var!

Yıllardır bu tür tahlillerin yapıldığını biliyoruz. Ama yetki verilmedi. Bursa'da kaç testin yapıldığını bilmiyoruz. Bazı hastanelerde doktorlar Kovid-19 şüphesiyle gelen hastalara yapılan test sonuçlarının çok geç geldiğini söylüyor.

Veri olmadan şeffaflık olmadan salgının nereye gittiğini tahmin etmek mümkün değil. Şeffaflık istiyoruz... Veriler elimizde olursa hangi önlemin uygulanabileceğine karar vermek mümkün olacaktır."

TTB, KESK, DİSK VE TMMOB'UN ORTAK TALEBİ

Prof. Dr. Kayıhan Pala, Türk Tabipler Birliği'nin DİSK; KESK ve TMMOB'un ortaklaşa imzaladığı 7 maddelik metne de atıfta bulundu.
Metinde salgın süresince; temel, zorunlu ve acil mal ve hizmet üreten işler dışında tüm işlerde çalışmanın durdurulması; işten çıkarmaların yasaklanması, ücretsiz izin verilmesi, küçük esnafın desteklenmesi, işsizlik maaşı ödenmesinin yanı sıra...

Kredi kartı borcu da dâhil tüm banka kredilerinin; elektrik, su, doğal gaz ve iletişim faturalarının faizsiz ertelenmesi; özel ve sağlık kuruluşlarının kamu kontrolüne geçmesi, sağlık hizmetlerinin ücretsiz verilmesi talep ediliyor.
Son üç madde ise şöyle:

"Salgınla mücadele koordinasyonunda katı bir disiplin uygulanmalı, bilimsel yaklaşım ve bilgi paylaşımında açık ve şeffaf olunmalıdır. Güven kriteri haline gelen Kovid-19 testleri konusunda bilimsel-yaygın-hakkaniyetli ve sonuçların hızla açıklandığı bir işleyiş hâkim kılınmalıdır.

Başta hekimler, sağlık ve belediye çalışanları olmak üzere tüm zorunlu işlerde koruyucu ekipman başta olmak üzere tüm eksiklikler giderilmeli, herhangi bir aksama yaşanmayacağına dair güven verilmeli ve bu işlerde çalışan herkes düzenli olarak testten geçirilmelidir.

Salgın dönemlerinde dezavantajlı kesimler olarak kabul edilen; hiçbir geliri ve birikimi olmayan yoksullar, göçmenler ve tutuklu-hükümlüler için yaşamlarını ve sağlıklarını koruyacak fiili ve yasal düzenlemeler hayata geçirilmelidir."